15 Mayıs 1948’de BM tarafından yapılan toplantıda İsrail, devlet olarak kabul ediliyor. Bu kararın hemen sonrasında yedi Arap devleti; Mısır, Yemen, Suudi Arabistan, Suriye, Lübnan, Ürdün Emirliği, İsrail’e karşı savaş kararı alıyorlar. Özellikle İngiltere, Fransa ve bazı Batı ülkelerinin yardımıyla İsrail, yedi Arap ülkesine karşı galip geliyor. O gün İsrail olarak tanınan bu organizasyon ile bugüne kadar gelmiştir.
Ali TÜRKMENOĞLU
Prof. Dr.
Filistin; üç semavi dinin kutsal saydığı Kudüs şehrini içinde barındıran, tarih boyunca; siyasi, dini ve kültürel mücadelelerin yaşandığı, jeopolitik açıdan da her zaman önem arz eden bir bölge olmuştur.
1897 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde Theodor Herzlbaşkanlığında yapılan kongrede Siyonizm fikri doğmuştur. Bu kongrede alınan karara göre dünya Yahudilerinin Yahudilere ait ulusal bir devleti olmalıydı. Burada ifade etmekte yarar görüyorum ki 1911 yılı, liberal düşünce ve ırkçılığın yayıldığı bir zaman dilimiydi.
Birinci Dünya Harbi sonlarında 1917’de Fransa ve İngiltere Başbakanları, Osmanlı Devleti idaresi altında bulunan Büyük Suriye Eyaleti’nin paylaşılması için yapılan görüşmede Fransa Başbakanı Clemenceau, arkadaşı olan İngiltere Başbakanına ne istediğini soruyor. O da “Filistin bana aittir.” diyor. Lübnan ve Suriye; Fransa’ya veriliyor.(Sykes-Picot Antlaşması) Burada yabancı iki emperyal devlet, Osmanlı Devleti’ne ait olan toprakları kendi aralarında paylaşıyorlar. O günden itibaren Filistin dramı başlamış bulunuyor.
İngiliz Lord Balfour idaresindeki Filistin’de Yahudilere, devlet içinde özel devlet statüsü (heimat stätte) kurma sözü veriliyor.
1936’da Müftü Muhammed Emin el-Hüseyni başkanlığında Filistin halkı, İngilizlere karşı ayaklanıyor. Bu ayaklanmanın sonunda kanlı çatışmalar meydana geliyor. Binlerce Filistinli, İngiliz askerleri tarafından öldürülüyor.
Bu problemler ve karşılıklı çekişmeler 1947’de New York’ta düzenlenen BM Genel Kurulu’nda alınan paylaşım planına kadar devam ediyor. BM Genel Kurulu uluslararası bir anlaşma ile Filistin’in bölünmesi kararını alıyor. (Teilungsplan)
15 Mayıs 1948’de BM tarafından yapılan toplantıda İsrail, devlet olarak kabul ediliyor. Bu kararın hemen sonrasında yedi Arap devleti; Mısır, Yemen, Suudi Arabistan, Suriye, Lübnan, Ürdün Emirliği, İsrail’e karşı savaş kararı alıyorlar. Özellikle İngiltere, Fransa ve bazı Batı ülkelerinin yardımıyla İsrail, yedi Arap ülkesine karşı galip geliyor. O gün İsrail olarak tanınan bu organizasyon ile bugüne kadar gelmiştir.
1967’de tarihe 6 Gün Savaşı olarak geçen; FKÖ, Mısır, Ürdün, Suriye, Irak ve Yemen, İsrail’e karşı savaş ilan ettiler. Savaş sonunda Amerika yardımıyla İsrail savaşı kazandı ve Gazze, Kudüs, Lübnan’ın güneyinde belli bir toprak parçası ve tüm Golan tepeleri de dâhil İsrail’e verildi. Bu durum günümüzde de devam etmektedir.
1973 yılında Mısır ve Suriye, İsrail’e karşı harp ilan ettiler. Harp sonunda Mısır, Sina tepelerini ve yıllarca İsrail’in kapalı tutulan Süveyş Kanalı’nı geri aldı.
1987’de HAMAS (İslami Direniş Hareketi) kuruldu. Aynı yıl tüm Filistin’de meşhur Birinci İntifada (halk ayaklanması) meydana geldi. Bu ayaklanmaya “Taş Harbi” de denildi. Bu direniş hareketi, Oslo Barış Antlaşması’na (1993) kadar devam etti. Amerika garantörlüğünde Filistin-İsrail arasında yapılan bu anlaşmayla, Filistinlilere otonomi hakkı verildi. Filistin halkı kendi topraklarında özel yönetim hakkı elde etmiş oldu. Bu siyasi durum (Otonomi hakkı) bugüne kadar hiç değişmeden devam etti. Otonomi özel yönetim idaresi ya da özel hükümet; Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye ve Katar gibi dış ülkelerden yapılan yardımlarla hayatını sürdürdü. Örneğin Katar, buraya her yıl 50 milyon dolar yardım etmektedir.
30 Eylül 2000 tarihinde Filistin topraklarında ikinci silahlı intifada başladı. Bu direniş, 2004 yılında sona erdi. Cenin şehrinde direnişe katılan yüzlerce Filistinlinin ölümüyle sonuçlandı. Bu tarihte İsrail başbakanı, meşhur Ariel Şaron idi. Lübnan’da Sabra ve Şatilla katliamını düzenleyen de kendisiydi. 1982-2000 yıllarında İsrail, tüm Lübnan’ı istila etti. Ardından Hizbullah savaşçıları tarafından Lübnan’ı terk etmek zorunda bırakıldı.
2004 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yasir Arafat öldürüldü ve örgütün başına bugün Filistin devlet başkanı olan Mahmud Abbas seçildi.
2006’da Filistin genelinde yapılan milletvekili seçimlerinde HAMAS, büyük çoğunluğun oylarıyla iktidara geldi ve İsmail Heniyye milletvekilleri tarafından başbakan olarak atandı.
2007 yılında FKÖ ile HAMAS arasında çıkan anlaşmazlık sonrasında FKÖ’ye bağlı devlet memurları Gazze’den çıkarıldılar.
2008’den itibaren HAMAS, askeri gücünü oluşturmaya başladı ve roket saldırılarına başladı: 2010, 2011, 2014, 2018, 2020, 2021 ve 7 Ekim 2023 saldırıları. Son roket saldırısında, HAMAS sözcüsüne göre, hiçbir sivile dokunulmadan 1200 İsrail askeri öldürüldü. İsrail, bu sayıyı yalanladı. Harp, bir yıldır şiddeti artarak devam ediyor.
İsmail Heniyye; İran’ın başkenti Tahran’da, misafirken İsrail ordusu tarafından öldürüldü. 27 Eylül 2024 tarihinde Lübnan Hizbullah’ının lideri Hasan Nasrallah, İsrail tarafından öldürüldü.
2024 yılında BM tarafından İsrail; sivilleri öldürmesi, okul, hastane, ibadethaneleri bombalaması sebebiyle defalarca suçlu ilan edildi. Uluslararası mahkeme tarafından İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Y. Gallant hakkında, yargılanma kararı verildi.
İsrail bazı batı ülkelerinin, özellikle Amerika’nın desteğiyle harbi, tüm bölgeye yaymak istiyor. Binlerce sivilin ölmesi, insanlığın vicdanını kanatıyor. Tüm dünyada, özellikle Avrupa ülkelerinde binlerce insan, yapılan bu katliamları boykot etmek için yürüyüşler yapıyor.
Batı’nın Yahudi sorunu, Doğu’nun İsrail sorunu olarak yoluna tüm hızıyla devam ediyor.