Akademi Tanrıları Kan İstiyor

YÖK Tez’in paylaştığı istatistiklere göre bugüne kadar yüksek lisans ve doktora tezi olarak toplam; psikoloji konusunda 17.971 tez; sosyoloji konusunda 14.612 tez; sosyal hizmet konusunda 2.076 tez yazılmış. Psikolojik danışma ve rehberlik ve afet yönetimi toplam tez sayıları belirtilmemiş. Elif ÇEVİK Üniversite koridorlarında ilginç bir salgın dolaşıyor: Uzağı net görememek ya da tıptaki adıyla miyop. Aslında bu hastalığı hemen hemen hepiniz duymuşsunuzdur. Haliyle bunun nesi ilginç diye sorabilirsiniz. Haklısınız ama acele etmeyin lütfen. Zira bu yazı, tam da nesi ilginç onu anlatacak. Bir çeşit görme kusuru olan miyop, çocuk yaşlarda kendini belli eder. Tahtayı net görememek, genellikle göz doktoruna randevu almanın ilk kayda değer gerekçesi…

Okumaya devam edin Akademi Tanrıları Kan İstiyor

Sevgili Musa

Şehitlik Türkiye’de de farklı anlamlarla karşımıza çıkar. Bu anlamlar temelde dini, milli ve devrimci şehitlik anlayışları olarak kendini gösterir. Dini olarak, Türkiye’de genel kabul olan İslam’ın Sünni yorumu üzerinden şehitlik anlamlandırılır. Elif ÇEVİK Fotoğraf: Sevde Öztürk (BM Türk Şehitliği, Busan, Güney Kore) Malumunuz, miladi takvime göre yeni bir yıla, 2023’e girdik. Yeni bir yıla girmek, artısıyla eksisiyle, geçen günlerin hesabını görmek ve ölü toprağını üzerinizden atmak için güzel bir fırsattır. Bu tıpkı tebdili mekân yapmaya benzer. Zira mekân değişince imkân da değişir ve olmaz sanılanları oldurmak mümkün olur. Mekân, imkân ve mümkün; kökleri aynı harflerde bulan bu üç kelimeden ne çıkarabilirim diye düşünürken, zihnim beni…

Okumaya devam edin Sevgili Musa

Yemek Yeme Tarifi

Aman canım, o da fazla alınganlık etmiş diyebilirsiniz. O güne kadar yaptığı her yemek beğenilmiş olamaz sonuçta, değil mi? Haklısınız, ancak burada dikkatinizi, kendisinden özür dilenmesi beklenen kişiye yöneltmenizi rica edeceğim. Manceron’un “Lezzetli”sini beğenmeyen kişi bir din adamıydı. Elif ÇEVİK  “Siz ey midesi guruldayanlar, bana gelin, sizi iyileştireyim.” [1] 1765’te çorbacı M. Boulanger, restoranının girişine astığı Latince bir deyişle böyle sesleniyordu Fransa halkına. Canlandırmak, onarmak, iyileştirmek manasına gelen “restaurant” kelimesi de böylelikle, kurulan ilk restoran olarak kabul edilen Champ-d’Oiseau’nün duvarını süslüyordu. O yıllarda dışarıda yemek yeme kültürü yoktu. Tabii seyahat eden tüccarlar, misyonerler ya da askerler için hizmet veren hanlar bulunuyordu. Fakat burada yenen yemekler…

Okumaya devam edin Yemek Yeme Tarifi

Bize Kâfir Demiş Müfti Efendi

Yazarlara, şairlere artık ne köşe yazılarında ne de magazin haberlerinde rastlıyoruz. Neden? Yeterince ilginç değiller mi? Popüler olana mı karşılar yoksa popüler olmaya mı? Oralı mı değiller yoksa buralı mı? Okumak kopmaktır, diyor şair. Aydınlarımız neredeler? Bu soruların cevabını muhataplarına bırakıp sorunumuza dönelim. Elif ÇEVİK Sosyal Politika Uzm. Magazin, yediden yetmişe herkesin gündemine girmeyi bir şekilde başarıyor. Nihayetinde kültür endüstrisi dediğimiz olgu, gündelik yaşamın sıkıcılığından, sorunlarından biraz olsun kaçış imkânı veriyor. Dolayısıyla insanların sabah daha az kaygılı ve çalışma azmiyle dolu olarak uyanmalarına yarayan, endüstri toplumu için anlamlı bir araç. İnsanları, kaçındıkları dünyaya yeniden eklemlemenin yumuşak yolu. Sistem böyle işliyor, varsın işlesin. Biz, bize sunulana…

Okumaya devam edin Bize Kâfir Demiş Müfti Efendi

Artık Bu Solan Bahçede Güllere Kim Su Verecek?

Sevmezsek, yok olmaktan bin beter olacağımız meseleler… Elif ÇEVİK Sosyal Politikalar Uzm. Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz son birkaç yıl içerisinde, fikir ve gönül dünyamızın kandillerini yakan birçok kıymetli ismi Hakk’a uğurladık. Kimdi onlar? Yok, isimlerini saymaya tâkatim yetmez. İnsan, bu isimleri yan yana eklerken bile âdeta kelimelerini yitiriyor, başı dönüyor da hayatta olanlara, var olanlara tutunmak istiyor. Evet, gözlerimiz karanlıkta bir nur, ellerimiz boşlukta tutunacak bir dal arıyor. Demek ki şair haklı, “ölüyoruz, demek ki yaşanılacak!” taa ki günlerin kum kum dökülüp de şarkı söyleyen tek bir bülbülün kalmayacağı o zamana dek. Yaşamak, ama nasıl? “Ol!” bir emirdi, olduk. Fakat bundan sonra yaşananlar, işte o tek…

Okumaya devam edin Artık Bu Solan Bahçede Güllere Kim Su Verecek?