Gençliğin Mahremiyet Algısı

Mahremiyet algısı geçmişte de günümüzde de toplumsal yaşamda var olmaktadır. Ancak modern dönemle başlayan ve günümüzde de artarak devam eden teknolojik gelişmeler karşısında gençlerin mahremiyet algısı, oldukça geniş bir yelpazede değişim yaşamaktadır.

Abdulkadir KIZILBOĞA

İnternetin keşfi ile günümüz toplumlarında kitle iletişimin geleneksel medya araçlarından, sosyal medya platformlarına doğru yön değiştirdiği görülmektedir. Yeni medya teknolojileri, düşünceleri, eylemleri, kısacası dünyayı algılama biçimimizi kökten değiştirmiş durumdadır. Gelişen iletişim teknolojileri sayesinde bir yandan birbirlerine yaklaşırken bir yandan da gittikçe yalnızlaşan modern insanlar için medya, içinde yaşanılan dünyayı kavrayıp anlamlandırmanın, toplumsal meselelerden haberdar olmanın, diğer insanlarla bağlantı kurmanın, kendi kimliğini oluşturmanın, yani bir anlamda var olmanın temel araçlarından biri hale gelmiştir. Böylece insanın hayatında vazgeçilmez bir konuma gelen internet teknolojileri ve sosyal medya, kendisi her gün gelişirken insanları da dönüştüren bir hal almıştır. Bu değişim ve dönüşüm insanın dünyaya bakışından bilgi edinmesine, sosyal ilişkiler kurmasından hayat algısına kadar birçok şeyi ifade edebilir. Şüphesiz ki bu değişim ve dönüşümün uğradığı bir algı da insanların “mahremiyet” algısıdır. Peki, mahremiyeti nasıl tanımlarız? Ve neden çağımızda bu kadar çok konuşulur hale geldi?

Mahremiyet kavramı zamana, topluma göre değişen bir kavramdır. Arapça mahrem kelimesinden türetilmiş olup, ‘mahrem olma durumunu ifade eden, insanların gizli özelliği’ olarak tanımlanabilecek bir terimdir. Kavramın bu çağda daha fazla konuşulması, her şeyin yeniden tanımlanıp, yeni teknoloji ile farklılaşması ile ilgilidir. Her şeyin değişip dönüştüğü ve farklı anlamlar ifade edebildiği dünyamızda bu kavramın muaddel olmaması pek tabi mümkün değildi. Mahremiyet, şehir hayatının yaygınlaşmasıyla özel ve kamusal alan arasındaki ayrımın sil baştan oluştuğu bir dünyada, sosyal ağlar ile insana dair birçok özel anın ve verinin ağlara gömülmesi ile daha fazla irdelenen bir kavram olmuştur. Artan etkileşim, bilginin üretildiği platformları artırırken, kamusal ve özel alana dair karşıtlığı da sorgulanır hale getirmiş, bir anlamda bu iki alana dair algıları dinamitlemiş ve bulanıklaştırmıştır.

Mahremiyet algısı geçmişte de günümüzde de toplumsal yaşamda var olmaktadır. Ancak modern dönemle başlayan ve günümüzde de artarak devam eden teknolojik gelişmeler karşısında gençlerin mahremiyet algısı, oldukça geniş bir yelpazede değişim yaşamaktadır. Bu değişimin günümüzde en çarpıcı örneğini de sosyal medya ve buna bağlı olarak sosyal ağ araçları oluşturmaktadır. Özel alan ile kamusal alan sınırlarını daha fazla bulanıklaştıran sosyal ağlar, görünürlük üzerine kurulu olduğu için özel alanın deşifresine ve aleniyetin artmasına yol açabilmektedir. İnsanlar yediği yemekten giydiği elbiseye, gezdiği bir mekândan ailesiyle geçirdiği vakte kadar rahatça “paylaşım” yapar olmuştur. Özellikle gençler toplumca ayıplanabilecek hatta dinimizce günah potansiyeli taşıyan davranışları sergilerken sosyal medyanın öteki yüzüne sığınır hale gelmişlerdir. Peki, nedir o öteki yüz? Sosyal medya uzakları yakın edebilir. Fizan’da olan birisiyle görüşmeniz artık işten bile değildir. Fakat sosyal medyada var olan birliktelik gençlerin sosyal doyumuna yetmekte ve bir araya gelmeyi kendilerine zul saymaktadırlar. Büyükleriyle bir araya geldiğinde yapamayacakları şeyleri sosyal medyada rahatça paylaşmaları, medyanın kendilerine kattıkları güç sebebiyledir. Bu güç uzakları yakın etmekten daha çok, 80 metrekare evin içindeki bireyleri birbirinden uzaklaştırmaktadır. Bu uzaklaşmanın sebebi kişilerin birbirinden haberdar olmakla yetinmeleridir. Bir anne sosyal medya paylaşımından oğlunun nerede olduğunu ve ne yaptığını bilmektedir artık. Peki, acaba hangi duyguyla ve hangi şartlarda orada olduğunu nereden bilecektir? Diz dize, yüz yüze gelmeden öğrenilmesi zor bir durumdur bu.

Peki, gençler için ne diyebiliriz?

Gençler!

Her an, her yerde, herkesin her şeyi paylaştığı ve karakterin, samimiyetin, insanlığın değil; benliklerin reklam edildiği bir ortamda viral bilgilerle kendi hayatlarını idam ettirmeye çalışan ama asli gerçeklere asla ulaşamayan gençler…

Gençler!

Bedenin, evin, ailenin ve sosyal yaşamın mahrem olması gereken bir anını beğeni ve takip adına gözler önüne seren gençler…

Gençler!

Stalk yapmayı kendilerine bir iş edinmiş, gizliliği ve özel hayatı ihmal edip o mahremiyete ulaşmayı hackerlık olarak gören gençler…