Kırk Kandil -22-

Ümmü Eymen Bereke (R.A.) Hz. Peygamber’in Dadısı

Hz. Peygamber’in kendisine bağışlanan bir hurma bahçesini Ümmü Eymen’e hediye ettiği nakledilmektedir.

Rıza SAVAŞ

Prof. Dr., Dokuz Eylül Üni. İlahiyat Fak. Emekli Öğretim Üyesi

Aslen Habeşistanlı olan Bereke bint Sa‘lebe b. Amr el-Habeşiyye, Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib’in kölesi iken ondan Abdullah’a sonra Amine’ye ondan da kendisine intikal etti. Habeşli Ubeyd ile evlendi ve Huneyn’de şehit olan Eymen’i doğurdu. Bu sebeple kendisine Ümmü Eymen künyesi verildi ve bu isim adının yerine geçti. Kocası öldüğünde peygamberlikten kısa bir süre sonra Rasulullah’ın azatlı kölesi Zeyd b. Harise ile evlendi, bu evlilikten de Üsame b. Zeyd dünyaya geldi.[1]

İbn Hazm’ın kaydına göre, İbnü’l-Kelbî, isim benzerliği sebebiyle Eymen b. Ubeyd’in nesebini Hazreç oğullarına dayandırmıştır.[2] Aynı yanlışlığa İbn Sa‘d’ın da düştüğü anlaşılmaktadır.[3] İbn Hazm, Huneyn’de şehit olan Eymen b. Ubeyd’in, Üsâme b. Zeyd’in kardeşi olduğunu ve onun Hazrecli olmadığını İbn İshak’tan nakleder ve Ubeyd’in Habeşistanlı olduğunu kaydeder.[4]  

Ümmü Eymen’in doğumundan itibaren Hz. Muhammed’in dadılığını yaptığı, onu emzirdiği, annesiyle birlikte Medine’ye dayılarını ziyarete gidip dönerken Ebva’da Amine vefat ettiğinde onun yanında bulunduğu, kendisini Mekke’ye getirdiği ve büyüyünceye kadar dadılığına devam ettiği rivayet edilmiştir.

Hz. Peygamber, İslâmiyet’in ilk günlerinde kendi ev halkıyla birlikte müslüman olan Ümmü Eymen’e değer verir, ona “annem” ya da “annemden sonra annem” diye hitap ederdi.[5] Hz. Peygamber’in kendisine bağışlanan bir hurma bahçesini Ümmü Eymen’e hediye ettiği nakledilmektedir.[6]

Ümmü Eymen, Rasulullah ile birlikte Uhut savaşına katıldı, orada askere su dağıttı, yaralıları tedavi etti, bozguna uğradıkları zaman askeri savaşa teşvik etti. Bir grup kadınla birlikte Hayber Gazvesi’ne de katıldığı ve ganimetten kendisine pay verildiği rivayet edilmiştir. Ümmü Eymen, oğulları Eymen ve Üsame ile birlikte Huneyn Gazvesi’ne de katıldı. Bu savaşta Hz. Peygamber’in yakın çevresinde bulunup, onu koruyanlardan biri olan oğlu Eymen, şehit düştü. [7]

Hz. Peygamber’in, hürriyete kavuşturduğu ve annesi gibi sevdiği Ümmü Eymen ile zaman zaman şakalaştığı anlaşılmaktadır. Bir yolculuk sırasında Hz. Peygamber, Ümmü Eymen’e “Seni deve yavrusu ile taşıtacağım” deyince Ümmü Eymen, “Deve yavrusu istemem, çünkü o beni taşıyamaz” der. Hz. Peygamber tekrar, “Seni deve yavrusundan başka hiçbir şeyle taşıtmam” diyerek Ümmü Eymen ile şakalaşır. 

Dilinde tutukluk olan Ümmü Eymen, Hz. Peygamber’in yanına geldiği zaman “Selâmun lâ Aleykum (سلام لا عليـكم)” diye yanlış̧ selam verdiği, Hz. Peygamber, ona sadece es-Selâm (السلام) demesinin yeterli olacağını söylediği nakledilmiştir.[8]  

Rasulullah’ın vefatından sonraki günlerde Hz. Ebû Bekir’in Hz. Ömer’e, “Hz. Peygamber’in yaptığı gibi gel Ümmü Eymen’i ziyarete gidelim” dediği rivayet edilmiştir.[9]  Ümmü Eymen’in, Hz. Peygamber’e gelen vahyi yakından takip ettiği ve Hz. Peygamber’in vefatına ağladığı zaman, kendisine niçin ağladığı sorulunca “Hz. Peygamber’in buradan daha iyi bir yere gittiğini biliyorum. Ben semadan gelen haberin kesilmesine ağlıyorum” dediği rivayet edilmektedir. Hz. Ömer’in vefatına ise “İslâm bugün zayıfladı” diye gözyaşı dökmüştü. Bu rivayetler onun şuurlu bir dindar olduğunu ortaya koymaktadır.

Vâkıdî, Hz. Osman’ın hilâfetinin ilk günlerinde vefat ettiğini zikretmiş ve Baki‘ Mezarlığı’na konulduğunu belirtmiştir.[10]

RAHMETULLAHİ ALEYHA.

 


[1] İbn Sa‘d, Tabakât, VII, 223.

[2] İbn Hazm, Cemhere, s. 355.

[3] İbn Sa‘d, et-Tabakât, II, 152, VIII, 223.

[4] İbn Hazm, Cemhere, s. 355.

[5] İbn Sa‘d, et-Tabakât, VIII, 223.

[6] Buhârî, Sahîh, III, 144 (Hibe, 35); el-Beyhakî, Delâil, I, 156.

[7] Vakıdî, Meğâzî, I, 249; İbn Sa‘d, et-Tabakât, VIII, 241; İbnü’l-Cevzî, Telkîh, s. 159.

[8] İbn Sa‘d, et-Tabakât, VIII, 223, 224, 225.

[9] İbn Abdülber, el-İsti‘âb, IV, 244.

[10] İbn Sa‘d, Tabakat, II, 311, VIII, 223-226.