İnsicam
Sayı 45
Dergimiz İnsicam, bu sayısında son zamanlarda iyice artan farklı ve değişik inanç ve yaşayış arayışlarını, bunların biçimlerini, sebeplerini, yol açtığı sorunları dosya konusu olarak işlemeye çalıştı. Umarız ki, siz kıymetli okuyucularımız için müfîd bir dosya olmuştur.
Hâdî olanın adıyla.
Allah’ın insanı ve varlığı yarattığında onları kendi başlarına bırakmadığı, cümlenin malumudur. Hz. Adem’den (a.s.) Peygamber Efendimize (s.a.v.) kadar adını bildiğimiz bilmediğimiz bütün peygamberler insanın inanç ihtiyacının sağlıklı ve doğru bir asla dayanması gerektiğini anlatmışlar, hatırlatmışlardır. Bunun sebebi, insanın inançsız yapamıyor oluşudur. Bir varlık olarak insan, beslenmeye ihtiyaç duyduğu gibi inanmaya da ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, bir biçimde giderilir; ya ilahi olana inanır insan ya da o ilahın yarattığı bir varlığa. İnsanlık tarihi, bu konuda sonsuz örnekle doludur.
İnsanlık son üç yüzyılda dinden büyük kopuşlar yaşadı. Dinden kopuşlar yaşandı yaşanmasına da inançtan kopulamadı. Çünkü insan, inanan varlıktır; inanma ihtiyacında olan bir varlık. Bu sebepten İslam’dan, Hıristiyanlık’tan vb. dinlerden uzaklaşanlar, ayrılanlar inançsız yaşayamadıkları için o boşluğu başka inançlarla doldurmaya çalıştılar. Çünkü tabiat boşluk kabul etmezdi. İnançsız olunamayacağı, aynelyakin görülmüş oldu.
Modern hayat insana inançsızlığı dayatırken, onu savunmasız bırakmış, gücünü kuvvetini kırmıştır. Sosyal ve psikolojik sorunların temelinde, arka planında bu durum yatmaktadır. Dünyanın doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, Müslümanından Hıristiyanına, eğitimlisinden eğitimsizine, şehirlisinden köylüsüne modernizme, onun hayat ve düşünce tarzına muhatap her toplum, üzerine tuz dökülmüş buz misali çözülmüştür, dağılmıştır. Dergimiz İnsicam, bu sayısında son zamanlarda iyice artan farklı ve değişik inanç ve yaşayış arayışlarını, bunların biçimlerini, sebeplerini, yol açtığı sorunları dosya konusu olarak işlemeye çalıştı. Umarız ki, siz kıymetli okuyucularımız için müfîd bir dosya olmuştur.