Depremler ve Politik Yoksunluk

Bu açıklamalardan sonra şu soruyu gündeme getirmekte fayda var: Yıkıcı Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden üç ay geçti ve biz deprem meselesini sahici bir biçimde tartışabildik mi? Hüseyin Nasrullah İNAN Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin üzerinden üç ay geçmiş bulunuyor. Söz konusu felaket, peşi sıra iki büyük depremin birbirlerini takip etmesi ve depremin gerçekleştiği sırada halkın büyük bir bölümünün evlerinde bulunması sebebiyle çok yüksek düzeyde can ve mal kayıplarına yol açtı. Sıcağı sıcağına tespit edilemese de felaketin etki çapı ve boyutları günler geçtikçe ortaya çıkmaya başladı. Üçüncü ayına girdiğimiz felakette artık bir şeyler daha net görülebiliyor. Bu kapsamda süreç içerisinde kamuoyuna hâkim tavırları üç döneme ayırabiliriz. Böylesine geniş…

Okumaya devam edin Depremler ve Politik Yoksunluk

Yüzler

Şakir Kurtulmuş 1. çok yavaş ölüyorum birazdan alışacak gözlerim karanlığa beyaz umutlar düşecek sığınağın küçük bir köşesinde sesi yağmur çığlıklarına karışan esmer bir çocuğun elinden tutup bir parça pamuğu ıslatarak dudaklarında karanlıktan koşarak çıkan sevinçtir iyi yaşayanlara kızmadan utandırmadan kimseyi ölüyorum yavaş yavaş gel kızım kaçalım kar tanesi değil bunlar gökten üstümüze yağan bizim evin duvarları mutfak dolabı saksılar komşumuzun duvarında asılı tablo düşüyor üstümüze kar beyaz ellerinden tutuyorum kızımın canım kızım nerde ablan nerde abilerin nerde ablanın elleri çok karanlık bulamıyorum hayal değil bu yaşamak dediğin ölüyorum yavaş yavaş enkazdan çıkan taşlar demir karışımı magnezyum termal kameralarda sismik titreşimler toprakta sular kabarıyor gecenin ıslak…

Okumaya devam edin Yüzler

Yarım Kalmış Masallar

-6 Şubat depreminde ölenlere- Mehmet KURTOĞLU Kim demiş konuşamazmış dağ, ova, deniz, toprakHer birinin dili var ancak bilenler anlarDağ yürürken ovaya, deniz vurur toprağıYakına gelir uzak, uzağa gider yakın;Apartmanlar diz çöker dağlar olur un-ufak... Kim demiş konuşmamış topraktaki ölülerYarım kalmış hayatlar kurumuş dudaklardaBirbirine benzer donuk göz, mor bedenleKimi yatakta kalmış, kimi çökmüş kapıda;Ölüler konuşurken siz susuyor musunuz hâlâ? Hepsi toprağa düşmüş kuru yaprak misaliEvler mezara dönmüş, mezarlar evler şimdiHay'dan gelir yine Hu'ya giden insanlarGeride bırakırlar trajik binbir masal;Her birinin masalı birbirini tamamlar... Değişmeyen tek yasa sallanırken yeryüzüAdil davranır ölüm zengin fakir demedenGeride çaresizlik, ölümün soğuk yüzüİnsanı deli eder o yok olmak korkusu;O yok olmak korkusu, o yok…

Okumaya devam edin Yarım Kalmış Masallar

Deprem Bana Dedi Ki

Gökyüzüne nispet yaparcasına uzayıp giden dikey binalar, içinde oturanlara mezardır artık. Evler insan faktörü göze alınmaksızın bina edilmekte, her şey düşünülmekte ama “burada bir insan oturacak” gerçeği göz ardı edilmektedir. Evler geceleme ve oturma mekanları değil, hayatın ve de kültürün kurulduğu ortamlardır. Medeniyet, evini nereye ve nasıl kurmak gerektiğini bilmektir. Hüseyin AKIN Şair-Yazar Şu ömrüm içerisinde iki deprem yaşadım. Biri 1999 Marmara Depremi, diğeri Kahramanmaraş merkezli art arda gelen iki deprem. Marmara depremine gece yarısı İstanbul’da evde yakalanmıştım. Sinop’tan ayağımın tozuyla eve gelmiş yatağıma yatmaya hazırlandığım bir anda silkelendim. Gayriihtiyari pencereye doğru yaklaşıp perdeyi araladığımda, art arda şimşek ve yağmurla birlikte korkunç bir uğultuyla karşılaşmış…

Okumaya devam edin Deprem Bana Dedi Ki

Kalbimizin Orta Yerinde Onulmaz Bir Acı

Şimdi her şey çok yeni, her biri henüz yaşandı. Acı çok taze. Fakat mutlaka konuşacaklarımız olacak. Söyleyecek sözlerimiz, haklı isyanlarımız, öfkemiz bir dolu elbette, yalnız şimdi değil, sırası gelecek konuşulacakların. Öznur GÖRÜR-KISAR “Seni de vururlar bir gün ey acıuçuşup durduğun kanatlarındansazın, sözün, türkülerin tükenirellerin koynunda kalakalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı Gül açan yüzlerimizde,Göğeriyor rengin senin de Biz seni tâ eskilerden tanırız Hani göğüslerimize taş olur inerdinAvuçlarımızda Hira dağıydın Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerindeAkdeniz rüzgarlarına karışan sendinSeni de yakarlar bir gün ey acıBir taptuk kul gözlerinden vurursaParmakların eğri ağaç tutamaz,  Çığlıkların çağlar aşar, duymazsın” ***    Bu dizeler ile sesleniyorken şair acıya, böyle…

Okumaya devam edin Kalbimizin Orta Yerinde Onulmaz Bir Acı

Beton Duvarlar Arasında Bir Çiçek Açtı

Ne kadar zarif, naif ve mütevekkil bir tepki. ‘Ben ne diyeyim’ derken bir bakıma her şeyi söylemiş oluyor. Maraş’ta kuvvetli bir şiir damarı olduğu nasıl da belli oluyor. Dikkat ederseniz aslında bu satırlarda Kahramanmaraş’ın yakın tarihteki kentleşme serüvenini okuyoruz. Özetlemek gerekseydi, “betonla tabiatın savaşı” diyebilirdik bu serüvene. Kemal KAHRAMAN Dr., Tarihçi On bir ilimizi vuran depremin üzerinden çok zaman geçmedi. Binaların birçoğu artçı sarsıntılara dayanamıyor. Zayıf bünyeleri yıkmak için küçük sarsıntılar yetiyor. Lakin öyle görünüyor ki bizi bu günlere getiren muhkem ön kabullerin yıkılması kolay olmayacak.    Maraşlı dostum M. Fatih Uğurlu’nun, facebook notunu buraya alarak başlamak istiyorum; “Bu büyük afette benim de her Maraş’lı…

Okumaya devam edin Beton Duvarlar Arasında Bir Çiçek Açtı

Yeşil Kazaklı Çocuklar Kabristanı

Dünyaya dair biriktirdiğimiz, hayal ettiğimiz, gelecek için sakladığımız her türlü hayal ve yaptığımız planlar, sadece birkaç dakika içinde tepetaklak olabilir. Hayatı bu azim hakikatin gerektirdiği şekilde yaşamak zorundayız. Taha KILINÇ Bütün Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş-Adıyaman-Gaziantep-Hatay depremleri, sınırımızın öte yakasında Suriye’de de büyük bir yıkıma neden oldu. 2011’de başlayan halk ayaklanmasının ardından, Baas rejimi ve müttefikleri tarafından yıllar boyu bombalanan İdlib, Halep ve çevre mıntıkalar, şiddetli depremlerle tamamen harabeye dönüştü. Arama-kurtarma çalışmaları için gerekli malzeme ve yetişmiş eleman eksikliğine ağır kış şartları ve rejimin uyguladığı katı abluka eklenirken, Suriye’nin kuzeyi belki de son yüzyılın en ciddi insanî kriziyle karşı karşıya kaldı. Bölgeden gelen haberlere göre, depremlerde…

Okumaya devam edin Yeşil Kazaklı Çocuklar Kabristanı

Asrın Felaketi ve Medyatik Yaklaşımlar

Charlie Hebdo aymaz bir ırkçılığın dışa vurumu ve şüphesiz ki bizim hep zayıf kalmamızı isteyen diğer ırkçı, ideolojik çevreler de var ama Batı’da derdimizle dertlenen çevreler de eksik değil. Deprem bölgesinde bunu fazlasıyla müşahede ettik. Mahmut OSMANOĞLU 6 Şubat günü ülkemiz iki büyük depremle sarsıldı. Ardından ise ‘deprem fırtınası’na maruz kaldı. Deprem hem büyüklük ve hem de etkilediği alan itibari ile bırakın Türkiye'yi, dünya ölçeğinde de en büyük depremlerden birisiydi. “Yüzyılın Felaketi” olarak isimlendirildi. Deprem 110 bin km kare alanda etkili oldu. Türkiye'deki 11 ile ilaveten Suriye’nin kuzey ve kuzeybatısında da büyük yıkım yaşandı. Bölgedeki 20 milyona yakın insan etkilendi. 45 binden fazla canımızı kaybettik.…

Okumaya devam edin Asrın Felaketi ve Medyatik Yaklaşımlar

Ses

Doğa olayları meydana gelirken beraberinde veya öncesinde ses de duyulur. Gök gürültüsü, yıldırım ve şimşeğin sonucunda meydana gelen bir tabiat hadisesidir. Bir bereket ve rahmet olan yağmur, gök gürültüsünün yol açtığı korkunç sesle insanı ürperten, titreten, dehşete düşüren bir nitelik ve boyut kazanır. Sekinet ve sükûnet kaynağı olan yağmur, gök gürültüsüyle derin bir endişeye sebebiyet verir. Mustafa ÖZEL Prof. Dr., FSMVÜ, İslami İlimler Fak. Çizgi: Hasan Aycın  “Hayatın belirtileri nedir?” diye sorsak, herhalde verilecek cevapların başında “ses” gelir. Bebek dünyaya ağlayarak gelir. Sevincimizi gülerek, kahkaha atarak, bazen çığlık atarak dışa vururuz. Çok üzüntülü durumlarda hüngür hüngür, hıçkıra hıçkıra ağlarız. Dikkat çekmek için kimi zaman tuhaf…

Okumaya devam edin Ses

Sarsılan Gönüllerimiz!

Meselelerimizin en temelindeki problem, kalplerimizde, gönüllerimizde halledilmesi gerekir. Müslüman olduklarını söyleyenler, yaptıkları işlerin Allah'ın rızasına ne kadar uygun olduğunu sorgulamıyorlarsa, imanlarının boğazlarından aşağıya inmediğini çok iyi bilsinler. Hiçbir şeye inanmadıklarını iddia edenler ise birer insan olduklarını unutmasınlar. Onlar da yaptıkları işlerinde, insani ve vicdani ölçülerle hareket etsinler. Mucahid YILDIZ Minyatür: Mükerrem Mert Deprem, dünya hayatının en önemli ikaz eden felaketlerinden birisidir. Öyle olduğu için Kur'ân-ı Azîmüşşan'da depremle ilgili bir sure ve çok sayıda ayet mevcuttur. Yerin sarsılması aslında bize kıyameti hatırlatır, hatırlatmalıdır. Zira biz insanlar, dünya telaşına dalarak dünyevilerin dışında Hak olanı çok çabuk unutuveriyoruz. Gönül isterdi ki, biz bu konuda birkaç kelam edeceksek, bütün…

Okumaya devam edin Sarsılan Gönüllerimiz!