Din ve Milliyetçilik: Tarihsel Bir Anlatı

Tarihin seyrini birlikte görmüş, hâkimiyet ülkülerini birlikte düşlemiş, geniş bir duygudaşlık ile birbirlerine söz vermiş olan bu “millet” için ortak geçmiş başlangıç noktasıdır. Başlangıç noktasından hareketle en ari, en hür, en epik ve yerkürede daha cengâveri görülmemiş olan topluluk, aynanın tam karşısında duran topluluktur. Öz, özgün ve şahsına münhasır olan milletin ta kendisidir. Şehnaz FINDIK Din ve Milliyetçilik: Tarihsel Bir Anlatı Millet; dil, din, inanç, tarih ve kültür birliğine sahip topluluklar olarak tanımlanabildiği gibi aynı toprak üzerinde ortak ekonomik ve toplumsal çıkarlara sahip bireylerin, aynı yönetsel birime aidiyet duygularıyla bağlanmasıyla “oluşturulan” topluluk şeklinde de tanımlanabilir. Bir toplumda bu özelliklerden birinin ya da birkaçının bulunması çoğu…

Okumaya devam edin Din ve Milliyetçilik: Tarihsel Bir Anlatı

Çin’in Ekonomi Politik Stratejisi Bağlamında Doğu Türkistan

Tıpkı Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin Orta Asya’da uyguladığı politikalar gibi Çin de Uygurların demografik yapısını değiştirmeyi amaçlıyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki kalabalık Uygur nüfusunu asimile etmek için Han Çinlilerin buraya yerleşmelerini hızlandırıyor. Bu yol ile bölgede sürekli bir kontrol, istihbarat ve doğal asimilasyon sağlamanın yanı sıra Han Çinlilerin refah ve güvenlik sorunlarını da çözmeyi amaçlıyor. Şehnaz FINDIK Çin'in son yıllardaki ekonomik dinamizmi bölgesel ve küresel ölçekte birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Ekonomik olduğu kadar diplomatik bağlamda da incelenmesi gereken birtakım göstergelere bakılırsa Çin özelinde yeni bir kavramsal ve teorik izahın gerekli olduğunu söylemek mümkün. Nitekim Doğu Asya’da kendine has bir siyasi ve ekonomik yapı inşa…

Okumaya devam edin Çin’in Ekonomi Politik Stratejisi Bağlamında Doğu Türkistan

Terörün Değişen Doğası: Örgütlü Yıldırma, Korkutma ve Zorbalık

Terör örgütlerinin değişen doğası ile tanımlandıkları “terör” damgası artık işlevsel değil. Bu gibi silahlı, amaçlı ve eylemsel yapıların zararlı olmadıklarını, aksine çıkarlarına hizmet ettiği sürece kullanışlı birer ticari-askeri şirket olduklarını söylüyorlar. Şehnaz FINDIK Güçlü devletler, kamu mallarını halkına ulaştırmada; vatandaşlar için makul güvenlik/adalet şartlarını ve temsil, siyasi katılım ve temel özgürlükleri sağlamada başarılı olan devletlerdir. Öte yandan güçlü devletler; siyasi ve cezai şiddete karşı yüksek düzeyde güvenlik sağlayan ve meşru şiddet tekelini elinde bulundurmada sorun yaşamayan devletlerdir. Siyasi ve sivil özgürlükleri sağlayıp ekonomik fırsatların büyümesine elverişli ortamlar yaratırlar. Hukukun üstünlüğü hâkimdir. Yargıçlar bağımsızdır. Genel olarak, güçlü devletler kıskanılacak bir barış ve düzene sahiptir. Peki, ya…

Okumaya devam edin Terörün Değişen Doğası: Örgütlü Yıldırma, Korkutma ve Zorbalık

İsrail Ne Değildir?

İsrail, tankların arkasına sığınmış öksüz bir Amerika değildir. Filistin’de bir Yahudi yurdu kurulması için açılan yolların kimilerine göre dikenli kimilerine göre tahammüle değecek yollar olması, Amerikalılar nezdinde ekonomi-politik bir Haçlı seferi değerindedir. Şehnaz FINDIK İsrail bir kola devleti değildir. Bilhassa Ramazan aylarında heyecanlı bir spikerin düzmece bir ekrandan okuduğu ve maksadı gözyaşı reytingi olan vurulmuş bir Gazze haberi de değildir. En delikanlı halimle karşısına geçip diklendiğim titrek bir Yahudi askeri de değildir. Hele ki duman altı Fatih kıraathanelerinde adam asmaca oynayarak ipe götürdüğümüz Siyonizm hiç değildir. İsrail, yumruklarımızı sıktığımız bir savaş meydanında bizi terk eden birliğimizin, yolda kalmış arabamızın ve tükenmek bilmeyen ihtiraslarımızın ta kendisidir.…

Okumaya devam edin İsrail Ne Değildir?

Namlunun Ucundaki Maşuk

Misafirin evi talan etmeden sahibine teslim etmesi kadar, gönül evine emanetçi olmuş âşığın da kalbin sahibi hatırına misafirine gönül mülkünü talan ettirmemesi gerekmez mi? Şehnaz FINDIK “Kalp için ötekinin (maşukun) anlamı nedir? Kalp ötekine kavuştuğunda yoksa kendisi ile mi buluşmuş oluyor? Maşuk, yoksa kalbin bizzat kendisi haline mi geliyor? Kalp, maşuka bir misafirhane mi oluyor? Sahip kim? Misafir kim? Nasıl belli oluyor, buna kim karar veriyor? Her yerde maşukunu gören kalp, öyleyse onu nerde aramalı? Kalp her yerde maşukunu görür de, gördüğü her şey maşuku mudur?” (Rasim Özdenören, Aşkın Diyalektiği, İz Yay. s. 29) İnsan, doğduğu andan öldüğü ana kadar büyük bir arayış içerisinde. Öyle…

Okumaya devam edin Namlunun Ucundaki Maşuk

Kutsalın Mahremiyeti

İnsanı marifet ehli kılacak her türden kutsal, bilinçli bir mahremiyet eylemi gerektirir. Esasında korunması gereken cisme, bedene, zaman ve mekâna sığmayan fikirdir, inançtır. Şehnaz FINDIK Göbeklitepe’de bundan tam 12 bin yıl öncesine uzanan, bilinen en eski kült merkezi keşfedildi. Keşfedildiği andan itibaren insana ve tarihe dair ne varsa yeniden tartışmaya açtı. Çünkü bilinen tarihin aksine insanoğlu, oldukça erken yıllarda toplu yaşamaya başlamıştı. Bunun yanında araç gereç kullanmayı, tarımı, gündelik yaşam bilgisini, ahlaki değerleri, Tanrısal gücü ve ona saygı duymayı da biliyordu. Avcı toplayıcı olması beklenen sözde ilkel insan, organize bir şekilde ileri bilgi ve kabiliyet gerektiren mimari bir yapı ortaya koymuştu. Üstelik bereketi, toprağı, ölümü…

Okumaya devam edin Kutsalın Mahremiyeti

Kızılelma’yı Yurt Edinmek

Kızılelma’yı yalnızca kendiyle aynı soydan, aynı kültürden, aynı dilden yahut aynı dinden insanların birlikteliği olarak görmek hatalıdır. İslam’ın saadet öncülüğü insanlığın tamamı için harekete geçmeyi vazife olarak görür. Şehnaz FINDIK Düşlerimizi, rüyalarımızı, uğruna canımızı ortaya koyduğumuz davamızı, en mahrem sırlarımızı ve nihayetinde hakikati bütünüyle yurt edinmek... Rivayet odur ki Amr bin Âs (r.a), İskenderiye’yi fethettiğinde atından inip hayretle ucu bucağı görünmeyen deryaya koşmuş ve “Tüm cihanın sonuna geldik, fethedecek toprak kalmadı!” demiştir. Deryaların ötesinde daha başka fethedilecek topraklar, zulümden kurtarılacak mazlumlar, gönülleri kazanılacak kırgınlar ve kalpleri tevhid ile buluşturulacak insanlık hiç şüphesiz vardı. Ancak deryanın ötesi görünmüyordu ve görünmeyen diyarların toprağı da mazlumu da kırgını…

Okumaya devam edin Kızılelma’yı Yurt Edinmek

Neoliberal Din ve Anlam Arayışı

Kendisiyle iletişimi bozulan insan, kendisine iyi gelecek sorular soramaz ve özgürleşme adı altında sistemin çizgilerinden taşmadan sömürülmeye devam eder. Ruhundaki boşluğu dolduracak hazine yine Neoliberal söylem ve kavramlardan müteşekkil bankaların içindedir. Şehnaz FINDIK  “Modern devlet, küreselleşme projesi ile işbirliği ve mücadelesinde, rakipsiz bir biçimde, maddi gerçeklik dünyasına angaje olarak kalır. Neredeyse tek ve nihai arzusu maddi kazançtan ibaret olan homo economicus’a bağlıdır ve onu yüceltir. Bu, İslam’ın ahlaki olarak inşa edilmiş homo economicus’uyla ve onun yönetimiyle, daha yüce bir ahlaki tahakküme bağlı olan bu türle tam bir zıtlık içindedir. (...) Bu ahlaki homo economicus olmadan İslam’ın, Müslümanların ya da Müslüman bir medeniyetin var olması, en…

Okumaya devam edin Neoliberal Din ve Anlam Arayışı

Kiralık İdeolojik Silahlar

Son olarak hatırlatmak isterim ki kadraja girmeyen yönleriyle kilisenin, sömürmenin, monarşinin, anarşinin ve zaten yüzyıllardır var olan iktisadi uçurumun derdiyle dertlenmiş Batı’nın “medeniyet” anlayışı ve kendilerine has eğitim sistemi, Türk milletinin birçok alanda tam anlamıyla başarılı olmasına imkân tanımayacaktır. Şehnaz FINDIK  “Ulu bir çınarın kovuğuna sığınmış bu aziz millet, kendi gölgesinden korkmayı kimden öğrendi?” Kabul ediyorum, öyle sessiz sakin sorulabilecek bir soru değil bu. Çok matah bir soru da değil üstelik. Ama can yakan, dirsek çürüten, kalp kurutan sorular için iyi bir girizgâh. Sahi, kimden öğrendik bizi biz yapan mukaddesatı korkunç bulmayı? Hangi kudretin mahsulü bu utanç duygusu ki samimiyetten, ihlastan, vicdandan ve merhametten “maraz”…

Okumaya devam edin Kiralık İdeolojik Silahlar

Psikolojik Harekât Üzerine

Popülizm ve ideolojik saiklerle hareket eden, kısmen manipüle edilmiş bir toplumda psikolojik harekâtın etkilerini en aza indirmenin ve bu taktiklere karşı her bir toplum ferdini uyandırmanın en ideal yolu hakikatin, iyiliğine ve güvenin tazelenmesi için insanlar arasındaki uhuvveti artırmak olmalı.  Şehnaz FINDIK Bundan binlerce yıl evvel yaşamış Çinli bir askeri bilge olan Sun Tzu’yu duymuşsunuzdur. Kendisi savaşta düşmanı yıpratmanın, korkutmanın ve mutlak yenilgisi için gafil avlamanın felsefi ve stratejik yönlerine dikkat çeken “Savaş Sanatı” eserinin müellifi kabul edilir. Sun Tzu bugün hepimizi yakından ilgilendiren birçok konuda çağlar öncesinden önemli tespitlerde bulunur. O’na göre bir milleti, devleti, orduyu savaşmadan imha etmenin yolları uzaktaki düşmana yakınlık algısını…

Okumaya devam edin Psikolojik Harekât Üzerine