Postkolonyal Afrika Devleti

Temeli sömürgeci merkez gücün çıkarlarını korumak hatta mümkünse bu çıkarları yerelde maksimize etmektir. Şiddet ve sömürme eğilimi barındıran bu yapay idarenin tesis edilebilmesi ve kalıcı hale gelmesi için yapılması gereken öncelik ise ele geçirilen topraklarda hüküm süren gelenekle ilişkili otoriteyi ve idareyi devre dışı bırakmaktır. Serhat ORAKÇI Dr., Haliç Üni. Öğretim Üyesi Günümüzde 1.5 milyar insanın yaşadığı Afrika topraklarında politik sınırları belirlenmiş 54 farklı devlet yer alırken bu devletler büyüklü küçüklü 1.500’ün üzerinde etnik topluluk barındırmaktadır. Geneli 1960 sonrası bağımsızlık kazanan bu devletlerin en temel ortak özelliği ise sömürgeciliğe maruz kalmaları (Liberya ve Etiyopya hariç) ve kolonyal güçlerin etkisinde benzer süreçlerden geçmiş olmalarıdır. Elbette Afrika…

Okumaya devam edin Postkolonyal Afrika Devleti

Afrika’da Batı Soykırımları

Berlin Konferansı’nda Afrika topraklarının Avrupalı ​​güçler arasında dağılımı Afrika'daki kültürel yapıları ve gelenekleri de bozmuştur. Berlin Konferansı’nın sonucu, Afrika topraklarını sömürgeleştiren ülkelerin değişen emperyalist etkileri nedeniyle günümüz Afrika siyasi iklimi üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Mustafa EFE AFSAM Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Afrika’daki Batı soykırımlarının sebebi ve başlangıcı sömürgeciliktir. Coğrafi Keşifler diye masum bir ifade ile öğretilmeye çalışılan sömürgecilik harekâtı, Batı soykırımlarının ilk sistematik çalışmasıdır. Batılıların sömürgecilik faaliyetlerinde de aslında ilk hedef Afrika kıtası değildi. Batılı sömürgeciler Sahraaltı Afrika’yı asıl hedefleri olan dillere destan zenginliğiyle bilinen Hindistan’a gitmek isterken tesadüfen buldular. Bilinçli bir güzergâh seçimi değildi. Doğuya doğru gittikçe Hindistan’ın bulunacağı düşüncesiyle yola çıktılar.…

Okumaya devam edin Afrika’da Batı Soykırımları

Namibya ve 20. Yüzyılın İlk Soykırımı

19. yüzyılın sonlarına doğru tüccar, yerleşimci, misyoner ve askerlerden oluşan Alman sömürgecilerin Namibya topraklarına ayak basmasıyla bu topraklarda yaşayan yerli halkın kaderini değişmeye başlamıştır. Toprakların istilası ile başlayan bu yeni süreç karşısında yerli halk direnmeye çalışmış ancak Almanların yoğun şiddet içeren bastırma girişimleri karşısında büyük bir yok oluş ve parçalanma yaşamışlardır.    Serhat ORAKÇI Dr., Araştırmacı, İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı soykırım davasına İsrail lehine Almanya’nın müdahil olmak istemesi üzerine Namibya devleti Almanya’ya karşı kibar bir uyarıda bulunarak Almanya’nın öncelikle kendi işlediği soykırım suçları için gereğini yapmasını istedi. Almanların Namibya’da işledikleri insanlık suçları “20.yy’ın ilk soykırımı” olarak bilinir.…

Okumaya devam edin Namibya ve 20. Yüzyılın İlk Soykırımı

Günümüze Yansıyan İz ve Etkileriyle Sömürgecilik ve Afrika -II-

Bağımsızlık sonrası dönemde öğrenim görme ve iş arama gibi nedenlerle gerçekleşmiş olan, sömürgeci ana ülkeye olan göçler ilişkileri daha da karmaşıklaştırmış ve derinleştirmiştir. Yusuf YAZAR 2. Siyasî Bağımsızlık Kazanma Sonrasında Sömürge Ülkelerinin ve Sömürgeciliğin Durumu[1] İnsicam’ın geçen sayısında yayınlanmış olan yazının ilk bölümünün sonunda vurgulamaya çalışmış olduğumuz, “sömürge ülkelerin siyasal bağımsızlık kazanması, onların sömürgeci ‘ana’ ülkeyle ilişkilerini hemen ve tamamen kesmeleri anlamına gelmemiştir; zaten pratikte bu pek mümkün ya da istenen bir şey de olmamıştır” şeklinde ifade edilebilecek değerlendirme, önemi dolayısıyla biraz derinleştirilmeyi hak etmektedir. Bağımsızlık sonrası[2] yıllara özgü yeni ortaya çıkmış olan ‘sömürge ülkelerden sömürgeci ülkelere büyük bir nüfus göçünün yaşanması’ durumu[3] bu yapılmış…

Okumaya devam edin Günümüze Yansıyan İz ve Etkileriyle Sömürgecilik ve Afrika -II-

Afrika’nın Altın Boynuzu Somali -II-

Sömürgeci devletlerin Somali’ye yönelme nedenlerine bakarsak, yukarıda da belirttiğimiz üzere Somali’nin stratejik konumudur. Somali tarihinde İngiltere ilgisinin ana nedeni de bu diyebiliriz. Çünkü Hindistan ile olan ticaretin ve iletişimin, güvenliğini bu yol üzerinden gerçekleştirebiliyordu. Hatice BALİN Uzm. Sosyolog Afrika Burnu’nun Stratejik Önemi Afrika’nın altın boynuzu olan Somali’nin jeopolitik öneminin yanı sıra stratejik konumunun da önemi anlaşıldığında, sömürgeleştirilmesinin nedenselliğini daha çabuk kavrayabiliriz. Bu sebeplerin neler olduğuna baktığımızda; halkının yoksulluğuna ve askeri yönden bir tehdit oluşturmamasına rağmen çağdaş emperyalizmin Somali’ye bu kadar önem vermesinin başta gelen sebebi; Afrika Burnu’nun denizlere açılan kısmını Somali topraklarının oluşturmasıdır. Somali bir yandan Aden Körfezi’ni ve bu körfezin Kızıldeniz’e açılan kapısı durumundaki…

Okumaya devam edin Afrika’nın Altın Boynuzu Somali -II-

Günümüze Yansıyan İz ve Etkileriyle Sömürgecilik ve Afrika -I-

Sömürgecilik, emperyalizmin önceki yüzyıllardaki sert ve vahşi formudur. O dönemlerde Batı’nın (Avrupalı devletlerin) hegemonik hedefleri büyük ölçüde ‘sömürgecilik’ olarak tezahür etmiştir. Yusuf YAZAR Fotoğraf: Şükrü Dinçer Batılılarca yazılmış ya da Batı düşünce atmosferinin etki ya da yönlendirmesi altında yazılmış kitapların büyük bölümünde (okullarda okutulan ders kitapları da dâhil), Avrupa Rönesans dönemini destekleyen unsurlar ön planda tutularak coğrafî keşiflerden “ilerleme” ve “gelişme”nin önemli adımları ya da safhaları olarak söz edilir. Coğrafî keşifler için daha önce cesaret edilememiş deniz yolculuklarına teşebbüs edilişi üzerinden (15. yüzyıl sonlarından itibaren) yıllar geçtikçe, bu ‘ilerleme’ ve ‘gelişme’nin yeryüzü coğrafyasında Avrupalıların kontrol ve nüfuzunu artışıyla özdeşleştiği, yeni ulaşılan yerlerde Avrupalıların menfaatlerine hizmet…

Okumaya devam edin Günümüze Yansıyan İz ve Etkileriyle Sömürgecilik ve Afrika -I-

Mustafa Efe ile Afrika Üzerine

1977 tarihinde Konya'da doğan Mustafa Efe 2002 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Mezuniyetin akabinde 2002 yılında Afrika araştırmaları çalışmaları ve dil öğrenimi için Güney Afrika Cumhuriyeti'ne gitti. Ülkemizin yetiştirdiği önemli Afrika uzmanlarından biri olarak hala çalışmalarına devam etmektedir. İNSİCAM S- Afrika’nın sizdeki çağrışımı nedir? C- Afrika denilince ilk çağrışım; muhteşem bir tarih ve zenginliğe sahip geleneksel yapısı içinde, kalsaydı barış ve huzur içinde yaşayacak olan, fakat yok sayılmış tarihi ve köleleştirilmiş insanları, sömürülen zengin kaynakları ile dişleri sökülmüş ve pençeleri çekilmiş bir Arslan aklıma gelir. Afrika; tarihi, kültürü, gelenek ve görenekleri, insanı ve duygusu ile yokluğa, hiçliğe, iradesizliğe mahkûm edilmeyi çağrıştırır. Afrika denilince,…

Okumaya devam edin Mustafa Efe ile Afrika Üzerine

Uzaklardaki Kardeşimiz: İmam Abdullah Harun

Abdullah Harun, 1955’te Claremont’taki Stegman Caddesi üzerinde bulunan Câmia Mescid’e imam olarak tayin edildiğinde henüz 30 yaşındaydı. Caminin yaşlı cemaati başlarda dudak bükse de Abdullah Harun hızlı bir şekilde camiyi gençler için çekim merkezi haline getirmeyi başardı. Sportif faaliyetlerden ilim halkalarına, yardım çalışmalarından halka açık derslere varana kadar Câmia Mescid, birdenbire Cape Town’ın güney banliyölerinden Müslümanların akın ettiği bir odağa dönüştü. Taha KILINÇ Araştırmacı-Yazar Fotoğraf: Taha Kılınç (İmam Harun’un kabri. 2019’da vefat eden eşi Halime Hanım da aynı kabre defnedildi. Birbirini çok seven iki eş, 50 yıl sonra buluştu) Afrika’nın en güney ucuna, Cape Town’a, Müslümanların ilk kez ayak basışı 1658 yılına rastlar. Hollandalı sömürgecilerin…

Okumaya devam edin Uzaklardaki Kardeşimiz: İmam Abdullah Harun

Güney Afri̇ka Müslümanlarının Ki̇mli̇k Mücadelesi

Güney Afrika’ya getirilen diğer bir Müslüman grup ise, önce Hollandalılar daha sonra İngilizler tarafından getirilen Doğu Afrika sahillerinde yaşayan yerli Müslümanlardı. İbrahim TIĞLI Gazeteci-Yazar Güney Afrika Müslümanları deyince aklımıza gelen ilk isim, kuşkusuz İmam Abdullah Harun’dur. Genç yaşta Cape Town’un önemli camilerinden Claremont Camii’nde imamlık vazifesinde bulunmuş olan İmam Harun, sıradan bir camii görevlisi değildir. Aynı zamanda Apartheide -Güney Afrika’da 1948-1994 beyaz azınlığın üstünlüğüne yönelik ayrılıkçı rejim- karşı bir savaşçı olup yüz günden fazla fiziksel işkenceye maruz kalarak polis nezaretinde hayatını kaybetmiştir. Ebubekir Efendi de İmam Harun gibi Türkiye’de son zamanlarda bilinen isimlerden biri haline gelmiştir. Oysa Ebubekir Efendi’yi, Güney Afrika ülkeleri içinde tanımayan çok…

Okumaya devam edin Güney Afri̇ka Müslümanlarının Ki̇mli̇k Mücadelesi

Afrika Düşünceleri

Avrupa’da yaşanan gelişmeler, iş gücü sorununu doğurmuştur. Amerika’nın işgali de çalışacak insan ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Neticede tarihte eşi benzeri görülmemiş bir kemiyet ve keyfiyette köleleştirme süreci başlamıştır. Mustafa ÖZEL Prof. Dr., FSMVÜ İslami İlimler Fak. Herkesin kendine özgü değerleri, duyguları, düşünceleri, tercihleri, beğenileri vardır. Bunların kimisi doğuştan gelir kimisi zaman içinde çevreden edinilir. Kırsal alanda yaşıyorsanız, doğaya, hayvanlara, toprağa, suya daha bir yakın olursunuz. Çocukluk ve gençlik yıllarınız ticari bir ortamda geçtiyse ticarete, alım satıma, yatırıma ilginiz yoğun olur. Gelişiminiz hakkın, hukukun, insanî değerlerin, adaletin, ahlakın merkezde olduğu bir muhitte gerçekleşmişse dünyanın gidişatı, ülkeler arasındaki ilişkiler, sömürgecilik, insanca bir hayat her daim gündeminizin ana konusu…

Okumaya devam edin Afrika Düşünceleri