Çok Sesli Bir Ölüm (Rasim Özdenören)

Herkesin övgüyle, hayranlıkla anlattığı “Yazar Rasim Özdenören” portresi mi çizmeliyim, yoksa onunla yaşamış olduğum dostluk üzerinden “Kendi Rasim Abimi” mi yazmalıyım? Mehmet KURTOĞLU Bir yazarı hatıralarından yola çıkarak mı yoksa eserlerinden hareketle mi anlatmalı? Bir yazarın eseriyle hayatı arasında, tıpkı deha ve delilik arasında olduğu gibi ince bir çizgi vardır; o çizgiyi aştığınızda yanlış yorumlara veya tanımlamalara sebep olabilirsiniz. Bu yüzden yazarları anlatırken o ince çizgi üzerinde durulur, aşılmamaya dikkat edilir. Zira aşılmazsa deliliğin, aşılırsa dehanın handikaplarına düşülür. Bu yüzden bir yazarın özel hayatından yola çıkarak tanımlamaktan daha çok onu eserleri üzerinden tanımlamak daha kolaydır. Çünkü eser üzerinden her türlü yorumu yapabilirsiniz ama söz konusu…

Okumaya devam edin Çok Sesli Bir Ölüm (Rasim Özdenören)

Yarım Kalmış Masallar

-6 Şubat depreminde ölenlere- Mehmet KURTOĞLU Kim demiş konuşamazmış dağ, ova, deniz, toprakHer birinin dili var ancak bilenler anlarDağ yürürken ovaya, deniz vurur toprağıYakına gelir uzak, uzağa gider yakın;Apartmanlar diz çöker dağlar olur un-ufak... Kim demiş konuşmamış topraktaki ölülerYarım kalmış hayatlar kurumuş dudaklardaBirbirine benzer donuk göz, mor bedenleKimi yatakta kalmış, kimi çökmüş kapıda;Ölüler konuşurken siz susuyor musunuz hâlâ? Hepsi toprağa düşmüş kuru yaprak misaliEvler mezara dönmüş, mezarlar evler şimdiHay'dan gelir yine Hu'ya giden insanlarGeride bırakırlar trajik binbir masal;Her birinin masalı birbirini tamamlar... Değişmeyen tek yasa sallanırken yeryüzüAdil davranır ölüm zengin fakir demedenGeride çaresizlik, ölümün soğuk yüzüİnsanı deli eder o yok olmak korkusu;O yok olmak korkusu, o yok…

Okumaya devam edin Yarım Kalmış Masallar