Doğu Türkistan’da Sinemanın Dünü, Bugünü ve Yarını

Doğu Türkistan’da ilk sinema denemeleri 1950’lerden itibaren başlamıştır. 1962 yılına kadar olan zaman zarfında Urumçi Film Stüdyosu (1959 yılında Şincang Film Stüdyosu olarak değiştirilmiştir) bünyesinde “Bostanlıktaki Şenlik” (Şanhay Film stüdyosu ile birlikte, 1958), “Uzaktaki Kıvılcımlar” (1960), “Anarhan” (1961) gibi filmler çekilmiştir.

Alimcan İNAYET

Prof. Dr., Ege Üni., Türk Dünyası Araştırmaları Enst.

Deniz yollarının keşfiyle eski işlev ve önemini kaybeden tarihi ipek yolunun kavşağındaki Doğu Türkistan, Çin işgaline maruz kaldıktan sonra egemen güçler tarafından kapalı kutu haline getirilmiş, cahil toplumu yönetmek kolaydır anlayışıyla Uygur Türklerinin dış dünya ile teması kesilmiş, 20. yüzyılın 20’li yıllarına dek Batı medeniyeti ile ilişki kurmaları engellenmiştir. Dolayısıyla Batı dünyasında 1894 yılında ortaya çıkan sinema olgusu, Doğu Türkistan’da ancak 1920’lı yıllarda görülmeye başlamıştır. Halbuki Çin’de ilk sinema denemesi 1905 yılına tekabül eder.  1913 yılında ilk hikâye filmi “Sevimli Karı koca” işlenmiştir. 1922 yılında “Çolpan” Sinema Şirketi kurulmuş ve 1930’lu yıllara kadar birkaç film işlenmiştir (Zaman 1993: 59-62). 1924 yılında Sovyetler Birliği’nin Kaşgar Konsolosluğu’nda gösterilen filmle Uygur Türkleri ilk defa sinema ile tanışmıştır. Yabancı tüccarların sessiz belgeselleri Doğu Türkistan’a getirmesiyle sinema sanatı toplumda büyük ilgi uyandırmıştır. Halk arasında “bez oyunu” ya da “şeytan resmi” diye adlandırılan siyah beyaz sinema filmlerinin vizyona girmesi Uygurların kültürel hayatına büyük bir yenilik getirmiştir. Doğu Türkistan Uygur sahasında sinema, 1930’lu yıllardan itibaren gelişmeye başlamıştır. 30’lu yıllarda yenilikçi Uygur tüccar ve iş adamları, Tanrıdağları’nın güney ve kuzeyine film teknolojisini getirerek birçok filmi vizyona sokmuş, şirketlerini kurmuştur. Doğu Türkistan’ın her yerinde kulüpler, sinemalar ve gösteri salonları açılmıştır.

1932 yılında Yang Yuanfu adında bir Çinli tüccar, Urumçi’de 200 koltuklu bir sinemada film göstermeye başlamış ancak yaşanan karışıklıklar ve savaşlar dolayısıyla sinema kapatılmıştır. 1933 yılında sinema tekrar açılmış, Çin’den getirilen sinema filmleri gösterime sokulmuştur. Sinema filmleri iyi para getirince, sinema sektörü daha da canlanmaya başlamıştır. Ancak o dönemde gösterime giren filmlerin hemen hemen hepsi sessiz idi. Konuları itibariyle macera ve komedi filmleri ağırlıklı olmuş, dedektif, aşk ve belgesel nitelikli filmler de oynatılmıştır.  Şeng Şisey (Sheng Shicai) 1933 yılında Doğu Türkistan’ın yönetimini ele geçirmiş ve Sovyetler Birliği ile yakınlaşma siyaseti gütmüştür. Bunun sonucunda Sovyetler Birliği’nden Doğu Türkistan’a çok sayıda sinema filmi getirilerek vizyona sokulmuştur. Bu filmlerin çoğu ideolojik ve propaganda nitelikli olup, “Lenin Ekim’de”, “Hükümet Komiseri”, “Şapayev”, “Lenin 1918” gibi filmlerdi.

Doğu Türkistan’da ilk sinema denemeleri 1950’lerden itibaren başlamıştır. 1962 yılına kadar olan zaman zarfında Urumçi Film Stüdyosu (1959 yılında Şincang Film Stüdyosu olarak değiştirilmiştir) bünyesinde “Bostanlıktaki Şenlik” (Şanhay Film stüdyosu ile birlikte, 1958), “Uzaktaki Kıvılcımlar” (1960), “Anarhan” (1961) gibi filmler çekilmiştir. Bununla birlikte “Buz Dağın’a Gelen Misafir”, “Bozkır Kartalı”, “Tanrı Dağı’ndaki Gül”, “Hasen ile Cemile”, “Çöldeki Mücadele” gibi filmleri de çekmişlerdir. Bu filmlerde Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur, Kazak ve Tacik gibi farklı etnik grupların yaşantısı yansıtılmıştır. Ancak söz konusu filmlerin ana fikri ideolojik olup, Çin komünist partisi ile gelen değişim ve gelişimler, sınıfsal mücadeleler konu alınmıştır.

1962 yılında Şincang Film Stüdyosu’nun Şincang Film-Tercüme Stüdyosu olarak değiştirildiğini görüyoruz. Bu stüdyo yabancı dildeki filmleri Uygurca ve Kazakçaya çevirerek vizyona sokmuştur. Bunların büyük bir kısmı Çin yapımı ve Çince filmlerden oluşmaktadır.

1966 yılında Çin’de başlatılan “Büyük Kültür Devrimi” sürecinde sinema sektörü felç edilmiş, 1966 -1976 yılları arasında film çekilmemiştir. 1976 yılında Başkan Mao’un ölümüyle nihayet bulan “Büyük Kültür Devrimi”nden sonra Deng Şiaoping’in açılım politikası sayesinde tüm sektörler rahat bir nefes almış, daha önce kapatılan sinema sektörü tekrar faaliyete başlamıştır.

1979 yılında daha önceki Şincan Film-Tercüme Stüdyosu “Tanrıdağ Film Stüdyosu” olarak değiştirilmiş, stüdyonun çektiği “Rehber” filmi Uygur Türkleri arasında büyük beğeni toplamıştır. 1983 senesinde çekilen “Oyuncu Olmak İstemeyen Kız” filmi 1980’li yıllardaki Uygur sinemasının gelmiş olduğu seviyeyi yansıtır. Guang Chun Lan’ın yönettiği, Reyhan, Rana Gül, Kasım İbrahim’in oynadığı film, vizyona girdiği andan itibaren büyük ilgi uyandırmıştır, hatta 1985 senesinde Uluslararası İstanbul Film Festivalinde de ödül kazanmıştır. 

 1980’lı yıllarda yine “Nasrettin Hoca” (1980), “Mutluluk Şarkısı” (1981), “Garip ile Senem” (1981), “Gizemli Kervan” (1985), “Huzursuz Kumbağ” (1985), “Güzelin Ölümü” (1986), “Rana’nın Düğünü” (1982), “Nurnisa” (1984), “Para Denilen Bu Şey” (1985), “Mehmet Hakkında Her Lakırdı” (1988), “Bekarlar Ailesi” (1988), “Batı Bölgesindeki Dans Heveskarları” (1988), “Molla Zeyidin” (1989), “Alev Dağı’ndan Gelen Tefçi” (1991), “Gerib ve Sanem” gibi filmler çekilmiştir. 

1990’lı yıllarda “Yurdun Batısındaki Dansçılar,” “Mutlu Anlar,” “Aşk İnsanları,” “Ateş Gibi Parlayan Gençlik”, “Kaçkın, Kız ve Köpek” gibi filmler çekilmiştir.

1993 yılında ise “Kraliçe Amannisahan” adlı film çekilmiştir. Yönetmenliğini Wang Yan, Wang Xingjun’ün yaptığı, Münire, Miradil Ablimit, Tursuncan Zunun, Sadık Nicat’ın oynadığı bu film, Uygur Türklerinin kültür tarihinde önemli yeri olan Amannisahan’ın hayatını konu almıştır.

2002 yılında “Kurban Amca Pekine Geldi” adlı bir film çekilmiştir. Filmin yönetmeni Li Chengsheng, senaristleri de Guo Hua, Dong Ling adlı Çinlilerdir. Filmde Doğu Türkistan’ın Hoten ilinin bir köyünde yaşayan Kurban Tulum adında bir çiftçinin hayatı konu edilmiştir. Küçükken anne ve babasını kaybeden Kurban bir köy zenginin evinde zor şartlarda çalışarak geçirmektedir. O, bu köle hayatından kurtulmak için eşi ve çocuklarını alarak kuytu bir ormana kaçar ve orda 17 sene yabani hayat sürdürür. Doğu Türkistan 1949’de Çin Komünistlerinin eline geçince, Kurban Tulum köyüne döner. O kendini Başkan Mao Zedong’un kölelikten kurtardığını, özgürlüğüne kavuşturduğunu düşünür ve Pekin’e gidip kendisiyle görüşmeyi arzu eder. Bir gün eşeğine binerek Başkan Mao’yu görmek için Pekin’e doğru yola çıkar. 28 Haziran 1958 günü Kurban Tulum Pekin’de Başkan Mao tarafından kabul edilir. O Başkan Mao Zedong’a sımsıkı sarılır ve minnettarlığını bildirir. Görüldüğü gibi, “Kurban Amca Pekin’e Geldi” adlı film hem içerik hem verdiği sosyal mesaj itibariyle bilinçli çekilen propaganda filmidir.

2006’da Tanrıdağ Film Stüdyosu tarafından çekilen “Turfandaki Aşk Şarkısı” filmi de açık propaganda niteliği taşır. Film, açılım politikasının Doğu Türkistanlı çiftçilere getirdiği değişimleri, çiftçilerin mutlu yaşamını ve ekonomik canlanmayı yansıtmaktadır. Ancak propaganda ön planda tutulduğundan dolayı, bazı gerçekler gizlenmiş ya da görmezlikten gelinmiştir.

Son yıllarda serbest piyasa ekonomisinin beraberinde getirdiği rekabet ve ticari kaygılarla Doğu Türkistan Türklerinin tarihi, milli kültürü, örf, adet ve geleneklerini gerçekçi bir şekilde yansıtmak şöyle dursun, bunları tahrif ederek işlemesi, dolayısıyla Tanrıdağ Film Stüdyosu yavaş yavaş seyircisini kaybetmeye başlamıştır. Buradaki boşluğu Uygur iş adamları kendi sermayeleriyle kurduğu film stüdyolarında çektirdikleri filmlerle doldurmaya çalışmışlardır.  

 “Tanrıdağ Film Stüdyosu” 1980’lerde çektiği filmlerin Uygur toplumunda ilgi çekmiş ve beğeni kazanmış olmasının nedeni, bu filmlerin Uygurların hayatını konu alması ve hayatı mümkün olduğu kadar gerçekçi yansıtmaya çalışmış olmasıdır. “Anarhan”, “Buz Dağına Gelen Misafir”, “Bostanlıktaki Tantana” gibi filmler Çinli senarist ve yönetmenler tarafından çekilmiş ise de milli kültürü gerçekçi bir şekilde yansıtmasından dolayı toplumun beğenisini kazanmıştır. 1980’li yıllarda çekilen “Gerib Senem,” “Nasrettin Hoca,” “Renanın Düğünü,” “Oyuncu Olmak İstemeyen Kız” ve “Gizemli Kervan” gibi filmler de başarılı filmler sayılır. Tanrıdağ Film Stüdyosu’nun 1959 yılından 2012 yılına kadar olan zaman zarfından çektiği 98 film içerisinde Uygur Türklerini konu alan ve Uygur milli kültürünü yansıtan çok az film yer almaktadır.

Filmlerde ideoloji ve propaganda amacı güdüldüğünden Uygurların bugünkü aile yapısı, sosyal yaşamı ve inançları doğru yansıtılamamış, gerçekler gizlenmiş, gerçeklikten uzak hayali dünya kurgulanmış, estetik değer ihmal edilmiştir. Bu nedenle başarılı filmler çok az çekilmiştir. Sinema teknolojisinin geriliği ya da zayıf olması, yatırılan yatırımın az olması da bunda önemli etkendir, ama asıl sebep, edebiyat sanat sahasında özgürlüğün, özgür ruhların olmamasıdır. Ayrıca Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin toplumsal yaşamını konu alan ve yansıtan filmlerin senarist ve yönetmenlerinin Çinli olması, bunların milli kültürü, örf adet, gelenek ve sosyal değerleri bilmemeleri de önemli etkenler arasındadır. Çin’de sinema sektörünün devletin elinde olduğunu, devletin bu sektörü propaganda aracı olarak kullandığını hatırlatmalıyız. Sinema sektörü bu tür handikaplardan kurtulmadığı sürece, Uygur sineması başarı gösteremez ve normal gelişemez. 

Kaynaklar:

Abdulahat, Adile, “Uygur Sineması ve Tanrıdağ Film Stüdyosu”,  İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, Sayı.24, Kış-Bahar 2007, s. 13-38.

Kadir, Ömer, Uygur Sinemacılığı Hakkında Düşüncelerim, Şincang Halk Neşriyatı, Urumçi, 1997.

Karbay, Hemze, “Şincangning Elektir, Katnaş, Kino İşliri Tarihidin Eslimiler” (Şincan’ın Elektrik, Trafik ve Sinema Tarihinden Hatıralar), Şincang Tarih Materyalliri (13), Şincang Helk Neşriyatı, Ürümçi, 1984.

Ömer, Firdevs,  Uygur Sinema Sanatı, Şincang Gençler Neşriyatı, Urumçi, 1992.

Tursun, İkbal, Uygurlarda Kino-Televizye Medeniyeti (Uygurlarda Sinema-Televizyon Kültürü), Şincang Helk Neşriyatı, 2005.

Zaman, Nurmuahmmet, “Cungguo Kinoçilikining Şekillinişi”, Şincang Daşösi İlmiy Jurnili (Şincan Ünivertsitesi İlmi Dergisi, Felsefe-Sosyal Bilimler Kısmı, Sayı. 4, 1993, s. 58-62.

http://culture.ts.cn/content/2011-11/09/content_6312209.htm

http://www.360doc.com/content/15/0330/21/11094065_459391227.shtml

https://baike.baidu.com/item/%E5%A4%A9%E5%B1%B1%E7%94%B5%E5%BD%B1%E5%88%B6%E7%89%87%E5%8E%82

https://wenku.baidu.com/view/5296f55aad02de80d4d840e3.html?re=view