Hiçbir gücün işgal edemeyeceği bir diriliş ruhudur, Kudüs. Tutsak edildiği düşünüldüğünde bile arzın her zerresine dem be dem özgürlük muştusu yayan tatlı bir esintidir.
Kemal Mansur

Kudüs şehirlerden bir şehir değil anlamların, değerlerin, kavgaların mezc olduğu kutlu bir anıttır. Mesrur hatıralar yanı başında trajik anıları besler Kudüs’ün sokaklarında. Vuslat, kalbi avucunda bir hüzündür bu sebepten burada. Ayrılışlar yedeğinde umuttan bir parça taşır hep. İnsan tarihinin/ talihinin bir özetidir, kadim şehir…
Vahyi hafızanın tuttuğu bir güncedir Kudüs. Peygamberlerin peş peşe terennüm ettiği kutlu nakarattır. Davut, Süleyman, Zekeriyya, İsa (Selam olsun cümlesine) kutlu nefeslerini ölümsüz bir sevda ile bu mübarek şehrin silüetine gergef işler gibi işlediler. O nedenle Kudüs her daim Müslümandır. Gelenin gidenin kimlik ve niyetinden bağımsız olarak bu böyledir.
Kutlu nebiyi (s.a.v) asude bir gece vakti mübarek yükseliş/ yüceliş yolculuğuna uğurlayan ve heyecandan her dem asılı kalmış asil arz parçasının adıdır Kudüs. O Kudüs’ü sever, Kudüs de O’nu sever. Bunun bir nişanesi olarak şu anıtsal mührü hediye etmiştir inananlara: “(İbadet için) sadece üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî ve Beytü’l Makdis (Mescid-i Aksa)…”
Kudüs berekettir. Kitab-ı Kerim etrafıyla beraber mübarek kılındığına dikkatlerimizi çekerken Kudüs’e yüklememiz gereken anlamın formülüne işaret ediyor.
Hiçbir gücün işgal edemeyeceği bir diriliş ruhudur, Kudüs. Tutsak edildiği düşünüldüğünde bile arzın her zerresine dem be dem özgürlük muştusu yayan tatlı bir esintidir. İşgalcilere hiçbir biçimde hiçbir dönemde boyun eğmedi, eyvallah etmedi. Gah bir mısra oldu, gah bir yumruk oldu an geldi som acılardan bir haykırış…
Muvahhidlerin elinde insicamın, paylaşımın, bahtiyarlığın tadı hâlâ damaklarda duran eşsiz örnekliklerini sundu Ademoğullarına. Tabiatın tüm renkleri gibi insanlığın tüm renkleri mübarek bir harmoni içerisinde selamın tonlarını yansıttı.
Kudüs’ün en mutlu anlarından biridir Ömer (r.a.)’in bir fatih gibi değil bir muvahhid gibi apansız ufukta göründüğü an. Zeytin yaprakları hâlâ o anın anısına bestelediği ezgiyi mırıldanır…
Kudüs bir turnusol kağıdıdır. İnsanlığın içinde bulunduğu ahvali bire bir yansıtır. Dünyaya hâkim atmosferin karakteri hakkında dolaysız anlatımlarda bulunur. Kudüs’ün simasına itminan hakimse dünya barış içerisinde adil bir mekandır. Lakin hazin ise nazarları, dünya yaşanılır olmaktan çıkmış, azılı cellatların tasallutuna girmiş demektir.
Kudüs vicdandır.
Asla yalan söylemez.
Kudüs’ün avuçlarımızın içinden kayıp gitmesinden beridir dünya ağlıyor. Her geçen gün daha bir acılaşıyor feryadı. Kudüs’ün acıları dünyayı kasıp kavuruyor, dünyanın yaşadığı zulüm pratikleri Kudüs’ün yüreğini dağlıyor. Küresel zulüm sistemine vaziyet eden aşağılık anlayış ve aparatları kutsal kenti güç ve hile ile temellük etmeye devam ediyor.
Lakin Kudüs’ün çocukları bu ‘gerçeği’ asla kabullenmediler, kabullenmeyecekler. Onlar Ömer’in, Selahaddin’in bir adım ilerilerinde olduğunu biliyorlar. Üretilmiş ‘gerçeğin’ illüzyondan öte bir anlam taşımadığını hepimize anlatmaya çalışıyorlar.
‘Siyonizm bir ahtapottur’ diye haykırıyorlar hep bir ağızdan. Lakin besicisi sensin ey ümmeti merhume. Tembelliğinin seri ürettiği bahane putu en leziz gıdasıdır onun.
Ahtapotun ‘hayatı kolaylaştıran’ ürünlerine gıpta nazarıyla bakmayı sonlandırmadığın sürece Kudüs senin için nostaljik-turistik bir mekân olmaktan öte gidemez.
Hasılı, imamesi/ liderliği kopuk tesbih taneleri gibi bölünmüşlüğün en trajik formlarını yaşayan Muhammed (s.a.v) ümmetinin duçar olduğu kaotik pratiğin bir sonucudur iliklerimize kadar hissettiğimiz hüzün. Maddi imkanlarla mücehhez bir ümmetin Kudüs’ün canlandırıcı ve toparlayıcı ruhunu kaybetmiş olmasının çıktısıdır manşetlere yansıyan.
Kitabı, hesabı, tedebbürü, tezekkürü, planı, programı, cehdi, cihadı dünyevileşmenin ayartıcı koridorlarında kaybedişimizin utancıdır diplomatik metinlere yansıyan.
Tarihin kaylule vaktinde yaşıyoruz, bir an evvel uyanmalıyız uyarısını yapıyor cümlemize kadim kentin yürek parçalayan yalnızlığı.
Çünkü özgürlüğün/onurun/kavganın/vefanın mücessem anıtıdır yeryüzünde Kudüs.
Kudüs’ün yalnız bırakıldığı bir dünya her anlamda ıpıssızdır…
Kudüs İstanbul’un sırdaşıdır,
Kudüs’ün uykusuz geceleri Payitahtın göz uçlarından damlar.
İstanbul uyanıksa korkuya mahal yok.
İstanbul’u uyanık tutalım o halde…
Uyanık kalalım o halde…