Alıntı: Sezai Karakoç
Çev. Aişe Aslı Sancar
Yusuf Yazar

She Has No Equal In Turkey
She awakes before the sunrise
Her tongue swells, her heart bleeds
She Works from dawn ‘till dusk, becoming enlightened
How fortunate if you can understand her grief
She pities the poor working women
Her knees tremble at the thought of harming someone’s heart
She is fragile, from crystal, she has no equal in Turkey
An unknown Mariam, not form marble, but sacred
If you look into her eyes you will melt like snow
If yu wave your hand she will shake from the draft
She appears like a deer seeking sadly for you
She sleeps as if awaike, she is silent as if speaking, she laughs as
If she were crying.
(İlim ve Sanat Dergisi Sayı:13, Mayıs-Haziran 1987, s. 27)
Yoktur Gölgesi Türkiye’de
Sabahları gün doğmadan uyanır
Dilini yutacak olur içi kanlanır
Gün boyu çalışır aydınlanır
Kederini anlarsanız size ne mutlu
Acır fakir çalışan kadınlara
Titrer bir gönül kıracak diye hanım dizi
İncedir billurdandır yoktur gölgesi Türkiye’de
Bir meçhul Meryem mermerden değil ama kutlu
Gözlerine baksanız erirsiniz kar gibi
Elinizi sallasanız rüzgârından sallanır
Bir geyik olur sizi arar melûl ve bakır
Görür gibi uyur konuşur gibi susar güler ağlar gibi
(1957, Ağustos)
(Sezai Karakoç, Gün Doğmadan, Diriliş Yayınları, 11. bas., s. 83)