Çöp Adamlar Cumhuriyeti

Doğa ise ortak kullandığımız bir ev değil mi? En masum olanımız çöplerimizi çöp sepetine boşaltıyoruz. Onları da belediye işçileri olan çöpçüler alıp doğanın çöplük haline getirdikleri bir köşesine yığıyorlar. Bizimse içimiz rahat yataklarımıza uzanıyoruz. Evimizin içi temiz ya! Derviş ÇELEBİ Düşünün, sıcak bir yaz sabahı güzelce kahvaltınızı etmişsiniz. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte düşmüşsünüz yollara. Amacınız, bir haftalık güzel bir tatil yapmak. Arabanız altınızda; işiniz, derdiniz, tasanız arkanızda; asfaltı yeni dökülmüş yol önünüzde uzayıp gidiyor. Radyoda sevdiğiniz sanatçı, her kimse onun sesi, sol cam açık, dışarda hafif serin bir rüzgâr esiyor, kolunuzu pencerenin camına dayamışsınız. Kısaca keyfiniz gıcır yani! Sigaranızdan derin bir nefes alıyorsunuz ve izmariti…

Okumaya devam edin Çöp Adamlar Cumhuriyeti

Küreselden Yerele; Kalkınma Stratejilerine Farklı Bir Bakış

Sanırım büyük bir çoğunluğumuzun gelecek planlamasında kültürel, sosyal içerik mevcut değil. Zaman akıp giderken. Yaratılış gayemize uygun nasıl bir gayretimiz var? Derviş Çelebi Dergimizin bu sayısına hükümetin yeni açıkladığı Türkiye’nin yeni yüzyılı çerçevesinde, ülkemizin kalkınma stratejisine naçizane bir katkımız olsun babından bir yazı kaleme alayım, dedim. Bizim Köroğlu attığım başlığa şöyle göz ucuyla bakıp, “Bey sen ne anlarsın kalkınma stratejilerinden, bir de bunun küresel olanına niyet etmişsin, Allah akıl fikir vere!” deyince… Şöyle bir durdum. Yahu hanım, sen ki bunca yılın aşçısısın, masterchef yarışmasına girsen oradaki şefler, “Gurban olim teyzem şu sarmanın tarifine ver deyü sıraya girer mi girmez mi?” deyince gözlerinin içi güldü, hemen…

Okumaya devam edin Küreselden Yerele; Kalkınma Stratejilerine Farklı Bir Bakış

İnsan Eksiktir, Aşk Tamam Eder

Önce aşka sonra bu zırhlara sahip olmayan kişi çöl yolculuğuna çıkmasın, diyor Âşık Hüdai. Yoksa çöl incinir ki, çöl hayattır. Hayatın sahibi incinir. Sonra ve nihayet hem kendi incinir hem de Leyla’yı incitir. Bunun adı aşk değil. Derviş Çelebi Bekle dost kapısın sadık kul isen Gönüller tamir et ehl-i dil isen Sevda çölünde Mecnun değilsen Ne Leyla’yı çağır ne çölü incit Aşık Hüdai İnsan oğlu eksik doğar; temiz, saf ama eksik. İlk olarak anne tamamlar onu, o yüzden en büyük minneti anneyedir insanın. Önce sütüyle ve hizmetiyle, sonra sıcak nefesi ve merhametiyle tamam eder. Çocuk yüreğinin ilk aşkı, cenneti ayakları altına serilen bu sevda çölünün…

Okumaya devam edin İnsan Eksiktir, Aşk Tamam Eder

Müslüman Olduğunuzdan “Emin” misiniz?

Başkaları da vardır etrafında, hiçbirini ihmal etmez, herkese yetecek kadar büyük bir kalbi vardır. Varlığı bütün salonu kaplar, nasıl olup da bıkmadan yorulmadan herkese yetebildiğine şaşarsınız? Derviş Çelebi “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir”(Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) Bazı insanlar vardır, kendinizi onların yanında güvende hissedersiniz, Adları Mehmet’tir Cemal’dir ya da Ayşe’dir önemsizdir, yani isminin bir önemi yoktur demek istiyorum. Teklifsizce ararsınız, teklifsizce varırsınız yanlarına, oturursunuz gösterdikleri sedire… “Acaba ayıp mı oldu, zamansız mı geldim?” diye bir düşünce geçmez aklınızdan. Belli ki kırk yıllık dostunuzdur, ne var bunda diyebilirsiniz. Ama bilirsiniz ki onu diğer kırk yıllardan ayıran, adını koyamadığınız bir şey vardır.…

Okumaya devam edin Müslüman Olduğunuzdan “Emin” misiniz?

İki Gönül Bir Olunca, Samanlık Seyran Olur Mu?

“Dünyada mekân, ahirette iman” diye duydum çok sonradan. Oysa benim çocukluğumda mekânlara mündemiç bir iman vardı. İman, mekândan münezzeh değildi yani. Derviş Çelebi Tek katlı betonun yeni icat edildiği ama henüz yaygınlaşmadığı yıllarda, tutkal olarak kara çamurun kullanıldığı, taşların üst üste konularak inşa edilen eski bir köy evinin önünde duruyorum. Ev dediysem aklınıza iki artı bir daire gelmesin, hepi topu tek bir odadan söz ediyorum. Yatak odası, misafir odası, mutfak, bütün görevler bu yirmi metre kare odanın omzuna yüklenmiş. Ahşap bir kapıdan, ki aynı zamanda evin hem dış hem de iç tek kapısıdır, eve sağ ayağımla, besmele çekerek giriyorum ve selam veriyorum. Dedemden öğrendim, eve…

Okumaya devam edin İki Gönül Bir Olunca, Samanlık Seyran Olur Mu?

Kentte Dindar Kalmak Mümkün Ama Nasıl?

Bugün yeni bir fıkıh anlayışına ihtiyacımızın olduğu açık. “Şehirde” dindar kalabilmek istiyor isek, yeni iş yapma modelleri, yeni bir tebliğ ve davet metodu üretmek zorundayız. Derviş Çelebi Meşhur hikâyedir, zamanlardan bir zamanda, iki Allah dostu kardeş yaşarmış. Biri dağda çoban diğeri şehirde ayakkabı tamircisi. Dağda çoban olan, günlerden bir gün şehirdeki kardeşini ziyarete gelmiş, gelirken de yanında hediye olarak iki kilo keçi sütü getirmiş. Hikâye bu ya hediye sütü keramet nişanesi olarak bir bez çıkına sarıp getirmiş ve dükkânın duvarında bir çiviye iliştirmiş. Hoş beş derken iki kardeşin sohbeti bir müşterinin gelişiyle kesilmiş. Gelen müşteri ayakkabısını boyatmak isteyen gayri müslim bir hanım imiş. Hanım, boyama…

Okumaya devam edin Kentte Dindar Kalmak Mümkün Ama Nasıl?

Yeryüzünde Harama Batmamış Bir Belde Var mı?

Geliriniz arttıkça talepleriniz de buna bağlı olarak aritmetik olarak artar. Ateşinize sürekli odun taşınır ve ateş yükseldikçe daha fazla odun gerekir. İşte yoksulluğun yoksunluğa (bağımlılığa) dönüştüğü yer, kırılma noktası, burasıdır. Bu noktada siz eşyaya değil, eşya size hâkim olmaya başlamış demektir. Derviş Çelebi Üstad Mustafa Kutlu’nun Yoksulluk İçimizde isimli hikâyesinin kadın kahramanı Süheyla, yaşadığı bir dizi sorgulamadan sonra bir başka dünyanın, bir başka Süheyla ile mümkün olduğu gerçeğine teslim olur ve çalıştığı işten ayrılarak hayatında yanlış olan ne varsa onları değiştirmek için kendisi ve çevresiyle zorlu bir mücadeleye başlar. Bu süreçte onu en fazla zorlayan ise başta nefsi olmak üzere kendisine yakınlık duyduğu erkek arkadaşı…

Okumaya devam edin Yeryüzünde Harama Batmamış Bir Belde Var mı?

Polyanna Bizim Neyimiz Olur?

Bizim kültürümüze kaynaklık eden, bizi diğer toplumlardan farklı kılan yani bizi biz yapan “şey” nedir? Mesela düğünlerimiz, tüketim alışkanlıklarımız, giyinme biçimlerimiz, güldüğümüz şeyler, ağladıklarımız? Derviş Çelebi Hayata olumlu bakmak, başımıza gelen kötü olarak nitelendirilen şeyleri iyiye yorarak avunmak, kötü olanı göz ardı etmek, yaşadığımız toplumda “polyannacılık” olarak adlandırılıyor ve hatta bir miktar da küçümseniyor. Burada küçümseme kelimesine kaynaklık eden “avunmak” kelimesine dikkatinizi çekmek isterim, bizde olumsuz çağrışımlar uyandıran bu kavramanın altını, pardon üstünü çizmemize sebep nedir hiç düşündünüz mü? Acaba başka hangi kavramların üzerini farkında olmadan çiziyoruz?  Tekrar “polyannacılık” kavramına dönecek olursak, bence bu kavram her konuda olduğu gibi bu konuda da kültürel bir işgal…

Okumaya devam edin Polyanna Bizim Neyimiz Olur?

Erkeğe, “Erkek” Demek Yasaklanmıştır!

Kadim meseledir, mağlup topluluklar galipleri taklit eder. Yenilginin belki de en önemli faturası budur. Derviş Çelebi Yakında böyle bir manşet duyarsam şaşırmayacağım, arkadaş! Nasıl ki Osmanlı’nın son döneminde gâvura gâvur demek yasaklanmışsa, o gün dedelerimize parmak sallayanların bugünkü torunları bize toplumsal cinsiyet eşitliğine uyun deyû parmak sallıyor. Yakında yeni doğan evladınızın nüfus kütüğüne erkek yazdırmak istediğinizde, “Ne demek erkek? Bırakalım büyüdüğünde kendi karar versin!” diyecekler diye korkarım. Erkek milletinin haklarını savunacak birkaç cümle ettiğimizde bile, “Erkek egemen bir toplum özlemi bu”, “Kadının ezilmesine, horlanmasına zinhar müsaade etmeyiz”, “Ataerkil toplum özlemleri bunlar” diye bizim mahallenin nargile fokurdatan, feminist ablalarından bile ayar yiyoruz. Farkında mısınız, ey ehli…

Okumaya devam edin Erkeğe, “Erkek” Demek Yasaklanmıştır!

Yedi Güzel Adamın Yedincisi

Rasim Özdenören’in dilinden dökülen bu cümleleri onun tevazu göstermesine işaret olarak okuyabiliriz. Üstad kuşkusuz kendisine yakışanı yapıyor, “güzel” olarak bize zirve isimleri işaret ediyor. Derviş Çelebi Bir güzel adamı daha baki aleme yolcu ettik, Allah (c.c) rahmet etsin. Rasim Özdenören, bizim kuşağın zihin dünyasına katkısı açısından önemli ve simge isimlerinden birisidir. Elbette, sadece bizim kuşak değil, Türkiye İslami hareketinin entelektüel cephesini tahkim açısından en önemli isimlerden birisidir. Bugün, İslamcı olduğumuzu dilimiz dolaşmadan ve başımız dik olarak söylüyorsak, bunda üstadın katkısı inkâr edilemez. Rasim Özdenören, cemaat ve cemiyet tefrik etmeksizin, bütün Türkiye Müslümanlarının sahih beslenme kaynağı olarak ittifakla sahip çıktığı ender isimlerdendir. Ardında hepsi birbirinden değerli,…

Okumaya devam edin Yedi Güzel Adamın Yedincisi