İnsicam

Sayı 52

Dergimizin Haziran sayısında hac konusuna eğilmek istedik. Konuyu çeşitli boyutlarıyla ele alan yazılar hazırladık. İstedik ki siz, kıymetli okuyucularımız, hacca gidememiş olsalar bile uzaktan da olsa, okuyarak da olsa haccın hazzını yaşayabilsinler. Bu ibadetlerini yapan kardeşleriyle bir duygudaşlık kurabilsinler. Umarız ki, bir ölçüde arzumuzu gerçekleştirebilmişizdir.

Hayy olanın adıyla.

Mübarek günlerdeyiz… Yüz binlerce Müslüman, hac ibadetlerini ifa etmek için Mekke’de. Telbiyeler, şavtlar, tavaflar, sa’yler onları manevi âleme gark ediyor. Arefe günü Arafat’ta vakfeyle taçlanacaklar. Bembeyaz ihramlar içinde arınacaklar, memleketlerine döndüklerinde çevrelerini arıtacaklar. İslam’ın en zor ve en uzun ibadeti olan hac, zorluğu ve uzunluğu nispetinde kıymetli bir ibadettir.

Hac bir tanışmadır; önce Allah ile sonra Allah’ın Rasulü ile, ardından dünyanın dört bir tarafından gelen Müslüman kardeşleriyle. Onlar elbette Allah’ı, Rasulü’nü biliyorlar. Ama Mescid-i Harâm’la, Beytullah’la karşılaştıklarında, ona kavuştuklarında, Aydınlık Şehir’i, Yeşil Kubbe’yi gördüklerinde işte o zaman Rablerini ve Peygamberlerini tanımaktadırlar. Hac bir taşınmadır; maddi âlemden manevi âleme, benlikten bizliğe, menfaatçilikten diğerkâmlığa taşınmadır.

Dergimizin Haziran sayısında hac konusuna eğilmek istedik. Konuyu çeşitli boyutlarıyla ele alan yazılar hazırladık. İstedik ki siz, kıymetli okuyucularımız, hacca gidememiş olsalar bile uzaktan da olsa, okuyarak da olsa haccın hazzını yaşayabilsinler. Bu ibadetlerini yapan kardeşleriyle bir duygudaşlık kurabilsinler. Umarız ki, bir ölçüde arzumuzu gerçekleştirebilmişizdir.

İÇİNDEKİLER

“Kudüs’te Bir Ayak İzi: Sessizlik İhanet, Varlık Direniştir”

Çünkü Aksa’ya sahip çıkmak; sadece bir mekâna değil, bir mirasa, bir davaya, bir kıbleye sahip çıkmaktır. Sevdenur BAL (Çizgi: Hilal Özder) Yolum yine Kudüs’e düştü. Daha önce de gitmiştim… Bir değil, üç değil, beş değil… Her defasında başka bir yönünü sevdim, başka bir yaranın kabuğunu kaldırdım bu mübarek şehrin. Ama bu defa başkaydı; hem de […]

İnsandı

İnsandı, acizdi. Sınırlı ve faniydi. Yalnız doğup,  yalnız ölecekti. Hayat seyrüseferinde kâh kendini bilecek, kâh oradan oraya uçuşan bir kuru yaprak gibi savrulacaktı. Ümit edecek, sevecek, sevilecek; yaşadığına kalbiyle kâni olacaktı. Gönlüne her mevsim baharlar yerleşecek, lakin kimi zaman vaktinden önce zemheriyle tanışacaktı. Dünyaydı, yalandı. İnsandı, beşerdi. İnanacak, aldanacak, yenilecek, tökezleyecek, düşecek, kalkacak elbette sınanacaktı. […]

Eski Zamanlarda Hac: 1814 Yılı Haccına Katılmış İsviçreli Seyyah J. Lewis Burckhardt’ın Hicaz ve Hac Gözlemleri

J. L. Burchardt, 18. yüzyıldan itibaren yıldızı iyiden iyiye parlamaya başlayan Batı dünyası adına, genelde Doğu’yu, özelde ise İslam toplumunu ve bu toplumun üzerine dağılmış olduğu toprakları Müslüman kimliği ve kılığıyla dolaşarak keşfetmek ve anlamak isteyen bir seyyahlar grubunun öncülerinden biridir ve bence en ilginç hayat hikâyesine sahip olandır. Yusuf YAZAR Yusuf Yazar, Ortadoğu –Değişen Dengeler- (1991), […]

Belgelerle Osmanlı Döneminde Mekke ve Medine: Kabe Örtüsünün Yenilenmesi

Mekke’nin fethinden iki sene sonra Peygamber Efendimiz 632 yılında vefat etti. Mescide bitişik evinde defnedildi. Bugünkü yeşil kubbe altında bulunan kabr-i şerifi Ravza-i Mutahhara olarak isimlendirildi. Medine şehri bir peygamber şehri idi. Mekke nasıl harem ise Medine de harem idi. Bu iki mübarek şehir haremeyn-i şerifeyn olarak hep hürmete layık oldu. Mustafa ÖZSARAY Dr., FSMVÜ […]

Kâbe’nin Azameti

Kâbe; af dileme ve iltica mekânı, bütün Müslümanların namazda yüzlerini döndüğü nokta ve kâinatın kalbidir. Hacerü’l-Esved ise “Elestü bi rabbikum” hitabına “Elbette öyle! Şahitlik ederiz.” diyerek Allah’a bey’atı yenilemektir. Ve bütün nefsanî temayüller ile şeytanî yönelişlerden elini çekerek O’na söz vermektir. Ahmet POÇANOĞLU Emekli Konya İl Müftüsü (Çizgi: Hilal ÖZDER)   İslâm’ın temelini oluşturan tevhid inancının […]

Hac Fıkhı

Hac, dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanların cemaat halinde eda ettiği ve pek çok nefis terbiye amilini haiz bir ibadettir. Diğer ibadetler gibi hac da ilk bakışta kulun yaratıcısına yakınlaşma arzusu, O’na duyduğu saygı, şükür, itaat ve tazimi yansıtan davranışlar bütünüdür. Tuba Hacer KORKMAZ Dr.,  Fatih Sultan Mehmet Vakıf Ünv. İslami İlimler Fak. Hac, Kur’ân-ı […]

Hac Vakti Düşünceleri

Anlaşılıyor ki, bu kadar insan, bin bir meşakkatle milyonlarca insan bir araya gelmişiz ve çözmemiz gereken çok hayati meselelerimiz var. Onları gündeme taşımak için hac günlerinden daha uygun nasıl bir gün olabilir? Hepimiz bir araya gelmişken, birilerimiz de gündeme getirmemiz gereken acılarımızı konuşmak, onlarla ilgili kararlar almak, alınan kararları duyurmak; öncelikli olarak hacdakilerin yüreğine bir […]

Prof. Dr. Bilal Kemikli’ye “Hacname: Huzurda Bir Kutlu Mevsim”i Sorduk

“Haccın insanın gönül dünyasına yansıyan tarafını ortaya koyan türe biz hacname diyoruz. Asıl yazılması gereken de budur: haccın metafiziği, haccın hikmeti, haccın tefekkürü… Hacname: Huzurda Bir Kutlu Mevsim isimli bu kitap, bu edebiyatı yeniden canlandırabilme çabasıyla alakalı bir kitaptır.” İNSİCAM Öncelikle şunu beyan etmek istedim ki, bu bir hac rehberi değildir. Şimdi, bizim edebiyatımızda hacla […]

Haccı Anlamına Taşımak

Hac büyük bir buluşmadır. Yaşanılan ülkeyi, etnik kökeni, insanın üzerinde bulunan ne kadar fark varsa, hepsini arkaya atıp sonsuz kudret sahibine kul olma provası, sözleri hâle, hâlleri da duruşuna döndüren sıyrılarak varlığın sahibine “hazırım/lebbeyk” diyebilmenin imkanıdır hac.   Ahmet MERCAN Hac, şahsi ve toplumsal bir ibadettir. Aynı zamanda maddi ve manevi yönüyle, bedeni ve ruhu […]

Avrupa’nın Hac Yolculuğu

Haccın siyasi bakımdan da elbette ehemmiyeti büyüktür. Zira dünyanın dört bir yanından gelen hacılar, farklı renkleriyle ümmetin birliğini ve insanların eşitliğini burada müşahade eder; böylece İslam’ın insanlık için ne kadar büyük bir nimet olduğunu daha iyi idrak ederler. Mucahid YILDIZ Hac, malum olduğu üzere, mali ve bedeni bir ibadettir. Yani b kaç yıl öncesine kadar,  […]

Ümmileşmekten Kurbiyyete Hacc Makamları

Tavaf, vecd eden kalplerin ahengi ile yeryüzünün ruhunu mülaki kılarak muhteşem bir şölene dönüştürür kendisini. Kevniyatın döngüsel raksı ile Kâbe avlusundaki tavaf birbirlerine selam ederek bütünlüklerini ve bir oluşlarını; yani tevhidi ve vahdeti ilan ederler. Kurulan rabıtanın mukavemeti ölümsüzleştirir imanın lezzetini.  Her dönüş, başkası ile değil; şimdiki kendimizle bir önceki dönüşteki kendimizi mukayese etme virdidir. […]

Kurbana Yaklaşmak

Şeriat bütün şeâiriyle mala, makama, soya, bağlı üstünlük iddialarını yok ederek insani eşitliği belirgin kılar. İhramla gelen yasaklar, hürmet/harem bölgesinde bize hiçbir canlıya zarar vermemeyi ve bütün mahlukata merhamet nazarıyla bakmayı öğretir. Adem CEYLAN Yılda bir kurbân keserler halk-ı âlem ıyd için Dem-be-dem sâ’at-be-sâ’at ben senin kurbânınam Fuzûlî Sosyolojinin moderniteyle ortaya çıkması gibi, toplum da […]

İbrahim Nebi’ye Gönderilen Koç’un Manifestosudur

Veda tavafında ayakların geri geri gitsin. Kâbe ile son buluşmanda, Hz. Peygamber’den veda hutbesini dinle. Ashabın, Hz. Peygamberin (s.a.v.) veda hutbesini dinledikleri o hüzünle… Yurdundan gurbete giden sevgilinin boğazı gibi düğümlensin boğazın. Aklına yaz. Kalbin onaylasın. Gözyaşların özsuyun olsun; bereketlendirsin yaratıldığın toprağı. İnsan olma yolunda şekillendir kendini. Nihal PAKIRDAŞI Ey eşref-i mahlukat; Atanız Hz. İbrahim […]

Fıtrata Dönüş, Sessiz İnkilap

Hac, sadece bir ibadet değil; zamanın ve mekânın hudutlarını aşan, insanın cezbe halinde ilahî hakikate müteveccihen büyük bir varoluş tecrübesidir. Burada insan, sadece mekânsal olarak değil, benliğinin derinliklerinde de hareket eder. Kâbe’nin etrafında atılan her adım, bir iç muhasebenin, bir arınmanın, bir fıtrata dönüşün tezahürüdür. Abdullah KOÇ Her yıl milyonlarca Müslüman, dünyanın dört bir yanından, […]

Ali Şeriati’nin Hac Kitabı Üzerine

Öncelikle, kitabın klasik manasıyla bir hac rehberi olmadığını söylemekte fayda var. Hac ibadetinin nasıl yapılacağına dair doneler sunsa da asıl maksat fıkhî birtakım emirleri aktarmak değil. Şeriati, haccın felsefî ve sosyolojik bir analizini yapıyor ve okuyucuyu manevi bir yolculuğa çıkmaya davet ediyor. Manevi bir boşluk hissiyle boğuşan herkes, bu kitaptan birtakım çıkarımlarda bulunarak yaşama usûllerine […]

Süleyman Ceran ile Kızıl Kapı’yı Konuştuk

“Beklentimiz, Gazze’nin konuşulmasıdır. Beklentimiz Aksâ Tufanı sürecinin gençler tarafından anlaşılması ve unutulmamasıdır. Beklentimiz, Türkiye Müslümanlarının Gazze konusu üzerinde tam bir mutabakat ile hareket etmesidir. Beklentimiz, bu eserle Gazze’ye hem ekonomik hem de moral destek vermektir.” İNSİCAM S. Hayırlı olsun, Kızıl Kapı okuyucuyla buluştu. Böyle bir kitap düşüncesi nasıl doğdu? Baskı sürecine kadar yaşananları kısaca anlatabilir […]

Babam Ahmed Tahir Satoğlu’na Dair…

Babamın Dr. Dursun Aksoy amcanın karşısında adeta bir talebe gibi hürmetle oturuşu, hiç gözümün önünden gitmez. Kendisinin geçirdiği sayısız hastalık karşısında Eyüp Peygamber misali sabrı ve şükrü ile İslam davasındaki yılmaz azmi, babamı en derinden etkileyen özelliklerinden olduğunu da not etmem gerekir. Allah hepsine rahmet eylesin. İsmail Safa SATOĞLU (İsmail Safa Satoğlu Arşivinden: Sol baştaki […]

Bir Gönül Adamı: Prof. Dr. Ahmet Tahir Satoğlu

Kitabevini, Düşünce Kitap Kırtasiye dükkânı şeklinde Hisarönü’ne taşıdıktan sonra gelip geçerken uğrar, 1-2 dakika, çok kısa süre selam verir, hâl hatır sorardı. Ziyaretine gittiğimizde iç politika konuşmazdık. Türkiye’de ve dünyada Müslümanların durumlarını sorar, bizlerin ne düşündüğünü merak ederdi. Musa KIRCA (İsmail Safa Satoğlu Arşivinden: Bir Düğünde Solunda Süleyman Karagülle ile) İzmir Konak 859 Sokak’ta kitabevi […]

Ahmed Tahir Satoğlu

Sonrasında sohbetimiz, muhabbetimiz ilerledi. Aramızda neredeyse kırk yaş olmasına rağmen, hayatımızın merkezine oturdu. Araya hiyerarşi, mesafe, konum farkı koymayan, muhabbet temelli münasebetin insanlık numunesi, bedevi değil, medeni Müslüman Mü’min olarak, çağımızda benzerine ender rastlanır bir şahsiyetti. Kazım ERTEN (İsmail Safa Satoğlu Arşivinden: Ahmed Tahir Satoğlu Hoca, 30 küsur yıl sonra Fatsa ziyaretinde eski dostları ile […]

Hatıralarımda Ahmet Tahir Satoğlu Hocam

Hocamızla çok sohbet etme fırsatı buldum. Bu fırsatları da Allah’ın bana bahşettiği büyük lütuflardan biri olarak görüyorum. Hayatımın rotasını çizmemde ve istikamet belirleme çabamda çok büyük etkileri oldu. Muayenesinde hastası ve ziyaretçisi yoksa çoğunlukla hadis okurdu. Baki CAN Dr., Ege Üniversitesi E. Öğretim Üyesi Ahmet Hocamla Ege Üniversitesinde yüksek lisans yaparken 1984’te tanıştım. Ben tanıştığımda […]

Prof. Dr. Bünyamin Aydemir ile Filistin Konulu Oyunlar Üzerine

“Edebiyattan sinemaya, tiyatrodan plastik sanatlara, sanatın her alanında siyonist ve kapitalist güç odakları on yıllardır hep kendi hikâyelerini bizlere anlatıp durdular. İnandırmak istediklerine inandırdılar bizi; göstermek istediklerini gösterip, söylemek istediklerini söylediler. On yıllardır siyonizm, sanat yoluyla dünya halklarına hep kendini anlattı, hep kendi doğrularını dayattı.” Prof. Dr. Bünyamin Aydemir Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanıdır. […]

Bir Efsanenin Anısına: Bir İslam Öncüsü “Hurşid Ahmed”in Hayatı ve Mirası II (1932-2025)

Babası ve Mevlana Mevdudi’den miras aldığı bu yaklaşım hayatı boyunca onda iz bıraktı. Bir zorlukla karşılaştığında aklına gelen ilk soru “Ne alabilirim?” değil, “Ne yapabilirim?” olurdu. Bu zihniyet kişiliğine ve düşünme biçimine derinlemesine yerleşmişti. En zorlu sorunlara bile sabır, sebat ve kararlılıkla yaklaşırdı. Halit RAHMAN Institute of Policy Studies (IPS), (Siyaset Araştırmaları Enstitüsü) İslamabad, Pakistan […]

İsrail Hakkında On Mit

Brightman sadece kutsal bir vaadin gerçekleşmesini umut etmiyordu;  aynı zamanda Yahudilerin ya Hristiyanlığa geçmesini ya da topyekûn Avrupa’yı terk etmesini istedi. Zira hikâyenin sonunda Hristiyan siyonistler, Mesih geldiğinde tüm Yahudilerin Hristiyan olacağına, olmayanların ise öldürüleceğine inanmaktadır. Onlarla hikâyenin bu kısmına kadar çıkar ortaklığı yapan Yahudilerin ise inandıkları o gün geldiğinde ne yapacakları merak konusudur. Elif […]

Kadim Şehrin Bize Söyledikleri

Şehir, en parlak dönemini Samaniler devrinde yaşamıştır. Uhdesinde birçok âlim, derviş ve şair yetişmiştir. İslam mimarisinin müşahhas örnekliği, şehirde inşa edilen birçok eserle vuku bulmuştur. 1920’lerde başlayan Rus işgaline değin şehir, inişli çıkışlı da olsa merkeziliğini korumuştur. Zübeyir ŞEKERCİ  Trenden indim, çıkışta yine oradaydılar. Oldukça kalabalıklardı ve terminalden çıkan insanlarla iletişim kurmaktan bıkmamışlardı. Taksicilikten geçimini […]