Doğu Türkistan’da 1933’te Kurulan İslâm Cumhuriyeti Devleti’nin Millî Temelleri Üzerine

Doğu Türkistan halkı istiklal mücadelesinden asla taviz vermedi ve 12 Kasım 1933 tarihinde bu cumhuriyeti tekrar ayağa kaldırdı ve bu defa Gulca şehrinde Doğu Türkistan Cumhuriyetini ilan etti. Bu cumhuriyet 1949 senesine kadar devam etmiştir.

Alimcan BUĞDA

Dr., Kahramanmaraş Sütçü İmam Üni., İlahiyat Fak.

Özet

Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından itibaren Batı’da ortaya çıkan Rönesans ve yenilik hareketleri akabinde sanayileşme faaliyetleri, imparatorluk bünyesinde yavaş yavaş hissedilmeye başlamış, Batı taraftarı kimseler de gitgide çoğalmaya başlamış ve toplumda ciddi etki yaratmaya başlamıştır. Buna karşılık İslâm dünyasında da birçok münevver aydın kimseler Batı’ya karşı direnme göstermiş ve ıslahat/yenilenme arayış içinde olmuşlardır. Özellikle Türk dünyasında başlayan Cedidcilik/Yenileşme hareketlerinin yansımaları İsmail Gaspıralı’nın büyük gayretleriyle önce Batı Türkistan’da Çarlık Rusya’sına, sonra Sovyetler Birliği’nin istila ve yayılmacı politikasına karşı direnmede önemli rol üstlenmiş, bunun etkisi Doğu Türkistan’a kadar uzamıştır. Neticede Doğu Türkistan Türklerinin Çin’e karşı istiklal mücadelesi meyvesini vermeye başlamış, 1933 senesinde Doğu Türkistan’da İslâmî ve millî temeller üzerine bir cumhuriyet kurulmuştur.

Giriş

İslâm dünyası 18. yüzyıla kadar kendine özgü bir farklılık içerisinde olsa da dinî, siyasî ve içtimaî sahada ve kültürel yapı itibariyle kaynaşma ve dayanışma içinde idiler ve bunu Osmanlı İmparatorluğu sağlıyordu. Batı, İslam dünyasına müdahale sürecinde -özellikle 20.yüzyılın başlarında- hemen hemen tüm İslam ülkelerini istila etmiş, Osmanlı devleti Balkanlar’da kontrolünü kaybetmiş, Orta-Asya Türkistan Müslümanları ise sürekli Rus ve Çin yönetimin saldırılarına maruz kalmıştı. Keza, Orta Doğu Müslüman Ülkeleri de Batılıların işgaline maruz kalmıştı. Bunun neticesinde Müslümanlar milli, siyasi, fikri ve kültürel yönden kendi içinde ayrışmaya başlamış ve İslam dünyasında zihniyet farklılıklar meydana gelmiştir.

Bu olay Müslümanların zayıflamasına ve iç bölünmelere sebebiyet vermiştir. Bu gidişat Müslüman aydın kimseleri rahatsız etmiş, durumu düzeltmek ve Müslümanları açlık ve sefaletten kurtarmak için Müslümanlar arasında fikri ıslahat hareketleri ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk Islahat ya da reform hareketleri, İslam ülkelerinin merkezi konumundaki Osmanlı Devleti’nde, 1839, 1856 ve 1870 yıllarından itibaren siyasi, iktisadi, hukukî ve kültürel alanlarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Tanzimat, Islahat Fermanı, Meşrutiyet hareketleri ve devamı… bunların birer örnekleridir.

Diğer taraftan Avrupa’nın siyasi ve kültürel baskılarının da etkisiyle ortaya çıkan modernist ve reformist hareketlere tepki olarak, Hicaz bölgesinde Abdülaziz b. Abdulvehhab’ın başlattığı “Vehhabilik” hareketi doğmuştur. Mısır’da ise Cemaleddin Afgânî, Muhammed Abduh ve Reşit Rıza gibi kişiler İslâm’da “reform/ Islahat” arayışlarını başlatmışlardır.

19. yüzyılın başından itibaren Rus kültürünün işgalinden kurtulmayı hedefleyen Müslümanlar, başta Tatarlar olmak üzere Rus işgali altındaki Müslüman Türkler, medrese eğitiminde reform/ ıslahat ve kültürel aydınlanma faaliyetlerine girişmişler, İsmail Gaspıralı’nın öncülüğünde, “Cedidcilik” hareketi başlatmışlardır.

İsmail Gaspıralı’nın 1884’den itibaren Kırım’da Tercüman Gazetesi ile ortaya koyduğu, “Dilde, fikirde ve işte birlik” sloganı çerçevesindeki Cedidcilik hareketi, zaman içinde milli diriliş hamlesine dönüşmüştür. Cedidciler, Rus ve Batı kültüründen etkilenmiş olmalarına rağmen, Türk ve İslam Kültürü konusunda son derece hassasiyet göstermiş, milliliğe önem vermiş ve ilk etapta Türk dünyasında birliği tesis etmeyi hedeflemişlerdir. Kazan ve Kırım’da başlatılan Cedidcilik hareketi, 19. Yüzyılın sonlarından itibaren Orta-Asya Türkistan Cumhuriyetleri ve Doğu Türkistan coğrafyasına da yayılmaya başlamıştır.

A. DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ CEDİDCİLİK HAREKETİ

 “Cedidcilik” hareketi, Uygur Müslümanları arasından 19. yüzyılın sonlarına doğru ilk olarak Doğu Türkistan’ın Kaşgar ve Gulca şehirlerinde yayılmaya başlamıştır. Uygurlar arasında yayılan bu hareket, Kazan, Taşkent, Buhara, İstanbul, Kahire, Hindistan gibi yerlerde eğitim gören kişilerin, bu bölgelerde ortaya çıkan cedidcilik/ ıslahat hareketlerinden etkilenmeleriyle oluşmuştur. Ayrıca, ticaret ile uğraşan zengin tabakaların Rusların hâkimiyeti altındaki bölgelere, Türkiye ve Hindistan’a gidip gelmelerinin, keza hac farizasını eda etmek için seyahat edenlerin yeni fikir ve gelişmelerden haberdar olmalarının da etkisi büyüktür.

Doğu Türkistan’daki Cedidcilik hareketinin öncülüğünü Musa Bay ve oğulları yapmıştır. Doğu Türkistan’daki “Cedidcilik” hareketinin önderlerinden Abdulkadir Damolla, Sabit Damolla, Hacı Kutluk Şevkî ve Mehmet Ali Tevfik gibi aydınlar, yurt dışında eğitim görmüş aydın kimselerdir.  

Abdulkadir Damolla; Buhara, Kazan, İstanbul, Kahire gibi ilim merkezlerinde iyi eğitim almış birisiydi. Cedidcilik hareketini ilk önce Kaşgar’da kendisinin eğitim aldığı ve hocalık yaptığı tarihi “Hanlık Medrese”de eğitim reformlarıyla başlatmıştır. Bu hareket kısa süre içinde diğer hocalar ve talebeler tarafından benimsenmiş, diğer bölgelerde “Yeni Mektep” adı altında yayılmaya başlamıştır.

Hacı Kutluk Şevkî; Kahire, İstanbul ve Buhara’da eğitim almıştır. Şevkî, Kaşgar’da dini ve kültürel alanda Algha/ İleri adında bir milli gazete neşretmeye başlamış, daha sonra bu gazete Şerkî Türkistan HayatıErkin Türkistan ve Yeni Hayat adlarıyla 1938 senesine kadar yayınına devam etmiştir.  Algha/ İleri gazetesinin künyesinde “Cedidcilik” hareketinin ilkesi olan “dilde, işte ve fikirde birlik” ifadesine yer verilmiştir. Bu gazetenin fikirleri zaman içinde siyasî bir harekete dönüşmüş ve 12 Kasım 1933 senesinde Kaşgar’da kurulan “Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti” devletinin temelini oluşturmuştur.

Mehmet Ali Tevfik; Kazan ve İstanbul’da eğitim almıştır. Cedidcilik hareketini daha çok eğitim sahasında yürütmüştür. Tevfik ilk Usul-i Cedid okulunu kendi memleketi Artuş ilinde açmış, kendi yetiştirdikleri gençlerden “İzci” adı altında bir grup oluşturmuştur. Kısa zaman içinde Doğu Türkistan’ın değişik bölgelerinde çok sayıda Usul-i Cedid okulları açıldı. Bu okullar, Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistan’ı işgalinden sonra 1965 senesine kadar “Millî Akartış Uyuşması/ Millî Aydınlık Hareketi” adı altında Doğu Türkistan çapında eğitim ve kültür yönünden çok ciddi faaliyet göstermiştir.

Sabit Damolla; Kahire’de eğitim almış, Suudi Arabistan, İstanbul ve Hindistan’da bulunmuş büyük din adamı ve siyasetçidir. Doğu Türkistan’ın Çin işgalinden kurtulması için büyük mücadele vermiş, 12 Kasım 1933’de Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti devletinin ilk başbakanı olmuştur.

B. DOĞU TÜRKİSTAN’IN İŞGALİ

Doğu Türkistan tarihinde “Hocalar Devri” olarak bilinen ve iç kargaşanın hüküm sürdüğü karanlık bir dönemde Mançu Çin, ilk defa Doğu Türkistan’ı 1757’de işgal etmiştir. Doğu Türkistan’ın işgali o kadar kolay olmuştur ki, birden Doğu Türkistan halkı kendilerini Çin işgali altında bulmuşlardır. Bu işgal dönemi 1863 yılı Doğu Türkistan’da Yakup Han tarafından bağımsız bir devlet kurulana kadar devam etmiştir. Doğu Türkistan halkı, 1863 yılında Yakup Beg Bedevlet önderliğinde Çin işgaline karşı direniş başlatmış, bu direniş başarıya ulaşmış ve Müstakil Doğu Türkistan Devletini (1864-1878) kurmuştur. Yakup Beg Bedevlet, Osmanlı’ya biat ederek müstakil Doğu Türkistan Devleti’nin Osmanlı Devleti’nin parçası olmasını kabul etmiş, devrin Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından kendisine sancak gönderilmiş, askerî ve eğitim alanında yardımlar yapılmıştır. 1863-1877 yılları arasında Kaşgar’da Osmanlı bayrağı dalgalanmış ve Sultan Abdulaziz Han adına para bastırılmıştır. Müstakil Doğu Türkistan Devleti, Osmanlı, İngiltere ve Rusya tarafından resmen tanınmıştır. 1876 yılında, Mançur-Çin Devleti, casuslarıyla Doğu Türkistan’ın hâkimi Yakup Han Bedevlet’i zehirleyerek öldürdükten sonra Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. Büyük bir direnişle karşılaşan Çin-Mançu işgalci kuvvetleri 1878 yılında hukuken Osmanlı devletinin bir parçası konumunda olan ve 1864 yılında Yakup Bey Doğu Türkistan’da siyasi birliği sağlayarak 14 yıl süren bağımsız müstakil Doğu Türkistan Devleti’ni ortadan kaldırmıştır. 1884 tarihinde işgalci Çin-Mançu tarafından Doğu Türkistan’a (Çince) Xinjiang(Şinciang/新疆) “Yeniden İlhak Edilen Toprak” adı verilerek Ulu Türkistan’ın doğu bölgesini batı bölgesinden kopartılma süreci başlatılmıştır.

C. DOĞU TÜRKİSTAN İSTİKLÂL MÜCADELESİ

1911 senesinde Çin’de Mançu-Qing (Çin) hanedanlığına karşı ihtilal hareketleri baş göstermiş, bunu fırsat bilen Doğu Türkistan halkı 1911 senesinde Timur Halife önderliğinde Çin işgaline karşı istiklâl ayaklanması başlatmıştır. Maalesef bu ayaklanma başarıya ulaşamamıştır. Yine 1931 Şubat ayında Hoca Niyaz Hacı ve Salih Dorga liderliğinde ikinci defa milli bir ayaklanma başlamış, ayaklanma sonucunda Sabit Damolla önderliğinde 12 Kasım 1933’te Kaşgar’da “Şerkî Türkistan/Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti” kurulmuştur. Hoca Niyaz Hacı Cumhurbaşkanı, büyük bilgin Sabit Damolla Başbakan olmuştur.

Maalesef, Doğu ve Batı Türkistan halkının umudu olan ve o kadar zorluklar için kurulmuş bu genç cumhuriyet, Sovyetler Rusya’sının Batı Türkistan’a kötü örnek olacak korkusuyla fiili müdahalesi sonucu kısa süre sonra ortadan kaldırılmıştır.

Doğu Türkistan halkı istiklal mücadelesinden asla taviz vermedi ve 12 Kasım 1933 tarihinde bu cumhuriyeti tekrar ayağa kaldırdı ve bu defa Gulca şehrinde Doğu Türkistan Cumhuriyetini ilan etti. Bu cumhuriyet 1949 senesine kadar devam etmiştir.

İkinci Dünya Harbi’nde Sovyetler Rusya’sının Almanlara karşı galip gelmesi ve Çin’de milliyetçi Çinlilere karşı Çin Komünist Partisi’nin galip gelmesiyle, Stalin Doğu Türkistan’ı ayni ideolojiyi paylaştığı Çin Komünist Partisi’nin işgaline yardımcı olmuş; âdeta Komünist Çin’e hediye etmiştir. 1949 yılından beri Doğu Türkistan Komünist Çin işgali altında bulunmaktadır.

D. DOĞU TÜRKİSTAN İSLÂM CUMHURİYETİ’NDE BASININ ROLÜ

1933 senesinde Kaşgar’da kurulan “Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti” devletinin fikir ve maksadını dile getiren “Doğu Türkistan Hayatı, Erkin Türkistan ve Yeni Hayat” ve “İstiklal Mecmuası” gibi yayınlarda «Cedidcilik» hareketinin tesirlerini görmekteyiz.

Doğu Türkistan Hayatı Gazetesi:

Gazete idaresi: Kaşgar Maarif Nezareti, neşriyat şubesi tarafından haftada bir defa neşredilen Dinî, millî, ilmî, edebî, ahlakî ve siyasî gazete olup, şiarı «Dilde, işte, fikirde birlik»tir.

“İstiklâl” Mecmuası:

* İstiklâl Mecmuası, İstiklal Cemiyeti’nin fikir ve görüşlerini halka beyan etmek maksadıyla çıkarılmış bir mecmuadır. Mecmua 1933 senesinde Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kurucu heyetleri tarafından tesis edilen İstiklâl Cemiyeti’nin neşir organıdır. Mecmuanın yazıları baştan sonuna kadar, eski Arapça Uygur yazısıyla yazılmıştır. Mecmua kapak ve arka kapak dâhil 75 sayfadan oluşmaktadır. Kapak kısmının tam ortasında renksiz hilal, ay ve beş yıldız, hilal içinde eski Arapça Uygur yazısıyla tezhipli “İstiklâl” kelimesi yazılmıştır. Üst kısmında “Ramazan 1-2 sayı, her sayının fiyatı 1ser” ibaresi yazılmıştır. Hilalin sol tarafında “her iki haftada bir defa dağıtılan dini, millî, ilmi, siyasi, içtimai, iktisadi, edebi, ahlaki ve tenkidi mecmuadır” ibaresine yer verilmiştir. Hilalin alt kısmında “Doğu Türkistan İstiklal Cemiyeti’nin naşir-i efkârıdır. Şiarı: Dinde, dilde, fikirde ve işte birliktir” ibaresine yer verilmiştir. Bir altta ise, “tesis tarihi sene 1352 Ramazan. İdare yeri; istiklal Cemiyeti” ibaresine yer verirken bir altta ise, “Başmuharriri: Sufizade” yazısına yer verilmiştir.

İster Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti devletinin ana fikir ve temelini oluşturan “İstiklâl Cemiyeti Üyeleri”ne ister Türkistan İslâm Cumhuriyeti devletini kuran ve hükümette yer alan kadrolara bakalım, çoğu Türk dünyasının değişik bölgelerinden gelen Cedidcilik hareketinin öncüleri idi. Bunlardan bazıları:

(İstiklâl Cemiyeti Üyeleri) Muhammed Emin Sufizâde: Özbekistan.

Sabit Damolla: Doğu Türkistan.

Hacı Kutluk Şevkî: Doğu Türkistan.

Tuğrulbey Rahimî: Türkiye.

Mahmut Nedim Bey: Türkiye.

Abdurahman Lokman: Başkurdistan.

Oraz Beg: Kırgızistan.

Obulhasan Hacı: Doğu Türkistan.

E. ANAYASASINDAKİ MİLLÎLİK TEMASI

1933 İslâm Cumhuriyeti’ndeki Anayasa Maddelerinde “Millîlik” Vurgusu görülmektedir. Şöyle ki:

Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti Anayasasının giriş bölümünde; «Doğu Türkistan Cumhuriyet-i İslâmiyesi zuhur edip, 57 seneden beri arzu ederek Allah’tan her zaman dilekte bulunduğumuz Dinî ve Millî İslâm Hâkimiyeti kurulmuştur.» şeklinde «millilik» ifadesi dile getirilmiştir.

Yine Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde; «Doğu Türkistan Devleti, Cumhuriyet usulüyle kurulmuş olup, halkın refahı ve devletin asayiş içinde olması için halkı her türlü zahmet ve nizadan korumak, Milletin dinî, milli, medeni ve iktisadi işlerinin yoluna konulmasını temin etmek…» şeklindeki «millilik» ifadesi dile getirilmiştir.

F. MARŞLAR, BAYRAK VE SLOGANLAR

Devletin kuruluş anında Doğu Türkistan bayrağını dalgalandırırken söylenen slogan:

Bizim Bayrağımız Renginde Giyinmiştir Sema Hilât,

Bayrağımız Gök Bayrak, Ordumuz Altın Ordu,

Türkistan Türkün Yurdu, Türkün Olacak.

İstiklâl Mecmuasındaki “TÜRKOĞLU BİZ” şiiri (Şairi, Mahmud Nedim):

“Türkoğlu biz ey arkadaş, birdir bizim yurdumuz,

Yürümektir, çalışmaktır, vatan için borcumuz,

Şan getirdi, şan aldı, işbu şanlı ordumuz,

Yastığımız taştan olsa, yorganımız yapraktan,

Vazgeçmeyiz bu ordudan, bu şanlı gök bayraktan,

Şan getirdi, şan aldı, işbu şanlı ordumuz,

Tekkemizdir mezar taşı, battaniye topraktan,

Yurdumuzu koruruz biz, vahşi yırtık tırnaktan,

Şan getirdi, şan aldı, işbu şanlı ordumuz.”

SONUÇ

Kırımlı İsmail Gaspıralı’nın «dilde, fikirde, işte birlik» şiarı ile dile getirdiği «Cedidcilik» mefkûresinin hedefi, Türk dünyasında ortak yazı ve ortak dil kullanarak dil birliğini sağlamak, ortak fikir ve ortak düşence geliştirerek, güç birliği ve iş birliğiyle tüm Türkleri esaretten kurtarıp, Türk dünyasını bir çatı altında toplayarak cihanşümul millî bir hâkimiyeti tesis etmektir.

Bu hareket, Rus ve Çin işgali altındaki Müslüman milletlerin milli kimliklerini yeniden oluşturmasına, toplumların aydınlanmasına ve birçok milletlerin işgalden kurtulup kendi milli devletlerini kurmalarına fikrî temel teşkil etmiştir.

Keza bu hareket, Doğu Türkistan halkının Çin esaretinden kurtulup 1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması için fikri altyapı hazırlamıştır.