Sezar’ın Papağana Dönüşmesi; Vak’a mı, Vakıa mı?

Varlığın tümü, âlem. Âlem hakikatle örtüşmekte; zamanda ve mekânda zira. Öyleyse rezerve edilen masalar umurumda değil, zira âlemin bir parçası olarak varım. Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yard. Dostların kanı masada bir kâsede... Vücutları çöllerde susuz…  Bir selama hapsetmişken gülen yüzleri; çığlıkları sabaha kadar zindan arkadaşı omuzlara dokunan dostların, sırtlarda bıraktığı soğuk metaller çeviriyor Sezar'ı papağana. Bulut gibi yumuşak ağlamaklı bir dostluk gösterirler, şimşekli, karanlık günleri saklayarak. “Defolun” diye haykırmak istiyorsa kalbimin kapıları, tentürdiyot istemez. Zamanı kuşlara yem atarak geçirmek ister sarılmayı unutan avuçlarım... Sorry sir, all the seats are reserved. Sarılmayı unutan avuçlarımda nabzı atmayan artık kelimeler; kabul etmiyorum, hepsi gerçek, nabzı atmayan gerçek…

Okumaya devam edin Sezar’ın Papağana Dönüşmesi; Vak’a mı, Vakıa mı?

Wer bist du Zehra?[1]∙

2001'in son ayları, gurbet düştü payına Zehra’nın. “Hicret” dedi, sükûn buldu. Evine 15 dakika yürüme mesafesindeki okuluna alınmayan 18 yaşındaki kız, 22'sinde Avrupa'nın göz bebeği bir okula devam etme nasibinde. Zehra TUNÇ Avrupa’da İslam bahsine baktığımızda, o coğrafyadaki Müslümanları üç kronolojik sıralamayla inceleyebiliriz. Bunlardan ilki, İslam’ın ilk yüzyılında gerçekleştirilen ‘İslam daveti’ hareketlerinin bir sonucu olarak oluşturulan İslamî topluluklardır. İkincisi, Osmanlı sultanları tarafından ortaya koyulan fetih gayretleriyle İslam’ın yayılması teşebbüsleridir. Üçüncüsü ise yoğunlukla Avrupa’nın batı ve kuzey bölgelerine yapılan işçi göçü ve Müslüman öğrencilerin o bölgelere (Örneğin, 1960’lı yıllarda Bosnalı gençlerin ve 2000’li yıllarda yaşanan 28 Şubat post-modern darbenin etkisiyle Türkiyeli gençlerin öğrenci olarak Avusturya’ya hareketi)…

Okumaya devam edin Wer bist du Zehra?[1]∙

Mahremiyet Mahrumiyet İlişkisi Üzerine Sırlı Mülâhaza

Evlenmenin yasak olduğu akrabanız yoksa sarılacak kudretli kollardan mahrumsunuz, mahremiyet ile mahrumiyetin bağı bu sebeple kuvvetli. Mesela; yarası babası olan kız çocukları iyileşmez! Bir gram sevgi görebilmek uğruna her şeyi yapabilecek çocuklardır onlar, siz nereden bileceksiniz? Çocukluğundaki yaraların sarılması için her şeyi kabul edebilir veya her şeyi reddedebilirler. Mahremden mahrumiyet tehlikesi diyorum! Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yrd. Mahrem; haram olma durumu. Mahrum; yoksunluk. Mahremin yoksa mahrumsun, bu kadar net. Helal olmayan, yasaklanan şey manasındaki mahrem kelimesi hepimizin bildiği gibi, kendileriyle evlenilmesi dinen yasaklanmış olan belli derecedeki akrabalar; yani kadın için baba, ağabey, amca... vs. Bu durumda evlenilmesi yasaklanmış kimselerle kız çocuklarının sarılması gayet mümkün.…

Okumaya devam edin Mahremiyet Mahrumiyet İlişkisi Üzerine Sırlı Mülâhaza

Ev, Mekân, Şehir; Ruhta İz; Çocukluk, Gençlik, İhtiyarlık!

Annem elimizden tutup bizi Fatih Camii’ne sabah namazına götürdü bu kez, hep oyun değil tabii cami avlusunda. İmam ve ilk saftaki amcalar eskiden yeşil halılı olan yerde namazlarını kılıyordu. O yeşil halıya basmak için anneme yalvardığımı hatırlıyorum, çocukluk işte, temiz, saf. Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yardımcısı Edirnekapı'dan içeriye girdiğim vakit huzurlu bir derin nefes alıyorum. Bunu Fatihliler çok iyi bilir. Hatta onlardan hemen her seferinde bu cümleyi duymanız da mümkün. Bir adım ötesi; annemin bir tavafında, Kâbe’ye bakarak aldığı niyet, bir yakarış, dua: “Allah'ım beni Fatih Sultan Mehmed Hân hazretlerinin komşuluğundan ayırma!” Âmin. Evet, evet hakikaten âmin. 1970’te Sivas'tan İstanbul’a göç ettiklerinde ilk bir…

Okumaya devam edin Ev, Mekân, Şehir; Ruhta İz; Çocukluk, Gençlik, İhtiyarlık!

Hello İmam Hatiplim!

Şimdi hala böylesi ezgiler marşlar çıkabiliyor mu, bilmiyorum. Belki bir takım yoksunluklar daha üretken yapıyor sanatçıları. Acısını beraber çektiklerimiz yüreğimize işliyor belki. Harçlıklarımı biriktirip aldığım kasetleri hâlâ sakladığım doğru; çok kıymetli zîrâ. İnsan ne dinlediğine, kulaklarını neye açtığına dikkat etmeli, gönle bir yol da oradan gidiyor. Dua dua, ilmek ilmek hayatımızı ördükleri gerçeğini inkâr edemeyiz dinlemeyi seçtiklerimizin. Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yardımcısı “Tarih onunla yazılacak yeniden Can bulacak vatan, millet, Türkiye’m Davası uğruna hayatını verebilen Nesil olacak Eyüp İmam Hatipli” Bu dizeleri haykırarak koridorlarda gezindiğimizde 90'lı yılların ilk yarısı; ortaokul ve lise çağlarımızdı. 11 yaşında okula başlayan küçük kız lisedeki ablalarına onlar gibi olmak…

Okumaya devam edin Hello İmam Hatiplim!

Necâta Vesile; Bir Mektup ve Hisler

Rahmetine talip olmak bizi her sıkıntıda, Resûlullah olsa ne yapardı sorusuna muhatap kılmıyorsa istediğimiz sonuca ulaştırır mı? Ruhum yarışlara karşı, kimseyle hiçbir şeyin yarışına girmem, reddeder kendimi geri çekmeyi tercih ederim. Zîrâ talip olduğum şey başka, bambaşka… Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yrd. Merhabâ ey âlî Sultan merhabâ Merhabâ ey kân-ı irfân merhabâ … Yıl 2018. Aylardan şubat. Kuralar çekilmiş, adımız kavuşacaklar listesine yazılmış; nasıl bir heyecan, nasıl bir merak, nasıl kalp çırpınışı, tarif edilemez... Hemen bir not defteri edinip zihnimdeki, gönlümdeki her şeyi dökmek istedim. Onu ilk gördüğümde ne yapacağımı, kimlerin selamını ileteceğimi, onun mescidinin bahçesinde kimlerle tanışacağımı, nerede nasıl davranacağımı zihnimde bir duvardan bir…

Okumaya devam edin Necâta Vesile; Bir Mektup ve Hisler

Size Bir Şey Soracağım: Afrika İnsanı Sömürülmeyi Neden Kabul Etti?

Oysa Afrika; eski topraklar, işte o eski dünya. Yerleşik yani, asıl belki, eski işte, dünyanın en eskisi, eski yerlisi, sahibi belki! Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yardımcısı Sosyal medyaya yazdığım fotoğraf altı yazılardan birinde ‘cesaretin kökeninde ya cahillik ya da kaybedecek bir şeyi olmamak vardır belki’ diye yazmıştım. Belki de Afrikalıların kaybedecek çok şeyleri olduğu için cesur olamadılar? Ya da cesaretin ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Kim bilir? Sahi, Afrikalılar sömürgeyi neden kabul ettiler? Fazla tevazu kibirdendir yahut fazla tevazu vasat insandan nasihat dinlettirir. Peki, nedir bunun normali? Hiç tevazu zaten kibir, e fazlası da kibirden madem? Nasıl olacak da olacak? Ve hiçbirimiz bırakalım vasat insanı,…

Okumaya devam edin Size Bir Şey Soracağım: Afrika İnsanı Sömürülmeyi Neden Kabul Etti?

Seramik Saksıdan Merhametin Zaferine Uçmak

Evet, elbette kanadı kırık kuş merhamet ister! Kuş hangi şartlarda kanadı kırılmış sayılır peki? Ve acaba merhamet tam da vaktinde ulaşır mı o kuşa? Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yardımcısı Galiba insanoğlunun en çok pörsüttüğü kavramlardan biri "merhamet". Sorsan herkes merhametli; ağaca, böceğe, kurda, kuşa, sokaktaki köpeğe, karnı aç sırtı açık kimsesizlere! Peki, ya dostuna? İnsanın birine merhametle davranması için muhakkak elle tutulur gözle görülür bir yoksunluğu, bir yoksulluğu olmalı sanıyoruz. Oysa adalet ve dürüstlük olmadan merhametin yavan bir acıma duygusundan ibaret olduğu bir gerçek. Ve bu sizi daha çok yaralar muhakkak. Size yalan söyleyen biri ne kadar merhametli olabilir? Gerçeğin üstünü örtmekle Allah'ın Rahman…

Okumaya devam edin Seramik Saksıdan Merhametin Zaferine Uçmak

es-Selâm

Selam, sözlükte “her türlü bedenî ve ruhî hastalıklardan, eksiklik ve kusurdan uzak; selamette, barış ve esenlik içinde olmak, kurtulmak, rahatlamak” anlamlarında iken, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadis-i şeriflerde “emân, kurtuluş, esenlik, barış” manalarında kullanılır. Zehra TUNÇ İMH Genel Sekreter Yrd. “Efendim, Evveli, âhiri, zâhiri, bâtını selâmlarım. El-Evvelü Allah, El-Âhirü Allah, Ez-Zâhirü Allah, El-Bâtınü Allah... Sâhib’i selâmlarım. Sâhib-i Hakîki’yi selâmlarım. Sağımı, solumu, önümü, ardımı selâmlarım. “Levlâke Sırrının Mazharı”nı selâmlarım. Vâlidesini, Hadîce Vâlidemi, Fâtıma Vâlidemi selâmlarım. Cihâr-ı Yâr-ı Güzîn’i selâmlarım. Erkân-ı Erbaa’yı: Selmân’ı, Mikdâd’ı, Ammâr’ı, Ebu-Zerr’i selâmlarım. İmâmeyn’i Muhteremeyn’i selâmlarım. Tâife-i ecinnîyi selâmlarım, mü’minlerini ve Müslimlerini... Ve sizi selâmlarım... Peygamber-i Ekber bir hadîs-i nebevîlerinde buyuruyorlar ki, “Önce selâm,…

Okumaya devam edin es-Selâm

RIZASINA UYGUN VAZGEÇİŞLER – KURB

Âlimler her ne kadar kendilerince yorumlasalar da bu kelimeyi, Kurb deyince Hz. İbrahim dimdik karşımızda aslında. Zehra Tunç İMH Genel Sekreter Yardımcısı ..فَأَمَّا إنْ كَانَ مِنَ المُقَرَّبِينَ …Ama eğer Allah'a yakın olanlardan iseniz  a  Vâkıa – 88. ‘Kurb’ sözlükteki anlamıyla ‘yakın’ demek. Kulun Allah’a yakın olması, ebedî mutluluğu kazanmasına vesile olan ibadetlere ve iyi davranışlara yakın olması demek. Peki, bu kurb hali nasıl olur? İbn Atâ’ya göre insanı Allah’a yakın olma (kurbiyet) mertebesine ulaştıran, evliyanın edebidir. Ahmed b. Hadraveyh ise bu mertebeye hoşgörüyle ulaşılacağı görüşündedir. Ebü’l-Hüseyin en-Nûrî sevginin kurb kazandırdığını söyler. İbn Hafîf’e göre insanın Hakk’a yakın olması daima rızâsına uygun işler yapması ile mümkündür.…

Okumaya devam edin RIZASINA UYGUN VAZGEÇİŞLER – KURB