Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik*

Zamanımızda etkinliğini gün gittikçe arttıran, Avrupa’dan yayılan ötekileştirici tavrın paralelinde devam eden yükselen milliyetçiliğin tarih içindeki seyrini daha yakından tanıyabilmek için, Aylin Ünver Noı’nin “Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik” kitabı kaynak olacak bir derinliğe sahip.

Nihal PAKIRDAŞI

Avrupa’da 1789 yılında, Fransız devrimi ile beraber monarşilerin ve krallıkların yıkılması, cumhuriyetlerin kurulması aynı zamanda ulus-devletlerin oluşum sürecini de başlatmıştır. Bu tarihsel ilerlemeler esnasında milliyetçilik fikri ile devlet kurma süreci arasında paralel gelişmeler sağlanmıştır. Fakat, Darwinizm fikrinin ortaya çıkışıyla beraber milliyetçilik düşüncesi, ırkçılığa dönen bir şekil almıştır. Bu süreçten sonra ulus-devlet oluşumunda önemli bir kavram olan milliyetçilik, Avrupa için “ötekileştirmenin” yeni argümanı haline gelmiştir. İnsan ırkını kategorilere ayırarak kendine üstünlük sağlamaya çalışan Batı, kendi isteklerini, kendilerinden daha aşağı olarak nitelendirdikleri ırklara empoze etmeye çalışmıştır. Varoluşunu sürekli “öteki” üzerinden inşa etmeye çalışan Avrupa, bu yöndeki algı ve çalışmalarına günümüzde de artan bir ivmeyle devam etmektedir. Buradan hareketle, Avrupa’da doğup gelişen ve yükselen -aşırı- milliyetçiliğin öznesini “ötekileştirme” olarak işaretleyebiliriz.

Dünya düzeninin yeniden şekil almaya başladığı 21. yüzyılın bu çeyreğinde milliyetçilik hareketleri yükseliş içindedir. Zamanımızda etkinliğini gün gittikçe arttıran, Avrupa’dan yayılan ötekileştirici tavrın paralelinde devam eden yükselen milliyetçiliğin tarih içindeki seyrini daha yakından tanıyabilmek için, Aylin Ünver Noı’nin “Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik” kitabı kaynak olacak bir derinliğe sahip. Noı’nin Yüksek Lisans tezinin belli bir bölümüne yer verdiği ve revize ederek ortaya koyduğu bu eser, konuyu geniş bir perspektiften ele alıyor.  Yazar, Aylin Ünver Noı Bilkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümünde Lisans eğitimini tamamlamasının ardından akademik kariyerine Marmara Üniversitesi’nde devam etmiştir. Günümüzde ise İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün akademik kadrosunda yer almaktadır. Aylin Ünver Noı, 2014 yılından itibaren Huffington Post’taki bloğunda periyodik olarak yazılarını yazmaya devam etmektedir.

Noı, kitabın ilk bölümünü milliyetçiliğin ortaya çıkışına ve tarihsel gelişimine ayırarak okuyucusuna milliyetçilik ile ilgili genel bir perspektif vermeyi amaçlıyor. Fransız Devrimi ve ulus-devletin kurulması ile başlayan ve Soğuk Savaş’a kadar devam eden bölümde yazar; devlet kurmayı hedefleyen milliyetçilik şeklinden, ırkçılığın aşırı şekillerine dönüşen milliyetçiliğin tüm boyutlarını ortaya koyuyor. Yazar, bu ilk bölümde milliyetçilik adına yaşanmış önemli olayların Fransa ve Almanya’da gerçekleşmesinden dolayı milliyetçiliği bu iki ülke üzerinden ele alıyor.

Bölüme millet ve milliyetçiliğin tanımı ile başlayan Noı, millet kavramının her bir sosyal bilimin kendine uygun bir şekilde tanımladığını vurguluyor. Millet kavramını bu değerlendirmeler bağlamında Anthony Smith’in tarifi örnekliğinde “bir millet oluşturmak, millet olarak tanınmak, uzun bir süre kendi toprağına sahip olmak, bir kültür yaratmak ve kendi kaderini tayin etme hakkı (self-determination) arzusuna sahip olmayı gerektirmektedir” şeklinde özetliyor. Milliyetçilik kavramının millet kavramına kıyasla tanımlanmasının daha kolay olduğuna dikkat çeken Aylin Ünver, milliyetçiliği tek bir kavramla ifade etmenin mümkün olamayacağını, çünkü milliyetçiliğin ulusal duyarlılık, ulusal ideoloji ve ulusal hareket gibi birçok kavram ile tanımlanabileceğini dile getiriyor. Yazar, bu girişin devamında tarihçi Anthony D. Smith’in yanında tarihçi Ernest Gellner ile tarihçi Carr’ın milliyetçilik açıklamalarını dikkatlere sunuyor. Noi, İngiliz tarihçi Carr’ın milliyetçilik anlatımında ele aldığı “Sosyal Darwinizm fikrinin ortaya çıkışının artan ırkçılığa sebep olduğunu ve İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasında artan ırkçılığın önemli rolü olduğu” fikrininin altını çiziyor. Yazar, kitabının ilk bölümünün devamında Fransız Devrimi ve Ulus-devletin ortaya çıkışı ile Alman milliyetçiliğinin ortaya çıkışını ve sonrasında bu iki devletin Birinci ve İkinci Dünya Savaşı ile Soğuk savaş dönemindeki rollerini geniş bir perspektiften ele alıyor. Aylin Ünver, birinci bölümün son çeyreğinde ırkçı ideolojinin kökenlerini irdeliyor. Kitabın bu ilk bölümü, günümüzde tüm dünyayı etkisi altına alan ırkçılığın temellerinin ve düşünce sisteminin anlaşılması açısından önemli.

Yazar kitabının ikinci bölümünü Soğuk Savaş sonrası dönemdeki AB üye devletlerinde artan ve “yeni milliyetçilik” olarak tanımlanan milliyetçiliğe yer veriyor. Noı, bu bölümdeki amacının milliyetçilik ile genel bir bakış açısının sağlanmasının yanı sıra yeni milliyetçiliği ortaya çıkaran sebeplerin ve klasik milliyetçilikten ayrılan farkların gösterilmesi olarak belirtiyor. Yazar, konuyu “Almanya’nın Yeniden Birleşmesi”, “Ulusal kimliğin AB Üye Ülkelerinde Yeniden Ortaya Çıkışı”, “AB Üye Devletlerindeki Milliyetçi Aşırı Sağ Partiler” bağlamında ele alıyor.

Kitabının son bölümünü “Milliyetçi Aşırı Sağ Partilerin Başarısına Destek Veren Yapısal ve Algılanan Faktörler”e ayıran Aylin Ünver, yapısal faktörleri, küreselleşme, Batı Avrupa’ya kitlesel göç, egemenliğin uluslarüstü bir güce -Avrupa Birliği’ne- ekonomik problemler, refah devletinin sürdürülebilirliğinde yaşanan sıkıntılar ve solun zayıflaması olarak değerlendirirken; algılanan faktörleri ise, suç oranlarındaki artış ve bunun göçmenlerle bağlantısı ve göçmenler arasında artan İslami köktencilik olarak ortaya koyuyor. Noi, son iki faktörün algılanan faktörler olarak adlandırılmasının sebebini bu faktörlerin yapısal olmayıp aşırı sağ partiler tarafından kolayca manipüle edilebilecek faktörler olmasına ve her parti tarafından kullanılabilecek yapısal faktörlerden farklı olması olarak ifade ediyor.

Aylin Ünver Noı, Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ortaya yeni bir uluslararası sisteminin çıkmasını sağladığını ve kimlik, topluluk, vatandaşlık ve milliyetçilik gibi kavramların yeniden tanımlanmasına sebep olduğunu ve “diğeri/öteki” olarak kabul edilen komünizmin de bir tehdit olmaktan çıktığının altını çiziyor. Kendine yeni bir “öteki” arayan Avrupa’nın da bu sefer rotasını Müslüman dünyaya çevirdiğini vurguluyor.  Noı’nin bu bağlamda ki, “Bu yeni dünya düzeni içerisinde belirsizlik ve gelecek korkusu olan Avrupalılarca ülkelerindeki refah üzerinde mevcudiyetleri bir “yük” olarak görülen, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde “asimile” edilmeyen, din ve kültür açısından farklı algılanan, zaman zaman da potansiyel köktenci terörist gibi damgalar yiyen göçmen Müslüman nüfus ki bu nüfusun önemli bir bölümünü Türk göçmenler oluşturmaktadır, aşırı sağ milliyetçi kesimlerce Avrupa’nın yeni “diğer/öteki” olarak kabul edilmiş, ve bu dönemde gerçekleştirilen seçimlerde aşırı sağ partilere oy avantajı sağlamıştır” tespiti, yeni dünya düzeninde Avrupa’daki yükselen milliyetçiliğin kime, kimlere ve neden olduğunu gözler önüne seriyor.

İlk basımını 2007 yılında yapmış olan Aylin Ünver Noı’nin “Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik” adlı kitabı, sadece Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği açısından değil, aynı zamanda Avrupa Birliği- Müslüman ülkeler arasındaki ilişkilerin geleceğine duyulan endişe üzerine kaleme alınmış. Kitap, konunun içeriğine uygun örnekler eşliğinde gerek konunun kavramlarına gerekse tarihine ve yakın geleceğine ışık tutarak bugünün dünyasını anlamamız açısından emek verilerek ortaya konmuş değerli bir eser.

* Aylin Ünver  Noı, Avrupa’da Yükselen Milliyetçilik, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, (2007).