Güney Afri̇ka Müslümanlarının Ki̇mli̇k Mücadelesi

Güney Afrika’ya getirilen diğer bir Müslüman grup ise, önce Hollandalılar daha sonra İngilizler tarafından getirilen Doğu Afrika sahillerinde yaşayan yerli Müslümanlardı. İbrahim TIĞLI Gazeteci-Yazar Güney Afrika Müslümanları deyince aklımıza gelen ilk isim, kuşkusuz İmam Abdullah Harun’dur. Genç yaşta Cape Town’un önemli camilerinden Claremont Camii’nde imamlık vazifesinde bulunmuş olan İmam Harun, sıradan bir camii görevlisi değildir. Aynı zamanda Apartheide -Güney Afrika’da 1948-1994 beyaz azınlığın üstünlüğüne yönelik ayrılıkçı rejim- karşı bir savaşçı olup yüz günden fazla fiziksel işkenceye maruz kalarak polis nezaretinde hayatını kaybetmiştir. Ebubekir Efendi de İmam Harun gibi Türkiye’de son zamanlarda bilinen isimlerden biri haline gelmiştir. Oysa Ebubekir Efendi’yi, Güney Afrika ülkeleri içinde tanımayan çok…

Okumaya devam edin Güney Afri̇ka Müslümanlarının Ki̇mli̇k Mücadelesi

Sezai Karakoç’un Afrikası

Şiirlerinde yakın arkadaşı Cemal Süreya’nın şiirlerinde olduğu gibi terim olarak “Afrika” geçmez. “Ötesini Söylemeyeceğim” şiiri, bir çocuğun gözünden Cezayir direnişi için yazılmış bir şiirdir. İbrahim Tığlı Gazeteci-Yazar Sezai Karakoç, emsalleri içerisinde Afrika’ya yakın olan düşün adamlarından biridir. Bu yakınlık Fransız aydınlarında olduğu gibi entelektüel bir yakınlık değildir. Sanki bütün şiirlerini Afrika insanı için yazmış gibidir. Şiirlerinde yakın arkadaşı Cemal Süreya’nın şiirlerinde olduğu gibi terim olarak “Afrika” geçmez. “Ötesini Söylemeyeceğim” şiiri, bir çocuğun gözünden Cezayir direnişi için yazılmış bir şiirdir. Karakoç, gazete yazılarında ise daha fazla yer verir Afrika’ya. İslam’ın Dirilişi adlı eserinde Afrika’ya daha geniş yer ayırır. Fakat Afrika ile ilgili Batılı yazarlarda olduğu gibi…

Okumaya devam edin Sezai Karakoç’un Afrikası

ABDULKADİR es-SUFİ

Alışagelmedik bir yolculuk hikâyesi ile başlayan Gariplerin Kitabı, aslında arkasında hiçbir şey bırakmadan giden insanların öyküsünü anlatıyordu.  Teslimiyet böyle bir şeydi çünkü. Sevdiklerini, yaşadıklarını, biriktirdiklerini bir daha geriye dönmeden bırakabilmek... İbrahim Tığlı Gazeteci-Yazar Rahmetli Abdulkadir es-Sufi’yi İsmet Özel çevirisi ile Yeryüzü Yayınları’ndan çıkan “Gariplerin Kitabı” ile tanımıştım. Jan Dallas adıyla da bilinen Abdulkadir es-Sufi’nin bu kitabı, hayatımın dönüm noktalarından biri olmuştu. Alışagelmedik bir yolculuk hikâyesi ile başlayan Gariplerin Kitabı, aslında arkasında hiçbir şey bırakmadan giden insanların öyküsünü anlatıyordu.  Teslimiyet böyle bir şeydi çünkü. Sevdiklerini, yaşadıklarını, biriktirdiklerini bir daha geriye dönmeden bırakabilmek... Üniversite yıllarında okuduğum bu kitap, farklı bir tasavvufi düşüncenin de önünü açıyordu. Türkiye’de pek…

Okumaya devam edin ABDULKADİR es-SUFİ