Sosyal Medyanın Çocukları

Birmingham Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, ebeveynler, çocuklarının sosyal medya kullanımından endişe duyuyor. 11-17 yaş arası çocuğu olan 1700 kişiyle görüşen araştırmacılar, ebeveynlerin %55’inin sosyal medyanın çocuklarının ahlaki gelişimi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşündüğünü ortaya çıkarmış.

Rabia ŞEKERCİ GÜLER

2000’li yıllarda hayatın değişmez ve vazgeçilmez bir unsuru haline gelen sosyal medya ve türevleri, yeni jenerasyonunun ortaya çıkmasında belirleyici bir iletişim ortamı sunarak bireyler arasındaki etkileşim oranını da bir hayli artırıyor. Gelenekten moderniteye kadar değişen medya, farkını görme ve işitme duyularının yanında dokunma duyularını da iletişim sürecine dahil ederek ortaya koyuyor. Bununla paralel olarak izleyici kitlesi de değişmiş oldu. Artık her bireyin kendi medyası var. Bu yeniliğin olumlu özellikleri inkâr edilemez olsa da olumsuz tarafları göz göre göre kişilere empoze ediliyor. Bu kapsamda sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisi de yadsınamaz bir gerçek olarak karşımızda. Yeni bir kültür oluşturan sosyal medya, çocuklar üzerinde de hakimiyetini kurmuş vaziyette.

Bir ihtiyaç olarak kendisini sunan ve hayatımızın baş köşesine oturan sosyal medya ağları ile yaşam standartları yeniden şekilleniyor. Twitter’da 280 harf ile gününü özetleyen birey, Instagram’da kendini, benliğini, sevdiklerini ya da sevmek zorunda hissettiklerini teşhir ediyor. Her bireyin bir şekilde dâhil olduğu bu ağlar çocukları da içinde barındırmakta. Sokakta elinde bir şey yiyerek gezmemesi, tanımadığı insanlarla konuşmaması hususunda tembihte bulunulan çocuklar, artık sosyal medya üzerinden kilometrelerce ötedeki yabancılarla arkadaşlık kurup, yemek yediği sofraların fotoğrafını paylaşıyor. Bu da içinde bulunduğumuz kültür endüstrisinin ne kadar tehlikeli olduğunun bir göstergesi.

Çocukların sosyal medya hesaplarında mahremiyet sınırlarının geniş olduğuna dair bir izlenim var şüphesiz. Profiller incelendiğinde dikkat çeken diğer bir husus da çocukların kendilerini olduğundan daha büyükmüş gibi göstermeleri ve yaşlarının farkında olmaksızın paylaşılan fotoğraflar ve kullanılan cümleler. Bu da şu soruyu akla getiriyor. Sanal ile gerçeklik ayrımı çocuklar tarafından ne kadar biliniyor ve ne derece bilinçli davranılıyor?

Birmingham Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, ebeveynler, çocuklarının sosyal medya kullanımından endişe duyuyor. 11-17 yaş arası çocuğu olan 1700 kişiyle görüşen araştırmacılar, ebeveynlerin % 55’inin sosyal medyanın çocuklarının ahlaki gelişimi üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşündüğünü ortaya çıkarmış. Ayrıca katılımcıların % 40’ı ise sosyal medyayı çocuklar üzerinde potansiyel bir tehlike olarak görmesi ve endişe duyması da dikkat çekici bir diğer husus.

Özellikle ebeveynlerin bu konuda çocuklarına kısıtlama koymaları, öğretmenlerinin ise gerekli bilinçlendirmeyi yapması gerekmektedir. Aileler, çocuklarının sosyal medya hesaplarını gizlice takip etmek yerine, iş birliği içinde olarak iletişim sürecini daha etkin, tehlike alanını daha dar kılabilirler.

Hem bedensel hem de ahlaki açıdan büyüme çağında olan bu çocuklara, küçük yaşlarda tanımadıkları insanlarla iletişim kurma olanağı veren, kültürün değişmesine zemin hazırlayan olguları oluşturan ve ahlaki açıdan sıradan olmayanı sıradanlaştıran sosyal medyaya, kısıtlı bir erişim sağlanması belki de en sağlıklısı olacaktır.