Allah’ın Rengine Boyanmak

Gerçek Müslüman olmak gecenin şahidi ve şehidi olmaktır. Müslüman bir şahsiyet ve hareket sahibi olmak, Allah’ın rengiyle boyanmaktır.

Arif ALTUNBAŞ

Allah ve Allah’ın taraftarlarının tarafında olmak, İslami bir kişiliğe, kimliğe, özelliğe, güzelliğe sahip olarak örnek bir insan, ahlak, karakter ve şahsiyete sahip olmakla olunur.

Müslüman olarak benim tarafım; Allah’ın benim için seçtiği Hak ve hakikatin kendisi olan Kur’an ve Sünnet’in tarafıdır. Bütün renkler ve onların tonları, özellikleri, güzellikleri ve incelikleri, özünü İslam’dan alır. İslami şahsiyet sahibi olan insan, ruhunu ve bedenini İslam’ın bu özellikleriyle donatır.

Hiçbir rengin, ırkın, soy-sop ve milletin diğerine karşı herhangi bir üstünlüğü yoktur. İnsanlar arasında üstünlük ancak Allah’a yaklaşmak ve en yakın olmakladır. Bütün renklerin oluştuğu güzellikler, inanan insanın ufkunda doğar. Bütün renkler, rengini İslam’ın inancından alır. İnsanın ahlak ve karakter özellikleri Allah’a yakınlıkladır; malla mülkle, şanla, şöhretle, makamla ve mevki ile değil.

Allah’ın boyasıyla boyanan insanın içi ve dışı birdir. O, ne ise, nasılsa, öyledir. İnanç ve imanında şek, şüphe ve ikilem olmaz. “Acaba’lar”, “Ama’lar”, “Lakin’ler” gibi tereddütler İslami şahsiyet sahibi kişinin hayatında bulunmaz.

Allah’ın rengiyle boyanmak; Allah’ın askeri olmaktır. Allah’ın askeri ruhuyla, bedeniyle İslam’ın ordusu içinde bir nefer olarak görev yapmaktır. Müslüman gücü ve kuvveti yettiğince İslam yolunda -nefis ve ego çukuruna düşmeden- gönüllü bir nefer olarak çalışır. Onun gözü, makam mevki, rütbe ve çıkarda değil, Allah’ın rızası ve O’na yakın olma gayesindedir.

İslam’ın boyasıyla boyanmak Yunus Emre’nin deyimiyle; ete kemiğe bürünmek, Yunus gibi görünmektir. Nesimi’nin ifadesiyle, “Gah çıkarım gökyüzüne çıkıp alemi seyretme, gah yeryüzüne inmek alemin onu seyretmesidir”. İslam’ın ruh ve mana derinliğine ulaşmak için insani tüm çıkar, menfaat ve dünyalıkları kirli bir gömlek gibi sırtından çıkarıp, gerçek bir Müslüman şahsiyet ve kimliğini kuşanıp Allah’ın ordusuna katılmaktır.

 “Allah’ın rengine boyanmak”, türedi uygarlıklar, medeniyet ve kültürlerin yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici saldırıları karşısında Muhammedi bir irade ve inançla dik durmak, İslami kişilik ve kimliğinden asla taviz vermemek, yani Allah’ın istediği gibi bir insan olarak insanlık meydanında onurluca kale gibi ayakta dik durmaktır.

Allah’ın rengine boyanmak; Nemrut’un ateşi karşısında ateşten korkmayan bir İbrahim olmaktır. Firavun zulmü karşısında pes etmeden direnen, mücadeleci bir Musa gibi şerefli bir duruş ortaya koymaktır. Haçlı saldırılarına karşı kahramanca direnen Alpaslan, Nureddin Zengi, Kılıçaslan ve Salahaddin Eyyubi, Baybars gibi korkusuz bir Müslüman olmaktır.

Böyle olmak için çalışıp çabalamak; Allah’ın silinmez boyası iman ile boyanmaktır. Allah’ın rengi karşısındaki bütün renkler, Musa’nın önünde sihirbazlık maharetlerini göstermeye çalışarak firavuna ve firavun düzenine yaranmaya çalışan, iki yüzlü sahte büyücüler ve şeytanın kulu ve kölesi olan alçak taşeronlardır.

Allah için bir anlık rüya görmek, hülyalara dalmak, gökyüzüne uzanmak, yeryüzünde yürümek kadar güzel bir eylem yoktur. Bu tip bir kulluk insan için dünyada en büyük sultanlıktır. Güneşi görünce yavaş yavaş kaybolur yarasalar ve mağaralarına çekilir gizlice. İşte, gece o zaman aydınlanmaya başlar sessizce. Allah’ın askeri Müslüman şahsiyetler, kendilerini birer birer mum gibi yakıp tükettikçe.

Gerçek Müslüman olmak gecenin şahidi ve şehidi olmaktır. Müslüman bir şahsiyet ve hareket sahibi olmak, Allah’ın rengiyle boyanmaktır.

Gerçekten Allah’ın askeri olanların karşısında hiçbir güç duramaz. Kimse onun dinine, imanına, Kur’an’ına, vatanına, milletine, coğrafyasına yan bakıp saldıramaz. Bileği bükülmez Allah erlerinin. Kim, O’nun boyasıyla boyanırsa; özgürlük ve bağımsızlığın, adalet ve eşitliğin hâkim olduğu bir yurdu ve coğrafyayı yeniden İslam’ın özellikleri ve güzellikleriyle inşa ve ihya eder.

Allah’ın rengine boyan Müslüman!

Kapitalizmin, faşizmin, İslam düşmanı türedi rejim, sistem ve medeniyetlerin kirli paslı rengiyle değil. Gri alanlardan uzaklaş, kendine yakışanı yap, İslam’ın renk eksenine doğru yaklaş Müslüman! Allah’ın rengiyle boyanmak usul, üslup ve kurallarıyla donanmak senin işin ve görevin. “Biz Allah’ın boyadığı renge boyandık. Kimin boyası Allah’ın boyadığı renkten daha güzeldir? Biz, yalnızca O’na kulluk ederiz.” (Bakara, 138) Soluk ve silik renksizlerin renginden değiliz.

Biz, solmayan ve sönmeyecek İslam güneşini taşırız büyük bir onur ve şeref olarak omuzlarımızda. Biz, şafaklara kurulmuş aydınlık yarınların akıncıları ve savaşçılarıyız.