Bregenz’de Kermes Yoğunluğu

Kermes, cami ile gençlik merkezinin arasındaki otopark alanına kurulacaktı. Otoparkın camiye yakın kısmında yemeklerin yapılacağı standlar yerleştirilecek ve geriye kalan kısma büyük çadır kurulacaktı. Çadır kurulumunda herkes bir işin ucundan tutarken ben de destek olmaya gayret etmiştim.

Zübeyir ŞEKERCİ

Fotoğraf: Zübeyir Şekerci

Geçen sene Bregenz’e geldiğim zaman dönüş biletim kermes vaktine uygun olmadığı için bir miktar üzülmüştüm. Zira cami merkezli faaliyetlerini gözlemlediğim ve gözlemler sonucu ümitlendiğim ATİB (Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği) Bregenz’in kermes organizasyonunu bir hayli merak ediyordum. Rabbim nasip etti tam bir sene sonra kermes organizasyonuna da şahitlik edebildim. Bu sefer bileti kermese göre almıştım, üç gün sürecek olan kermesin hazırlık aşamasından kapanış faslına değin tanıklık şansım oldu.

Kermes, cami ile gençlik merkezinin arasındaki otopark alanına kurulacaktı. Otoparkın camiye yakın kısmında yemeklerin yapılacağı standlar yerleştirilecek ve geriye kalan kısma büyük çadır kurulacaktı. Çadır kurulumunda herkes bir işin ucundan tutarken ben de destek olmaya gayret etmiştim. Camiden abiler, çadır kurulurken bana mütemadiyen takılıyorlardı. “Türkler, Türkiye’dekileri kast ederek, bu kadar sistemli olamazlar”, “Bir haftada kurarlar, ikinci haftada yıkılır”,  “Türk ya, hemen kaytarıyor” gibi latifeler esasında Türkiye’de yaşayanlara karşı bir kanaatin yansımalaraydı. Nitekim farklı meseleler üzerinden benzer  ifadeler işitmiştim. Elbette bizim gurbetçilere karşı olan ön yargılarımız olduğu gibi burada yaşayan ve doğup büyüyen Türklerin de bizlere karşı ön yargıları söz konusu. Bu bir başka yazının konusu deyip geçelim.

Kermes organizasyonunda herkesin görevi belliydi. Kimisi hamsinin başında, Akdeniz’den geliyormuş, kimisi kasada, kimisi de Adana’daydı. Benim net bir görevim olmadığı için joker olarak hareket ettim. Önce bir süre çiğ köfte standındayken daha sonra kasada görevli Salih abinin yanına geçmiştim. Cami derneğinin başkanı Yaşar abi beni görünce çay standına yönlendirmişti. Orada verilen görevi yerine getirmeye çalıştım.  Çaydan sorumlu Karadenizli abi “telefona bakma” diyip takılıyordu. Bir süre sonra oradan başka bir standa yönlendirmişlerdi. Kermesin ilerleyen vakitlerinde daha önce ATİB Gençlik’te gördüğüm “Avusturya’da İslamafobi” konulu bir eserin müellifi Tarkan Tek hocayla tanıştım. Psikolog olduğumu öğrenince konu alandaki isimler üzerinden gelişmişti. Avusturya’yı anlamak için Viyana ve çevresini gezmem gerektiğini söylemişti. Sonrasında irtibatlaşmak üzere vedalaşmıştık. Avusturya’da bir cami kermesinde akademisyeninden bürokratına, işçisinden işverinine değin birçok farklı insan profilini görebilirsiniz. Zira Müslümanların bir araya geldiği böylesi bir organizasyon adeta bir buluşma merkezine de dönüşebiliyordu. Kermesin sonuna doğru çay standında beraber çalıştığımız Coşkun abi mesleğimi öğrendikten sonra Kanıt filminden “danışan” kelimesinin iğretiliğine değin alana dair birçok konuda fikir beyan etmişti. Tatlı sohbetin ardından ilk günü nihayete erdirmiştik.

İkinci gün çok fazla iş yapmama rağmen kermes kalabalığı gözlerimi yormuştu. Kermese sadece Türkler değil Avusturyalılar, Afrikalılar ve Almanlar da ilgi gösteriyordu.  Yabancı müşterilerin Adana dürüme ve hamsiye olan ilgileri yoğundu. Adana telaffuzunu artık öğrenmiş olmaları kültürel bir etkileşimin kanıtı niteliğindeydi sanki.  Kermesin son günü stabil bir yoğunluk vardı. Gönüllü kermes çalışanlarının iş mesailerine göre birtakım görev değişiklikleri oluyordu. İnsanlar kermes gününe göre yıllık izinlerinden kullanırken fedakarlığın ne demek olduğunu hatırlatıyordu. Rabbim ecirlerini artırsın.

Avusturya’da cami kermesleri çok ciddiye alınıyor. Birlikteliğin, aidiyetin, infakın ve sosyalleşmenin tezahür ettiği bu organizasyon, mevcut siyasi yönetimler tarafından da takip edilip gözlemleniyor. Bregenz belediye başkanı tam da bu yüzden ziyaret etmişti kermesi. Azınlık olarak bulunan Müslümanların görünür olduğu bir organizasyon elbette gözlemlenmeliydi. Bu sayede mevcut azınlık hakkında kamudaki tutumlarına karşı bilgi sahibi olunabilecekti. ATİB Bregenz’deki üç günlük kermes deneyimi bana birçok yönüyle çok şey katmıştı şüphesiz. Avrupa’daki azınlık konumundaki Müslümanların bereketli birlikteliklerine bir kez daha şahit olmuştum. Niyazımız odur ki, buradan tebellür eden bu birliktelik nice hidayetlere vesile olacaktır.