Rasim Özdenören’in Ali Kutlay’la Birlikte Lise Yıllarında Yönettiği “Fikir* Sanat” Sayfası

Rasim Özdenören, bu yazıları kaleme aldığı yıllarda lise öğrencisidir. 20 Mayıs 1940 doğumlu olduğuna göre, yazısının yer aldığı Gençlik gazetesinin 22 Haziran 1957 tarihli ilk sayısı basıldığında 17 yaşındadır. Arkadaşları ve ikizi de hakeza… Yusuf Turan GÜNAYDIN 22 Haziran 1957 tarihinde kurulan Gençlik: Günlük Siyasi Müstakil Memleket Gazetesiʼnin Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü, Doğan Keçecioğluʼdur. Sanat Sayfasıʼnın ilk iki sayısını ise O. Keçecioğlu hazırlamıştır. Bu gazetede Rasim Özdenören, sınıf arkadaşı Ali Kutlayʼla birlikte daha ilk sayıdan itibaren yazmaya başlamıştır. İlk yazıları ortak imzalı ve “Adım Adım Maraş” başlıklı şehir yazılarıdır. Bir dizi oluşturan bu yazıların ilki, Gençlikʼin 22 Haziran 1957 tarihli 1. sayısında yayımlanmış, sonuncusu…

Okumaya devam edin Rasim Özdenören’in Ali Kutlay’la Birlikte Lise Yıllarında Yönettiği “Fikir* Sanat” Sayfası

Dönüp Bakınca

Kırklar ve İtibar dergileri sürecinde Rasim Bey’den ne zaman yazı istesem, bu dileğimi memnuniyetle yerine getirirdi. Hatta büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlanan Yeni Söz gazetesine de isteğim üzerine yazılar veriyordu. İki insanın karşılıklı olarak birbirine itimat etmesi ne kıymetli bir şeydir. İbrahim TENEKECİ 1998 yılındayız. Alaeddin Özdenören ile mektuplaşıyoruz. Belli aralıklarla mektup geliyor ondan, ben de cevap yazıyorum. Rahmetli Alaeddin Ağabey’in mektupları hâlâ arşivimde duruyor. Yayınlar mıyım, hayır. Anahtar kelimeler emanet ve emniyet. Rasim Ağabey de işte o yıllarda hayatıma girdi. Varlığından ve eserlerinden elbette haberdardım. Kastettiğim daha başka bir şey. İkiz kardeşlerin biriyle mektup, diğeriyle telefon arkadaşıydım. Rasim Bey’in insanı sükûnete davet eden sakin…

Okumaya devam edin Dönüp Bakınca

Rasim Ağabey’e

Rasim Ağabey’e Hanifi VURAL Çizgi: Hasan Aycın Fikrini resmeyleyip dâr-ı bekaya göçtün Rânâ güller dermeye nice gülzârdan geçtin Mütebessim çehrenle ruhlara safa idin Her hâl ü kârın ile aşk-ı Mustafa idin Şol dünya tarlasına tohum tohum gül ektin İncitip kırmamakta âdeta bir melektin Ufukların yolcusu ey Maraşlı vefakâr Davan için şevkine şahittir yâr u ağyâr Tane tane sözlerin maveradan haberdi Berideki duruşun öteyle beraberdi Efendim, emr-i Hak’tır, yol bitti vuslat oldu Bezm-i Elest ahdince söze sadakat oldu Tûbânın dallarına bir yaprak daha düştü Mahzun gönüller ile bize Fatiha düştü                                                            23.07.2022/Üsküdar

Okumaya devam edin Rasim Ağabey’e

Bir Söyleşiden Kalanlar: Rasim Özdenören’e Dair Bazı Notlar

Düşünce ve anlayışını, beğenilerini az çok bildiğimi söyleyebilirim. Tabii bir zatı bir bütün olarak bilmek, okumak, anlamak kolay değildir. O kişinin hayatı, çeşitli fragmanlardan oluşur. Hepsini bir bütün olarak anlatmak ne kendisinin elindedir ne de onu anlatmaya çalışanların. Mustafa ÖZEL Prof. Dr., FSMVÜ İslami İlimler Fak. Topluma değer katan, onu yetiştiren ve geliştiren, yol gösteren, önünü ve ufkunu açan insanları bilmek, bir yandan vefa borcu bir yandan da ihtiyaçtır. Bu insan, ister bilge ister sanatçı ister asker olsun, fark etmez. Bence bunlar arasında ilim ve fikir adamlarını ayrı bir yere koymak lazım. Çünkü onlar, diğerlerinin de yetişmesinde başat bir role, etkin ve kalıcı bir yere…

Okumaya devam edin Bir Söyleşiden Kalanlar: Rasim Özdenören’e Dair Bazı Notlar

Çok Sesli Bir Ölüm (Rasim Özdenören)

Herkesin övgüyle, hayranlıkla anlattığı “Yazar Rasim Özdenören” portresi mi çizmeliyim, yoksa onunla yaşamış olduğum dostluk üzerinden “Kendi Rasim Abimi” mi yazmalıyım? Mehmet KURTOĞLU Bir yazarı hatıralarından yola çıkarak mı yoksa eserlerinden hareketle mi anlatmalı? Bir yazarın eseriyle hayatı arasında, tıpkı deha ve delilik arasında olduğu gibi ince bir çizgi vardır; o çizgiyi aştığınızda yanlış yorumlara veya tanımlamalara sebep olabilirsiniz. Bu yüzden yazarları anlatırken o ince çizgi üzerinde durulur, aşılmamaya dikkat edilir. Zira aşılmazsa deliliğin, aşılırsa dehanın handikaplarına düşülür. Bu yüzden bir yazarın özel hayatından yola çıkarak tanımlamaktan daha çok onu eserleri üzerinden tanımlamak daha kolaydır. Çünkü eser üzerinden her türlü yorumu yapabilirsiniz ama söz konusu…

Okumaya devam edin Çok Sesli Bir Ölüm (Rasim Özdenören)

51 Yaşındaki Rasim Özdenören

Merhum Rasim Özdenören ile tanıştığımda benden 32 yaş büyüktü. Bir gün bile o yaş ve tecrübe farkını ima eden bir cümle kurmadı bana. İki yaşıt edebiyatçı gibi konuştuk ve 19 yaşındayken onun bu tavrının farkına bile varmamıştım. Suavi Kemal YAZGIÇ Anıları olan, onları tatlı tatlı anlatan, hatıralarını okutan veya dinleten insanlardan değilim. Geride kalan yılları kolay kolay hatırlamam. Hangi olay, hangi yıl yaşanmıştı, kiminle ne zaman tanışmıştım gibi sorulara cevap veremem.  Bunun neredeyse tek istisnası Rasim Özdenören ile tanıştığım gün. Neredeyse sadece o gün. 24 Ocak 1991, akşam altı sularında tanıştım onunla. Bu kadar net bir tarihin olmasını o gün Ruhun Malzemeleri kitabını kendisine imzalatmış…

Okumaya devam edin 51 Yaşındaki Rasim Özdenören

Rasim Özdenören: Güzel Dost

O, en geniş ve en derin kapsamı ile tam bir bütünlük içinde, hiçbir noktasından taviz vermeyen bir Müslüman kimliğe sahip olarak yaşadı. Buna inanç bütünlüğü de ideolojik bütünlük de denilebilir. Bütün düşünce ve yazı hayatı bu bilinçle oluştu, gelişti, gerçekleşti. Beşir ATALAY Rabbimden kendisine rahmet ve mağfiret dileyerek başlamak isterim. Rasim Özdenören ismi benim için her şeyden önce derin bir dostluğu ifade etmektedir. 1965 yılından başlayarak bir ömür süren yakın irtibat ve ilerleyen dostluk ve kardeşlik hayatı içinden, böyle bir anma yazısında benim katkım hatıralarla olacaktır. Rasim Abi -ben hep bu şekilde hitap ettim- ile yakın tanışmamın başlangıcı, 1965 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenciliğe…

Okumaya devam edin Rasim Özdenören: Güzel Dost

Rasim Özdenören’e Dair Bir-İki Anekdot

Mavera’da hikâyelerini okuduğum Rasim Özdenören, gazetenin ikinci sayfasında ve üst köşede günlük yazılar kaleme alıyordu. Bir süre şartlar gereği A. Gaffar Taşkın müstearıyla yazmaya başlayınca eminim ki benim gibi hiçbir okur bu kimdir diye bir arayışa girmemiştir. Müslümanca bir perspektif, kendine has bir üslup, konuyu aktarmadaki ustalığı ile gençler olarak bizleri ihya ediyordu. Şeref AKBABA Her mevsim yeni bir başlangıçtır. Tabiat yenilenir ve devridaim eder. Sünnetullahtır. Her mevsimin canlılar, özellikle insanların hayatında farklı etkileri ve yeri vardır. Karakışın özlettikleri olduğu gibi, sonbaharın, ilkbaharın da özlettikleri vardır. Özellikle kış mevsimi bahar havasında geçince buna sevinmez, üzülür insanlar. Kendine has hususiyetleriyle yaşanırken tabiat, hayat normal seyrinde devam…

Okumaya devam edin Rasim Özdenören’e Dair Bir-İki Anekdot

Rasim Özdenören

Toplumun orta kesim halkını, halkın maddi durumunu, insanın modernleşme karşısındaki bocalamasını ve ailenin beraberinde de toplumun zorunlu olan çözülmesini tüm detaylarıyla ele almıştır. Okuduğunuzda anlatılan şey her neyse, onun resmine bakıyor gibi hissettirecek kadar detay ve tasvire yer vermiştir. Betül ZEYREK Rasim Özdenören deyince herkeste olduğu gibi benim de gözümde canlanan şey; davası uğruna gösterdiği dik duruşu, değişen dünya düzenine kapılmadan kendi özgün yazım dünyasını koruyabilmesidir. Yazılarını kaleme almaktaki amacı, insanı ve toplumu anlamak olarak değerlendirilse de aslında kendini anlama ve tanıma çabası da vardır burada. Bir nevi toplumun ve kendi vicdanının sesi olmaya çalışmıştır.  Heybetli sesle içinde duyulmayan seslere ses oluyor diyebiliriz. Değişen düzene…

Okumaya devam edin Rasim Özdenören

Rasim Özdenören’le Nuri Pakdil Üzerine Söyleşi

7 Haziran 2022 Salı akşamı, Rasim Abi’nin Sayın Eşi Ayşe Abla’yı arayarak ziyarete gelmek istediğimi söyledim. “Şimdi uyuyor ama siz gelinceye kadar uyanır.” dedi. Gittiğimde uyanmıştı. Evin salonundaki her zamanki koltuğuna oturdu ve her zamanki hoş üslubuyla konuşmaya başladı. Epeyce bir süre sohbet ettikten sonra; “Abi, biraz Maraş günlerinizi, öğrencilik yıllarınızı konuşabilir miyiz?” diye sordum. “Memnuniyetle.” dedi. Telefonumdan ses kaydını başlattım ve hemen her konuda karşılıklı söyleşmeye başladık. Yaklaşık iki buçuk saatlik bir kayıt oluştu. Konuştuğumuz her şeyi, olduğu gibi yayınlamak kuşkusuz mümkün değildi. Bu konuşmanın özellikle Maraş, öğrencilik ve gençlik arkadaşlarıyla ilgili kısımları Yitiksöz dergisinde yayımlandı. Ben, zaman zaman Rasim Abi’yle bir araya gelmelerimizde,…

Okumaya devam edin Rasim Özdenören’le Nuri Pakdil Üzerine Söyleşi