Bir Şairin Duyarlılığı

14 yıl boyunca şiir, hikâye, roman, deneme, çocuk edebiyatı, eleştirel yazıların yanında İslâm dünyasında Müslümanların sorunlarını gündeme getiren bir yayın politikası izledi Mavera dergisi. Ümmetin gündeminde ne varsa, derginin hacmi ve imkânları nispetinde onların gündeminde de o vardı. Aradan yarım asır geçtikten sonra derginin politikasına baktığımızda, bu gerçekliği apaçık görmek mümkün. Hüseyin YORULMAZ Mavera, 1976 yılının Aralık ayında çıkmaya başladıktan sonra, salt edebiyat dergisi olmanın yanında, ülkemizde ve İslâm dünyasında Müslümanların siyasî durumu, çeşitli sorunları, kültürel yabancılaşma, teknolojik ve bilimsel dönüşüm gibi konuları da yavaş yavaş işlemeye başlamıştı. Bu sıralarda Rasim Özdenören’e sorulan sorulardan biri de, “Edebiyat dergisi olarak çıkan Mavera’da bu tür konuların ne…

Okumaya devam edin Bir Şairin Duyarlılığı

Devrim İsimli Masal*

Şimdiye kadar kullandığımız harfler Arap harfleridir, lâkin Türkçe onları kendi bünyesine uydurmuştur. Türkçe’nin Sami dil ailesinden gelmemesi, Arap harflerinin Türkçe’ye uymamasını icâb ettirmez. Farsça ve Urduca da Sami bir lisan olmamasına rağmen Arap harfleriyle pekâlâ yazılabiliyor. İmlâmızın bozukluğu geçicidir ve düzeltilmesi mümkündür. Mevcut harflere bir iki işâret ilâvesi, Türkçe’ye göre bazı fazlalık sayılan harflerin elifbadan çıkarılması imlâ meselesini halleder. Hüseyin YORULMAZ *Yazımızın başlığı, Necip Fazıl’ın bir şiirinden mülhemdir: Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.Mavalları bastırdı devrim isimli masal. “Devrimler” deyince Üstad’ın üzerinde en fazla durduğu konu kuşkusuz harf devrimidir. Büyük Doğu’nun bazı sayılarında ve kitaplarında, “dil” konusundaki açmazlarla birlikte yer yer gündeme getirdiği “harf” veya…

Okumaya devam edin Devrim İsimli Masal*

Bosna’da Sarıksız ve Sakalsız Bir Osmanlı: Aliya

Bosna’da verilen selâm bir kimlik belirtisidir. Sırp ve Hırvatların karışık yaşadığı toplumda bir kişinin Müslüman olup olmadığını verdiği selâm tarzından anlayabilirsiniz. Hüseyin YORULMAZ Aliya İzzetbegoviç’i yetiştiren iklimden ve coğrafyadan bahsetmezsek bu yazı eksik kalır, biliyorum. Dolayısıyla adı Bosna-Hersek ile özdeş bir insandan bahsederken, onun yetiştiği coğrafya ve tarihin, iklimin bizim için çok büyük bir önemi vardır. Önemi vardır çünkü Balkanları Anadolu’nun doğal bir uzantısı kabul edersek bu toprakların tarihi biraz da bizim tarihimiz sayılır. Aliya ne kadar Bosnalı ise o kadar Türkiyeli, ne kadar Boşnak ise o kadar Müslüman ve Türk’tür. Osmanlı Atlasının Bosna Kumaşı Türkler uzun ve çetin mücâdelelerden sonra yaklaşık dört asır boyunca…

Okumaya devam edin Bosna’da Sarıksız ve Sakalsız Bir Osmanlı: Aliya