Sosyolojik okumalar yaparken karşılaştığım Saba Mahmood’un toplumsal cinsiyet kavramı üzerinde kritik etkisi olan bir sosyal bilimci olduğunu düşünüyorum. Çünkü Mahmood, özellikle Batı medyasının etkisiyle her yere yayılan yerleşik bir Müslüman kadın anlayışına meydan okumuştur.
Sevde ÖZTÜRK
İbn Haldun Üni. Sosyoloji Doktora Öğrencisi

Toplumsal cinsiyet teorileri, 1970’lerden bu yana sosyoloji disiplininin bir kavramı olarak, kadın ya da erkek olarak farklılığımızın sadece doğuştan gelen bir unsur olmadığını, belirli sosyo-kültürel ilişkilerin bir parçası olduğunu incelemiştir. Bir öğrenci olarak gönüllü turizm elçisi olarak camilerde görev yaptığım 2013 yılından itibaren bu konu eskisinden daha fazla dikkatimi çekmeye başlamıştı. Kamusal bir manevi alan olarak camiye gelen turistler özellikle kadın görevlilerle konuşmayı tercih ediyorlardı. Müslüman kadınları temsil ettiğimi düşündükleri için bana İslam ve kadınlarla ilgili çok soru soruldu. Bu noktada, bizler gibi dindar başörtülü kadınların evde ve hatta duşta bile başörtüsü taktığımızı düşünen Avrupalı ve Amerikalı turistlerin sayısı hiç de azınlıkta değildi. Bir gün içlerinden biri, içinde yaşadığımız Müslüman ve erkek egemen toplumun baskısına uymak zorunda kaldığımız için üzgün olduğunu ve özgür olmadığımız için endişelendiğini ifade etti. Bu olaylar beni ilgili konuda daha derin düşünmeye sevk etti. Dört yıllık gönüllülük faaliyetim boyunca Müslüman kadınların ikincil konumu ve özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları konusunda çok farklı yorumlarla karşılaştım. Bu anıyı, çalışmalarına dikkat çekmek istediğim sosyal bilimciyi neden önemli bulduğumu belirtmek için paylaşıyorum.
Sosyolojik okumalar yaparken karşılaştığım Saba Mahmood’un toplumsal cinsiyet kavramı üzerinde kritik etkisi olan bir sosyal bilimci olduğunu düşünüyorum. Çünkü Mahmood, özellikle Batı medyasının etkisiyle her yere yayılan yerleşik bir Müslüman kadın anlayışına meydan okumuştur. Mahmood Feminizmin, İslami dindarlığın temelde kadınların çıkarlarına ve özgürlüklerine karşı olduğu öğretisinin yeniden düşünmesini sağlayarak önemli bir etki yaratmıştır. Feministlere göre, inançlarını dini bir şekilde yaşamak Müslüman kadınları her türlü pasif konuma itmektedir. Bu yüzden dindar kadınlar, özellikle de başörtülü kadınlar, feministler tarafından seçim ve özgürlükten yoksun olarak görülmüştür.
Saba Mahmood 1962 yılında doğmuş ve 2018 yılında vefat etmiştir. Mahmood, Orta Doğu ve Güney Asya’daki Müslüman çoğunluklu toplumlara odaklanan Amerikalı bir sosyal antropologdur. Yazılarında, Talal Asad’ın çalışmalarından etkilenerek toplumsal cinsiyet, dini politikalar, laiklik vb. konular üzerine odaklanmıştır. Yazarın 2005 yılında yayınlanan The Politics of Piety adlı kitabı birçok dile çevrilmiştir. Bu kitaptaki çalışma tam da 11 Eylül sonrası Amerika ve Avrupa’da İslam karşıtı düşüncenin yaygınlaştığı dönemde dikkat çektiği için önem kazanmıştır. Bu noktada Saba Mahmood, sosyoloji disiplinine örnek teşkil edecek etkili bir çalışma ortaya koymuştur. Mahmood, antropolojik çalışmasıyla feminist toplumsal cinsiyet teorisyenlerinin yanıldığını kanıtlamıştır.
Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkek olarak farklı ve belirlenmiş olmanın sosyo-kültürel karşılığı olarak tanımlanır. Bu tanımları değerlendirirken toplumsal cinsiyet kuramcılarının eğer Müslüman bir topluluktan bahsediyorlarsa kadın bedeninin tahakkümüne odaklandıklarını görürüz. Hatta bu değerlendirmeler o kadar ileri götürülmüştür ki artık her Müslüman tesettürlü kadının özgür iradesi dışında bir seçim yapmaya zorlandığı genelleştirilmiştir.
Mahmood, çalışmasında Mısır’ın başkenti Kahire’de bir cami hareketine dahil olan kentli Müslüman kadınların hikayesine odaklanmıştır. Bu araştırmayı, üç farklı mahalledeki üç farklı camide kadınların dindarlığı nasıl yarattıklarını inceleyerek yürütmüştür. Seküler, feminist paradigma içindeki temel varsayımları, Mısırlı kadınların hareketlerini ve eylemlerini değerlendirme biçimleri üzerinden eleştirmiştir. Mahmood’un çalışması, bu paradigmaların bazı noktalarda kadınların öznelliğini ifade etmiş olsalar da, genel olarak Müslüman kadınların itaat ve sorgulama ilişkileri hakkında birçok yanlış varsayımda bulunduğunu kanıtlamıştır. Çalışma, öncelikle kadınların dindarlığı; dış eylemlerden iç karakteri oluşturacak takva davranışına ulaşmanın bir yolu olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Öte yandan Mahmood’un en önemli vurgusu feministler tarafından savunulan kadın bedeni üzerindeki tahakküm varsayımının yanlışlanması üzerinedir. Çünkü, Mısırlı kadınlar için örtülü bedenin, erdemli benliğe ve maneviyata ulaşmanın bir aracı olarak görüldüğü açığa çıkmıştır.
Mahmood’un Mısır’daki kadın topluluktan yola çıkarak yaptığı çalışma çıktılarının aslında Türkiye’deki Müslüman ve başörtülü kadınlar üzerinden okunmaya ihtiyaç vardır. Nitekim 28 Şubat gibi hafızalara kazınan bir dönemden sonra en çok dile getirilen bahanelerden biri de tesettürü seçen kadınların gelenek veya ataerkil baskı ile bu görevi sürdürdükleridir. Oysaki dindar kadınların dünyevi herhangi bir otoriteye bağlı olmadan yalnızda inancı gereği yerine getirdiği tesettür pratiği böyle bir kısır değerlendirmeye asla muhatap kılınmamalıdır. Dolayısıyla Mahmood’un çalışması, seküler-feminist otoritelerin Müslüman kadının dindarlığını belirleyici özne olma çabalarının önünde duran bilimsel bir teşebbüs olmuştur.
Sonuç olarak Mahmood, Batılı feministlerin başörtülü Müslüman kadınların ne istedikleri ve ne hissettiklerine dair çıkarımları kendi kültürel anlayışlarına göre değerlendirdiklerini vurgulamıştır. Müslüman kadınların dini inançlarına göre yaşama tercihlerinin göz ardı edildiğini belirtmiştir. Mahmood’un argümanı hem toplumsal cinsiyet çalışmaları, hem İslami antropoloji hem de feminist teori üzerinde derin bir etki yaratmıştır. Bu anlamda böyle önemli bir çalışmadan haberdar olmak; öncelikle kendi inancının değerlendirmesini özgürce ifade hakkına sahip Müslüman her kadın için daha sonra İslami çalışmalar yapanlar için oldukça kıymetlidir.
Kaynakça
Güngör, A. B. (2012). Saba Mahmood, Politics of Piety: The Islamic Revival and the Feminist Subject, Princeton and Oxford: Princeton University Press, 2005, 233 s . İnsan ve Toplum , Sekülarizm , 237-241 .
Mahmood, S. (2022). Dindarlığın Siyaseti – İslami Uyanış ve Feminist Özne, Çev. Aslı Altınışık, İstanbul: Islık Yayınları.
Youtube, Düşünbil, Dindarlığın Siyaseti, https://www.youtube.com/watch?v=Bz4SgqrjvCg
