Afrika Kitaplığı

Afrika kıtasında olup bitenleri yalnızca sömürgecilik tarihi üzerinden okumak eksik ve hatalı olur. Bu konuda kıtadaki her bir topluluğu ve devleti yeniden tanımamız gerektiği ortada. Bu hususta kıtadaki Müslümanlar ve onların liderleri, kurumları ve faaliyetleri hakkında çokça bilgi edinmeliyiz. Önümüzdeki yıllarda Afrika kıtasında büyük dönüşümler yaşanacağına ve bu doğrultuda kıtaya dair zihin haritamızı yeniden kurgulamamız gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla Afrika’ya dair yeni ufuklar kazandırmak için bazı önemli eserleri okurlarımız için tanıttık.

İstifadenize.

İNSİCAM

1. Afrikalılar

Ali A. Mazrui

(Çev. Yusuf Kaplan, İnsan Yayınları, 1992, 334 syf.)

“Afrika’da bugün bir kültürler savaşı yaşanmaktadır. Afrika’nın yerli ve özgün kültürleriyle Batı uygarlığının güçleri arasında süren bir savaştır bu.” diyor, Ali Al’Amin Mazrui. Kaleme aldığı bu eserde batılılaşma, ahlaki çöküş, kolonyalizmin icrası, Avrupalıların gözündeki Afrika ve Afrika kıtasının anatomisi hakkında derin incelemeler sunuyor. Mazrui, Afrika’nın kimliği ve İslam dininin bu coğrafyadaki örgütlenmesine kadar bir dizi sosyolojik dönüşümü ortaya koyuyor. Batılı kapitalist sistemin Afrika’daki kıtasal din, dil, tarım, cinsiyet, eğitim ve siyaset gibi muhtelif alanlardaki teorik “kalkındırma” ve “yapılandırma” çalışmalarını derinlemesine tahlil ediyor.

2. Afrika’da İslam

Vincent Monteil

(Çev. İzzet Tanju, Pınar Yayınları, 1992, 176 syf.)

“Ne olursa olsun, siyah Afrika Müslümanları, tecrit edilmiş bir muhitte, diğer insanlardan uzaktır denilemez. Onlar da, öteki Afrikalılar gibi teknolojik araştırmalara, kendi törenlerince katılıyor ve insanların yaşama şartlarını daha iyiye götürmeye çalışıyorlar. Kendi gelecekleri tamamı ile kendi ellerinde değil.” Diyor Monteil kitabının tanıtımında. Eserde tam anlamıyla Siyah Afrika Müslümanlarının sosyolojik, dini ve siyasi mücadelesinin alt yapısını anlatıyor. Müslümanları, Araplaşmayı ve Hristiyanlaşmayı ayrı ayrı değerlendiriyor. “İslam’ın Afrikalılaşması” bölümünde Gine, Mali ve birçok farklı “İmparatorluk” deneyimlerine uzanan ve Afrika’nın pek de bilinmedik bir hikâyesini anlatıyor.

Eser, muhteva olarak Nijerya’nın ve Gana’nın modern ulus devletler sistemindeki siyasi tarihine ve sömürgeciliğe de yer veriyor.

3. Geçmişten Günümüze Afrika

Ahmet Kavas

(Kitabevi Yayınları, 2017, 355 syf.)

Afrika kıtasına yönelik çalışmalarıyla bilinen Ahmet Kavas, bu eserinde “Fenikeliler, Vandallar, Romalılar ve Bizanslılar gibi kıta dışından gelen yabancı güçlerin yerini Kuzey Afrika’da Araplarla kardeş olup birlikte mücadele eden Berberiler, Büyük Sahra çöllerinde Tuaregler, Batı Afrika’da birbiri ardına hüküm süren güçlü imparatorlukları ile kendilerinden bahsettiren Malililer, Kano ve Sokoto’da sultanlıklar kuran Hevsalar, Doğu Afrika sahillerinde Araplarla Svahili adıyla yeni bir nesil oluşturan Bantular aldılar” diyor. Cezayir’den Madagaskar’a, Senegal’den Liberya’ya değin Afrika Müslümanlarının kimlik, varlık ve istiklal mücadelesini anlatıyor. Osmanlı bakiyesi Afrika idarecilerinden sömürgeci devletlerin kukla yönetimlerine kadar birçok konunun tarihsel yönünü kaleme alıyor.

Eser, Afrika üzerine yapılacak olan sosyolojik, antropolojik ve politik çalışmalar için oldukça önemli.

4. Afrika’da Sömürgecilik ve Osmanlı Siyaseti (1800-1922)

Muhammet Tandoğan

(Türk Tarik Kurumu Yayınları, 2013, 320 syf.)

Eser, Osmanlı Devleti’nin Afrika kıtasına nasıl baktığını ve hangi saiklerle kıtada var olduğunu tarihsel süreç içerisinde inceliyor. Sömürgeci devletlerin siyasi amaçlarını ve uyguladıkları insafsız politikaları aktarıyor. “20. asrın ikinci yarısından sonra İslâm dünyasının sömürgeci Avrupalı devletlerin hâkimiyetleri altına girmek suretiyle bağımsızlıklarını kaybeden Müslümanların, Osmanlı Devleti’nden beklentilerini arttırmış ve İslâmcılık ideolojisinin evrensel açılımına zemin hazırlamıştı.” (s. 113) Diyor Tandoğan. Bu beklentiye binaen Afrikalı Müslümanların direniş için tarikatler ve diğer İslami oluşumlarla karşı koyduklarını aktarıyor. Osmanlı’nın Avrupalı devletlerle çekişmesinin ve kıtadaki sömürüye karşı Afrikalı Müslümanların desteklenmesini oldukça açıklayıcı bir dil ile aktarıyor. Tandoğan “Avrupalı devletlerin II. Abdülhamid’in İslam Birliği politikasından rahatsız olması, Afrika’da müstemleke haline getirdikleri ülkelerin Müslüman ahalisini kendilerine karşı tehdit olarak algılaması sonucunu doğurdu.” (s. 231) ifadesiyle, Avrupalıların kıtadaki kaynakları gasp etmede ve kıtadaki faaliyetleri bastırmada uzun soluklu planlar yapmasına zemin hazırlayan bir dizi siyasi politikayı da ele alıyor.

Eserin son kısmında konularla ilişkili olan Osmanlı arşiv belgeleri de gün yüzüne çıkıyor.

5. Afrika Tasavvuf Araştırmaları

Kadir Özköse

(Kalem Yayınları, 2019, syf. 506)

Fetih hareketleriyle başlayan süreçte Afrika kıtasının İslamlaşması ile nihayete eren süreci inceleyen Özköse, Mısır, Libya, Tunus ve Fas üzerinden İslamiyet’in bu kıtadaki yansımalarını ortaya koyuyor. Kıtadaki İslamlaşma ile bölge halklarının sufiler vasıtasıyla İslam’ı bir din ve yaşam biçimi olarak benimsemeleri aktarılıyor. Sufilerin Afrika’daki Müslüman kabileler için birleştirici bir unsur olarak İslam milleti ortaya çıkarma sürecine değiniyor. “Afrika’da tarikat zümreleri gönüllere hitap etmiş, halkları İslâm’ın engin dünyasıyla buluşturmuş, yerlilerin gönüllerini İslam’a ısındırmaya çalışmışlardır.” diyor, Özköse. Afrika’da meşâyıhın genelde seyyah tüccarlar olarak bölgenin ticari hareketliliğinde, gezginci alimler olarak bölge halklarının İslâmî ilimleri öğrenmesinde, saygı ve hürmet uyandıran manevî şahsiyetler olarak bölge halklarının sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik, sosyo-politik problemlerin çözümlenmesinde başat rol oynadıklarını dile getiriyor.

6. Afrika’da Bir Direniş Öyküsü – Osman Dan Fodio ve Sokoto Hilafeti

Kemal Kahraman

(İlke Yayıncılık, 2017, 176 syf.)

Kemal Kahraman bu eserinde Şeyh Osman dan Fodio’nun temellerini attığı Sokoto Hilafeti’nin nasıl bir İslam toplumu ve devleti olarak ortaya çıktığını ele alıyor. Ortaya çıkan bu siyasi oluşum ile Afrikalı Müslümanların 19. yüzyıldaki faaliyetlerine değiniyor. Şeyh için “O, siyasî bir önder olmadan çok önce bir cemiyet adamı, bir öncü, bir eğitici, bir âlim, bir zâhid, bir tasavvuf ehliydi. İktidara gelerek egemenlik ve zenginliğe kavuşmak onun hedefleri içinde yoktu. Yüz seneler boyunca İslam yurdunda görülen öncülerden, yaşamıyla topluma yön veren takva ehli örnek insanlardan biriydi. Mütevazı, hizmetkâr hayat üslubuyla, azmi, cesareti ve fedakârlığıyla Hz. Peygamber’i örnek aldı. Kendisine tabi olanları da o kutlu insana tabi olmaya çağırdı. Bu çağrıyı bizzat temsil etti; ders vererek, eser yazarak kelimelerine ekledi.” diyor. Kahraman bu eserlerin günümüze kadar Nijerya ve etrafındaki Afrika ülkelerinde okunmakta olduğunu ve rehber olmaya sürdürdüklerini ifade ediyor. Eser, Osman dan Fodio’nun yaşamını, kurduğu Sokoto Hilafeti’nin yapısını ve günümüze kadar gelen etkilerini ana hatlarıyla ortaya koyuyor.