Müntakim olanın adıyla.

Tarih, bir ölçüde acının, gözyaşının, hüznün tarihidir. Bu acının, gözyaşının, hüznün sebebi bazen dâhilî bazen de hâricî olabilmektedir. Müslümanların tarihi, bundan müstağni değildir. Belki de en çok bizim tarihimiz, böyle bir tarihtir. Bunun en acı örnekleri, tarihte Moğolların (Cengiz, oğlu Hülâgû, torunu Abaka) başta Bağdat olmak üzere Doğu İslam dünyasında gerçekleştirdikleri hem insanî hem de kültürel kıyım, hıristiyanların Endülüs’ü tarih sahnesinden yok edişleri, yakın zamanlarda ise Balkanlarda ve Doğu Türkistan’da uygulanan asimilasyondur.

İnsicam dergisi olarak ağustos sayımızda dosya konusu olarak Doğu Türkistan’ı ele alalım dedik. Dosyayı hazırlarken ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi gördük. Bu bağlamda sadece şunu söylesek, yeter de artar bile: Bölgeyi, bölgenin tarihini yazacak insan bulamadık. Tabii bunu söylerken ülkemizdeki Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi istisna ediyoruz. Bir de bu topraklarda İslam davası güdenlerin Doğu Türkistan’a aklen, zihnen, kalben uzak kaldığını gördük. Bunun behemehâl telafi edilmesi gerekmektedir. Eğer dosyamız buna katkı sağlarsa, kendimizi bahtiyar addedeceğiz.

Sâbit Dâmolla (1883-1941), Osman Batur (1899-1951), Abdülaziz Cengizhan Dâmolla (1906-1952), Muhammed Sultân Hucendî (1880-1960), Mehmet Emin Buğra (1901-14 Haziran 1965), Ali Han Töre Saguni (1885-1976), İsa Yusuf Alptekin (1901-1995). Bunlar kim mi? Bunlar, yirminci yüzyılda bağımsız ve müslüman bir ülke için Doğu Türkistan’da ter döken, emek harcayan, şehîd edilen, kanı akıtılan, sürgün edilen isimlerden birkaçı. Hepsini rahmetle anıyoruz.

Bugün Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan, tarihte hep Çin devletleriyle, hükümdarlarıyla mücadele halinde olmuş. Bu mücadele, halen bir şekilde devam etmektedir. Çin’in dünyadaki siyasi ve ekonomik gücü nedeniyle, mücadele yeterince bilinmemektedir. Hoten’in, Kâşgar’ın, Turfan’ın, Urumçi’nin, Aksu’nun bir gün mutlaka hür bir İslam şehri olacağına tüm kalbimizle inanıyoruz. Allah’tan bunun yakın bir zamanda gerçekleşmesini niyaz ediyoruz.

Müntakim olan Rabbimize duamız, mazlum ve mağdur kardeşlerimizin topraklarını gasp edenleri en hızlı şekilde cezalandırmasıdır.

Eylül sayımızda buluşmak üzere O’na emanet olunuz.

Mustafa Özel

Genel Yayın Yönetmeni