Mevlâna İdris’e Dair
Onda dikkatimi çeken ikinci şey, çoğumuzun sahip olmadığı bir meziyet idi: Suskunluk, az ve öz konuşma. Konuştuğu zaman kısık sesini duymak zor olduğundan, özel bir çabayla ona odaklanmanız gerekirdi. Söylediğini, “sesini yükseltmeyi deneyerek” tekrar etmek zorunda kaldığı çok olurdu. Rahmetli Hilmi Oflaz Ağabeyimiz gibi, o da gıybetsiz konuşmaya özen gösterirdi. Ekrem AYYILDIZ 91 yılının sonlarına doğru Çorlulu Ali Paşa Medresesi’ndeki Erenler Kıraathanesi’nde tanımıştım onu. O, İstanbul Hukuk’u 2 yıl önce bitirmiş, ben ise İstanbul Edebiyat’a yeni başlamış, kitaba ve kaleme meraklıların başkenti Babıali’ye adım atmıştım. Dâhil olduğum geniş ve renkli arkadaş çevresinde Mevlâna İdris, önünde daim çayı ve çekirdeği, etrafında ona iştirak eden arkadaşlarıyla…