Filistin’de Bir Çocuk: Bizim Kendi Karikatüristimiz Var: Naci el-Ali

Naci el-Ali de Filistin’den sürüldüğünde tıpkı Hanzala gibi 11 yaşındaydı. “1948’den sonra çeşitli Arap ülkelerinde kendilerine uygulanan genellikle zalim kısıtlamalara katlandıktan sonra, Filistinli mülteciler ülkelerinin geri kalanının 1967’de İsrail tarafından yutulmasını uzaktan izlediler. Siyonist varlık işgal altındaki Filistin topraklarında yasadışı koloniler inşa etmeye devam ederken, komşu Arap devletlerinin rejimleri Filistinli mültecilere makul bir barınak sağlamada veya Filistin davasının samimi destekçileri olarak hareket etmekte başarısız oldular.

Elif ATABAŞ

            Türkçeye “Gazze’nin Dipnotları” olarak çevrilen çizgi roman kitabını, ilk defa Tuba Kor hocanın bir dersinde duymuş ve çok merak etmiştim. Yazar ve çizeri Joe Sacco da o dönem hayatıma girdi. Joe Sacco 1960 Malta doğumlu bir çizgi romancı. Ardından Saraybosna’ya geldikten sonra, yazarın aynı şekilde Bosna Savaşı’nın bir dönemini anlattığı çizgi romanı “Güvenli Bölge Goražde (1992-1995)” kitabıyla tanışacaktım. Bu yazımda ise sizlere Joe Sacco’nun ön sözünü yazdığı ve içinde Naci El-Ali’nin seçilmiş, Hanzala çizimlerinin olduğu “Filistin’de Bir Çocuk” (A Child in Palestine) kitabından bahsetmek istiyorum. Bildiğim kadarıyla eser henüz Türkçeye çevrilmedi. Her bir çizimde Naci El-Ali’nin dünyasında Ortadoğu coğrafyasında olan bitenlerde kaybolacağınız bu eserin takdimini Joe Sacco’dan dinleyelim:

“Filistinli karikatüristlerin en ünlüsü olan ve adını duymamdan birkaç yıl önce Londra’da suikasta uğrayan Naci el-Ali’ye bir vefa borcum var. 1990’ların başında Filistin çizgi roman serisi için işgal altındaki topraklara ilk seyahatimde, Filistin’in ev sahiplerine hikayelerini çizimler ve karikatürlerle tasvir edeceğimi söylerken, yaşadıklarını önemsizleştirdiğimi düşünürler mi acaba, diye biraz çekindiğimi itiraf etmeliyim. Fakat sonrasında endişelenmeme gerek olmadığını anladım. Yapmak istediğimi söylediğimde, genellikle yüzlerinde anlayışlı bir gülümseme belirdi. Elbette, dediler. Bizim de kendi karikatüristimiz var zaten, Naci el-Ali. Kendisinden derin bir saygıyla söz ediyorlardı. Sonra onun ikonik karakteri Hanzala ile tanıştım, yoksul ama dik duran Filistinli bir çocuk, her zaman sırtı izleyiciye dönük, İsrail zulmünün veya Arap ikiyüzlülüğünün hüküm sürdüğü bir dünyayı izliyordu.”

“Hanzala’nın babası, Naci el-Ali. 1936 veya 1937’de Filistin’in Celile bölgesindeki el-Şecerah köyünde doğdu ve İsrail’i yaratan 1948 savaşında yüz binlerce Filistinliyle ülkesinden kovuldu. Ailesiyle güney Lübnan’daki Ayn el-Hilveh mülteci kampına yerleşti. Sefalet ve zorlukların ortasında zihnen hızla büyüyen Ali, daha sonra şöyle diyecekti: “Neler olup bittiğini, bölgemizdeki tüm kargaşayı fark ettiğim anda, bir şekilde katkıda bulunmak için bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim.”  Sonrasında yaşadığı hayal kırıklıklarını katıldığı yürüyüşlerde ve gösterilerde dile getirdi ve bu nedenle bazen hapishaneye düştü. Hücrelerinin duvarlarında ve parmaklıklar ardında geçirdiği o dönemlerde, sanatsal duyarlılığına uygun, kendini ifade etme şekli olarak politik çizimler yaptı. Mülteci kampının duvarlarını da aynı şekilde süslemeye başladı ve devamında maddi imkânları bitene kadar, kısa bir süre Lübnan Sanat Enstitüsü’ne gitti. 1960’larda yakın zamanda bağımsız olan Kuveyt’e göç etti ve Hanzala’yı ilk orada çizdi. Lübnan’a döndüğünde Es-Safir gazetesi için çizim yapan Naci al-Ali, Hanzala’yı karikatürlerinin ön planına koydu ve sadece İsrail’in baskı ve şiddet sahnelerini değil, aynı zamanda Arap yolsuzluk ve eşitsizliğini de çizmeye başladı. Orta Doğu’nun ezilenlerine sertçe saldıran herkes el-Ali’nin hedefiydi artık. “Benim işim halk için, kamplarda, Mısır’da, Cezayir’de olan halkım için, görüşlerini ifade etmek için çok az çıkış noktası olan bölgedeki yoksul Araplar için konuşmaktı.” diyecekti.  Bunun için çizimlerinde kullandığı Hanzala’da hayranlarını memnun eden şey ise onun sessiz duruşuydu. Kolları arkada bağlı Hanzala, her şeyi izleyip kaydediyordu adeta. Fakat el-Ali’nin çalışmaları uzun süredir Arap elitlerinin tüylerini diken diken ediyordu. Kuveyt’ten kovuldu ve Londra’ya taşındı. Artık el-Ali ünlüydü. Karikatürleri Arap dünyasında ve Londra’da yayınlandı. Ölüm tehditlerine rağmen çizmeye devam etti. 22 Temmuz 1987’de, Kuveyt gazetesi Al-Qabas’ın Londra ofisine girerken bir saldırgan tarafından kafasından vuruldu. Beş hafta komada kaldı ve sonra elli yaşında bu dünyadan göçtü. Hanzala ise, bundan sonra daha çok şeye şahit olacaktı. (Joe Sacco – Ocak 2009)

            Kitabın editörleri karikatürleri beş başlık altında sınıflandırmış. Şimdi bu başlıklara ve birkaç örneğe bakalım. Daha fazlasını kitapta bulabilirsiniz.

  1. Filistin

“Naci al-Ali’nin eserleri her zaman hakikati gösteren bir pusula gibiydi ve o hakikat her zaman Filistin olacaktır.” (Iraklı şair Ahmet Matar)

“Yirminci yüzyılın ilk yarısında Filistin’in yerli halkına yapılanların farkında olmayanlar, yalnızca Naci al-Ali’nin karikatürlerini değil, aynı zamanda bugün olduğu gibi tüm Orta Doğu’nun durumunu anlamakta zorluk çekeceklerdir.” 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden soykırımın aslında 7 Ekim’den çok önce başladığı, kitabın ilk kısmında uzun uzun anlatılmaktadır.

Naci el-Ali de Filistin’den sürüldüğünde tıpkı Hanzala gibi 11 yaşındaydı. “1948’den sonra çeşitli Arap ülkelerinde kendilerine uygulanan genellikle zalim kısıtlamalara katlandıktan sonra, Filistinli mülteciler ülkelerinin geri kalanının 1967’de İsrail tarafından yutulmasını uzaktan izlediler. Siyonist varlık işgal altındaki Filistin topraklarında yasadışı koloniler inşa etmeye devam ederken, komşu Arap devletlerinin rejimleri Filistinli mültecilere makul bir barınak sağlamada veya Filistin davasının samimi destekçileri olarak hareket etmekte başarısız oldular. Bu nedenle El-Ali’nin açıkça belirttiği gibi, “Hanzala’nın asla yaşlanmasına izin vermedi, çünkü bu mültecilerin içinde bulunduğu zor durumu normalleştirmek demekti.

Bu bölümdeki karikatürler, bir çocuğun net, yılmaz vizyonundan daha fazlasını paylaşıyor. Farklı şekillerde, Filistinlilerin ortadan kaybolmayı reddetmelerinin ve kendi tarihlerini kayıt altına alıp yazma konusundaki ısrarlarının masum ve sarsılmaz bir ifadesini temsil ediyor:

1948’de İsrail tarafından kovulduklarında Filistinliler evlerinin anahtarlarını sakladılar. Burada, Hanzala vatanını hayal ediyor; dikenli tellere takılan anahtarlar, İsrail’in Filistinlilerin geri dönüş hakkını reddedişini simgeliyor. (Ocak 1974)

Bir gün Filistinlileri vatanlarından ayıran dikenli teller dönüştürülecek ve Filistin halkının acısı sona erecek. (Mart 1981)

  1. İnsan Hakları

Bu bölümde vatanlarından kovulan ve bir gün içinde mülteci konumuna düşen Filistinlilerin, gittikleri komşu ülkelerde var olan mezhepçilik ve ayrımcılık gibi olumsuz şartların yanında bir de bu ülkelerde Filistinli olarak yaşamanın zorluğu anlatılıyor. Arap dünyasındaki siyasi istikrarsızlıklar, petrol zenginliğine rağmen halkın yoksulluğu ve insan hakları konusundaki birçok yetersizlik Naci el-Ali’nin keskin kalemine konu oluyor.

Haklarını talep eden Arap vatandaşlar, güçlülerin gözünde bir tehdittir. (Eylül 1980)

(Sağdan sola) Dün, bugün, yarın: Kadın hakları muhafazakâr Arap elitler tarafından engelleniyor. (Ocak 1985)

  1. ABD Hakimiyeti, Petrol ve  Arap İşbirliği

Nakba’dan sonra Körfez petrol zenginliğinin ortaya çıkmasıyla; çiftliklerinden, köylerinden ve şehirlerinden yeni sürgün edilen birçok Filistinli, Körfez Arap devletlerinde kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalıştı. Bunlardan Kuveyt, 1960’ların sonunda, ABD çıkarları için giderek daha önemli hale geliyordu. O zamanlar Kuveyt’te bulunan Ali bu değişime yakinen şahitlik ediyordu. Naci el-Ali, ABD’nin bölgeyi kontrol etmeye çalıştığını ve nedenini anlamıştı. “Dünya petrol ticaretinin dinamiklerini değiştiremediğimiz için, en azından Arap yönetici elitlerinin ülkelerinin egemenliğini ve kaynaklarını, Batı’nın rejimlerini koruması karşılığında nasıl takas ettiklerine dair dürüst tanıklar olabiliriz.”

Arap petrolü İsrail savaş uçaklarına ulaşıyor: Petrol siyaseti, değişim olasılığının boynuna dolanan bir ilmektir.” (Haziran 1981)

Sam Amca Orta Doğu’nun (Irak-İran Savaşı) yandığını gördüğünde, yağmurun yangınları söndürmemesini sağlamak için şemsiyesini kullanır. (Ekim 1980)

  1. Barış Süreci

Burada, Naci el-Ali’nin Filistin Kurtuluş Örgütü başta olmak üzere, Filistin adına yürütülmek istenen politikaları eleştirildiğini görüyoruz. Bu bölümde özellikle Oslo sürecinde en temel mesele olan “Mültecilerin Geri Dönüş Hakkı” çözülmeden, bir barıştan söz etmenin mümkün olmadığı vurgulanmaktadır. Bir sanatçı için nadir görülen siyasi bir zekâ sergileyen el-Ali, dünyanın en büyük güçlerine, Filistinlilerin haklarını savunmak için güvenilemeyeceğini çok iyi anlamıştı. Çarpıcı bir şekilde, bu bölümdeki karikatürlerde, Henry Kissinger’ın bölge siyasetinde oynadığı ikiyüzlü kişisel rolü açıkça görülmektedir. Ayrıca el-Ali, yeni elde ettikleri petrol zenginliğiyle Arap devletlerinin ve müttefiklerinin Filistinliler için bir barış anlaşması sağlayabileceğine de inanmıyordu.

Filistinli bir gerilla, İsrail ile çekişme halinde olan sayısız Arap hükümetinin yardımına koşar, ancak onların teslim olduğunu ve sadece kendisinin ipi tuttuğunu görür. (Ocak 1970)

Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat 1978’de Camp David müzakere masasına otururken, İsrail gizlice Filistin halkının haklarını sömürüyor. (Şubat 1979)

  1. Direniş

Bu bölüm dergimizin bir önceki sayısında bahsetmiş olduğum “Sumud” yani direnişin sanata yansıması olarak karşımıza çıkıyor. “Her zaman Batı destekli askeri üstünlüğe sahip olan bir düşman tarafından yenilmiş olan Filistinlilerin görsel bir kültüre olan ihtiyacı, Nakba’nın ilk günlerinden itibaren çok şiddetli bir şekilde hissedildi. Devamında el-Ali’nin çizimleri hızla Arap dünyasında Filistin hareketinin bir sembolü haline geldi. Filistinli mültecilerin gerçeklikleriyle ilgilenen ve günlük gazetelerde yayınlanan el-Ali’nin çalışmaları edebiyat salonlarının ötesine geçip kamu bilincine ulaşabildi. Hanzala’ya olan ihtiyaç, mülteci olarak doğan ilk nesil Filistinlilerin dünyaya gelmesiyle daha da önemli hale geldi.

Filistin bayrağını sallayan Hanzala, Arap teslimiyetinin beyaz bayraklarıyla dolu bir İsrail petrol varilini deviriyor. (Mayıs 1982)

Filistinlinin gururlu, kararlı yürüyüşü, özgürlük, geri dönüş ve adalet hedeflerinin gerçekleşmesini kesinlikle güvence altına alacaktır. (Temmuz 1986)

Terk edilmiş bir manzarada, Filistin bayrağını taşıyarak meydan okuyan bir el, kayalık zeminden fırlarken yeni bir baharı simgelemektedir. (Mart 1982)

Kaynak:

Al-Ali, Khalid. (2009). A Child in Palestine, The Cartoons of Naji al-Ali With an introduction by Joe Sacco, Verso Books, London.

Elif Atabaş: Viyana Ekonomi Üniversitesi mezunu. İşine ara vermiş tam zamanlı bir anne ve ev hanımı. Okumayı ve yazmayı seven bir blog yazarı. https://balkandays.blogspot.com/