Düğümü Beslemek

Her çağın her türlü müşkülüne, İslam ve dolayısıyla Müslümanlar cevap ve çözüm üretmekle mükelleftir. Bu mesuliyet de yetkinliği zorunlu kılar. Yetkinlik için kuşatıcı bir okuma, tarihi tecrübelere yani müktesebata hâkimiyet ve bunları harmanlayabilecek bir kabiliyet gerekir. Mustafa ESER “Çetinliği kabul edenlere selam.” Sezai Karakoç Herhangi bir meselede kaliteli mesai harcanıyor, üzerinde çeşitli mülahazalar yapılıyorsa o meselede derinleşilir. Pek çok soru sorulur ve onların cevapları araştırılır. Yapılan mülahazalar, zamanın tarafsız süzgecinden geçer ve yeni zihinlere tevarüs ederler. Bu, hem bakış açılarını çeşitlendirir hem posasını arındırıp damıtır hem de o mefulün aktarılabilirliği üzerinden mukavemetini artırır. İşte böylece o mesele bir ilme dönüşür. O ilimde yetkinlik için; yani…

Okumaya devam edin Düğümü Beslemek

Bilginin İmana Eziyeti ya da Hizmeti

İnanmak zihnin kabiliyeti olan bilme ile belki desteklenebilir. Ya da iman etmeye bilme ile adım atılabilir; ama bilmeye, yaşamın ve yaşam sonrasının tasarımına adanmışlığı mecbur kılacak inancın illeti payesi vermek pek çok arızayı peşinen kabul etmek olacaktır. Çünkü bilme kabiliyeti bünyeye göre değişiklik gösterebilir. Mustafa ESER “Platon’dan beri Batı, akılcı ve analitik düşünceye vurgu yapmıştır. Bu da bilinçli yaşamımızın “bölümlerini” oluşturan düşünceler ve karar verme kurallarından ibarettir. Bu mantık, doğal olarak beynin hesaba dayalı ya da bilgisayar modeline varır, ancak bunun bedeli insanın diğer tarafının, bilgi ve deneyimi temsil eden içgüdüsel tarafını, yani erdem, hayal gücü, yaratıcılık vb özelliklerini içeren yönünü gözden kaçırması olur.” Danah…

Okumaya devam edin Bilginin İmana Eziyeti ya da Hizmeti

İstihdam Hakkı ve Hakkın İstihdamı

İnsan daimi bir karar halindedir, evet; ama bu halin meşru ve muteber olduğunu iddia edemez. İnsanın alması gereken kararların belki de en kıymetlisi müdahale kabiliyetini dizginleyebilmesidir. Müdahil olmayı bir hak olarak görmekten vazgeçmektir. Herhangi bir kabiliyetin varlığı o kabiliyetin icrasının meşruiyetine delil teşkil etmez. Yapabiliyorsun, evet ama bu yapabileceğin anlamına gelmez. Mustafa ESER “Dışından bakanlar için İslam’ın koyduğu esaslar çok sınırlayıcı, hareket serbestini çok daraltıcı gibi görünebilir. Nitekim Hıristiyan anlayışı Müslümanlığın insan hayatının her safhasına dair hükümler taşıyor olmasını çok daraltılmış kayıtlar şeklinde anlamaktadır. Batı medeniyetinin değerleri göz önüne alınarak yapılan bir değerlendirme elbet meseleyi böyle anlar. Çünkü bu medeniyette beş duyunun mutlaklığı yaşanmakta, zihin…

Okumaya devam edin İstihdam Hakkı ve Hakkın İstihdamı

Tercihin İstismarı, İhmalin Tercihi

O halde durmalı insan. İhmalinin ve istismarının önüne geçmek için kaçmaktan vazgeçip, bir güzel durmalı. Durmalı ve kendini oyalayan her ne varsa onlardan arınarak yapılacak nedir diye sormalı. Tercih kabiliyetini hesap verebileceği yani vicdanının onaylayacağı seçeneklere kullanmalı. Mustafa ESER “Felaketler yaşayan insanlar bunalıma girmezken çok iyi koşullarda olan, üstün yeteneklere sahip pek çok kişi bunalımlar içinde kıvranmaktadır. Neden? Çünkü bir insan kendine sahip olduğu özelliklere göre değer biçmediği, öz değerlilik bilinci, duygularının gerçekliğinden kaynaklandığı zaman bunalıma girmez.” Alice Miller, Yetenekli Çocuğun Dramı İhmal, atıl oluşundan istismar ise faal oluşundan bilinir. Her ikisi de tahrip ediciliği yüksek yanlışlardır. İhmalin ataleti bazen öyle sinsilikle gelir ki bilge…

Okumaya devam edin Tercihin İstismarı, İhmalin Tercihi

İstek Üretiminden Azabın Çetinliğine

Anlamayı istemek, bilmeyi istemek gibi ulvi olana talip olmanın esbabı ne olabilir? Beşerî isteklerin haz için olduğu kabullenilirken bu soyut hallere ermeyi istemeyi nasıl anlamalıyız? İnsanın en geniş haliyle olma çabasında, beşerî yönü kadar beslenmeye muhtaç nazari yönünü de ihmal etmemesi icap eder. İnsan, iradesi üzerinde konuşabilmesini, imanını, ibadetlerini ancak bu nazari yönleri dolayısıyla gerçekleştirebilir. Mustafa ESER  Ya cidden merkez-i hissiyat olan dimağımız üzerine bir hükmümüz var mı? Hiddet taht-ı tesirinde kanın ev’iye-i dimağiyeye hücum ederek huserat-ı asabiyemizi şedit bir faaliyete mecbur kılmasıyla tahassul eden efkâr ve hayalât-ı mecnunâneye  karşı bir iktidarımız var mı?” Terbiye-i İrade Ethem Bakar İstemek bir mazeret olabilir mi? Ya da…

Okumaya devam edin İstek Üretiminden Azabın Çetinliğine

Yaşam Yükünden Adil Tasarrufa

İstihdamın yerli yerinde olması, hak’tır. Hak, Allah’ın isimlerindendir. O halde en kâmil istihdam Allah’ınkidir. Kişi Allah’ın kendine çizdiği rotaya, kendine verdiği payeye, kendini istihdam ettiği makama rıza gösterdiği ölçüde kul olur.  Mustafa ESER “Ma’lum olsun ki âdem iki şeye maliktir ki o iki şey onu maksûda ve murâda eriştirir: Birincisi akıl, ikincisi ameldir. Aklın vücûdunda mecburdur ve amelin işlenmesinde muhtardır. Böyle olunca cebr ve kader âdemin iki kanadıdır ve âdem bu iki kanat ile maksuda ve murada erişir. Ve eğer iki kanat olmaz veya bu iki kanattan birisi bulunmazsa asla maksuda ve murada erişemez.” Azîzüddin Nesefî Esas olan, mevcutta bulunanları en etkili ve faydalı hale…

Okumaya devam edin Yaşam Yükünden Adil Tasarrufa

İslam Manifestosu Yazma Ödevimiz

Hem düşüncenin hem aktüalitenin aynı mesaide nasıl icra edileceğini göstermiş ve gerektiğinde bu ameliyenin bedelini ödemekten de çekinmemişti. Zor zamanlarda dahi kalbi ve akli beslenmesini ihmal etmemiş belki de bu beslenmenin hayati ihtiyacını görmüş ve göstermek istemişti. İnsanlar arasındaki farklılıkları anlamak ve saygı göstermek, barış ve uyumun temeli olduğuna inanmıştı. Mustafa ESER Çizgi: Mükerrem MERT “Dünya ne kadar kötüye giderse gitsin, insana dair her şeyi sevmeye devam edin.” Aliya İzzetbegoviç – İslam Manifestosu Aliya, İslam’ın işaret ettiği ve hedef olarak belirlediği temel insani değerlerin entelektüel zemine olan ihtiyacını çok iyi anlamış bir düşünürdü. Doğu ve Batı medeniyetinin inceliklerini okumuş, anlamış ve elde ettiği hâsılayı İslam…

Okumaya devam edin İslam Manifestosu Yazma Ödevimiz

Talepleri ile İman

Yaratan ile yaratılanlar arasında karşılıklı ve elbette dikey yönde bir seyir vardır. Allah’tan kullara olan seyrin adı uluhiyet; kullardan Allah’a olan seyrin adı ise ubudiyettir. İlkinde bir arıza, ihmal ve inkıtanın olması itikadımızca söz konusu olamazken; ikincisinde farklı sebeplerden kaynaklı pek çok nakısa mümkün haldedir. Mustafa ESER       “Hiç şüphesiz burada bir varlık bulunmaktadır ve her varlık ya zorunlu ya da mümkündür. Eğer o varlık zorunlu ise o zorunlunun varlığı doğru olmuş olur ki zaten hedeflenen de buydu. Eğer o varlık mümkün ise mümkünün varlığının nihayetinde zorunlu bir varlığa dayandığını açıklarız.”  İbn Sînâ el-Mebde’ ve’l-meâd İman olgusu hem bir netice hem de bir seyir halidir.…

Okumaya devam edin Talepleri ile İman

Teslim Olmak ve Tercih Etmek

Başımıza her ne geliyorsa kendi ellerimizle yaptıklarımız yüzündendir. Bu ilkeyi de şöyle anlayabilir miyiz; vukuat karşısında duyumsadığımız algı yani vukuatın bizdeki yansıması bizim elimizdedir? Zira duyumsayan biziz. Vakıayı yorumlayan biziz. Potansiyelimizi tasarlayabilir ve neyi, nereye, hangi dozda ve ne zaman ilave edeceğimizi bilebiliriz, bilmeliyiz. Mustafa ESER “Hem bilimin nesnesi ve hem de diğer bilimlere has yöntemlerin konusu olan insan, böylece yalıtılmış halde kalır ve insanı doğadaki bir sınıfa ve bir takıma bağlayan nesep, kesinlikle bir intisap olarak anlaşılmaz. Tersine, antropolojizm insanı hayvanla, kültürü doğayla olan karşıtlığı üzerinden tanımlar. Düzenin ve özgürlüğün sentezi olan insani güçlerin karşısında hem doğal kargaşalar hem de kör içgüdüsel mekanizmalar yer…

Okumaya devam edin Teslim Olmak ve Tercih Etmek

Kanaat Sorgusu

Taşınan taşıyana sirayet eder. Taşıyan da taşınana sirayet eder. Bakan göz, işiten kulak tadan dil ve algılayan bütün katmanlar birer taşıyıcıdır. Her taşıdıklarıyla hemhal olurlar. Bundan kanaat eden akıl da müteessir olur. O halde akıl yetinirken ne ile yetindiğini düşünüp huzurunu bozarsa belki de varlığının maksadı hâsıl olacaktır. Çeldiricileri bilip onlara hayır diyemeyen akıl, bütün ilahlara hayır deyip yalnızca Allah’a iman edebilecek midir? Mustafa ESER “Bilmen gerekir ki gözün görme yetisi birtakım kusurlarla maluldür: Her şeyden önce o, başkalarını görür kendini göremez; çok uzaktaki ile çok yakındakini göremez; perdenin arkasındakini de göremez. Şeylerin dış yüzünü görür iç yüzünü göremez. Var olan şeylerin hepsini değil bir…

Okumaya devam edin Kanaat Sorgusu