Bir Meta Olarak Ev

Mimarlık tarihi boyunca çok farklı ev tipolojileri ve kurgularıyla çalışılmış ama temelde ev, hep içe dönüklüğü ve mahremliği ile öne çıkmış. Evinde olan bir kişi, konfor alanındadır, güvendedir. Peki bu ev, bir metaya dönüşürse nasıl olur? Elif Sena IŞIK Mimar “Modernlikle birlikte mimari üretim sokaklardan fotoğraflara, filmlere, basılı yayınlara ve sergilere kaydı. Bu kaymaya paralel olarak duvarlardan ziyade imgelerle tanımlanan yeni bir mekân kavrayışı ortaya çıktı. Modernlik, böylece mahrem olanın kamusallığı haline geldi.” diyor Colomina, Mahremiyet ve Kamusallık kitabında. Mahremiyet de kamusallık da çok genel ve her alanda üzerine bir şeyler konuşulabilecek konular. Fakat mimari ile kesişimleri düşünüldüğünde çok da farkına varmadığımız, sanki hep varmış…

Okumaya devam edin Bir Meta Olarak Ev

Sükûnet için Mesken

İyilik, öyle bir güce sahiptir ki ondan gafil olduğunuzda tükenebilir, zehirlenebilirsiniz. İyilik pek çok surete bürünebilir. Bu suretler arasında inşa ve imar da vardır. Mustafa ESER Öğretmen-Yazar Fotoğraf: Şehnaz Fındık  “Sanat eseri, varlık ve kâinat tasavvurunun yapılana yansımasıdır. Eserini ortaya koyarken aldığı her karar, sanatkârın varlık ve varlığın güçleri hakkındaki tasavvuruna göre şekillenir. Bu özellikleri ile sanat, din ve ahlak alanında yer alır. Biçim ve varlık tasavvurunun bütünlüğünün bilinci ile oluşan sorumluluk, tutarlılık duygusu “beşer”i “insan”a dönüştüren adımdır.” Turgut Cansever – Mimarî Üzerine Düşünceler  Debdebeli bir hayatın içinde modern insan. Öyle çok güzelliği ıskalıyor ki. Hızın ve hazzın peşinden delice koşarken çoğunlukla kendini de geride…

Okumaya devam edin Sükûnet için Mesken

Gün Sonlu, Dünya Yalan, Biz Fani idik

Doğan büyüyor, insan yaşlanıyor, yeni eskiyor, gün bitiyor, gece sonlanıyor, bahar yaza, yaz kışa olağanüstü bir hızla dönüşüveriyor. Rutin işler arasında zamanın etkileri, varlıkta derin ve istikrarlı bir şekilde vuku buluyordu. Öznur GÖRÜR KISAR Eğitimci Fotoğraf: Şehnaz Fındık Yeni gün, alacakaranlık görüntüsünü üzerinden yavaş yavaş atmaya çalışırken; sokaklar hayli hareketli bir koşuşturmaya sahne olmaya başlamıştı bile. Beyler ellerinde akşamdan hazır edilen çöp poşetleri ile apartman kapılarında birer birer beliriyor, mahalle başlarında öğrenci bekleyen okul servisleri, sokak trafiğini iyiden iyiye hareketlendiriyordu. Ellerinden tuttukları çocuklarını hafifçe çekiştirip, alelacele okula yetiştirmeye çalışan anneler bir taraftan da çocuğun gün içerisinde dikkat etmesini istedikleri hususları ardı ardına sıralıyorlardı. Emekli amcalar…

Okumaya devam edin Gün Sonlu, Dünya Yalan, Biz Fani idik

İki Gönül Bir Olunca, Samanlık Seyran Olur Mu?

“Dünyada mekân, ahirette iman” diye duydum çok sonradan. Oysa benim çocukluğumda mekânlara mündemiç bir iman vardı. İman, mekândan münezzeh değildi yani. Derviş Çelebi Tek katlı betonun yeni icat edildiği ama henüz yaygınlaşmadığı yıllarda, tutkal olarak kara çamurun kullanıldığı, taşların üst üste konularak inşa edilen eski bir köy evinin önünde duruyorum. Ev dediysem aklınıza iki artı bir daire gelmesin, hepi topu tek bir odadan söz ediyorum. Yatak odası, misafir odası, mutfak, bütün görevler bu yirmi metre kare odanın omzuna yüklenmiş. Ahşap bir kapıdan, ki aynı zamanda evin hem dış hem de iç tek kapısıdır, eve sağ ayağımla, besmele çekerek giriyorum ve selam veriyorum. Dedemden öğrendim, eve…

Okumaya devam edin İki Gönül Bir Olunca, Samanlık Seyran Olur Mu?

Ev, Mekân, Şehir Buharlaşırken, Sanal Dünyanın Gerçekliğe Dönüşmesi

Daha önce ev hayatın merkeziydi ve bütün hareketlilikler bir şekilde evle nihayete ererdi. İnsanlar için dışarısı bir gurbetti, hep yuvaya dönme heyecanı yaşanırdı. Modern hayat evden dışarıya adeta kaçarcasına bir akışı tetikleyen bu yeni mekânlarla, insanları dışarıya bağlarken evi de nesneleştirdi. Böylece ev bir tür otele dönüştürülmüş oldu.  İsa ÖZÇELİK Eşyayla kurduğu iletişimin cismani boyutu, insanı bir yer ile ilişkili kılar. Bu ilişkisel pozisyonlar farklı mekânsallıkların ortaya çıkmasını sağlar. Kevn kökünden gelen mekân olgusu, insanın var olma biçimine yön verdiği gibi ona varlığı şekillendirme imkânı da oluşturur. İçtimai bir varlık olan insan, doğada kalıcı olmak ve hayatını idame ettirmek için yoğun bir hareketlilik gösterirken, bu…

Okumaya devam edin Ev, Mekân, Şehir Buharlaşırken, Sanal Dünyanın Gerçekliğe Dönüşmesi

Ev, Çağrışımlar ve Ötesinde Kent

Yine Bachelard'a göre insan dünyaya “fırlatılmış” bir varlık olmaktan önce, evin beşiğine yatırılmış bir varlıktır. Beşiğin “bir şeyin kaynağı olan yer, bir şeyin doğup yetiştiği yer” anlamına vurgu yapılmış olup, evle arasında somut bir metafor kurmuştur. Fatiha Nur TERLEMEZ Y. Şehir Planlayıcısı Fotoğraf: Şehnaz Fındık             Hayatı tüm diyalektikleriyle birlikte nasıl ele alıp tüm bunlara uyum sağladığımız üzerine düşünmek gerekirse tam da bu noktada “ev” karşımıza çıkmaz mı? Ev, bir yönden de köşeye çekilip dünyanın bir ucundan tuttuğumuz ve oraya kök saldığımız yer değil midir? Ev tüm farklı tanımlamlamaların dışında dünyaya tutunduğumuz köşemizdir. Bachelard[1]'ın sözünü ettiği gibi içine doğduğumuz ilk evren olup bu açıdan bakıldığında…

Okumaya devam edin Ev, Çağrışımlar ve Ötesinde Kent

Mesken’den Konut’a

Bugün genel olarak ev dediğimiz barınma ve yaşama alanına, eski zamanlarda hane denirdi. Hane Farsça bir kelime olup birleşik isimlerin türetilmesinde mühim bir yeri vardır. Mustafa ÖZEL Prof. Dr., FSMVÜ İslami İlimler Fak. Minyatür: Mükerrem Mert Hayatta birçok şey değişir; yazı, resim, yemek, yol, ticaret, ulaşım. Listeyi uzatmaya gerek yok. Bu değişimler, hayatı bazen anlamsızlaştırır bazen de ona anlam katar. Bir kelimenin, bir kavramın ortaya çıkışı bir arka plana, bir tasavvura dayanır. Tasavvursuz hayat düşünülemez. Günlük hayatta bize ehemmiyetsiz gibi görünen ancak derinliğine bakıldığında hemen fark edilen çeşitli kelimeler, kavramlar vardır. Şehir’e kent demek, sadece bir ifade değildir. Bilenler bilir, bugün fırından aldığımız ekmeğe, ekmeklerin…

Okumaya devam edin Mesken’den Konut’a

İnsanlar mı Mekânı Değiştirir, Mekânlar mı İnsanı?

Kendisini tanımlarken kültürel değerleri değil de modernlik, gelir ya da ihtiyaç durumuna göre tanımlamalar yapanlar için mekân, biraz daha farklı beklentiler ile inşa edilmekte, bu da şehirlerin ortak kültürden hızla uzaklaşılmasına ya da yeni bir kültür oluşmasına neden olmaktadır.  Sonuçta geriye dönüp baktığımızda tek tek konutlar belki kabul edilebilir ancak topluca bir değeri, kültürü, işaret etmeyen şehirlere doğru yol aldığımız gerçeği ile karşı karşıya kalabiliyoruz. Ömer DOĞAN Yeryüzü Mühendisleri Derneği Başkanı                Mekân, her dönemde insanlar için önemli olmuştur. Yaşanılan mekân, insanların iç dünyasını, kültürünü, gelir seviyesini, sanat algısını en yalın şekli ile yansıtır. Mahalle ve semtler toplulukları, kentler ise daha büyük toplumları anlamak…

Okumaya devam edin İnsanlar mı Mekânı Değiştirir, Mekânlar mı İnsanı?