Toplumun orta kesim halkını, halkın maddi durumunu, insanın modernleşme karşısındaki bocalamasını ve ailenin beraberinde de toplumun zorunlu olan çözülmesini tüm detaylarıyla ele almıştır. Okuduğunuzda anlatılan şey her neyse, onun resmine bakıyor gibi hissettirecek kadar detay ve tasvire yer vermiştir.
Betül ZEYREK

Rasim Özdenören deyince herkeste olduğu gibi benim de gözümde canlanan şey; davası uğruna gösterdiği dik duruşu, değişen dünya düzenine kapılmadan kendi özgün yazım dünyasını koruyabilmesidir. Yazılarını kaleme almaktaki amacı, insanı ve toplumu anlamak olarak değerlendirilse de aslında kendini anlama ve tanıma çabası da vardır burada. Bir nevi toplumun ve kendi vicdanının sesi olmaya çalışmıştır. Heybetli sesle içinde duyulmayan seslere ses oluyor diyebiliriz.
Değişen düzene inat fikrini savunmuş ve asla okuyucusunu aldatmamıştır. Özgün olmayı seçmiş ve o minvalde ilerlemiştir. Yazdığı öykülerini bu çizginin dışında tutmamış ve öykülerinde de yansıtmıştır bu duruşunu. Öykülerini genellikle bir yaşanmışlık duygusuyla ortaya çıkarmıştır. Öykülerini günlerce bekleyerek yazmadığını da ekliyor konuşmasının birinde Özdenören ve ‘kafamda doğmuş olmasını bekliyorum’ diyerek yazmaya başlamadan evvel bunun tasarımının kafasında başlayıp bittiğini de ifade ediyor. Daha sonra kalemi eline aldığında bir solukta bitirdiğini de verdiği bir röportajında dile getiriyor. En uzun yazılarını dahi bir vuruşta bitirebildiğini dile getiriyor.
Özdenören öykücülüğünde deruni ve akılcı yan hep yan yana yürümüş, biri diğerinin önüne geçmemiştir. Bulunduğu toplumu oldukça iyi yansıtmıştır, çok iyi gözlem yapmış, hiçbir ayrıntıyı kaçırmamıştır. Erdem Bayazıt’ın da dediği gibi “Özdenören tam bir ayrıntı avcısıdır.” Toplumun orta kesim halkını, halkın maddi durumunu, insanın modernleşme karşısındaki bocalamasını ve ailenin beraberinde de toplumun zorunlu olan çözülmesini tüm detaylarıyla ele almıştır. Okuduğunuzda anlatılan şey her neyse, onun resmine bakıyor gibi hissettirecek kadar detay ve tasvire yer vermiştir. Bu özelliğini sadece öykülerinde değil, denemelerinde de görebilirsiniz. Hatta sohbetlerinde dahi bu ayrıntılara ne kadar önem verdiğini ve dikkat ettiğini fark edersiniz.
İzmir’de bir konferansını dinleme imkânım olmuştu. Bir sonraki gün imzasına gittiğimde tanıyabileceğini hiç düşünmemiştim ama nerede oturduğumu hangi renk başörtüsü taktığımı dahi söyledi. O anda yaşadığım şaşkınlığı tahmin edebilirsiniz. İşte o zaman anladım sadece kalemine değil sohbetlerine, günlük hayatına da yansımış ayrıntılardaki ustalığı.
Hikâyelerinde, denemelerinde yer verdiği diğer bir husus ise yazılarında bir sonuca ulaştırma gayesi gütmemesidir. Amaç sonuca ulaştırmak değil, kafada soru işareti bırakacak kadarını aktarmaktır. O soru işaretleri ile okuyucu çağının hastalığını, derdini kendisi okumalı, farkına varmalı ve kendi sonuca ulaşmalıdır. Çağını çok iyi konuşan Özdenören’in gayesi, bu dili okuyucularının da okuyabilmesine olanak sağlamak, sonuca ulaşmada yol göstermektir.
Öykülerini incelediğimiz zaman karşımıza çıkan diğer bir husus ise onun öykülerinin temelini kahramanlar ve tiplerin değil, ilişkilerin oluşturduğudur. Genel olarak bu ilişkiler merkeze alınır ve onun üzerine öyküler kurulur. Anlatılacak husus direkt olarak anlatılmaz bu ilişkiler üzerinden kurgulanır ve okuyucu temelde anlatılacak olan her neyse bu şekilde anlar. Aşk direkt olarak anlatılmaz, ona dikkat çekilmez. İlişkiler üzerinden kurgulanır ve hikâye geneline bakıldığında işlenen konunun aşk olduğu o zaman anlaşılır. Kısacası tipler ve kahramanlar ön planda değildir Özdenören öykücülüğünde, önemli olan ilişki biçimleridir.
Aslında bahsedilecek çok fazla detay var kaleme aldığı öyküler ve denemeler incelendiğinde. Kısaca birkaç husus üzerinde durduk. Çok derin bir anlatım, çok detaylı incelemeler yapılmış hakkında. Çok fazla teze konu olmuştur öyküleri ve öykücülüğü. Daha görünür olan hususlar üzerinden birkaç noktaya dikkat çekmeye çalıştım. Rasim Özdenören hakkında kaleme alınan birkaç kitabı buraya örnek olsun diye bırakıyorum. Dileyen oradan daha detaylı bilgiye ulaşabilir.
Âlim Kahraman (Haz.), Işıyan Kelimeler Rasim Özdenören / 2007, İstanbul
Mehmet Nezir Eryarsoy, Gül Yetiştiren Adam Rasim Özdenören “hayatı-sanatı-eserleri”, 2009, İstanbul
Ali Haydar Haksal, Ruh Denizinden Öyküler Rasim Özdenören, 2017, İstanbul
Necip Tosun, Türk Öykücülüğünde Rasim Özdenören, 2017 (2. Baskı), İstanbul