Mevlâna İdris’e Saygıyla

Mevlâna İdris, bizim kuşağımızın en kendine özgü temsilcisiydi. Yetenekliydi; yaptığı her işte, elini neye dokunsa, bir simyacı gibi ona bütünüyle kendisini katar, güzelleştirirdi. Kitapları yazdıklarından ibaret değildi; kapağından, grafik tasarımına, yazı karakterine, içindeki resim ve desenlere kadar her şey onun düşünceleri ve sunduğu güzelliklerdi. Mustafa KİRENCİ Mevlâna İdris’i 1988’de Diriliş’te tanıdım. O zaman Diriliş dergisinin haftalık 7. dönemi çıkıyordu. Hukuk Fakültesi’nde öğrenciydi. Üstad’ı zaman zaman ziyarete gelir, yaklaşma mesafesinde, başıyla ve hafif bir sesle selam verir, bir anlığına ayakta kalır, Üstad’ın mukabele etmesiyle daim hali üzere sükûnetle otururdu. Oturuşunu hiç değiştirmez, konuşuluyorsa ya da devam eden bir konu varsa dinler, eğer sükût hali varsa kendi…

Okumaya devam edin Mevlâna İdris’e Saygıyla

“Sen”

Üstad Sezai Karakoç'un yaşarken eserleri ve hayatıyla itinayla an be an meydana getirdiği portre artık başka şekilde, çok başka şartların kaideleriyle devam edecek. Öncelikle sanat, edebiyat, düşünce ve genel olarak sosyal bilimlerin çeşitli alanları bu portreyi anlamaya, kavramaya çalışacaklar. Üstad'ın eserlerinde çizdiği coğrafyanın düşünürleri ve sanatçıları onu keşfedecek, onun portresini bir millet aydını olarak tescil edeceklerdir. Mustafa KİRENCİ Yazar Üstadın bir yazısının başlığıyla söyleyecek olursak "her insan kendi portresini çizer." Bu herkes için böyledir. Bizler yaşarken, sürdüğümüz ömür boyunca an be an tutum ve davranışlarımızla, sahip olduğumuz düşüncelerimizle, adeta elimizde bir kalem, daima portremize yeni çizgiler ilave ediyoruz ya da daha önceki çizginin üstünden geçiyor…

Okumaya devam edin “Sen”