Rukiye Bint Rasulillah (R.A.)
Rasûlullah’ın emriyle Hz. Osman, ağır hasta olan Rukiye ile ilgilenmesi için Medine’de kalmış ve Bedir’e katılamamıştır. Rukiye, Müslümanlar Bedir savaşında iken (2 h./624 m.) öldü.4 Rukiye’nin cenazesini Ümmü Eymen’in yıkadığı nakledilir.
Rıza SAVAŞ
Prof. Dr., Dokuz Eylül Üni. İlahiyat Fak. Emekli Öğretim Üyesi

Rasûlullah’ın (s.a.v.) kızının adı olması sebebiyle Müslümanlar da bu ismi çocuklarına vermektedirler. Arapça bir kelime olan ve Sümeyye kalıbında Rukayye/ رُقَيَّة olarak kullanılan bu isim, Türkçemizde Rukiye diye kullanılır. Bu kelime; yükselen, yükseğe çıkan, sıkıntı ve belalardan uzak kalan anlamını da içerir.
Hz. Peygamber’in 25 yaşında, yaklaşık olarak miladi 594 yılında Hz. Hatice ile evlendiği düşünülür ve kızları Rukiye’nin üçüncü çocukları olduğu rivayeti tercih edilirse, Rukiye’nin 597 yılında Mekke’de dünyaya geldiği kabul edilebilir. Rukiye’nin Ebu Leheb’in oğlu Utbe ile nişanlandığı rivayet edilmiştir. Düğün olmadan Tebbet suresi nazil olunca Utbe ondan ayrıldı. Rukiye, Utbe’den ayrıldıktan sonra Hz. Osman’la evlendi.[1]
Rukiye’nin annesi ve kız kardeşleriyle beraber Müslüman olduğu gelen rivayetlerden anlaşılmaktadır. Rukiye de diğer Müslüman kadınlar gibi İslâm’ın yayılması için gayret göstermiş, babasına yardım etmeye çalışmıştır. Mekke’de İslâm’ı tebliğ ederken müşrikler tarafından eziyetlere maruz kalan babasının yanında olmuştur.
Rukiye ile eşi Osman’ı görenlerin onlardan daha güzel bir çift görmediklerini ifade ettikleri rivayet edilmiştir. Müşriklerin eziyetlerinin artması üzerine Hz. Peygamber’in Müslümanlara “Habeş yurdunda yanındakilerin hiçbirine zulmedilmeyen bir kral vardır. Allah içinde bulunduğunuz sıkıntılardan bir çıkış yolu açıncaya kadar, oraya gidin!” diye izin verdi.
Hz. Osman ve Rukiye de Habeşistan’a ilk hicret (615) edenler arasında bulunmuşlardır. Hz. Osman ve eşi Rukiye’nin Habeşistan’a varmasından sonra uzun bir müddet haber bekleyen Rasûlullah, Habeşistan’dan gelen bir kadına Rukiye ile Osman’ı sorar. Kadın yürümekte zorlanan bir eşeğin üzerinde hanımını götüren Osman’a dair aktardığı bilgilerin ardından Rasûlullah, “Nefsim elinde olana yemin ederim ki, Osman, İbrahim ile Lut’dan sonra ehliyle hicret eden ilk kimsedir” buyurmuştur.[2] Rukiye’nin, kocasıyla beraber ilk kafile ile Habeşistan’a hicret ederken yolculuk esnasında düşük yaptığı ve güzelliğinden dolayı orada rahatsız edildiği rivayet edilmektedir.[3]
Habeşistan’a göç̧ etmeye mecbur olan Müslüman kadınların, gidiş, dönüş̧ ve orada kaldıkları sırada Mekke’de olduğu gibi olmasa da yine sıkıntılara uğradıkları ifade edilmektedir. Bu sebeple de Habeşistan’a hicret etmiş bazı Müslümanların Medine’ye hicretten önce Mekke’ye döndükleri anlaşılmaktadır. Rukiye-Osman çifti de böyle yapmıştır.
Rukiye ile Osman çiftinin Abdullah adını verdikleri bir oğulları olmuştur ve bu Hz. Peygamber’in ilk torunudur. Abdullah’ı bir horozun yaraladığı ve hicretin dördüncü yılında altı ya da dört yaşındayken öldüğü rivayet edilmiştir.
Rasûlullah’ın emriyle Hz. Osman, ağır hasta olan Rukiye ile ilgilenmesi için Medine’de kalmış ve Bedir’e katılamamıştır. Rukiye, Müslümanlar Bedir savaşında iken (2 h./624 m.) öldü.[4] Rukiye’nin cenazesini Ümmü Eymen’in yıkadığı nakledilir. Hz. Peygamber’in Rukiye’nin defnine şahit olmadığı, daha sonra kızının kabrine gittiği bilinmektedir.
Allah hepsinden razı olsun!
[1] İbn Sa’d, et-Tabakat, VIII, 36.
[2] İbn Sa’d, Tabakat, VIII, 36; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ğâbe, VII, 114-115.
[3] İbn İshâk, Sîre, s. 199; İbn Sa‘d, et-Tabakât, VIII, 36.
[4] İbn Sa’d, et-Tabakat, VIII, 37.