Fransa’nın Afrika’daki Son Tangosu

Batı’nın hâlâ bu ülkelere kafa tutup tehditler savurması, parmak sallaması mazlumları işgalcilere ve sömürgecilere karşı daha çok bir araya getirmeleri için bileyip bilinçlendiriyor.  Sömürülen ve köleleştirilen ülke insanlarının yüreklerinde asırlarca direnen sabır taşı artık çatlamak üzere. Öfke fırtınaları kısa zamanda korkutanların korkusu olmaya başlayacak. Arif ALTUNBAŞ Krizler fert ve toplumlar için radikal eleştiri ve sorgulamalara sebep olur ve zemin hazırlar. İnsan krizlerle yüzleşmedikçe krizlerin sebebinin kendisi olduğunu anlamakta zorlanır. İnsan hastalığı görmeyince sağlığın, düşmanlığı görmeyince dostluğun, yalanı görmeyince hakikatin, batılı görmeyince Hakkın kıymet ve kadrini bilmez. İlle de kafasını duvara vuracak, burnunu yere sürtülecek ki gerçeklerle yüzleşebilsin. İnsanı tarif eden yaradan onun, “En mükemmel bir…

Okumaya devam edin Fransa’nın Afrika’daki Son Tangosu

Kutsal Batı İttifakı ve İsrail

Uluslararası güç odaklarının çıkardıkları kıstas ve yasalara göre; dünyanın birçok ülkesinde mazlum görülen, gösterilen, öyle kabul edilen yeryüzünden kovulan bu lanetli azgın azınlık, işgalci, saldırgan, soykırımcı faşist Hitlercilerden hiçbir farkı yok.  75 yıldır Filistin'de yaptıkları kanunsuz ve hukuksuz işgal ve istila, insanlık dışı saldırı ve katliamları dünya kamuoyundan gizleyen devletler ve medya organları onların tüm zulümlerine fiilen ortak olmaktadırlar. Arif ALTUNBAŞ Tarih boyu Babil’den kovulan, Mısır’dan sürgün edilen, İspanya’dan atılan, Polonya’da Holokost çiftliklerinde hayvan muamelesi gören, Hitlerin gaz odalarında Nürnberg’te zehirlenip fırınlarda yakılan, nerede bulunursa orada sorgusuz sualsiz katledilen, yaşadığı her ülkede lanetliler listesinin en başında yer alan, her türlü kötü muameleye layık görülen bu…

Okumaya devam edin Kutsal Batı İttifakı ve İsrail

Allah’ın Rengine Boyanmak

Gerçek Müslüman olmak gecenin şahidi ve şehidi olmaktır. Müslüman bir şahsiyet ve hareket sahibi olmak, Allah’ın rengiyle boyanmaktır. Arif ALTUNBAŞ Allah ve Allah’ın taraftarlarının tarafında olmak, İslami bir kişiliğe, kimliğe, özelliğe, güzelliğe sahip olarak örnek bir insan, ahlak, karakter ve şahsiyete sahip olmakla olunur. Müslüman olarak benim tarafım; Allah’ın benim için seçtiği Hak ve hakikatin kendisi olan Kur’an ve Sünnet’in tarafıdır. Bütün renkler ve onların tonları, özellikleri, güzellikleri ve incelikleri, özünü İslam’dan alır. İslami şahsiyet sahibi olan insan, ruhunu ve bedenini İslam’ın bu özellikleriyle donatır. Hiçbir rengin, ırkın, soy-sop ve milletin diğerine karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. İnsanlar arasında üstünlük ancak Allah’a yaklaşmak ve en…

Okumaya devam edin Allah’ın Rengine Boyanmak

Afrika’nın Uyanışı

Amerika’nın en makbul insanları Anglosakson ülkelerinden gelen beyaz ırka ait vatandaşlarıdır. Cadde ve sokaklarda polis şiddeti ile öldürülen ve toplumun dışladığı siyah renkliler ve yabancılara yapılan muamele bugün bile ne insani ne hukukidir. Zenciler, Kızılderililer ve diğer Amerika yerlileri, halen en kötü şartlarda yaşayan ve muamele gören modern köleler, sığıntılar ve yabancılar olarak görülmektedir. Arif ALTUNBAŞ Bir devletin başka toplulukları, ulusları, devletleri; askeri, siyasal, ekonomik ve kültürel egemenliği baskısı altına alarak orada yayılması veya yayılmacı bir politika izlemesine kolonyalizm veya sömürgecilik denir. Sömürgecilik 15. asrın başlarında Avrupa devletlerince köle ticareti ile başlamış ve daha sonra Afrika ülkelerini işgal ve istilacı hegemonyal bir kimliğe büründürmüştür. İngilizler…

Okumaya devam edin Afrika’nın Uyanışı

Avrupa’da Müslümanların İzleri -II-

Avrupa’da Müslümanlar, radikal Hristiyan, aşırı sağcılar ve ırkçılarca istenmese de oradaki varlıkları ve eserleriyle Avrupa’nın bir parçası durumunda olmaya devam edeceklerdir.  Artık, onlar orada misafir işçi falan değiller. Her Avrupalı gibi o ülkelerin vatandaşları, iş verenleri, işçileri ve politikacıları durumundadırlar. Bundan sonra Müslümanları hesaba katmayan bir Avrupa düşünülemez. Arif ALTUNBAŞ Avrupa’ya Ulaşan Müslüman Dalgaları 1. İslami Dalga; Araplar İslam ordularının Hicaz’ın dışına çıkmaları yeni fetihlerin kapılarını araladı. Bizans İmparatorluğuna bağlı Süryani, Ermeni ve Kıpti Hristiyanların yaşadığı topraklar olan Suriye, Anadolu, Kafkaslar, Mısır ve Kuzey Afrika, Müslüman ordularca fethedilerek oralarda da İslamlaşma başladı. İslam ordularının 717 ve 718 yıllarında İstanbul’u kuşatmaları, güçlü Bizans savunması karşısında başarılı…

Okumaya devam edin Avrupa’da Müslümanların İzleri -II-

Avrupa’da Müslümanların İzleri -I-

Endülüs tarihi, Müslümanlar için ibretler ve derslerle dolu, okunması gereken çok büyük ibret sahneleri, kahramanlıkları ve fedakârlıklarının at başı yarıştığı bir trajedinin, yani; bizim tarihimizin hemen hemen benzeridir. Arif ALTUNBAŞ Giriş İlk defa Müslümanlar doğudan; 12. asırda ipek yoluyla ticaret amaçlı; Batı’dan 7. asırda fetih yoluyla Sicilya Adası ve Cebelitârık üzerinden İberik Yarımadası’ndan Batı Avrupa’ya geçerek Avrupa ile yüz yüze geldiler. Hz. Osman devrinde, (644-656) Kıbrıs ve Rodos fethedilmiş, Emeviler devrinde Malta, Mayorka ve Minorka (705-715), Girit (813-833) ve Sicilya (831-1094) adaları Müslüman Araplar tarafından fethedilerek ilk askeri, ticari, kültürel temaslar bu adalar üzerinden kurulmuştur. Daha sonra Müslüman Tatar tüccarları da Macaristan (Böszörmény)’da bir İslam…

Okumaya devam edin Avrupa’da Müslümanların İzleri -I-

Kudüs Sancısı

Ümmetin kırmızı çizgisi ve sınırları Kudüs’te başlar, tüm yeryüzünü kuşatır. Kudüs bir ailenin, sınıfın, dinin, devletin malı değil, sınıfsız ve sınırsız bir barış, kardeşlik ve esenlik yurdudur tüm insanlığın. Arif ALTUNBAŞ Ey peygamberler şehri Kudüs! Senin ululuğuna saygı göstermeyen dağ taş, nehir deniz, hayvan insan, yer gök, ay yıldızlar ve âlem utansın! Mekke ümmetin istikamet yönü, inanç ve iman ocağı, Medine eman ve tefekkür şehri Müslümanın sığınağı. Kudüs peygamberin ilk kıblesi, rükû, secde ve kıyam yurdu. Mekke ve Medine’den sonra o dalgalanan bir bayraktır gönlümüzde biteviye. Kudüs’ün boynu bükülürse Medine’nin omuzları, Mekke’nin eğilir başı, İstanbul’un gövdesi düşer yere. İnsanlığın onuru esir olur alçak ve şerefsizlere.…

Okumaya devam edin Kudüs Sancısı

Düş Gören Atların Ölümü

Mehmet Akif İnan, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Hasan Seyithanoğlu, Bahri Zengin, Zübeyir Yetik ve daha nice atsız adları da saymak gerekir bu koşunun içinde…  Koşanlar koştular veya koşuyorlar hâlâ kendi kulvarlarında bıkmadan usanmadan. Arif ALTUNBAŞ Atların, tarihte ilk önce Orta Asya bozkırlarında ehlileştirilerek binek ve savaş aracı olarak kullanıldığı bilinir. Onun için gerek günlük yaşantımızda gerekse kültür ve edebiyatımızda atlar her zaman insanla birlikte anılagelmiştir. Ruh ve düşünce dünyamızın çağlar boyu sürekli koşan, yarışan ve savaşan atları vardır. Dünya, o koşan atlar ve atlılar için dardır. Evimizde, yurdumuzda, ordumuzda ve medeniyetimizde atların insanımızla birlikte iç içe yaşadığını, hayatımızın bir…

Okumaya devam edin Düş Gören Atların Ölümü

Selçuklu Kartalı

Bir dev derin uykularından kalkıp esneyerek Çin Seddi’nden Adriyatik Denizi’ne, Kazan’dan Yemen’e kadar uzanan geniş bir coğrafyada uyanıyor. Bir millet, bir ümmet ayağa kalkmaya hazırlanıyor. Arif ALTUNBAŞ Tanrı Dağları beyazlara bürünmüş, ak saçlı, aksakallı, ak sarıklı bir Alperen gibi bütün heybetiyle dimdik karşımda duruyor.Alacakaranlığın arasından sessizce şafak sökerken, bütün zirvelerde milyonlarca yıllık tarihe şahitlik yapmış dağların zirvelerindeki masal perilerileriyle birlikte Manas Ata’nın ulusunu buradan kuşbakışı seyrettiğini görür gibi oluyorum. Dağların doruklarından kopup gelen sert rüzgârlar, tepelerden, vadilerden aşarak Kırgızistan’ın, Kazakistan’ın, Özbekistan’ın ve Asya bozkırlarının saçlarını tarayıp Hazar Denizi’nin sahillerindeki dağlar gibi köpüren dalgalarla kucaklaşıyor. Oradan da Hazar’ın karşı yakasındaki Kafkaslara uzanıyor. Bembeyaz karlarla bürünmüş bozkırlarda,…

Okumaya devam edin Selçuklu Kartalı

Bir Medeniyet Savaşçısı Olarak Sezai Karakoç

Üstat Sezai Karakoç’un izini izleyenlere geride bıraktığı mirasına sahip çıkmak, diriliş ocağını tüttürmek, diriliş meşalesini yanık tutmak, onun fikir ve düşüncelerini yaygınlaştırmak gibi bir sorumluluk düşüyor.   Arif ALTUNBAŞ Çizgi: Hasan Aycın  “Senin kalbinden sürgün oldum ilkin  Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği  Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında  Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim  Af dilemeye geldim affa layık olmasam da  Uzatma dünya sürgünümü benim’’ diyerek Üstat Sezai Karakoç, sürgünler ülkesinden başkentler başkentinden ebedi vatanına göçtü. İstikamet üzere olan diriliş yürüyüşü, hicreti ve Şeb-i Aruz’u kutlu olsun. “En sevgilisi” onu, en sevdiği makamlara kavuştursun.  Müslüman, mukaddesatçı, milliyetçi, vatansever, yerli ve milli kuşakların zihin ve…

Okumaya devam edin Bir Medeniyet Savaşçısı Olarak Sezai Karakoç