Rasim Özdenören’de Sinema

İnsanı anlamaya çalışan, insanı anlatmaya çalışan, çağa ve topluma dönük bir meselesi olan Özdenören, kendi ifadesiyle sinema delisi bir sinemaseverdi. Onun bu tutkusu, sinemanın karşı konulmaz bir icat oluşundan çok edebi görüşünün ve düşünme biçiminin sinemada neşvünema bulması olarak görülmelidir. Aşkın YILDIZ Düşüncenin, fikriyatın yok olmaya yüz tutmuş izlerini; anlamlarını yitirmek üzere olan mekânları, nostaljiye karışmış kıymetli zamanları ve özünden uzaklaşmakta olan insanı kelimeleriyle hece hece işleyerek bir araya getirmeye çalışan düşünür ve usta bir yazardır Özdenören. Hikâyeleri ve denemeleriyle insanı türlü halleriyle ele alabilen, çok farklı açılar ve bakışlar sunan çağdaş Türk hikâyeciliğinin önde gelen isimlerinden olan Özdenören sadece insanı değil, insanla beraber zamanı,…

Okumaya devam edin Rasim Özdenören’de Sinema

Sinema Felsefesi: Sinema ve Fenomenoloji

Sanatın gücü, insanın söylemek istediği her ne varsa onu daha etkili ve güçlü bir şekilde söyleyebilmesidir denilebilir. Bu anlamda sanatın kendine has bir dili, düzeni ve söylem şekli vardır. Aşkın YILDIZ Sinemanın anlatı kabiliyeti ve olanakları ortaya çıktığı ilk günden beri sürekli gelişmiştir. Bu gelişmede, teknik bilgi ve becerinin ilerlemesi kadar hiç şüphesiz sanatçı ve yönetmenlerin bakış açılarının da katkıları olmuştur. İlk yıllarda, sanat olup olamayacağı ve tiyatro, edebiyat ve plastik sanatlara göre konumu sorgulanan sinema; Lumiere Kardeşlerin kısa görüntülerinden başlayarak, Griffith, Kuleşov ve Eisenstein gibi yönetmenlerin montaj kabiliyetleri ile birlikte, ses teknolojisi ve daha birçok unsurla birlikte gelişip kendine has dilini oluşturarak 1930’ların yeni…

Okumaya devam edin Sinema Felsefesi: Sinema ve Fenomenoloji

Bir Teselli Ver’den Mor Salkımlı Sokaklar’a Arabeskin 90’ları

Arabesk müzik, aydın ve entelektüel kesimlerce “yoz müzik”, “dejenere” ya da “aşağı kültür” olarak görülmekten kurtulamamıştır. Devlet tarafından yasaklanmasına, kentli yerleşik insanlar ve aydınlar tarafından da yoz bir müzik olarak görülmesine ve kültürün dejenerasyonu olarak itham edilmesine rağmen milyonlarca insanın arabesk müzikle iç içe olması engellenememiştir. Aşkın YILDIZ 90’lı yıllar aslında hem bireysel hem de toplumsal olarak bir geçiş dönemini ifade etmektedir. Tüm dünyada yaşanan internet, bilişim, teknoloji gibi alanlardaki gelişmeler bu yıllarda ivme kazanmış ve hemen herkesi kuşatmıştır. Haberleşme, yayıncılık, radyo ve televizyon dünyasına dair gelişmelere, toplumların adaptasyon hızı yüksek bir uyum gösterdiği söylenebilir.  90’lı yıllar, analogdan dijitale, manuelden otomatiğe ve yerelden küresele baş…

Okumaya devam edin Bir Teselli Ver’den Mor Salkımlı Sokaklar’a Arabeskin 90’ları

Sosyal İkilem: Sosyal Medyada Olmak Ya da Olmamak

Sosyal medyada olmak ya da olmamak bugünün insanı için adeta varlık meselesi haline dönüşmektedir. Aşkın YILDIZ İçinde yaşadığımız mevcut dönem, insanoğlunun her anlamda geliştiği en yüksek fakat nihai olmayan noktadır. Hiç şüphesiz insanoğlunun sınırları zorlama ve aşma kapasitesi bu gelişimsel süreci devam ettirecektir. Tekniğin gelişmesi ve hayata adapte edilmesi çağlar boyu hayatımızı kolaylaştırmıştır. İletişim dilinin ve buna bağlı olarak kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşması uzakları yakın etmek gibi olanakları bize sunuyor. Ancak bu etkileşim ortamı, tüm kolaylıklarına ve avantajlarına rağmen insanlığa sadece iyilik getirmiyor. Bu anlamda kitle iletişim araçlarına eleştirel bir okuma getirmedikçe bu teknolojinin ne olduğu ve nelere mal olacağı ortaya çıkarılamaz. Sosyal…

Okumaya devam edin Sosyal İkilem: Sosyal Medyada Olmak Ya da Olmamak

Sinema ve Eğitim

Sinema ve eğitim başlığı, sinemanın eğitsel özelliği dolayısıyla birlikte anılmaya müsait bir konudur. Sinema, doğası gereği toplumları etkileyen ve aynı zamanda toplumlardan etkilenen dinamik ve aktif bir kitle iletişim ve sanat unsurudur. Aşkın YILDIZ İnsanın ancak ruhunun onayladığı şeyleri yaptığını ifade eden Mark Twain, başkalarına iyilik yapmayı ve faydalı davranışlarda bulunabilmeyi de ancak ruhun bu anlamda eğitilebilmesiyle mümkün olacağını söyler.  Twain, çok temel bir meseleden bahseder. Ona göre insan, iyilik yaparken bile sadece kendisini tatmin etmenin peşindedir. Salt iyilik diye bir şey yoktur ve yapılan iyilikler ya insanlara ya da en iyi ihtimalle dini olarak Tanrı’ya bir gösteriş içindir. Nihai olarak insan tüm yapıp ettikleriyle…

Okumaya devam edin Sinema ve Eğitim

28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Sinematik Söylem Yoksunluğu

28 Şubat ya da 15 Temmuz darbeleri üzerine film yapmak bahsi geçen sorunun çözümü değildir. Çözüm Türkiye halkının 27 Mayıs darbesinden beri birbirleriyle bağlantılı olan askeri ve siyasi ortamın toplum psikolojisini ne ölçüde ve nasıl etkilediğini gösterebilen sinemasal bir üslup ortaya koyabilmektedir. Aşkın Yıldız İnsanlığın 18. yüzyılda Endüstri Devrimiyle modern dünyaya gözlerini açtığı söylenebilir. Teknolojik gelişmeleri, sanayileşme ve kapitalizmi arkasına takan Endüstri Devrimi, sadece ticari ve ekonomik bir devrim değildi. Bu gelişme aynı zamanda üretim-tüketim ilişkisini hızlandıran ve buna sadece ekonomiyi değil her yönüyle insanı dâhil eden bir merhaleydi. Bu anlamda bilimsel, dini, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve sanatsal hayata kadar geniş bir yelpazede dönüşümün…

Okumaya devam edin 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Sinematik Söylem Yoksunluğu

Disconnect: İnternet Çağında Gençlikle İletişimi Kesmek

Her dönemin gençliği kendi yaşadığı toplumun psikolojisi, ilgisi, kültürü, teknolojisi ve siyasi ortamı gibi sebeplerle farklı bir tavır, tutum ve davranış şekilleri geliştirmiştir. Aşkın YILDIZ Gençlik deyince genelde toplumsal anlamda çözülmesi gereken bir problemden bahsediliyor gibidir. Oysa genç demek her anlamda gelecek vadeden büyük bir potansiyel demektir. Bu potansiyel olumlu anlamda olabileceği gibi tabi ki olumsuz da olabilmektedir. Gençlik, gücü, etkisi, enerjisi, güzelliği, aklı, ruhu ve bedeniyle yaşam içindeki en önemli dönemdir denilebilir ve bu evre çocukluğun saflığından, yetişkinliğin de tecrübesinden mahrum bir evredir. Genç kitle, potansiyel gücü itibariyle tüm siyasi, ideolojik ve toplumsal hareketlerin hedef kitlesi ve itici gücü durumundadır. Yine sınırsız istek, beklenti,…

Okumaya devam edin Disconnect: İnternet Çağında Gençlikle İletişimi Kesmek

Sinema ve Eleştiri

Sinema ve sinemasal düşünme pratiği, kişiye çok geniş imkanlar sunan sanatın, tefekkür kalelerinden biridir. Bu pratiğin sanatsal eleştiriyle buluşturulabilmesi izleyiciye birden fazla alanda düşünme, farkındalık oluşturma ve çözüm üretme imkânı sunar.

Okumaya devam edin Sinema ve Eleştiri

Sinemanın Değişmeyen Konusu: Hakikat

Değişime ayak direten insanların bir araya gelerek şehirlerde “Getto” tarzı yapılar oluşturması değişime karşı dirençli olmalarından kaynaklanmıştır. Bu tür toplumlarda ortaya çıkan “Kült”ürel yapıların temeli pagan anlayışına dayanmaktadır.

Okumaya devam edin Sinemanın Değişmeyen Konusu: Hakikat