Kadîr ve Kâhir olanın adıyla.

Yüce Allah insanı yaratıp ona bir hareket alanı da vermiştir. Yaratan ve yaratılan arasındaki ilişki ve bu ilişki alanı, kadim bir meseledir. Kelam ilminin ana konularından birini oluşturan irade ve özgürlük, son bir iki yüzyıldır Yaratan’ın hayatın merkezinden en kenarına itilmesi, yaratılanın, insanın ise merkeze yerleştirilmesi sebebiyle insanlık sınır bilmez, hukuk tanımaz, değer kabul etmez bir atmosferin içine yuvarlanmıştır. Hukuksuzluk, ahlaksızlık ve değersizlik insanın azgınlaşmasına, azmanlaşmasına, canavarlaşmasına; neticede tanrılaşmasına yol açmıştır. Modern insan, tanrıyı hayattan kovmuş, daha doğrusu kovduğunu sanmış ama tanrısız yapamamış, bu ihtiyacını kendini tanrılaştırarak gidermeye çalışmıştır.

Dünyada mutlak manada bir özgürlükten, tarihin hiçbir evresinde söz edil(e)memiştir. Çünkü insan bir çevrede, bir çevre içinde ve hemcinsleriyle birlikte yaşamaktadır. Bu da tabii olarak beraberinde hareket alanının daralmasını getirmektedir. Modern zamanların insanına dayatılan özgürlük fikri, onu sorumluluk duygusundan uzaklaştırmış, başkasının hak ve hukukunu çiğnemeye, yok saymaya itmiştir. İddia edildiği şekilde özgürlük tarihin hiçbir döneminde olmamıştır, bugün de yoktur, yarın da olmayacaktır. İnsanlara özgürlük vaat edenler, bu düşünce ve anlayışı onun aleyhine, kendilerinin lehlerine kullanmışlardır. Özgürlük onların, hâkim güçlerin işine ve menfaatine yaradığı sürece vardır, aksi takdirde ondan asla söz edilemez.

İnsicam’ın ağustos sayısında özgürlük meselesini gündeme aldık. Araçsallaştırılan bu sihirli kavramı değişik açılardan irdelemeye çalıştık. Modern zamanların muhteşem yemi özgürlük, köleliğin modern versiyonundan ibarettir. Dünyaya özgürlük verdiğini iddia edenler, çaktırmadan insanın özgürlüğünü elinden almışlardır.

Yüzyıllık ana meselemiz, temel gündemimiz olan Filistin 7 Ekim 2023 Cumartesi gününden itibaren tek meselemiz, yegâne gündemimiz oldu. Cümleyi, birinci çoğul fiil kipiyle kurarken bununla, sadece biz müslümanları, İslam dünyasını değil bütün dünyayı, bütün insanlığı kastediyoruz. Çoğunluk, olayın farkında olmasa da durum bundan ibarettir. Dünya siyaseti Filistin’e, Kudüs’e, Gazze’ye endekslenmiş durumdadır. Buradan çıkacak sonuç, dünyanın yeniden biçimlenmesini sağlayacaktır.

Üç yüz günü aşkın bir süredir Gazzeli kardeşlerimiz tarihte eşi benzeri görülmemiş bir vahşetin karşısında insanlık onurunu canla başla müdafaa etmektedirler. Gazze şahsiyetin, haysiyetin, cesaretin, kahramanlığın, fedakârlığın, metanetin, sabrın, vatanseverliğin anıtını dikmiştir. Bunu içinde bulunduğu en kötü şartlara; yokluğa, açlığa, hastalığa, yalnız bırakılmışlığa, terk edilmişliğe rağmen gerçekleştirmiştir.

Ağustos sayımızın hazırlıklarının sona ermekte olduğu 31Temmuz 2024 Çarşamba günü Gazze’deki şehîdler kervanına Tahran’da, HAMAS’ın siyasi büro başkanı İsmail Heniyye de katıldı. Siyonaziler ve onların destekçileri ile işbirlikçileri, işledikleri cinayetlerin hesabını elbette, bir gün mutlaka vereceklerdir. Bu hesabın bizim elimizle gerçekleşmesini, Kadîr ve Kâhir olan Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Eylül sayımızda buluşmak üzere, Hâkim-i Mutlak olana, Kadîr ve Kâhir olana emanet olunuz.