Hoş Geldin Bahar Gelin

Sen sanıyor musun ki ey bahar, geldiğinde sadece gönlümüzü şen eyleyip, avutuyorsun? Senin gelişin bize, düştüğümüz yerden yeniden kalkıp yürüyebilmeyi, her türlü güçlüğe rağmen ayakta kalabilmeyi hatırlatıyor.

Öznur GÖRÜR KISAR

   Hoş geldin bahar.

   Bu sefer seni her zamankinden çok bekledik, gelmeni çok istedik. Yeşilin her tonu ile, toz pembe çiçeklerin ve içimizi sıcacık ısıtan bütün renklerinle öyle güzelsin ki. Biliyoruz, bize çok iyi geleceksin. Gönlümüzün yaralarını büyük bir şefkat, merhamet ve rikkat ile sarıp sarmalayacak ve iyileştireceksin. Her tomurcuğun, çiçeğin, kalbi kırıkların ellerine bir parça umut, kucaklarına adeta sevgili mektubu gibi taze bir sevinç bırakacak, bir muştu olacak varlığın. Sevdalı gönüllere bir avuntu; bir papatya falının seviyor çıkma ihtimali gibi ferah, taze bir neşesin.

   Karlı dağların omuzlarından dökülen beyaz bir duvak gibi papatyaların. Sümbülünle başımızı döndürüp, nergisinle hayran bırakıyorsun. Zümrütten renklerinle, tüm güzellikleri ayaklarımızın altına sermeyi çok seviyorsun. Bir Acem halısı misali ipekten, narin bir örtü gibi adeta. Bilir misin kalbimizi nasıl çalıyor o coşkun, nasıl heyecanlandırıyor bizi acemi bir aşık gibi, o görkemli gelişin. Ya o çağırdığın kuşlar, ah o kuşlar. Sanki her cıvıldayışları maşuğuna nazlı bir çağrı gibi aşığından. Öyle güzel ki şen şarkıları sarıyor insanın tüm benliğini. Kışkırtıcı bir cıvıltı, bir hayat neşvesi, bir cennet çağıltısı, bir çocuk sevinci her biri.

   Sen sanıyor musun ki ey bahar, geldiğinde sadece gönlümüzü şen eyleyip, avutuyorsun? Senin gelişin bize, düştüğümüz yerden yeniden kalkıp yürüyebilmeyi, her türlü güçlüğe rağmen ayakta kalabilmeyi hatırlatıyor. Tam umutsuzluğa düşecek iken, tüm kış boyu kupkuru dalları ağaçların, kara kuru bozkırların, boz dağların nasıl baharla birlikte bir anda yeşile büründüğünü, yaprağa, sürgüne, tomurcuğa dönüştüğünü hayretle görmüyor muyuz sanıyorsun? Elbette gözümüze, gönlümüze hoş gelen türlü güzelliklerin, ruhumuzun da yönünü bahara çeviriyor. Bize biz olarak yeniden bir varoluş gayretini, yeniden başlama azmi ve heyecanını, en umutsuz anlarda dahi var olabilmeyi hatırlatıyorsun ey bahar. Mevsimlerin tüm döngüsü, bizim de gönlümüzün, kimi zaman kışa dönük, küskün kimi zaman yaz gibi sımsıcak, bazen ise sonbahar gibi hüzne düçâr ya da bahar gibi şen, adeta düğün bayram gibi olabilmesi demek.

     Her şeye yeniden başlayabilmenin adıdır; bahar. Olan biteni geride bırakıp tazelenebilir, yeni baştan doğabilirsin demek açıkça. Umutsuzluğa sessiz, fakat fevkalade bir haykırış, muazzam bir başkaldırı, tam bir manifestodur.

  Ah o coşkun gelişin ile bizi mesrur edip güldürüp, sevindiren esrarlı mevsim. Gidişin ile yürek yakan, hüzne boğan sevgili. Sen şimdi gelip bizim gönlümüzü çelip, bütün dengemizi alt üst edip, tüm ayarlarımızla oynuyorsun ya, aşk olsun. Vefasız bir sevgili misali bizi kendine alıştırıp, kısacık ömrünle bizi bu vefasız dünyada çarçabuk bırakıp gidiyorsun. Yeniden başka bir baharı beklemek düşüyor bize öylece. Değil mi ki beklemek kaderimiz, bekliyoruz… Bekleriz elbet, ömrümüz hep bir bekleyişler döngüsü. Sen hep naz makamı, biz ise sabırla bekleyeniz. Issız bir çölde susuzluktan dili damağı kurumuş, saatlerdir suya hasret bir yolcu gibi gönlü aşk ateşi ile kavrulmuş, ayrılık acısı bağrını yakmış bir aşık gibi hasretle, sevgiyle, aşkla bekleriz biz seni. Sen hep gel olur mu?

  Biz kara kışlardan yorulup, dizlerimiz mecalsiz, gönlümüz yorgun, gözlerimiz yolda kalmışken, hep böyle gel, yetiş ey bahar. Gönlümüzün bütün köşeleri tüm kış ışıksız, buz tutmuş, karanlıklarda kalmışken, gel ısıt kalbimizin tüm odacıklarını, ışısın, ısınsın her bir kıyısı, köşesi.

  Sen hep gel, gel ki serin akşamlarında bir iğde ağacının altında oturup, lacivert gökyüzünün şenlikli halini seyre dalalım. Esen hafif rüzgâr kimi zaman içimizi ürpertsin, ben de buradayım der gibi. Ateş böceklerinin sesi sohbetlerimizi bölsün biraz, ziyanı yok. Çocuklar sevinçle çığlık çığlığa oradan oraya koşuştursun. Değil mi ki sen geliverince biz de senin şımarık birer küçük çocuğuna dönüşmüyor muyuz? Sen ise şefkatli ellerinle saçlarımızı okşuyorsun getirdiğin tüm güzelliklerle. Dünyanın tüm yükü, derdi, tasası kısa bir süreliğine uçup gidiyor hatırlarımızdan. Başka türlüsü inan çok zor. Gözlerimiz yollarda bekletme bizi olur mu? Bahar gelin sen hep gel, gönlümüzü şarkıların ile şen eyle olur mu?