İngiltere’de İslamiyet’in Öncüsü Abdullah Quilliam ve İlk Japon Müslüman Shotaro Noda’nın İstanbul Buluşması

İslamiyet’i kendi coğrafyasında doğrudan İngilizlere tanıtmak isteyen Quilliam, pazar ve cuma günleri insanları evine davet etmiş ve gayrimüslim İngilizlere İslam hakkında vaazlar vermiştir. Bir süre sonra Quilliam’ın evini dahi camiye çevirdiği bilinmektedir. Abdullah Quilliam’ın en büyük etkisi ise İngiliz aydınları üzerinde olmuştur.

Sevde ÖZTÜRK

İbn Haldun Üni., Sosyoloji Doktora Öğrencisi

İslam dünyasının politik olarak Avrupa Devletleriyle olan münasebetleri daha çok harp ve çatışmalarla ilerlemiş olsa da tarihi açıdan Avrupalı Müslümanların İslamiyet’in yayılış sürecine kıymetli katkıları olmuştur. Örneğin, Avrupa’yla İslam dünyası arasındaki münasebetler, Müslümanlar, politik, sosyal ve ekonomik olarak zor zamanlardan geçmelerine rağmen, son Osmanlı Sultanlarından II. Abdülhamid Han’ın politikası neticesinde yeniden şekillenmiştir. Bu politik sürecin örneklerinden biri İngiltere’de İslamiyet’in tarihinde yer alır. 19.yy. ortalarında Rus yayılmasına karşı kurulan iş birlikleri, İngiltere’de ve daha pek çok ülkede Osmanlı’yı savunan ve İslam dinine yakınlık duyan grupların doğmasına zemin hazırlamıştır. Müslüman olup Avrupa ile İslam dünyası arasında davet elçiliği yürüten İngiliz Henry Quilliam, Avrupa’da İslamiyet’in geniş çevrelere tanıtılmasında öncü şahsiyetlerindendir. İlginçtir ki Quilliam’ın İslam daveti sadece İngiltere’de değil Japonya’da İslamiyet açısından da tarihi bir karşılık bulmuştur. Sultan II. Abdülhamid’in Panislamizm politikası doğrultusunda İstanbul’a gelen Quilliam, İslam dinin doğru tanınıp yeniden öğrenilmesi için Avrupa’da yüksek İslam otoritesi olarak atanmış ve ilk İngiliz İslam davetçisi olmuştur. Bu ziyareti sırasında kaderin bir cilvesi olarak Japon Shotaro Noda’yla karşılaşmış ve onun üzerinde de mühim tesirler yapmıştır. Dolayısıyla, İngiltere ve Avrupa’da İslamiyet söz konusu olduğunda hatırımıza gelmesi gereken isimlerden biri muhakkak Quilliam olmalıdır.

Asıl adı William Henry Abdullah Quilliam (1856-1932) olan Quilliam 19.yüzyılın sonunda Müslüman olan ve İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa’da İslam dininin yayılmasına vesile olan önemli bir şahsiyettir. Osmanlı Hakanının Asya’da Osmanlı destekçisi bulma politikası doğrultusunda Japonya’da Abdürreşid İbrahim ile yakın ilişkiler sürdürürken Avrupa’da Quilliam ile İngiliz aydınlarının desteğini aldığı vakıadır.[1] Quilliam’ın faaliyetleri sayesinde, 19.yüzyılda Avrupalı Mühtedilerin varlığı hem İngiltere’de hem de tüm dünyada bilinmeye başlamıştır. Henry Quilliam 1856’da İngiltere’nin Liverpool şehrinde varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Hukuk eğitimi alıp avukatlık yaptığı bilinen Quilliam, Hristiyan metodist bir aileden gelmektedir. Hayatının ilk safhalarından beri mazlumları savunan, zenci-beyaz davalarında siyahileri destekleyen ve alkolizm karşıtı hareketlerin içinde bulunan Quilliam bulunduğu çevrelerde ün salmıştır.[2] Quilliam’ın İslamiyet’le tanışması ise 1884 yılında Cezayir ve Fas’a yaptığı iş seyahati ile gerçekleşmiştir. 1889 yılına kadar Fas ve Cezayir’de kalmış, İslami ilimler ve Arapça eğitimi almıştır. Bu süreçte İslam kültürünü tanımış, Müslümanların kendilerine tanıtıldığı gibi barbar ve medeniyetten uzak söylemlerinin çok uzağında: ufku geniş ve yüksek medeniyet sahibi toplumlar olduğuna kanaat getirmiştir. Araştırmaları ve Kuzey Afrika seyahati sonucu 1887 tarihinde Müslüman olmuştur. İslamiyet’e girdikten sonra Abdullah adını alan Quilliam, 1887 tarihinde Liverpool’da İslam cemiyetini kurmuştur. Ailesi de Müslüman olduktan sonra ailesiyle birlikte İslam dinini İngilizlere ve Avrupalılara büyük bir özenle tanıtmıştır. Quilliam bu hareketin yanı sıra İngiltere’de ilk İslam dergisi ve gazetesini çıkarmış ve ilk caminin yapılmasına öncülük etmiştir. “The Crescent” Hilal (1893-1908) adını taşıyan haftalık İslami gazetenin yanında “Islamic World” İslam Dünyası isimli aylık dergi pek çok İngiliz ve Avrupalının İslam hakkında bilgi sahibi olmasına vesile olmuştur.

İslamiyet’i kendi coğrafyasında doğrudan İngilizlere tanıtmak isteyen Quilliam, pazar ve cuma günleri insanları evine davet etmiş ve gayrimüslim İngilizlere İslam hakkında vaazlar vermiştir. Bir süre sonra Quilliam’ın evini dahi camiye çevirdiği bilinmektedir. Abdullah Quilliam’ın en büyük etkisi ise İngiliz aydınları üzerinde olmuştur. Yüksek sınıf insanlar, soylular ve yazarların bulunduğu çevrelere ve Lordlar Kamarası’ndaki İngiliz aydınlara, İslam dinini hakkında doğrudan bilgiler aktarmıştır. Quilliam’a dair araştırmalar incelendiğinde, Quilliam’ın hareketini eleştiren ve olumsuz yargılar içeren çalışmalar da fark edilecektir. Ancak yaptığı faaliyetler ve bulunduğu dönemdeki etkisi değerlendirildiğinde Quilliam’ın Avrupa’da İslamiyet için bir dönüm noktası olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde (BOA) Quilliam’a ait çeşitli belgeler arasında çok sayıda kayıt mevcuttur.[3] Osmanlı Devleti’ne ilgisi olan Quilliam’ın faaliyetlerinden haberdar olan dönemin sultanı II. Abdülhamid Han, Quilliam ve oğlunu İstanbul’a davet etmiştir.[4] Bu tanışmanın neticesinde Quilliam ’la yakın ilişkiler kuran Sultan II. Abdülhamid, 1890 yılında onu Britanya Adalarının en yüksek İslami otoritesi, sembolik “Şeyhülislam” olarak atamıştır.

Avrupa’da 19.yüzyılda dini geleneği reddeden telakkiye rağmen Hristiyanlığın otoritesini koruduğu açıktır. Böyle bir zamanda İslam dinini tanıtma ve yayma faaliyetini büyük çapta ses getirecek şekilde gerçekleştiren Quilliam, İngiltere ve Avrupa’nın ötesindeki Müslümanlara ulaşmayı başarmıştır. Bir rivayete göre 600’den fazla İngilizin hidayetine vesile olmuştur.[5] Amerika’dan Yeni Zelanda’ya ve çeşitli İslam ülkelerine ziyaretlerde bulunmuş, kendisi bulunamadığı durumlarda kongre ve organizasyonlara Liverpool İslam Cemiyeti’nden yetkililer göndermiştir. Böylelikle, çoğu İslam ülkesine ünü yayılmıştır.  İngiltere sömürgesindeki Müslüman halklarla bir araya gelmiş ve onların sıkıntılarıyla ilgilenmiştir. Quilliam hem Avrupa’da hem de Britanya adalarında İslamiyet’in imajına ve ilk elden tanıtılmasına olumlu katkılar yapmıştır.[6] En önemlisi de 1894 yılında 1500 kişi kapasiteli bir cami ve Müslümanların çeşitli işler için kullanabileceği konaklama alanı inşa ettirmiştir. Bu alanın içerisinde İslami eserler basan bir matbaa da mevcuttur.[7]

Quilliam hakkında daha önce pek çok yazı kaleme alınmasına rağmen Quilliam’ın İstanbul ziyareti sırasında ilk Japon Müslüman Shotaro Noda ile olan diyaloğu gözlerden kaçmıştır. Bu iki tarihi şahsiyetin karşılaşması incelendiğinde, Avrupa’daki İslamiyet’in Japonya’daki İslamiyet’in tarihinde bile etki yaptığı söylenebilir. Quilliam’ın hayatını tetkik etmek bizlere yalnızca Avrupa’da İslamiyet’in değil Japonya’da İslamiyet’in tarihine dair de ipuçları sağlamaktadır. Japonya’da İslamiyet’in tarihi de 19.yy.’ın ortalarına denk gelmektedir. Japonların Müslümanlarla ilk yakın teması Osmanlı-Japon ilişkilerine dayanmaktadır. 1890 yılındaki Ertuğrul Firkateyni olayından sonra Tojiro Yamada ve Shotaro Noda isimli iki Japon 1891 yılında İstanbul’a gelmiş ve bir süre orada kaldıktan sonra Müslüman olmuştur.[8] Bu iki isim Japon tarihindeki ilk Müslüman Japonlar olarak kabul edilmiştir. Noda’nın İstanbul ziyareti sonrası iki yıl orada kalarak Osmanlı subaylarına Japonca eğitim verdiği ve Osmanlı toplumu hakkında araştırmalar yaptığı bilinmektedir. 1891 yılına ait Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgesine göre, Shotaro Noda, sık sık İstanbul’u ziyaret eden Quilliam’la, Quilliam’ın 1891 yılındaki Harp Okulu’nu ziyareti sırasında tanışmıştır.[9] 

Kayıtlarına göre Osmanlı Devleti yetkilileri tarafından Quilliam’a eşlik etmesi için gönderilen Hakkı Bey, Quilliam’ın Harp Okulu’nu ziyareti sırasında Japonca öğretmeni olarak çalışan Noda ile onu tanıştırmıştır. Hakkı bey, Noda’nın Quilliam’la İslam dini hakkında konuşmalar yaptığını aktarmıştır.[10] Bu konuşmalar Harp Okulu ile sınırlı kalmayıp Noda’nın Quilliam’ın otelini ziyaret ettiği diyaloglarla devam etmiştir. Konuşmanın sonunda Quilliam Noda’ya İngilizce Kur’an tercümesi ve bazı broşürler hediye etmiştir. Hakkı Bey, Quilliam’ın Japonların İslam’a dönmesi için temennide bulunduğunu da iletmiştir. BOA belgesine göre bu tarihten sonra Shotaro Noda’nın, Haziran 1891’de Müslüman olduğu ve Abdulhalim adını aldığı bilinmektedir.[11] Matthew ’in 1891 yılında yayınlanan Tercüman-ı Hakikat gazetesinden aktardığına göre; Japon Noda Quilliam’la İstanbul’da karşılaşana kadar entelektüel olarak İslam dinini anlamakta zorlanmıştır.[12] Quilliam ve Noda İslam’ın hakikatini, mantığını ve akla uygunluğunu tartışmışlardır. Gazetede aktarılanlara göre, bu sohbetler Noda’nın aklındaki soru işaretlerini gidermiştir.

Quilliam tarafından çıkarılan “Islamic World” gazetesinin 1894 yılı Haziran sayısında Christian Herald gazetesinden alıntı Islam in Japan başlıklı yazısında da Noda ve Quilliam’ın İstanbul’daki karşılaşmalarına yer verilmiştir.[13] İki Japon’un İstanbul’a İslamiyet’i incelemek için geldiğini vurgulayan yazı, Sultan II. Abdülhamid’in bu iki Japon’a özel rehber atadığını belirtmiştir. İngiliz Müslüman Quilliam’ın da o sırada İstanbul’da olduğu ve genç Japonlarla görüştüğü bilinmektedir. Japonların İslam dinin ilkelerini öğrenmek için Quilliam’la iletişime geçtiğini ifade eden makale, Türk alimler ve İngiliz Müslüman Quilliam’ın etkisi neticesinde genç Japonların İslam dinini benimsediğine dikkat çekmiştir. Tüm bu süreç değerlendirildiğinde Noda’nın İslamiyet’i kabul etmesinde Quilliam’ın katkısı olduğu söylenebilir.

Sonuç olarak, Müslümanlar, tarihlerinin başından beri medeniyetleri ve ahlak anlayışları nedeniyle dünya üzerindeki pek çok topluluğun İslam geleneğinden etkilenmesine vesile olmuştur. Quilliam’ın İngiltere’deki İslam anlatılarının aksine Fas ve Cezayir seyahatlerinde gördükleri, Müslüman toplumlar hakkındaki düşüncelerini değiştirmiştir ve onu derinden etkilemiştir. Bu etki neticesinde Quilliam İslam’a döndükten sonra inancını diğer insanlarla paylaşmayı ve İslam adına çalışmalar yapmayı görev edinmiştir. Quilliam’ın kişisel durumu ve İslam anlayışı eleştirilse de İslami faaliyetleri ve kurduğu cemiyetin etki alanı, İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkede onu İslam davetçisi olarak öne çıkarmıştır. İslam davetindeki etki alanı ve bilgi birikimi sebebiyle Quilliam’ın İslam daveti Batı’dan Doğu’ya farklı ülkelerde ses getirmiştir. Avrupa’da İslamiyet bugün İslamofobi söylemlerine sıkıştırılmaya çalışılsa da Avrupa’da İslamiyet’in mirası, Avrupalı Müslümanların katkılarını içeren önemli bir birikimi barındırmaktadır. Avrupalı Müslümanlardan Quilliam’ın çabaları Shotaro Noda gibi bir genç Japon’u dahi İslamiyet’e teşvik etmiş görünmektedir.


[1] Kemal Kahraman, İki Sadakat Arasında: Abdullah Quilliam ve Muhammed M. Pickhall, Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6 (2), 2022, 377-408.

[2] Muhammed Recai Çiftçi, “Abdullah Quilliam”, TDV İslâm Ansiklopedisi, (01.07.2023).

[3] BOA, Y. PRK.TKM., 21/57. (01.07.2023)

[4] BOA, HR.SFR., 549/12.(01.07.2023)

[5] Kahraman, agm.., s. 382.

[6] Muhammed Fazlurrahman Ansari, Avrupa’da İlerleyen İslamiyet, İslam Dergisi, 1 (6), 1956, 21-22.

[7] Matthew Sharp, On Behalf of the Sultan- The Late Ottoman State and the Cultivation of British and American Converts to Islam. Doktora Tezi. 2020.

[8] Yuzo Nagata, Japonya (Japonya-Osmanlı İlişkileri, Ülkede İslâm ve Şarkiyat Çalışmaları), TDV İslâm Ansiklopedisi, 2001, 23, 574-576.

[9] BOA, Y. PRK.BŞK., 21/60.(01.07.2023)

[10] Sharp, Doktora tezi, 2020.

[11] BOA, Y. PRK.ASK., 72/21. (15.11.2022)

[12] Sharp, Doktora Tezi. 2020.

[13]  W. H. Abdullah Quilliam. “Islam in Japan,” The Islamic World 2, No. 15 (July 1894): 77.         http://www.abdullahquilliam.org/the-islamic-world/