Türkiye Sevdalısı Senegalli Mustafa Ndiaye ile Depremi, Deprem Çalışmalarını Konuştuk

Mustafa Ndiaye, Senegalli. 2011-2012 yılında lise için Türkiye’den eğitim bursu kazandı. Dünyanın birçok ülkesinden gelen öğrencilerle Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okudu. Üniversite eğitimini İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde %100 burslu olarak tamamladı. 2018 yazında üç ayda bisikletle Türkiye’yi il il gezdi. Her yerde dostluklar kurdu. Şimdilerde bir şirkette ihracat sorumlusu olarak çalışıyor. İNSİCAM Sevgili Mustafa, uzun zamandır Türkiye’desin. Depremi ilk duyduğunda adeta bölgeye koştun. O anki hissiyatını bizimle paylaşır mısın? Öncelikle hepimize geçmiş olsun. Aslında ilk başlarda sahadaki yetkililere ayak bağı olmamak için hemen harekete geçmedim. Uzaktan yardımcı olmaya çalıştım ama vakit geçtikçe ve bana özelden ulaşan yardım çığlıkları çoğaldıkça,…

Okumaya devam edin Türkiye Sevdalısı Senegalli Mustafa Ndiaye ile Depremi, Deprem Çalışmalarını Konuştuk

06.02.23’e dair

Seher vaktinin o muazzam güzelliğine gölge düşmüş, acı bir yel esmekte. Binlerce insan ayakta, dışarda, kaçmakta; neden kaçtığını bilmekle beraber nereye kaçtığını bilmeden. Ne büyük âcizlik, çaresizlik! Azra GÜZEL Anılarımı koruduğu gibi hayallerimin de merkezinde yer alan memleketimin yıkılışına ve tüm renklerinden soyutlanıp, griye dönüşüne şahitlik ederken. Gözlerimizin hüzne, acıya, korkuya ve özellikle dehşete açılışından bir süre sonra. Yerle bir olmanın hem maddi hem de manevi olarak yaşandığı ilk an 04.17. O anda 18 yılı aşkın zamandır yuvam olan evim ve üzerime hızla düşen gözümden sakındığım kitaplarım çok yabancı bana. Dilimden art arda çıkan tekbirler, sığındığım “Lâ Havle ve Lâ Kuvvete İllâ Billâh (Allah’tan başka…

Okumaya devam edin 06.02.23’e dair

Misafir Olduğumuzu Hatırladık

Günler geçiyor artık evler yuva olma vasfını kaybetmiş, ölüm makinesi olarak görülüyor. İnsanlar çadırları kendilerine mesken edinmiş. Maraş’ta artık her yerden insan var, yardımlar geliyor. AFAD, Kızılay, STK’lar insanların maddi ihtiyaçlarını karşılıyor, manevi olarak iyileşmek için ise zamana ihtiyaç var. Türkiye tek yürek olmuş; Kayseri’nin ketesi, Trabzon’un ekşi mayalı ekmeği, Anadolu’dan tertemiz ellerin işlediği patikler…  Şule BATDI 5 Şubat akşam saatlerinde, Ortaçağ’da bir kilisenin gizemli kütüphanesi üzerine kurgulanmış polisiye romanı, Gülün Adı kitabını bitirmiştim. 6 Şubat saat dört civarı, hâlâ okuduğum kitabın etkisinde olmalıyım ki rüyamda kitapta geçen kütüphanenin rafları arasında dolanıyorum. Deprem!.. Kütüphanede deprem oluyor. Saklanayım ama nereye?.. Uzaklardan seslenişler; abla uyan! Uzun uzun…

Okumaya devam edin Misafir Olduğumuzu Hatırladık

Kara Sabaha Uyanış

Hâlâ şoktayım, hâlâ etkisindeyim. Aileme karşı güçlü olmak zorundayım, zorundayız. İlk yedi gün göz pınarlarımız kurudu, nefes alamadığımız anlar oldu. Gözümüze uyku girmiyor, kafamın içi sallanıyor, ayaklarımın altı sallanıyor, her şey üstüme geliyor, ama ayakta durmak zorundayım; zorla da olsa umutla bakmak zorundayım, zorundayız. Mehmet EDİKLİ Çığlık atarak kalktığım yataktan, halılara tırnaklarımla tutunarak uyandım. Beni duvardan duvara fırlatan şiddetli sallantının sonunda kafamı televizyona çarptım, sehpanın üzerine düştüm. Kapı kasıldığından zor kuvvet açtım, direkt annemin babamın olduğu odaya koştum. Kafama beton parçaları düşüyor, gözüm hiçbir şey görmüyor, her yer karanlıktı. Annemin panik atak olduğunu, daha önce olan küçük depremlerde bile ne kadar korktuğunu biliyordum. Hâlâ kulaklarımdan…

Okumaya devam edin Kara Sabaha Uyanış

Elbistan Depremi Üzerine

Saat 13.30 sıraları… Elbistan, Ekinözü merkezli ikinci bir depremle adeta yok oldu. O sırada içinde bulunduğum evdeki odada bulunan yatağa uzanarak İstanbul’dan bir arkadaşımın aramasına cevap verdim. Konuşmanın ortasında çok şiddetli bir gürültü ile sarsılmaya ve sağa sola savurulmaya başladım. Ömer Tayyar ASLAN Çocukken büyüklerimiz bize dünyanın hallerinden bahsederlerdi. Bu dünya yalandır, aldatıcıdır, insanı kandırır derlerdi. Bu konuşmalar, daha çok dünyanın insan için ifade ettiği yaşanmış tecrübelerin soyut iz düşümleriydi. Çünkü çok az insan, köyünü dahi yukarıdan kuşbakışı olarak çok az seyretmiştir. İnsanlar buralarda, tavşan misali, doğdukları yerde bu hayata veda ederlerdi. Eğer memleket dışına çıkan olursa itibarlı olur, onun anlattıkları yüzde yüz doğru sayılır…

Okumaya devam edin Elbistan Depremi Üzerine

O Gece

Öyle korkunç bir şeydi, sallantı hafiflediğinde iki dakikada aşağıda bulduk kendimizi, insanlar şoktan ne yaptığını bilmiyordu, herkes o gece arabada sabahladı. Soğuk, yağmurlu havada insanlar ve ben ayakkabı bile giymemiş, yalın ayak çıkmıştık dışarıya. Ömer ÖZ Deprem gecesi bizler de herkes gibi normal uykumuza dalmıştık, ta ki gece depremi kâbus sanarak uyanıncaya kadar. İlk başta gerçek değil rüya, daha sonra ufak bir şey gelip-geçici diyerek bir süre avuttuk kendimizi. Bilmiyorduk, daha önce yaşamamıştık böyle bir şey. O anki korku, endişe, panik anlatılmaz; adeta kıyamet gibi şimşek edasındaki ışık parlamaları, uğultu hiç gitmiyor aklımdan, çok uzun süren bir sarsıntıydı. Bir apartmanın 6. katındaydık. Aklımızdaki tek düşünce;…

Okumaya devam edin O Gece

Yeniden Bağışlanan Hayat

Kıyamet gününe benzer bir gün demiştim ya hani, paranın, pulun hiçbir şeyin geçmediği bir gün. İnsanların yağan yağmurdan, soğuktan korunmak için tek bir imkânları vardı o da arabaları. O gün o arabaların kıymetini ölçecek bir para birimi yoktu yeryüzünün üstünde. Mustafa YILMAZ Üç yıldır severek hizmet ettiğim Hatay'ın Hassa ilçesinde, bir dönemi bitirdikten sonra memleketim olan Konya'ya gelmiştik ara tatili için. Akraba, eş, dost ziyaretlerinden sonra tatilimiz bitmiş ve tekrar çok sevdiğim Hassa'ya ve öğrencilerime kavuşma günüm gelmişti. Hatay bölgesinde kar yağmasa da Konya'dan Hassa'ya ulaşmak için Pozantı gibi zorlu bir geçidi geçmek gerekiyordu. Pazar sabahı kara, tipiye yakalanma korkusuyla alelacele yola koyulduk. Belli yerlerde…

Okumaya devam edin Yeniden Bağışlanan Hayat