Kudüs: Taşlara Sinmiş Gözyaşı, Gözyaşlarında Asılı Kalmış Dua

“İnsanım” diyen insanlar; bir sesiniz olmalı, içinizde bir yerlerde… Siz kelimelerinizi sustursanız da vicdanınızın haykıracağı… O sese, özünüze kulak verin. Orada bir yerlerde, bir özlem var adı Kudüs olan.

Betül ZEYREK

Kudüs…

Sanırım bugüne kadar dünya üzerinde hiçbir şehir, Kudüs kadar dua ve gözyaşıyla harmanlanmamıştır. Her bir gözyaşı damlasında nice dualar asılı kalmış bir ruh Kudüs.

Bir şehri şehir yapan sokakları, köprüleri, devasa binaları değil; o şehrin sokaklarında koşuşturan çocuklar, köprülerinde yürüyen ayaklar, evlerinde sıcacık kahkahaların atıldığı evler ve o evlerdeki ellerden semaya yükselen dualardır. Bu yüzden Kudüs’ün yeri başka. Oraya sadece bir şehir demek, o mekânın omuzlarına yüklenen onca acıya haksızlık olur.  Çünkü Kudüs, insanlığın vicdanının yükselen sesidir.

Geçmişten günümüze bu topraklarda nice medeniyetler gelip geçmiştir, nice medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır bu topraklar. Nice peygamberin çağrılarına kulak vermiş, nice şairin şiirlerinin mısralarına konu olmuştur Kudüs. Krallıkların mücadelesine, komutanların ihtiraslarına şahitlik etmiştir. Bunların çerçevesinde düşünüldüğünde bu şehir, bir coğrafya parçası olmaktan çıkarak inançların kesiştiği, imtihanların ve umutların sembolü haline gelmiştir. Yaşanılan her şey, bu şehrin sokaklarına sinmiş birer iz olarak varlığını devam ettirmiştir.

Başka bir yönü ile baktığımızda Kudüs, tarih boyunca üç büyük dinin aynı anda varlığını devam ettirdiği tek şehir olarak çıkıyor karşımıza. Hristiyanlar için kutsal bir mekân, Yahudiler için bırakılan bir miras, Müslümanlar için ilk kıble… Böyle bir şehre sıradan bir şehir gözüyle bakmak, şehrin ruhunu yok eder. Her bir sokağında inançların bıraktığı derin izler ve göğe yükselen dualar var.

Tüm bunların yanında Kudüs’ün en büyük yükü de bu kutsiyetin bedelidir. Asırlardır işgallerin, ayrılıkların, gözyaşlarının, umutların, duaların sahnesi olmuştur. Bir yanda göğe yükselen dualar, bir yanda akan kanlar… Kudüs, insanlığın en büyük sınavlarından biri haline gelmiştir. Vicdanların en büyük ve en ağır imtihanının adı olmuştur. Kudüs, bir şehir değil; bitmeyen acı, dinmeyen gözyaşının adı olmuştur.

Bugün Kudüs, bütün insanlığın vicdanının en ağır yükü ve en büyük imtihanı olmaya devam ediyor. Adalet, merhamet, barış… En çok ihtiyaç duyulan bu üç kavram, mevzubahis Kudüs olduğunda anlamını ve varlığını yitiriyor sanki. İnsanlık, Kudüs karşısında vicdanını yok ediyor. Onca masum insandan akan gözyaşı, tüm insanlığın vicdanının sessiz çığlıklarına dönüşüyor Kudüs’te. Bir gün Kudüs gülerse, işte o zaman insanlığın vicdanı da rahat bir nefes alacak ve insanlık bir parça huzur bulacak.

Kudüs’e dair söylenecek o kadar çok şey var ki, sessizliğe gömülü kalmış. Konuşanı da, susanı da ayrı yakan… Bu yüzden Kudüs, sadece orada yaşayanların değil; bütün insanlığın şehridir. Bütün vicdanların haykırışları, adalete ve merhamete duyulan özlemin adıdır. Kudüs, insanlığın kanayan kalbi, umudun şehri… Kudüs’e bakan, kendi insanlığına, kendi özüne bakmış olur. İnsanlığınıza bakın! Orada bir yerlerde hala bir umut, merhamet var olmalı… “İnsanım” diyen insanlar; bir sesiniz olmalı, içinizde bir yerlerde… Siz kelimelerinizi sustursanız da vicdanınızın haykıracağı… O sese, özünüze kulak verin. Orada bir yerlerde, bir özlem var adı Kudüs olan.

Ve bir gün Kudüs mutlaka huzura erecek, biliyorum. Barışın diliyle konuşacak. O gün geldiğinde, acıya şahit olan taşlar huzura erecek; dualarla yankılanacak, hıçkırıkların yankılandığı sokaklar… Gözyaşları yerini, vicdanların hâkim olduğu tebessümlere bırakacak. Çünkü Kudüs; umudun adı, vicdanların sesi olacak.

Kalemimden dökülen her bir kelime şahit olsun: Kudüs, benim de derdim, davam, umudum, sevdam ve özlemimdir.

Kudüs aşığı bir yazar geçti bu diyardan; Nuri Pakdil…

Onunla veda etmek istedim. “Anneler ve Kudüsler” şiir kitabından, kitaba ismini veren şiiriyle…

Tûr Dağı’nı yaşa

Ki bilesin nerde Kudüs

Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum

Ayarlanmadan Kudüs’e

Boşuna vakit geçirirsin

Buz tutar

Gözün görmez olur

Gel

Anne ol

Çünkü anne

Bir çocuktan bir Kudüs yapar

Adam baba olunca

İçinde bir Kudüs canlanır

Yürü kardeşim

Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin.