Necip Fazıl’ı Anlamak
Nuri Pakdil, yine o ağır ve yoğun suskunluklarından birine gömülmüş, adeta taş kesilmişçesine hiç kımıldamadan duruyordu. Ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum ama uzun zaman geçmişti. Birden, “Sayın Hamza lütfen yazı makinesinin başına geçiniz.” dedi. Dediğini yaptım ve hemen yaz makinesinin başına geçtim, bir kâğıt taktım, ayarladım ve yazmaya hazır olarak beklemeye başladım. Necip EVLİCE Üniversite okuduğum yıllarda, Nuri Pakdil, Edebiyat dergisinin yazılarını seçmek, basılacak kitapları belirlemek için her ayın yirmisi civarında Ankara’ya gelirdi. Sıklıkla Edebiyat’ın Akay Caddesi’ndeki küçük bürosunda, -Nuri Pakdil’e göre burası karargâhı- vakit geçirirdi. Ben de derginin üzerimdeki sorumlulukları gereği mutlaka yanında olurdum. Bu gelişlerdeki sınırlı zamanda birçok başka insan da büroya gelirdi.…