Çin’in Doğu Türkistan’daki İslam’a Karşı Savaşı

Doğu Türkistan’da Çin komünist rejiminin en çok zulmettiği kesimlerin başında din âlimleri gelmektedir. İster işgalin ilk günlerinde ister son yıllarda olsun, din âlimleri her zaman Çin Komünist Partisi’nin ana hedefi olmuştur. Uygur İnsan Hakları Projesi’ne (UHRP) göre, 2014 yılından bu yana binden fazla din alimi, dini öğretim ve topluluk liderliği ile ilişkileri nedeniyle tutuklanmıştır. Bunların 57’si (%5) 60 yaş üstü yaşlılardan oluşmaktadır.

Memet Tohti Atawulla

Araştırmacı, Uygur Araştırmaları Merkezi

Giriş

Son yıllarda Çin’de Müslümanlara yönelik yaygınlaşan ayrımcılık, İslam’ın “Çinlileştirilmesi” gibi İslamofobik eğilim ve politikalar şiddetle artmaktadır. Bu çeşit eğilim ve politikalar şu anda Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da daha üst boyutlara ulaşmış durumdadır. Çin Komünist rejiminin 1949’da Doğu Türkistan’ı işgalinden bu yana İslam’a ve Müslümanlara karşı işlediği suçlar, özellikle 2014 yılından itibaren İslam’a karşı açık bir savaşa dönüşmüştür.

Kızıl Çin ordusu Doğu Türkistan’ı işgal altında tuttuğu  70 yılı aşkın bu zaman içerisinde Çin  Komünist rejiminin, Doğu Türkistan’da başlattığı İslam karşıtı kampanyaları özetle din eğitiminin tamamen yasaklanması, din bilginlerine yönelik şiddetli baskılar, Kuran-ı Kerim’in yakılması, cami ve mezarlıkların yıkılması, dua ve zikirlerin değiştirilmesi, başörtüsü yasağı, dini adetlerin kaldırılması, Arapça öğrenmenin yasaklanması ve Uygur çocukların Müslüman kimliğini yok etme çabalarını içeriyor.

1. Din Eğitiminin Yasaklanması

Doğu Türkistan’ın işgalinden sonra Çinli komünistler İslami okulları (Medrese) kapatmış, İslam’ı eğitim sisteminden çıkarmış ve Müslüman çocukları ateist ve komünist ideolojiyi öğrenmeye zorlamışlardır. 1966’dan 1976’ya kadar süren “Kültür Devrimi” sırasında İslam, “Dört Gericilik”ten biri olarak kabul edilmiş ve yok edilmek üzere hedef haline gelmiştir. Doğu Türkistan halkı, 1980’lerin başına kadar dini eğitimden tamamen mahrum bırakılmıştır.

1980’lerde Çin rejimi din üzerindeki kısıtlamaları nispeten gevşetmiş ve insanların dinlerini sınırlı ölçüde uygulamalarına izin vermiştir. Bu fırsatla birlikte Doğu Türkistan’da dini eğitim yeniden filizlenmeye başlamıştır. Çin rejiminin baskısından kurtulan İslam alimleri, evlerini çocuklara eğitim vermek için okul olarak kullanmışlardır. On yıllardır İslami eğitimden mahrum bırakılan Uygur halkı, çocuklarını ev merkezli medreselere göndermiştir. Bazı aileler çocuklarını İslam alimi olarak yetiştirmek üzere Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelere yollamıştır.

Bu canlanmadan tedirgin olan Çinli yetkililer, 1990’ların başında yeni ortaya çıkan İslami eğitimi yasaklamış ve hem evde eğitim veren İslam alimlerini hem de çocuklarını onlara gönderen ebeveynleri cezalandırmıştır. Daha önceki yasaklamalardan farklı olarak bu kez Çinli yetkililer dini eğitimi kontrol etmek amacıyla Doğu Türkistan’da devlet kontrolünde dini eğitim merkezleri kurmuştur.1 Bu merkezlere giriş için sınırlı bir kota konulmuştur ve Çin Komünist Partisi’ne sadık olmaları için İmamlar ve Hatipler (vaiz) yetiştirilmiştir. Bu merkezler de daha sonra kapatılmıştır. Şu anda Doğu Türkistan’da 300’den az öğrencisi olan tek bir İslami eğitim kurumu (Sincan İslam Enstitüsü) bulunmaktadır. Bu kurumda İslam Dünyası’na propaganda yapmak ve Komünist Parti’ye sadık din adamları yetiştirmek için mevcuttur.2

2014 yılından itibaren Çinli yetkililer Uygurların evlerine 7/24 gözetim altında tutmaları için devlet görevlileri yerleştirmiş ve ebeveynlerin çocuklarına Kur’an, namaz gibi temel İslami uygulamaları öğretme fırsatını tamamen ortadan kaldırmış; Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde eğitim görenleri hapse atmış ve hâlâ orada olanları geri dönmeye zorlamıştır. 2017 yılında Çin polisi, Mısır hükümetiyle iş birliği yaparak El-Ezher Üniversitesi’nde okuyan çok sayıda Uygur öğrenciyi zorla Çin’e geri getirmiştir.3 Özetle, bugün Doğu Türkistan Müslümanları dinlerini öğrenememekte ve öğretememektedir. Müslüman çocuklar devlet okullarında zorla komünist ideoloji ve Çin kültürü ile yetiştirilmektedir.

2. Din Alimlerine Yönelik Baskılar

Doğu Türkistan’da Çin komünist rejiminin en çok zulmettiği kesimlerin başında din âlimleri gelmektedir. İster işgalin ilk günlerinde ister son yıllarda olsun, din âlimleri her zaman Çin Komünist Partisi’nin ana hedefi olmuştur. Uygur İnsan Hakları Projesi’ne (UHRP) göre, 2014 yılından bu yana binden fazla din alimi, dini öğretim ve topluluk liderliği ile ilişkileri nedeniyle tutuklanmıştır. Bunların 57’si (%5) 60 yaş üstü yaşlılardan oluşmaktadır. Çin rejimi bilgileri sıkı bir şekilde kontrol ettiğinden, bu sadece buzdağının görünen kısmıdır. Gerçek rakamın çok daha yüksek olması kuvvetle muhtemeldir. Tutuklananların çoğu 15-20 yıl ya da ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu da Çinli yetkililerin İslami uygulamaları suç, dini liderleri de suçlu olarak gördüğünü kanıtlamaktadır. “Suçları” arasında çocukların “yasa dışı” eğitimi, devlet onaylı camiler dışındaki yerlerde namaz kılmak, “yasa dışı” dini materyal bulundurmak, yurtdışına seyahat etmek, yurtdışıyla iletişim kurmak, düğün törenlerinde ve cenazelerde vaaz vermek vb. bulunmaktadır.4

Uygur İmamlar kızıl şarkılar eşliğinde sokakta dans etmeye zorlanıyor. Kaynak: XJ.XINHUA NET

2017 yılından bu yana din âlimlerinin hedef gösterilmesi ya da halk arasında küçük düşürülmesi yüksek bir seviyeye çıkmıştır. 2017 yılında çok sayıda din alimi tutuklanmış, toplama kamplarına gönderilmiş ya da hapse atılmıştır. Hapse atılmayanlar ise halkın önünde komünist partiyi öven şarkılar söylemeye ve dans etmeye zorlanmıştır.5 Çin rejimi, Uygurların İslami kimliğini ortadan kaldırmak ve Uygur çocuklarını asimile etmek için her zaman din alimlerini hedef almıştır. Mevcut durum “Kültür Devrimi” sırasındaki durumdan daha kötüdür.

3.  Kur’an’ın Yakılması

“Kültür Devrimi” sırasında Çinli komünistler Kur’an-ı Kerim ve dini kitapları yakmışlardır. Bu tür iğrenç uygulamalar 2014’ten bu yana dramatik bir şekilde artmıştır. Çin, son yıllarda Doğu Türkistan’da İslam’a karşı bir savaş açarken, dini materyalleri gönüllü olarak polise teslim etmeyenler, keşfedildiklerinde sert cezalarla karşı karşıya kalmışlardır. Bundan korkan Doğu Türkistanlı Müslümanlar, bazen Kur’an-ı Kerim’leri nehirlere atarak kurtulmak zorunda bırakılmıştır.

Çinli yetkililer 2017’den bu yana tüm İslami ders kitaplarını ve materyallerini yasaklamıştır.6 Tüm dini kitapları ve materyalleri toplayıp yakmışlardır.7 Bu tür materyallere sahip olan insanlar toplama kamplarına veya hapishanelere gönderilmiştir. Bugün Uygur Müslümanları evlerinde Kur’an bile bulunduramamaktadır.

4. Camilerin ve Mezarlıkların Yok Edilmesi

İslami okulların kapatılması ve din alimlerine yönelik baskının yanı sıra Çinli yetkililer camileri yıkmış ya da dönüştürmüştür. Bu politika 1966’dan 1976’ya kadar süren “Kültür Devrimi” sırasında en üst seviyeye ulaşmıştır. “Kültür Devrimi” sırasında camiler tamamen kapatılmış, camilerde namaz kılınması yasaklanmış ve binlerce cami yıkılmış ya da domuz ahırlarına ve tahıl depolarına dönüştürülmüştür. Çin hükümetinin 1956 yılındaki istatistiklerine göre, 1950’lerin başında Doğu Türkistan’da 29.500 cami mevcuttur. 1978 yılına gelindiğinde cami sayısı 2939’a düşmüştür.8 Çinli yetkililer 1980’den sonra insanların camilerde namaz kılmasına kısmen izin vermiştir. Camiler üzerindeki kontrolün nispeten gevşemesini fırsat bilen Uygur Müslümanları, uzun yıllar boyunca birçok camiyi yeniden açmak, yeniden inşa etmek ve yeniden dönüştürmek için ellerinden geleni yapmışlardır.

Doğu Türkistan’ın Kaşgar şehrinde yıkılmış bir cami. Kaynak: UHRP, 2019

Camilerin yıkımı 2017 yılında yeniden başlamıştır. Çinli yetkililer “Cami Düzeltme Programı” kapsamında Doğu Türkistan genelinde binlerce camiyi yıkmıştır.9 Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) uzmanlarına göre, 2017’den bu yana 16.000 cami hasar görmüş ve bunların 8.500’ü tamamen yıkılmıştır.10 Bu sayı Doğu Türkistan’daki camilerin %65’ini oluşturmaktadır. Ayrıca, binlerce cami domuz ahırlarına, restoranlara vb. dönüştürülmüştür. Yıkılmayan camiler ise sadece turizm ve propaganda amaçlı tutulmakta, ibadet için gidilmesine izin verilmemektedir.

5. Duaların ve Zikrin Değiştirilmesi

Çinli komünistlerin, Uygur Müslümanlarının Allah’ı övmelerine ve inandıkları peygamberleri Muhammed’e dua etmelerine izin bile vermemeleri, dua ve zikir (Allah’ı anma) ritüellerini değiştirmeye çalışmaları çok çirkindir. Uygur Müslümanlarının komünist partiye değil de Allah’a şükretmeleri, Xi Jinping’e değil de Resulü Muhammed’e övgüde bulunmaları ÇKP’yi bu gerçeği böylesine gülünç bir şekilde değiştirmek isteyecek kadar çıldırtmıştır.

Çinli yetkililer, din alimlerini dans etmeye ve komünist şarkılar söylemeye zorlamanın yanı sıra, İslam ve Müslümanlarla alay eden propaganda kampanyaları başlatmıştır. 2017’den beri Doğu Türkistan sokakları İslam’la alay eden ve hakaret eden slogan ve afişlerle doludur. Hatta günlük zikir ve dua metinlerinin sözlerini Xi Jinping ve Çin Komünist Partisi’ni öven sözlerle değiştirerek Uygur Müslümanları dinlerini, Allah’ı ve Peygamberi inkâr etmeye ve bunun yerine komünist partiye ve Xi Jinping’e inanmaya ve onları övmeye zorlamışlardır.11

Bu tür uygulamalar hapishanelerde ve toplama kamplarında çok yaygındır. Hapishane ve kamp gardiyanları, Müslüman mahkumları yemekten önce komünist partiyi ve Xi Jinping’i övmeye, yemekten sonra da komünist partiye ve Xi Jinping’e teşekkür etmeye zorlamaktadır. Bunu reddedenler yemekten mahrum bırakılmakta ve cezalandırılmaktadır. Mahkumlar İslam’dan vazgeçmeye ve Allah’a ve Peygamber’e hakaret etmeye zorlanmaktadır.12

6. Hicabın Yasaklanması

Müslüman kadınların kıyafetlerine getirilen kısıtlamalar, Çin’in İslam’a karşı açtığı savaşın en açık biçimlerinden biridir. Komünist işgalden sonra Uygur kadınların İslami kıyafetleri “geri kalmışlık” olarak görülmüş, alay edilmiş ve kısıtlanmıştır. Çinli yetkililer, Uygur kadınlarını “modernleşme” ve “güzelleştirme” kisvesi altında “modern” kıyafetler giymeye zorlamış ve bunun propagandasını yapmıştır.

2013 yılından bu yana Çinli yetkililer Hicap üzerindeki kısıtlamaları yoğunlaştırmıştır. Müslüman kadınların İslami kıyafetleri “dini aşırılık ve terörizm” olarak etiketlenmiş ve Uygur kadınların hicap ile dışarı çıkmaları yasaklanmıştır.13 Çinli yetkililer sokaklarda kadınların elbiselerini bile kesmiştir. 2017 yılında tüm hicabi Uygur kadınları hapishanelere ve toplama kamplarına gönderilmiştir. Sızdırılan Çin hükümeti belgesi “Qaraqash Listesi”ne göre, Qaraqash ilçesinde çok sayıda Uygur kadın Hicap giydikleri için toplama kamplarına kapatılmıştır.14

7. Dini Geleneklerin Ortadan Kaldırılması

Uygurlar 10 asırdan fazla İslam kültürüne sahiptir. Düğünlerinden cenazelerine kadar günlük yaşamları İslami değerlerle iç içedir. Çin rejimi, İslam’a karşı açtığı savaşın bir parçası olarak, İslami unsurları Uygurların hayatından çıkarmayı bir misyon haline getirmiştir. Çinli yetkililer 2014 yılından bu yana “dini aşırılık ve terörizmle mücadele” kisvesi altında tüm dini gelenekleri iptal etmiştir.15 Örneğin, Akika (İslami isim verme töreni), Nikah (İslami evlilik), İslami cenaze töreni, ölen kişi için Kur’an okunması vb. yasaklanmıştır.

Uluslararası Af Örgütü’nün iyi belgelenmiş bir raporuna göre, “Elhamdülillah, İnşallah, Allah seni korusun” gibi İslami terimlerin hepsi yasaklanmıştır. İnsanlar birbirlerini “Esselamu Aleyküm” diyerek bile selamlayamamaktadır. Bu terimleri kullanan insanlar “dini fanatikler” olarak kabul edilmekte ve hapishanelere ve toplama kamplarına kapatılmaktadır.16 Dahası, Çinli yetkililer Ramazan ve Kurban bayramlarının kutlanmasını da kısıtlamaya başlamıştır. Artık bu bayramlar sadece uluslararası toplumu kandırmak için kutlanmaktadır.

8. Arapça Yasağı

2000’li yılların başında Çin’in dışa açılma sürecinin hızlanmasıyla birlikte Uygur gençleri arasında Arapça öğrenme konusunda bir dalga oluşmuştur. Bu ihtiyaç nedeniyle başta başkent Urumçi olmak üzere Doğu Türkistan’ın çeşitli şehirlerinde belirli sayıda Arapça öğretim merkezi kurulmuştur. Çinli yetkililer başlangıçta ekonomik kalkınma açısından bu eğilime izin verse de Uygur gençleri arasında artan dini coşku ile birlikte Çinli yetkililer Arapça öğretim merkezlerini izlemeye başlamıştır. Sonuç olarak Çinli yetkililer, Arapça öğrenmeyi İslam’ı öğrenmenin bir yolu olarak görerek 2000’li yılların ortalarında Doğu Türkistan’daki tüm Arapça öğretim merkezlerini kapatmıştır. Bundan sonra bile Çin, Çin’in diğer bölgelerindeki yabancı dil okullarına, özellikle de Gansu, Ningxia ve Yunnan’daki Hui dini okullarına, Uygur öğrencileri kabul etmemelerini emreden bildirimler yayınlamıştır.

2014 sonrası baskılarda Arapça öğrenmek ve öğretmek “dini aşırılık” olarak değerlendirilmiş ve daha önce Arapça öğrenmiş veya öğretmiş kişiler yetkililer tarafından gözaltına alınmıştır. Halihazırda Doğu Türkistan’da Arapça öğrenmek tamamen yasaklanmış olup, bölgede hükümet tarafından işletilen “Sincan İslam Enstitüsü” (Çin hükümetinin kızıl imamlar yetiştirme ve İslam dünyasına yönelik propaganda yapma ihtiyacı nedeniyle bırakılmıştır) dışında tek bir Arapça dil merkezi bulunmamaktadır.

9. Uygur Çocukların Müslüman Kimliğinin Silinmesi

Uygur çocukların Müslüman kimliklerinin tamamen silinmesi, Çin komünist rejiminin Doğu Türkistan’da İslam’a karşı savaş kapsamında başlattığı en İslamofobik kampanyalardan biridir. Ebeveynleri toplama kamplarına veya hapishanelere gönderen yetkililer, Uygur çocukları da yatılı okullara ve devlet yetimhanelerine yollamaktadır.17 Bu yatılı okulların ve yetimhanelerin düzeni acımasız ve hiyerarşiktir. Çocuklar her düzeyde zihinsel ve fiziksel istismara maruz kalmaktadır. Çocuklar kendi hikayelerini anlatmak için kaçamadıkları için aşırı güvenlik bu vahşeti gizlemeye çalışmaktadır.

Rejim, Müslüman çocukları partiye ve devlete “sadık vatandaşlar” olarak yetiştirmek istemektedir. Bu amaca ulaşmak için anaokulundan başlayarak çocuklara “Komünist Parti’yi ve Çin’i sevmeleri” öğretilmektedir. Bu politikanın temel amaçlarından biri, Uygur çocukların kendi ebeveynlerinin dinine ve kültürüne düşman olmalarıdır. Çocuklar tamamen komünist doktrine göre yetiştirilmekte ve Han Çinlisine dönüştürülmektedir.18 Çocukların Uygurca isimleri de değiştirilmektedir. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından yayınlanan ve bu konuya dikkat çeken bir raporda, Doğu Türkistan’daki Çin Komünist Partisi Sekreterliği’nin, ebeveynleri toplama kamplarında tutulan tüm Uygur çocukların, devlet yetimhanelerine yerleştirilmesini emrettiği belirtilmektedir.19

Sonuç

Son yıllarda Çin’de milliyetçiliğin yükselişiyle birlikte yabancı kültüre ve yabancılara karşı nefret artmaktadır. Sonuç olarak, Çin’de “yabancı” dinler olarak kabul edilen İslam ve Hristiyanlık gibi dinlere ve taraftarlarına karşı ayrımcılık ve baskı yoğunlaşmıştır. Şimdi, Çin’deki İslamofobi benzeri görülmemiş bir hale gelmiştir ve Çin dünyanın en İslamofobik ülkesi olmuştur. Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, Çinli yetkililer İslam’ı “Çinlileştirmek” adına birçok camiyi yıktı veya başka bir şeye dönüştürdü. Çin rejimi, Müslümanları yaşam tarzlarını ve geleneklerini “Çinlileştirmeye” zorlamak için çeşitli araçlar kullandı. Çin’deki İslamofobinin en belirgin tezahürü, İslam’a karşı savaş ve Doğu Türkistan’daki Uygur soykırımı olarak ortaya çıkmıştır.

Kaynakça;

  1. Chiara Olivieri, ‘Islam as Decolonial Re-Existence vs. PRC Institutionalized Islamophobia’, Revista de Paz y Conflictos, 12.2 (2019), 35–55 <https://doi.org/10.30827/revpaz.v12i2.9808>.
  2. Ali Ünal, ‘Xinjiang Islamic Institute Seeks Expanded Number of Students’, Daily Sabah, 2016 <https://www.dailysabah.com/asia/2016/09/27/xinjiang-islamic-institute-seeks-expanded-number-of-students> [accessed 30 January 2023].
  3. Nour Youssef, ‘Egyptian Police Detain Uighurs and Deport Them to China’, The New York Times, 7 July 2017, section World <https://www.nytimes.com/2017/07/06/world/asia/egypt-muslims-uighurs-deportations-xinjiang-china.html> [accessed 30 January 2023].
  4. ‘Islam Dispossessed: China’s Persecution of Uyghur Imams and Religious Figures’, Uyghur Human Rights Project <https://uhrp.org/report/islam-dispossessed-chinas-persecution-of-uyghur-imams-and-religious-figures/> [accessed 31 January 2023].
  5. ‘Suppressing Religious Freedoms: Chinese Imams Forced to Dance in Xinjiang Region’, The Express Tribune, 2015 <https://tribune.com.pk/story/871879/suppressing-religious-freedoms-chinese-imams-forced-to-dance-in-xinjiang-region> [accessed 31 January 2023].
  6. ‘Muslims in China Told to Hand over Their Qurans or Face “Harsh Punishments”’, The Independent, 2017 <https://www.independent.co.uk/news/world/asia/china-muslims-hand-over-qurans-uyghur-xinjiang-confiscate-islam-a7973191.html> [accessed 1 February 2023].
  7. Ma Xiagu, ‘Islamic Schools Shuttered, 100,000 Qurans Burned’, 2020 <https://bitterwinter.org/islamic-schools-shuttered-100000-qurans-burned/> [accessed 1 February 2023].
  8. ‘5 Temmuz Urumçi Katliamı Raporu – Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği’ <https://www.ethrw.org/5-temmuz-urumci-katliami-raporu/> [accessed 30 January 2023].
  9. Bahram K. Sintash, ‘Demolishing Faith: The Destruction and Desecration of Uyghur Mosques and Shrines’, Uyghur Human Rights Project, October 2019, <https://uhrp.org/report/demolishing-faith-the-destruction-and-desecration-of-uyghur-mosques-and-shrines/> [accessed 30 January 2023].
  10. Nathan Ruser et al., ‘Cultural Erasure’ <http://www.aspi.org.au/report/cultural-erasure> [accessed 30 January 2023].
  11. Adrian Zenz, ‘“Thoroughly Reforming Them towards a Healthy Heart Attitude”: China’s Political Re-Education Campaign in Xinjiang’, Central Asian Survey, 38.1 (2019), 102–28 <https://doi.org/10.1080/02634937.2018.1507997>.
  12. Ali Çaksu, ‘Islamophobia, Chinese Style: Total Internment of Uyghur Muslims by the People&apos;s Republic of China’, Islamophobia Studies Journal, 2020 <https://doi.org/10.13169/islastudj.5.2.0175>.
  13. China Bans Clothing Associated with Religious Extremism – UCA News’, Ucanews.Com <https://www.ucanews.com/news/china-bans-clothing-associated-with-religious-extremism/74540> [accessed 1 February 2023].
  14. Adrian Zenz, ‘The Karakax List: Dissecting the Anatomy of Beijing’s Internment Drive in Xinjiang | Journal of Political Risk’, 2020 <https://www.jpolrisk.com/karakax/> [accessed 1 February 2023].
  15. ‘China’s Muslim Ban’, Human Rights Watch, 2018 <https://www.hrw.org/news/2018/09/12/chinas-muslim-ban> [accessed 1 February 2023].
  16. ‘China: Draconian Repression of Muslims in Xinjiang Amounts to Crimes against Humanity’, Amnesty International, 2021 <https://www.amnesty.org/en/latest/news/2021/06/china-draconian-repression-of-muslims-in-xinjiang-amounts-to-crimes-against-humanity/> [accessed 1 February 2023].
  17. Amy Qin, ‘In China’s Crackdown on Muslims, Children Have Not Been Spared’, The New York Times, 28 December 2019, section World <https://www.nytimes.com/2019/12/28/world/asia/china-xinjiang-children-boarding-schools.html> [accessed 31 January 2023].
  18. ‘China Treats Uighur Kids as “orphans” after Parents Seized’, AP NEWS, 2021 <https://apnews.com/article/international-news-crime-china-clamps-down-china-ap-top-news-903a97b7c62a47b98553b6f422827dd7> [accessed 31 January 2023].
  19. ‘“Eradicating Ideological Viruses”’, Human Rights Watch, 2018 <https://www.hrw.org/report/2018/09/09/eradicating-ideological-viruses/chinas-campaign-repression-against-xinjiangs> [accessed 31 January 2023].