Peren Birsaygılı Mut “Filistin Direnişinde Hanzala, Naci El-Ali” Albümünü Anlattı

Filistin Edebiyatı’na yönelik çalışmalarıyla bilinen yazar ve araştırmacı Peren Birsaygılı Mut ile son çalışması hakkında söyleştik.

İstifadenize.

İNSİCAM

S: Peren Hanım, FİLİSTİN DİRENİŞİNDE HANZALA, NACİ EL-ALİ albümü nasıl ortaya çıktı? Bu fikir nasıl doğdu?

Bir albüm yapma fikri çok uzun süredir aklımızdaydı aslında. 2014 senesinde yaptığımız ve TRT Belgesel’de yayınlanan 5 bölümlük “Sürgündeki Sevda” Filistin belgeselimizin bir bölümü Naci el-Ali hakkındaydı. Naci el-Ali’nin sevgili eşi ve oğluyla o dönem tanışmıştık. Ve o andan itibaren bir “Hanzala” albümü yapmanın hayalini kurmaya başlamıştık.

Albüm fikrinin nihayet hayata geçirilmesi ise şöyle oldu: Kıymetli dostumuz Samed Karagöz, 7 Ekim sonrası ülkemizde pek çok Hanzala sergisi açtı. Kültür Yolu Festivali kapsamında açılan bu sergiler sayesinde, Naci el-Ali’nin çizimleri binlerce insanla buluştu. Saka Sanat tarafından yürütülen sergi süreci, ülkemizde Naci el-Ali ve Hanzala üzerine yapılmış en kapsamlı çalışmaydı. Ve bu albüm de “Farabi Kitap ve Saka Sanat” ortaklığında, başka bir deyişle güçlerimizi birleştirmemizle ortaya çıkmış oldu. Tasarımı sevgili Neslihan Karagöz tarafından yapıldı. Naci el-Ali’nin oğlu dostumuz Halid el-Ali de desteğini ve yardımını esirgemedi bizden.  Ayrıca ilk kez babasının bir albümüne sunuş yazısı yazdı. 300 karikatür, 5 ayrı konu başlığı altında, tarihlerine ve ilk nerede yayınlandığına göre tasnif edildi. İnşallah faydalı olur. En büyük temennimiz budur.

S: Hanzala, neden bu kadar ikonik? Çocuklar da dâhil yediden yetmişe herkes Hanzala’yı biliyor, destekliyor ve Filistin’i onunla özdeşleştiriyor. Neden?

Hanzala, asla büyümeyecek, daima 10 yaşında kalacak, ellerini arkasında bağlamış ve insanlara sırtını dönmüş bir çocuk. Bunun iki anlamı vardı: Birincisi, insanlardan uzak duruyor; yani olan bitenleri kabul etmiyor. Kabul etmemenin, bölgede olanlara rıza göstermemenin bir sembolü Hanzala. İkincisi, aynı zamanda elleri arkasında Filistin’e bakıyor, vatanı dışında bir şeyle ilgilenmeyen, daima Filistin’i gösteren bir pusula oluyor.

Hanzala, sadece doğruları söyleyen bir çocuk. Ne görüyorsa onu söylüyor. Yani vatanından başka bir şey düşünmeyen masum bir çocuk.

Ve Hanzala’yı anlamak için hangi dili konuştuğumuzun bir önemi yok. Hangi dilde okuduğumuzun da bir önemi yok. Sadece Hanzala’ya bakarak bile, Filistin’de neler olup bittiğini anlayabiliriz. Ve Hanzala, sadece bize Filistin’i anlatmıyor; bizim de en masum yanımızın, en temiz tarafımızın bir simgesi adeta. Çocuk saflığımızın bir sembolü. Bize bizi hatırlatan bir çocuk. Bu denli etkileyici olmasının sebebi de bu.

S: Albümde Naci El-Ali’nin direnişi bize çizgilerin diliyle aktardığını görüyoruz. Çizgiler insanlığa neyi gösteriyor?

Naci el-Ali aslında Hanzala ile bize gözlerini ödünç veriyor. Hanzala’nın gözlerini görmüyoruz ama dünyaya onun gözleriyle bakıyoruz. Ve bazen evlerinden kovulan Filistinlilerin yanlarından bir an olsun ayırmadıkları anahtarlarına bakıyoruz. Bazen de bir İsrail bombardımanında evladı şehit olan ya da sakat kalan bir anne babanın yanında duruyoruz. Bazense dünyanın iki yüzlülüğünü seyrediyoruz.

S: Naci el Ali bugün direnişi sanatıyla desteklemek, insanlığa aktarmak ve sanatıyla destek olmak isteyen çiçeği burnunda genç çizerlerimize ne söylerdi?

Naci el-Ali, en ağır şartlar altında umudunu kaybetmemiş. Halkına ve Filistin’in bir gün özgür olacağına dair inancını canlı tutmuş hep. Bunu bize oğlu söylemişti. Bugün hayatta olsaydı, sanırım genç çizerlere de asla inanmaktan vazgeçmemelerini söylerdi.