Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik*

Zamanımızda etkinliğini gün gittikçe arttıran, Avrupa’dan yayılan ötekileştirici tavrın paralelinde devam eden yükselen milliyetçiliğin tarih içindeki seyrini daha yakından tanıyabilmek için, Aylin Ünver Noı’nin “Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik” kitabı kaynak olacak bir derinliğe sahip. Nihal PAKIRDAŞI Avrupa’da 1789 yılında, Fransız devrimi ile beraber monarşilerin ve krallıkların yıkılması, cumhuriyetlerin kurulması aynı zamanda ulus-devletlerin oluşum sürecini de başlatmıştır. Bu tarihsel ilerlemeler esnasında milliyetçilik fikri ile devlet kurma süreci arasında paralel gelişmeler sağlanmıştır. Fakat, Darwinizm fikrinin ortaya çıkışıyla beraber milliyetçilik düşüncesi, ırkçılığa dönen bir şekil almıştır. Bu süreçten sonra ulus-devlet oluşumunda önemli bir kavram olan milliyetçilik, Avrupa için “ötekileştirmenin” yeni argümanı haline gelmiştir. İnsan ırkını kategorilere ayırarak kendine üstünlük…

Okumaya devam edin Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik*

Çin Seddi mi Daha Büyük Çin Zulmü mü?

Çin’in değerler sisteminde farklılık, tehdit kelimesiyle eşit olarak görülmektedir. Bu düşünce sistemi üzerine inşa edilen Çin; sürekli kendinden olmayanı şiddet ile baskılayarak, kendine benzeterek varlığını devam ettirmektedir. Nihal PAKIRDAŞI Doğu Türkistan; Çin’in, katliam, zulüm ve entrikalarıyla adını, dinini, milli kimliğini unutturmaya çalıştığı; insanlarının ağlama ah etme lüksünün olmadığı, kan kustum kızılcık şerbeti içtim deyiminin dile geldiği mahzun coğrafya. Gerek konumu gerekse yer üstü ve yeraltı zenginlikleriyle her devirde, Türk düşmanlarının saldırılarına ve zulümlerine maruz kalan Doğu Türkistan’ın, ezeli ve ebedi düşmanlarının başında Çin gelmektedir. Asya’nın merkezinde olan Doğu Türkistan’a hâkim olmanın bir anlamda Asya’ya, yani dünyanın en stratejik ve en zengin bölgesine hâkim olmak demek…

Okumaya devam edin Çin Seddi mi Daha Büyük Çin Zulmü mü?

İslâm-Batı İlişkileri Çerçevesinde Medeniyet Meselesi*

İslam yaşam tarzının kendi nefsinden önce karşındakini terci etme bilinci; Batı Avrupa’dan zuhur eden ve tüm insanlığa dayatılan modern dünyada ise; insanların kendisini ve çıkarlarını koruması ve bunun için yaşaması şeklinde bir üst ilke olarak karşımıza çıkar. Nihal PAKIRDAŞI Haşr Suresi’nin “Kendileri ihtiyaç içinde olsalar dahi başkalarını kendi nefislerine tercih ederler.” ayetinin nüzul sebebi olarak gösterilen Hz. Ebu Talha el-Ensari (r.a), Asr-ı Saadet zamanında îsâr; yani kendi ihtiyacı varken elindekini Allah için verme alicenaplığını gösteren eşsiz yücelikte bir sahabi. Allah’ın son elçisi Efendimizin (s.a.v) getirdiği İslâm’ın ahlâkı ile ahlâklanmış, ihtiyaç sahibi karşısında gösterilen bu yüksek nezaketli verme biçimini zamanı geldiğinde “Eline bir şey geçerse şükretmek,…

Okumaya devam edin İslâm-Batı İlişkileri Çerçevesinde Medeniyet Meselesi*

Kudüs Nasıl Kurtulur?

O zaman, ben Kudüs’le nasıl kurtulurum? Kudüs’ü tenhalarda severek. Hani halk ozanımız Neşet Ertaş’ın “Bir tenhada can cananı bulunca” dediği türden. Kendinin dahi olmadığı bir tenha. Nihal PAKIRDAŞI Bilmiyorum. Bu cevabımı ehl-i sünnet alimlerinin âfirane bir gönülle “bilmiyorum demek ilmin yarısıdır” minvalinde dile getirmiyorum. Haddime de değil zaten. Tamamen cahilliğimin getirdiği bir cevap benimkisi. Çünkü biliyorum ki, tarihten bugüne kadar istisnai şahsiyetler dışında bu sorunun bizim gibilere sorulması yakışık almaz. Hele ki akleden bir kalbimiz yoksa. Ben öncelikle bu cevap hakkının, Kudüs’ün adı anıldığında iç çeken kişilerden ziyade, “ben Kudüs’le nasıl kurtulurum?” sorusunun cevabını kendine vermiş, kendini Kudüs’le kurtarmış şanslı insanlarda olduğunu düşünüyorum. Bu söylemimde…

Okumaya devam edin Kudüs Nasıl Kurtulur?

“Kudüs Yazıları”na Bir Bakış

Kitapta makaleler arası geçiş yaparken Kudüs’ün sokaklarını Taha Kılınç’ın rehberliğinde dolaşıyormuş hissine kapılıyorsunuz. Fakat bu seyahat esnasında, mesela; Filistin’in El Halil şehrindeki Halîlurrahman Külliyesi’nin ortadan ikiye bölündüğünü, Hz. İshak ve eşi Refika’nın kabirlerinin Müslümanların ayrılmış olduğu bölümde yer alırken; Hz. İbrahim ve eşi Sâre’nin kabirleri bölünmüş alanın arasında; Hz. Yakup ve eşi Hz. Lea’nın kabirlerinin ise caminin Yahudilere tahsis edilmiş kısmında olduğunu anlıyorsunuz. Ya da İsrail İşgalinin gözüne kestirdiği Şeh Cerrah mahallesini, parsel parsel satılan sokaklarını görüp duyduktan sonra hayretinize karışan hüznünüzü, kahrınızı anlatacak cümle bulamıyorsunuz. Nihal PAKIRDAŞI “Filistin, İslâm dünyası için cami avlusunda bulunmuş bir bebek gibi adeta. Tamamen terk edilemiyor, ama eve alınıp…

Okumaya devam edin “Kudüs Yazıları”na Bir Bakış

Aile Okulu ve Evlilik: Mutlu Aileler İçin Makul Çözümler*

Evlilikte çaba ve özenin başat rol oynadığının altını çizen Tarhan’ın, “Evliliği 100 puan üzerinden değerlendirirsek evlilik öncesi tanıma 20-30’dur. Geri kalan 70-80 puan ondan sonra gösterilecek çabaya ve özene bağlıdır” söylemi, toplumsal hafızaya yerleşmiş yaygın olan ezberleri bozmaya yöneliktir. Nihal PAKIRDAŞI Yeryüzünde insanın kendini en güvende hissettiği yer ailesidir dersek abartılı bir söylem geliştirmiş olmayız. Hatta asıl yurdumuz olan cennette aile hayatımızın da olacağını hesaba katarsak aile için “cennetten bir köşe” benzetmesini huzur içinde yapabiliriz. Güven ve huzur vermesinin yanı sıra toplumda kutsal olarak da görülen aile; hayata ilk adımımızı attığımız ve varoluş farkındalığımızın oluştuğu ilk yapıdır. Dolayısıyla aile, çocuğun gelişiminin güvenli bir şekilde sağlandığı…

Okumaya devam edin Aile Okulu ve Evlilik: Mutlu Aileler İçin Makul Çözümler*

Mahremiyet: Hayatın Sırları ve Sınırları

Zamanımızda gerek dijital dünya gerek sosyal ve psikolojik faktörler gerekse hâkim olan kültür sebebiyle toplumda mahremiyetin sınırlarını insanın kendisinin belirleyeceği algısı oluşturuldu. Tüm dünyayı etkisi altına alan bu algıdan ülke insanımız da payını aldı. Nihal PAKIRDAŞI  “Hayâ Allah’ın kapısının anahtarı Gerçi kapısının açılışı gizlidir Onu acarsan aydınlık veren bir ışık görürsün Güzel göz onunla aydınlanır, yukarısı nur ve parlak Gecenin karanlığında bakarsan ona Adeta sabah ve aydınlık gibi görünür”* Kökeninde rahmani bir iz taşıyan mahremiyet kavramının ne denli mühim bir mesele olduğunu ve aşındırıldığı takdirde insan ve toplumun nasıl bir çöküntüye maruz kalacağını sezinlemek güç olmasa gerek. Zira her bir toplumun kendi düşüncesini, davranışlarını şekillendiren…

Okumaya devam edin Mahremiyet: Hayatın Sırları ve Sınırları