Türkiye’de Yükseköğretim ve Uluslararası Öğrenciler

Türkiye mezunlarının bir kısmı, kendi ülkelerinde siyaset ve ekonomide önemli pozisyonlara gelmişlerdir. Bakan, milletvekili, belediye başkanı, iş adamı veya yüksek rütbeli subay olan mezunlarımız bulunmaktadır ve bunlar ülkemiz adına önemli kazanımlardır.

Mehmet ÇEVİK

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü

Giriş

Öğretim amacıyla kendi ülkesinden farklı bir ülkeye giden öğrencilere, yabancı öğrenci veya uluslararası öğrenci adı verilmektedir. Yabancı kelimesi kısmen de olsa bir olumsuzluk algısı taşıdığı için biz “uluslararası öğrenci” ifadesini tercih etmekteyiz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uluslararası öğrencilerin sayısı her geçen yıl artmaktadır. Ekonomik, sosyal, siyasal, insani, vb. yönleri bulunan uluslararası öğrenci konusunu iyi yönetebilen ülkeler bu sayede büyük faydalar sağlayabilmektedirler.

1980’li yıllarda ülkemizde sadece birkaç üniversitede çeşitli burslar ile Türkiye’ye gelmiş az sayıda uluslararası öğrenci vardı. 1990’larda Orta Asya, Kafkasya, Orta Doğu ve Balkan ülkelerinden gelen öğrencilere Türkiye Cumhuriyeti tarafından verilen burslar sayesinde bu öğrencilerin sayısı artmaya başladı. 2000’li yılların başlarında 16.000 civarında olan uluslararası öğrenci sayısı, 2010 yılından sonra hükümet politikaları sayesinde artmaya başlamış, 2013’te 48.000’e ulaşmıştı. Ekim 2022 itibarıyla bu sayı 288.000’i aşmış bulunmaktadır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, birçok konuşmasında bu sayıyı 350.000’e çıkarmayı hedeflediklerini belirtmektedir.

Türkiye’de açık öğretim dâhil olmak üzere yaklaşık 8,3 milyon üniversite öğrencisi vardır, bu sayı ile ülkemiz Avrupa’daki nüfusa göre en çok üniversite öğrencisine sahiptir. Uluslararası öğrenci sayısı itibarıyla Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyeleri arasında ilk ona girmektedir. YÖK verilerine göre 2022 yılında Türkiye’deki üniversitelerde uluslararası öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısına oranı %3,14 olmuştur. Bu oran, İngiltere’de %20, Almanya’da %12’dir; OECD ortalaması ise %10 civarındadır. Dolayısıyla, toplam uluslararası öğrenci sayısında iyi görünmemize rağmen, öğrenci sayımıza oranla oldukça gerilerde olduğumuz anlaşılmaktadır.

Bu oranın yükselmesi için çeşitli çalışmalar yapılmakla birlikte en azından OECD ortalamasını yakalayabilmemiz için yeni yöntemlere başvurulması gerektiği anlaşılmaktadır.

Uluslararası öğrenciler ülkemize Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığınca (YTB) verilen “Türkiye Bursları”, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) uluslararası kapsamdaki “YÖK Bursları”, “Hükümet Bursları”, “Türkiye Diyanet Vakfı Bursu”, İslam Kalkınma Bankası, vb. uluslararası kuruluşların sağladığı burslar ya da kendi imkânlarıyla gelmektedirler. Bunlar içinde en büyük oranı kendi maddi imkânlarıyla gelen öğrenciler oluşturmaktadır.

Türkiye’de bulunan yaklaşık 165 farklı ülkeden gelen öğrenci arasında en yüksek oran, sırasıyla Suriyeli, Azerbaycanlı, Türkmenistanlı, İranlı ve Afganistanlı öğrencilere aittir.

Uluslararası Öğrencilerin Bulundukları Ülkelere Katkıları

Uluslararası öğrencilerin bulundukları ülkelere birçok yönden katkı sağladıkları bilinmektedir. Bunlardan en başta geleni ekonomik katkıdır. Bugün başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok ülke uluslararası öğrencilere üniversite eğitimi vermeyi hizmet ihracatı kapsamında değerlendirmekte, bu yolla büyük gelirler elde etmektedirler. Bu öğrenciler, gerek ödedikleri okul ücretleri gerekse de diğer harcamaları ile okudukları ülkenin ekonomisine katkı sağlamaktadırlar. Uluslararası eğitim sektörünü bacasız endüstri olarak adlandırılan turizme benzetmek yanlış olmasa gerektir.

Bu ekonomik gelirden daha da önemlisi ise bu öğrencilerin, okudukları ülkelerin kültürünü ve değerlerini taşıyan ve aktaran gönüllü elçiler olmalarıdır. Uluslararası öğrenciler, Türkiye’den memnun olarak ayrıldıklarında, ileriki yaşamlarında bize ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal açıdan katkı sağlayacaklardır. Türkiye’yi iyi tanıyan, bilen ve sevenlerden oluşan bir Türk lobisinin oluşmasında bu öğrenciler önemli bir rol oynayacaklardır. Özellikle dış ticaret, eğitim, turizm ve hatta siyasi işbirliği konularında Türkiye mezunlarının birçoğu öncelikle ülkemizi tercih etmektedirler.

Türkiye mezunlarının bir kısmı, kendi ülkelerinde siyaset ve ekonomide önemli pozisyonlara gelmişlerdir. Bakan, milletvekili, belediye başkanı, iş adamı veya yüksek rütbeli subay olan mezunlarımız bulunmaktadır ve bunlar ülkemiz adına önemli kazanımlardır.

Ülkelerin siyasi, ahlaki, kültürel ve ekonomik araçlar dâhil olmak üzere tüm kamu diplomasisi faaliyetlerinin,  devletlere uluslararası alanda istediğini elde etmeye yönelik kazandırdığı güç, yumuşak güç (soft power) olarak adlandırılmaktadır. Bu gücümüzün arttırılmasında ülkemizden mezun olan uluslararası öğrencilerin stratejik bir konumu bulunmaktadır.

Yine bu öğrenciler sayesinde dünyanın bir ülkesinde Türkçe konuşan ve Türkiye’yi tanıyan insanlar bulabilmek mümkündür.

Globalleşen dünyada beyin göçü, sürekli gündemde olan konulardan bir tanesidir. Birçok ülke çeşitli yollarla kendisine doğru bir beyin göçü olmasını sağlamaktadır. Bahsi geçen bu alan iyi değerlendirildiğinde ülkemize doğru bir beyin göçünün oluşmasına katkı sağlanacaktır. Amerikalı bir uluslararası öğrenci uzmanı, uluslararası öğrencilerin ABD üniversitelerine ve araştırma laboratuvarlarına küresel bakış açıları getirdiğini, bilim ve mühendislik çalışmaları yoluyla Amerikan inovasyonunu desteklediğini; farklı görüşlerin teknolojik yeniliklere katkıda bulunduğunu ve Amerika’nın küresel ekonomide rekabet etme yeteneğini artırdığını ifade etmiştir. Uluslararası öğrencilerin aynı katkıyı ülkemize de sağlaması mümkündür.

Uluslararası öğrencilerin, Türk üniversitelerine ve üniversite öğrencilerine de faydaları olmaktadır. Öğrencilerimiz, birçok ülkeden haberdar olma ve farklı ülkelerden insanlarla tanışma fırsatını yakalamaktadırlar; böyle bir fırsat onların entelektüel gelişimleri üzerinde önemli bir etki oluşturabilmektedir. Uluslararası öğrenciler, aynı zamanda Türk öğrencilerimizin İngilizce, Arapça, Fransızca, Rusça, Farsça gibi dünya dillerini daha iyi öğrenmelerine yardımcı olmaktadırlar.

Uluslararası öğrenciler, yaşadıkları şehrin halkının dünyaya bakış açısının gelişimine de katkı sağlamaktadır. Farklı milletlerden ve kültürlerden insanlarla tanışma, ufkumuzun gelişmesine ve büyük düşünmemize yardımcı olmaktadır. Nepal, Meksika, Zimbabve gibi dünyanın çok uzak diyarlarından gelen gençler, bizim insanımızın da oralara açılma fikrini geliştirecektir. Kurulan ilişkiler, orta ve uzun vadede karşılıklı birçok yarar sağlayacaktır.

Uluslararası öğrencilerin sorunları ve öneriler

Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere pek çok devlet yetkilisi ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısının artırılması gerektiğini ve artırılacağı ifade etmektedir ancak Türkiye’nin net bir şekilde ortaya konulmuş bir “Uluslararası Öğrenci Stratejisi” maalesef bulunmamaktadır. Türkiye’deki uluslararası öğrenci sayısının artırılmasının ve bundan beklenen faydaların elde edilebilmesinin ilk ve en önemli adımı, ülkemizin bu konudaki stratejisinin belirlenmesidir. Diğer bütün çalışmaların verimliliği ancak böyle bir strateji doğrultusunda hareket edilmesi ile büyük oranda sağlanabilir. Bu strateji, bu alanda çalışan tüm paydaşların -üniversiteler, kamu, sivil toplum ve özel sektör kuruluşları- tecrübelerini bir araya getirmeleri ile oluşturulmalıdır. Bu alanda çok tecrübeli üniversitelerimiz, ÖSYM ve başta YTB olmak üzere Yunus Emre Enstitüleri ve Maarif Vakfı gibi sahada aktif kamu kuruluşlarımız, Türkiye’nin altmış şehrindeki uluslararası öğrenci derneklerini bünyesinde toplayan Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF), ve sayıları giderek artmakta olan danışmanlık şirketlerinin hep birlikte güzel bir çalışma ortaya koymaları mümkündür. Böylece, zayıf yönlerimiz güçlendirilmeli, güçlü yönlerimizden daha iyi istifade edilmeli, kurumların eşgüdümlü hareket etmeleri temin edilmeli ve yapılan tüm çalışmalar bu strateji çerçevesinde yürütülmelidir.

Türkiye’deki üniversitelerin birçoğu uluslararası öğrenci kabulünde, kendileri veya başka bir üniversite tarafından yapılan Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) puanlarını dikkate almaktadır. Daha önceleri yapılmakta olan merkezi YÖS sınavının artık yapılmaması neticesinde birçok farklı kurum tarafından farklı YÖS sınavları yapılmaktadır. Bu kadar çok ve farklı YÖS sınavları yapılması hem kaynak israfına neden olmakta hem gereksiz bir rekabet oluşturmakta hem de uluslararası öğrencilerin kafasını ciddi şekilde karıştırmaktadır. Dolayısıyla bu alanda belli bir üniversitenin adını değil, Türkiye’nin adını taşıyan –örneğin, TRYÖS gibi– SAT (Scholastic Aptitude Test) benzeri bir sınav sistemi acilen oluşturulmalıdır. Hem yurt içinde farklı şehirlerde hem de yurt dışında Yunus Emre Enstitüleri, Maarif Vakfı Okulları ve elçiliklerimizde yapılabilecek bu sınav, Türkiye’deki tüm üniversitelerde geçerli olmalıdır. Aynı şekilde, birçok üniversitemiz sadece kendini tanıtmak için önemli harcamalar yapmaktadır; bunun yerine Türk yükseköğretiminin toplu tanıtımının yapılması da daha etkili olacaktır.

Üniversitelerimizin büyük bir kısmında uluslararası öğrencilerin başvuru şekilleri ve süreçleri oldukça karmaşıktır. Türkiye’de bazı üniversiteler bu konuda önemli mesafeler kaydetmiş olsalar da hala çoğu üniversitemizde başvuru süreçleri yeterince açık, basit ve pratik değildir; ayrıca üniversitelerin kendi internet sayfalarındaki duyuru ve açıklamalar genellikle yetersiz kalmaktadır. Türkiye’de ciddi bir tecrübeye ve altyapıya sahip olan ÖSYM’nin bu konuda görev alması, bu süreçlere çok büyük bir katkı sağlayacaktır.

Bazı üniversitelerimizde kayda değer uluslararası öğrenci kontenjanları bulunmakla birlikte, bazı üniversitelerimizde kontenjanlar hala çok düşüktür; hatta bazı bölümlerde uluslararası öğrenci kontenjanı ilan dahi edilmemektedir. Bu konuda ulusal bir stratejimiz olmadığı için üniversitelerin kontenjanları tamamen üniversite yöneticilerinin kendi inisiyatifleri ile belirlenmektedir. Bunun doğal sonucu olarak bazı üniversitelerde uluslararası öğrenci oranı çok yüksek iken, bazılarında ise çok düşüktür.  Örneğin, dokuz üniversitenin bulunduğu Türkiye’nin üçüncü büyük şehri İzmir’de toplam 5048 uluslararası öğrenci varken, bu sayı sadece Karabük üniversitesinde 11.911’dir. Diğer bazı üniversitelerimizdeki enteresan sayılar ise şöyledir: Balıkesir 314, Bartın 1650, Ege 1903, Uşak 2365, Tokat 3131, ODTÜ 1920, Sakarya 4960, Sakarya Uygulamalı Bilimler (kuruluşu 2018) 2666. Bu sayılar bu alanda ulusal bir stratejimizin maalesef olmadığını gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla YÖK, özellikle kontenjanını dolduramayan bölümleri ve üniversiteleri uluslararası öğrenci kontenjanlarını arttırmaları yönünde teşvik etmelidir. Bilindiği gibi Türkiye’de son yıllarda Ziraat Mühendisliği, su ürünleri, vb. bölümler ile özellikle taşrada bulunan bazı üniversiteler kontenjanlarını dolduramamaktadırlar. Bu kurumlar, uluslararası öğrenci kontenjanlarını arttırarak öğrenci sayılarını belli bir oranda arttırabilirler, böylece bu kurumlara tahsis edilen kaynaklar da daha verimli kullanılmış olacaktır.

2010 yılında kurulmuş olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Türkiye burslusu öğrenciler ile ilgili işlemleri yürütmekte, faydalı ve verimli etkinlikler gerçekleştirmektedir. Ancak Türkiye’de öğrenim gören tüm uluslararası öğrencilerin sorunları ile ilgilenen bir üst kurum olması ve bu öğrencilerin karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yapılması, bu alanda ülkemize büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Türkiye’de üniversite öğrencilerinin yaşadığı bir barınma sorunu olduğu bilinmektedir. Bu sorun uluslararası öğrenciler için daha ciddi düzeydedir; dolayısıyla, bu sorunun çözümüne yönelik atılacak adımlar, ülkemize gelecek uluslararası öğrenci sayının artmasına katkı sağlayacaktır.

Ülkemizden mezun olup ülkelerine dönen tüm uluslararası öğrencilerin takibini yapan hiçbir kamu kurumu bulunmamaktadır; YTB sadece Türkiye Burslusu öğrencilerin takibini yapmaktadır, diğer öğrencilerin mezuniyet sonrası ne yaptıkları kamu tarafından bilinmemektedir. Bu alanda çalışan tek sivil toplum kuruluşu ise Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) bünyesindeki Uluslararası Mezunlar Derneği TUMED’dir. Bu açığımızın yukarıda bahsedilen strateji doğrultusunda acilen kapatılması elzemdir.

Sonuç

Dünyada başta ABD, İngiltere, Avustralya, Kanada ve Almanya olmak üzere birçok ülke ağırladıkları uluslararası öğrenciler sayesinde büyük faydalar sağlamaktadırlar. Ekonomik gelirler, kültür ihracı, nitelikli beyinleri toplama, kendilerine sosyal ve siyasal yakınlık duyan insanlar yetiştirme bu faydalardan bazılarıdır. Ülkemizde gerek yükseköğretim ve ilgili alanların içinde bulunan tüm aktörlerin, gerekse de toplumumuzun diğer kesimlerinin, uluslararası öğrencilerin bulundukları ülkenin faydalarından haberdar olmaları sağlanırsa, uluslararası öğrencilerin sayısının daha hızlı artması beklenebilir. Bu konuda ulusal bir strateji belirlenerek atılacak adımlar sayesinde, Türkiye olarak çok önemli kazanımlar sağlayabilmemiz mümkündür. Birçok alanda kazandığımız gücümüze, bu alanda kazanacağımız yumuşak gücü de katmamız mutlaka gerekmektedir.