Sonsuzluk Dili ve Ke-Ke-Me Teslimiyet

İslam’ın apaçık; mekân, zaman ve insan seçmeden çağrıya duran söylemi, aynı zamanda etkili bir dildir. Kendine has bir vücut dili zamanın içinden mekânı geçerek sonsuza akan duru ırmağı andırır. Diri, coşkun ve ihya eden bu akışın meramı, insanı ebedi kurtuluşa çağırmaktır. Ahmet MERCAN İnsanın yeryüzü macerasının peygamberle başlaması önemlidir. İhtiyaçlarını karşılayacak sayısız nimetle donatılmış arza inen insanı yalnız bırakmayan, ona rehberlik eden vahyin varlığı pek çok hikmete kapı aralar. İnsana kendini, yaratıcısını, yaratılış amacını; ölümü, ahireti tanıtan ve dünyada ihtiyacı olan ölçüyü veren vahiy, peygamberden peygambere devredilen bilgi ve uygulama olarak hayati öneme sahiptir. Duru bir ırmak gibi akan vahyin bilgisi incelendiğinde, insanın meramına denk…

Okumaya devam edin Sonsuzluk Dili ve Ke-Ke-Me Teslimiyet

Dinin Dili Ruhundadır

Her insana tebliğciden giden yol farklı olabilir. Öncelikle tebliğde sözün tekelini kırmak gerekir. Duruş, tavır, model, yaklaşım, intiba, imaj, ses, yansıma… gibi daha birçok etki alanı insandan insana uzayan mesafeleri kısaltma vazifesi görmektedir. Hüseyin AKIN Şair-Yazar Çizgi: Hasan Aycın Tebliğ en sahih biçimde mesajı muhataba ulaştırma ameliyesidir. Kelimenin menşeinden de anlaşılacağı üzere tebliğin iki temel vasfı vardır: Birincisi, mesajın ulaştıranın zihninde ve kalbinde doğru biçimde yer almış olması, ikincisi ise muhatabın zihnine ve kalbine doğrudan intikal etmesi. Kelimeleri cümle yapan şey anlamı hakkıyla ifade edebilecek güçte olmalarıdır. Cümlenin bünyesinde taşıdığı şeyin din olduğunu düşündüğümüzde bu yapının en önemli tuğlasını teşkil eden kelimelerden tutunuz da cümlenin…

Okumaya devam edin Dinin Dili Ruhundadır

Kâl Dili ve Hâl Dili Açısından Müslümanın Beslenme Kaynakları

İnsan için üç dil vardır: Konuşmak, yazmak, yaşamak. Bu, bazen ikili tasnife indirilerek kâl dili ve hâl dili olarak da söylenir. Üçlü tasnifi şöyle yapabiliriz: Kâl dili, hâl dili, kalem dili. Kalem yazıyı, kâl konuşmayı, hâl ise yaşamayı ifade etmektedir. Erol ERDOĞAN İlahiyatçı- Sosyolog Beslendikleri insanı etkiler. İnsan neyle besleniyorsa odur, diyebiliriz. Yediklerimiz ve içtiklerimiz bedenimizi, okuduklarımız ve öğrendiklerimiz bilgimizi, gördüklerimiz ve dinlediklerimiz hafızamızı, arkadaşlarımız ve çevremiz davranışlarımızı, yaşadıklarımız ve eğitimimiz hayata bakışımızı, hepsi birden kişiliğimizi şekillendirir. Dil de beslenir. İnsanın okudukları, duydukları, dinledikleri, gördükleri, acısıyla tatlısıyla yaşadıkları dilini etkiler. İnsanın beslendiği kaynaklar, kişinin anlama ve analizini, kelime hazinesini, cümle kurgularını, hitap ve telaffuzunu, mimiklerini…

Okumaya devam edin Kâl Dili ve Hâl Dili Açısından Müslümanın Beslenme Kaynakları

Dili Kullanma Becerisini Elde Etmek

Güncel konulara değinirken umumi insanlık anlayışını ve İslam’ın genel hükümlerini göz önünde bulundurmalıdır. İyi bildiği konular üzerinden yürümeli ve üstesinden gelemeyeceği konulara girmemeli. Kâzım SAĞLAM Din dilini kullanmak ile dili kullanmak arasında bir fark yok. Din dilini kullanmak demek; davette/tebliğde, dini anlatmada, dini bir meseleyi izah etmede vb. kullandığımız dil veya takındığımız tavır. Bu hususta belli unsurlar var. Din, dini meseleyi anlatan kişi (davetçi, hoca vb.), muhatap ve kullanılan dil- iletişim aracı-.  Bu unsurların her birini iyice tahlil etmek, anlamak ve hikmetli bir şekilde vazifeyi icra etmek. Bu çok kapsamlı bir mesele. Kısaca bazı hususlara değineceğim. Yüce Allah bize dil ile hitap ediyor.  Dili düzgün…

Okumaya devam edin Dili Kullanma Becerisini Elde Etmek

İslâmî İlimler ve Tebliğ Dili

Belâgat sahibi olan insan, sadece güzel konuşan insan değildir. Neyi nerede ve nasıl söyleyeceğini bilen ve bunu iyi ifade kalıbına döken insandır. M. Şerafeddin KALAY Dr. Rabbimizin kuluna bahşettiği ifade kabiliyeti dünya malı ile ölçülemeyecek derecede kıymetli bir kabiliyettir. Rahmân Sûresinin ilk âyetlerinde insanın yaratılışı ile ona bahşedilen beyan kabiliyeti yan yana zikredilir ve «İnsanı yarattı.  Ona beyanı öğretti.» (Rahman 55/ 3-4) buyrulur. İnsana böyle bir nimet sunulmuştur ve kendisine bu nimeti istediği şekilde kullanma, geliştirme imkânı da verilmiştir. Tıpkı koşma, ağırlık kaldırma, yüzme ve bunları geliştirme kabiliyeti verildiği gibi… Verilen bu beyan kabiliyeti sadece dille ifade kabiliyeti de değildir. Harfler, dillere tercüman olmuş, söylenecekleri kelimelere,…

Okumaya devam edin İslâmî İlimler ve Tebliğ Dili

Nasıl Anlattım?

Unutmamalıdır ki İslam ümmetinin tarihte sahip olduğu huzura kavuşması ve yeniden adaletin tesis edilmesi Müslümanların tevhid ve vahdette, rahmet ve merhamette buluşmasından geçer. Ahmet POÇANOĞLU Emekli Konya İl Müftüsü    ‘Nasıl bir din dili’ sorusuna; öğretmen, hoca, vaiz, müftü olarak yaklaşık kırk yıl cami kürsülerinden din-i mübin-i İslam’ı anlatma çabası içinde olan bir insan olarak gözlemlerim ve tecrübelerimle cevap vereceğim.    Cuma öncesi mübarek vakitte titiz bir hazırlık sonrası, kürsüye oturunca abdestli tertemiz simaların sekinet içinde sizi dinlemeye hazır görmek insana büyük bir heyecan verir. Hele Konya Kapu Camii kürsüsünde iseniz yüzlerce hafız, yüzlerce hoca, yıllarca vaaz dinlemeyi ‘kulağından sulanmak’ ve ‘kalbini sohbetle mamur hale…

Okumaya devam edin Nasıl Anlattım?

Nasıl Bir Din Dili?

Rahmetin tecellisi, ilâhî kelâmın insan seviyesine indirilerek onun anlayabileceği dilde gelmesidir. Bu rahmetin diğer bir tecelli yönü de, toplumun ahlak ve karakter noktasında en mükemmel olanlarının bu mesaja aracılık etmesidir. Mülayim Sadık Kul Bu soruya “Kur’an ve sünnete uygun bir dil” diyerek kestirmeden cevap verilebilir. Ama bu cevap, problemi çözme noktasında doğru adrese işaret etse de sorun ortadan kalkmış olmaz. Zira bu soruyla kastedilenin, bundan daha öte ve özel bir durum olduğu aşikârdır. Birçok meselede olduğu gibi burada da sadece bu iki temel kaynağa işaret etmek, sadra şifa olmaz. Bilindiği gibi bu kaynaklara dayalı olan din dilinin ne olması gerektiği hakkında binlerce farklı yorum getirilebilir.…

Okumaya devam edin Nasıl Bir Din Dili?

İrşad ve Davetin Kur’an’î Kodları

Bu manada asıl problemlerden birisi -belki de en önemlisi- erdemli bireyi, erdemli toplumu ve erdemli dünyayı oluşturacak faziletlerin insanlara aktarımı, bilgilendirilmesi ve pratiğe dökülmesi konusunda ikna edilmesi meselesidir. Özkan KERİMOĞLU Dr., Gümüşhane Üni. İlahiyat Fak. Sokrates, Platon, Aristoteles gibi antik çağın öncü düşünürleri, Müslüman filozoflar, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi vahyin inşa ettiği dinler, aklın ürünü olan felsefi, ahlaki ve ideolojik sistemler de dâhil hemen her öğretinin temel hedeflerinden birisi mutluluk ve mutluluğun elde edilmesidir. Mutluluğu elde etme yolunda ilk çağ düşünürlerinin bilgi, insanın kendini tanıması, tutkuların esiri olmama, duyusal ve tensel hazları tek ölçü olarak kabul etmeme gibi bazı kriterler belirlediğini görmekteyiz. Ahlaki öğretilerde…

Okumaya devam edin İrşad ve Davetin Kur’an’î Kodları

Nebevî Bir Davet İçin

Allah’ın dinine çağıran kimselerin hayatında hiçbir leke olmamalıdır. İslam davetçisi neyi temsil ettiğinin şuuru içinde yaşamalı, sözleri ve fiilleriyle emin bir hayat sürmelidir. Mutlu BİNİCİ Temiz bir mazi Resûl-i Ekrem Efendimiz, Safâ tepesinden davetini ilan ettiğinde kendisini merakla izleyenlere şöyle sormuştu: “Şu dağın ardında size saldırmak üzere olan bir düşman ordusu var desem, bana inanır mısınız? Bu ömrü boyunca kimseyi aldatmamış, şakayla bile olsa hiç yalan söylememiş yüce bir zatın sorusuydu. O, yirmi yaşlarında Hılfu’l-Fudûl teşkilatına katılmış, çevresine güven ve huzur aşılamış, Kâbe’nin tamiri sırasında yaşanan anlaşmazlığı tüm tarafların takdir ettiği bir şekilde çözmüş, Mekke’nin Emîn’i olmuştu. Zeyd b. Hârise kendisini hürriyetine kavuşturup memleketine götürmek…

Okumaya devam edin Nebevî Bir Davet İçin

Davet: Kime, Nasıl?

Hikmet ile davet, muhatapların durumlarını ve şartlarını göz önünde bulundurmayı, her defasında ne kadar anlatılmasının uygun geleceğine, ağır gelip gelmeyeceğine dikkat etmeyi, insanların bünyeleri hazırlanmadan, onlara yükümlülükler yağdırmamayı, onlara nasıl hitap edileceğini, iyi seçmeyi, şartlara ve durumlara göre bu hitap yöntemlerini ve yollarını çoğaltmayı gerektirir Fesih KAYA İMH Teşkilat Başkanı اُدْعُ اِلٰى سَبٖيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتٖى هِىَ اَحْسَنُ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبٖيلِهٖ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَدٖينَ      “(İnsanları) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla mücadeleni en güzel (tarik) hangisi ise onunla yap. Şüphesiz ki Rabbin, O, yolundan sapan kimseyi en çok bilendir. O, hidayete ermişleri de en iyi…

Okumaya devam edin Davet: Kime, Nasıl?