Yâ Müntakim!

Ey mazlumların sahibi, ey müstazafların koruyucusu!

Ey Filistin’in, Kudüs-ü Şerif’in, Mescid-i Aksâ’nın yegâne ve mutlak Kâdiri!

Ey hiçbir zulmü karşılıksız bırakmayan, bir adı da Müntakim olan Rabbimiz! Her yıl Ramazan’ımızı, orucumuzu bize, Âlem-i İslam’a zehir eden işgalci siyonistlerin köklerinin bizim ellerimizle kazındığı günleri bize göster! Biz biliyoruz, inanıyoruz: Sen Rahmân’sın, Sen Rahîm’sin, Sen Raûf’sun. Ancak; Senin bu özelliklerine, bu isimlerine layık olmayan, yüzyıllardır Sana isyan eden, verdiğin nimetlere nankörlük eden Yahudi katil, cani ve işgalciler, Senin kendilerine Müntakim, Kahhâr, Cebbâr isimlerinle tecelli etmelerini bekliyorlar, onları mahrum etme ya Rab!

Evet, son günleri çok acı geçen bir Ramazan’ı daha geride bıraktık. Bu acılara kayıt düşen yazılarla açılıyor Haziran sayfalarımız. Az ama öz; kimliğimizi, kişiliğimizi, bakışımızı, duruşumuzu gösteren yazılarla…

Dünyanın kadim meselelerinden biri, şüphesiz gençliktir. Her zaman, her yerde konuşulan, genelde şikâyetçi olunan gençlik konusunu değişik açılardan, farklı kalemlerle gündeme taşımaya çalıştık. Son birkaç yıldır bu bağlamda o kadar olumsuz şey söylendi ki, ortaya karanlık bir tablo çıktı, çıkarıldı. Peki, gerçek öyle mi? Sanmıyoruz. Çünkü gençliğimizin durumuna baktığımızda umutsuzluktan çok umut görmek mümkün. Olaya nasıl, nereden baktığımız önemli.

Şurası bir gerçektir: Bugünü bize emanet edenler, dünün beğenilmeyen gençleridir. İnsanların nesillerini, gençlerini beğenmemeleri, tarihî ve sosyolojik bir vâkıadır. Dün böyleydi, bugün böyledir, yarın da böyle olacaktır. Hayat devam ettiğine göre, gençlerden asla umut kesmemek gerekir. Çünkü yaşadığımız bunca güzellik, iyilik onların eseridir. Bu kadar sosyokültürel çalışmayı kim yapıyor? Çıkan bunca kitabı, onca dergiyi kim okuyor? Şurada bir iş var dendiğinde kim koşuyor?

Bu bağlamda son olarak şunu söyleyelim: Umutsuzluk değil umut aşılayalım, insanlarımızın gönlünü, yüreğini ferahlatacak işlere vesile olalım.

Yazılarımız elbette bunlarla sınırlı değil. Sayfalarımızı çevirdikçe sürprizler çıkacak karşınıza.

Türkiye İslamcılığının önemli iki ismi Bahattin Yıldız’ı (şeh. 17 Mayıs 2010) ve Âkif Emre’yi (ö. 23 Mayıs 2017) rahmetle anarak iyi okumalar diliyoruz.

Temmuz sayımızda buluşmak üzere Müntakim olana emanet olunuz.

Mustafa ÖZEL

Genel Yayın Yönetmeni