Siyonizm ve Yeni Dünya Düzeni

Hitler’in Yahudiler üzerindeki baskısının artmasını isteyen siyonistler, böylece kurmayı planladıkları devletin Yahudiler tarafından bir kaçış yeri olarak görülmesini istiyorlardı. Bu yüzden Hitler’le müttefik olmuşlar, İngiltere’ye karşı nazi Almanyasını desteklemişlerdi.

Mucahid YILDIZ

Zionism

Çağımızın insanlık üzerindeki en büyük baş belası siyonizmdir. İkinci Dünya Savaşı’nda da insanlığın başına yine siyonizm bela olmuş ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde milyonlarca insan hayatını kaybetmişti. Zira nazilerin güçlenerek büyümesini sağlayan ve Hitler’i iktidara taşıyan maddi desteği siyonistler verdi. Nazilerle olan yakın ilişkileri hakkında geniş bilgi edinmek isteyenler merhum Roger Garaudy’nin ‘İsrail mitler ve terör’ isimli eserinden istifade edebilerler.

Hitler’in Yahudiler üzerindeki baskısının artmasını isteyen siyonistler, böylece kurmayı planladıkları devletin Yahudiler tarafından bir kaçış yeri olarak görülmesini istiyorlardı. Bu yüzden Hitler’le müttefik olmuşlar, İngiltere’ye karşı nazi Almanyasını desteklemişlerdi.

Siyonizm, dini olmaktan ziyade siyasi bir yol takip etmektedir ve asıl maksadı maddi anlamda yeryüzünde hâkim güç olmaktır. Bu amacına ulaşabilmek için Yahudilik dinini istismar ediyor. Bir taraftan bu dini Yahudi halkı kendi tarafına çekmek için kullanırken, diğer taraftan milyonlarca Yahudiyi de gözden çıkarmak dahil her türlü yolu mübah görüyor.

Siyonizm, siyonist olmayanları insan olarak görmez. Onları kendisine hizmet eden köleler haline getirmek ister. Şayet bu mümkün olmuyorsa her çareye başvurarak boyun eğmeyenleri ortadan kaldırmak ister. Bu kimselerin hangi dinden ya da ırktan olduğunun hiçbir önemi yoktur. Bugün Gazze’de yaşananlar bunun en bariz misalini ortaya koymaktadır. Müslümanları katlettikleri gibi Hristiyanların kiliselerini de bombaladılar, Hamas’ın serbest bıraktığı ya da kaçan rehine Yahudi askerleri de vurarak öldürdüler. Batı Şeria’da yine kendilerine karşı olanları en zalim bir şekilde yok etmeye devam ederken onlara kul köle olan yönetime birtakım ayrıcalıklar sağlamaktadırlar.

Kuruluşundan bu yana siyonizm, bugün küresel sermaye olarak adlandırılan ve tarih boyunca para, siyaset ve medyayı mümkün olduğunca elinde tutmaya çalışan güçler için verimli bir araç olarak görüldü.

Müslümanların yeryüzünde daha güçlü hale gelip hâkimiyet sağladıkları nispette bu güçler dünyaya hakim olamadılar. Son iki yüzyılda ise tarih sahnesinden Müslümanların el çektirilmesi neticesinde yine bu şer güçler maalesef büyük bir üstünlük elde ettiler. Günümüzde yaşanan acıların, zulmün, hak ve hürriyetlerin son derece kısıtlanmasının sebebi budur.

Mevzubahis bu güç ya da güçler, nazi Almanya’sının yanında, karşı oldukları İngiltere tarafından siyonistleri palazlandırarak Filistin topraklarında bir terör devleti kurmalarını sağladılar. Bu güçler herhangi bir din ya da yaratıcı konusunda hiçbir değer kavramına sahip değiller. Bunlar için mühim olan tek mesele, yeryüzünde maddi üstünlüğü ellerinde tutmak. Bu üstünlüğü kaybetmemek için gerektiğinde insanların inançlarını da kullanmaktan geri durmuyorlar.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde küresel sermayenin giderek Avrupa’dan ABD’ye doğru çekildiğini, artık İngiltere’nin yerini ABD’nin aldığını görüyoruz. Böylece siyonistlerin ipleri de ABD’nin eline verildi.

Günümüzde kimin iplerinin kimin elinde olduğu tam olarak bilinemiyorsa da nihayetinde para, siyaset ve medya gücünü elinde tutan küresel sermayenin, (içlerinde mutlaka siyonistler de bulunmakta) bunların hepsini de istediği gibi yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Son yıllarda bu sermaye gücünün batıdan doğuya kaydığı ve Çin’e yerleştiği bilinmekte.

Büyük ticaret ve gelişme merkezinin artık İngiltere ve ABD olmayıp Çin’e taşındığı görülmektedir. Doğrusu bu yeni merkezin Ortadoğu’da ABD’nin batmayan savaş gemisi olarak da adlandırılan İsrail terör devletine ihtiyacı olacak mı olmayacak mı, bu soruya kesin bir cevabı kimsenin verebileceğini sanmıyorum. Aynı zamanda bu sermaye gücünün içinde siyonistlerin nasıl bir ağırlığa sahip oldukları da İsrail’in varlığını devam ettirmesi bakımından önemli.

Bir tarafta giderek hem maddi hem siyasi gücünü kaybeden bir ABD, diğer tarafta ise göz yaşartıcı biber gazı mermilerini dahi ABD’den alan ve ekonomisi son derece kötü bir İsrail var. Şayet sermaye gücü içindeki Siyonistler, ki bunların yüzde yüzü Allah’ın varlığına inanmayan ateistlerdir, İsrail’e ihtiyaç duymuyorlarsa terör devletinin sonu inşaallah yakındır. Siyonizm dini istismarın artık işe yaramadığını görürse, Ortadoğu’da 75 yıldır çözemediği problemden vazgeçebilir.