Mahremiyet duygusunun gelişmesi, çocuğun kendini koruma hissinin gelişimi açısından önemlidir. Zira anne babanın her an çocuğunun yanında olabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple çocuk, ebeveynleri yanında değilken de kendisini nasıl koruyacağını bilmelidir.
Muhammed Esat ALTINTAŞ
Doç. Dr., Erciyes Üni. İlahiyat Fak.

Eskilerin ‘hayâ duygusu’ dediği şimdilerde ise ‘mahremiyet eğitimi’ olarak adlandırılan ve çocuk eğitiminde çok önemli bir yere sahip olan bu meseleyi günümüzde anne-babalar zaman zaman ihmal edebilmektedir. Daha doğrusu kendi çocukları açısından hayati önem taşıyan mahremiyet duygusunun nasıl kazandırılacağı konusunda ebeveynlerin yeterince bilinçli ve bilgi sahibi olmadıkları sık sık dile getirilen bir husustur. Halbuki anne babalar küçük yaşlardan itibaren mahremiyet eğitimini çocuklarına vermekle, başka bir ifade ile utanma ve hayâ etme duygusunu kazandırmakla yükümlüdürler. Erken çocukluk döneminde utanma duygusunun geliştirilmesi sayesinde utanma duygusuyla bezenmiş bir vicdan gelişimi ortaya çıkacak ve çocuk, her adımını bu vicdana göre atmaya çalışacaktır.
Mahremiyet duygusunun gelişmesi, çocuğun kendini koruma hissinin gelişimi açısından önemlidir. Zira anne babanın her an çocuğunun yanında olabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple çocuk, ebeveynleri yanında değilken de kendisini nasıl koruyacağını bilmelidir. Bunun için anne-baba çocuklarına özel bölgelerini, kişisel sınırlarını, iyi-kötü dokunuş farkını, bedenlerinin kendilerine özel olduğunu ve izin vermediği sürece kimsenin kendisine dokunamayacağı bilincini kazandırmalıdır. Mahremiyet eğitimini aile içerisinde alan çocukların kendi özel alanını bilmesi, bu alanını koruması ve başkalarının özel alanlarına da saygı göstermesi beklenir. Böylece çocuklar hem sağlıklı cinsel kimlik gelişimine kavuşabilir hem de cinsel istismarların arttığı günümüzde kendilerini korumayı ve başkalarının mahrem alanına saygı duymayı öğrenebilir.
Mahremiyet eğitimi, anne-baba tarafından üstlenilmesi gereken mühim bir sorumluluktur. Fakat günümüzde anne babaların mahremiyet eğitimi konusunda bilgi, becerileri ve rol modelliğinin ne kadar yeterli olduğu tartışmalı bir husustur. Mahremiyet eğitiminde bilinçli ve pedagojik temelli bir eğitimin sağlanması son derece önemlidir. Çocuğu zorlamadan, ayıp, günah, yasak, vb. ifadelerle onlarda korku ve endişe yaratmadan, utandırmadan ve yoğun duygusal denetim altında tutmadan mahremiyet eğitimi gerçekleştirilmelidir. Bunun için öncelikle mahremiyet eğitimini verecek ebeveynlerin doğru bilgiye ve yönteme sahip olmaları gerekir. Bu konuda ailelerin en başta mahremiyet eğitiminin ne olduğunu bilmeleri gerekir.
Mahremiyet eğitimi denilince akla genelde ‘cinsel eğitim’ gelmektedir. Fakat her iki kavram mahiyet açısından farklıdır. Cinsel eğitim; cinselliğe, cinsiyet özelliklerine ve üreme sağlığına ilişkin bilgilerin verildiği bir eğitimdir. Mahremiyet eğitimi ise özel bölgelerin mahrem olması hasebiyle korunması, özel bölgelere saygı duyulması gerektiği ve mahrem alanların nasıl korunacağı (sağlıklı sınırlar koyma) üzerinde durulan eğitimdir. Güneş’e göre mahremiyet eğitimi, sadece cinsel konuların ele alındığı teknik bir eğitimden ibaret olmadığı; çocuğun duygu dünyasını bütüncül bir şekilde ele alan ve duygu yönetimi, kendini yönetebilme becerilerinin ve haya, iffet gibi değerlerin birebir kazandırılmasına kılavuzluk eden uzun soluklu bir kişilik kazandırma sürecidir.
Mahremiyet eğitiminin, cinsel eğitimden farklı olarak dini-ahlaki-kültürel değerlerle ilişkisi vardır. Bir anlamda mahremiyet eğitimi, cinsel eğitimin dini/kültürel bakış açısıyla ele alınmış halidir. Mahremiyet eğitimi, çocuklara ve ergenlere cinselliğin, sonsuz bir özgürlük alanı olmadığını hem mahrem bir konu hem de sınırları olduğunu vurgulayan, cinsellik hakkındaki sorularına yaşadıkları kültürün, dinin ve ahlakın belirlediği çerçevede cevaplar üretmeye çalışan bir eğitimdir.
Mahremiyet eğitiminin tanımlarından da anlaşılacağı üzere aile, mahremiyet duygusunun kazandırılacağı ve eğitiminin verileceği ilk ve en önemli kurumdur. Zira ebeveynler, mahremiyet hususunda rehber ve örnek konumundadır. Mahremiyet hassasiyetinin taşındığı ve eğitiminin söz konusu olduğu bir ailede hem mahremiyet bilinci yerleşebilir hem de başkalarının mahremiyetlerine ihlal edici tutum ve eylemler ortaya çıkmayabilir. Mahremiyet duygularının gelişimi çocukluk döneminde anne-babanın göstereceği hassasiyete ve eylemlere bağlıdır, otomatik olarak gelişmesini beklememek gerekir. Bu sebeple mahremiyet eğitimi, çocuğu en iyi tanıdığı düşünülen anne-baba veya kendisinden büyük bir yakını tarafından, çocuğun ihtiyaç duyduğu bilgiyi ve duyguyu onun gelişim özelliklerini de göz önünde bulundurarak vermek suretiyle aşama aşama ve birebir gerçekleştirilen bir eğitimdir. Bunun için ebeveynlerin öncelikle çocuklarının gelişim düzeylerini bilmeleri ve ona uygun bir şekilde rehberlik etmeleri gerekir. Onların gelişim düzeylerini bildiğimiz zaman neleri öğrenmeleri gerektiğini ve bize neler sorabileceklerini bilmemiz mümkün hale gelecektir. Böylece çocukların mahremiyet veya cinsellikle ilgili sordukları sorular karşısında gereğinden fazla bilgi aktarılmamış olacaktır.
Çocukların karakter gelişiminin oluştuğu, mahremiyet algısının şekillendiği erken dönemlerden itibaren alınan mahremiyet eğitimi sayesinde çocuklar sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimine sahip olabilir ve olası cinsel ihmal-istismara maruz kalma riskleri azalabilir. Bunun için mahremiyet eğitiminin çocukların gelişim düzeyleri, yaşları ve zekâ düzeyleri göz önünde bulundurularak küçük yaşlardan itibaren doğru yöntemlerle verilmesi mühimdir. Fakat çocuğa doğru ve nitelikli bir mahremiyet eğitimi verilebilmesi için anne babalar, çocuklarına mahremiyet eğitimi bağlamında neyi, ne kadar, nasıl öğretecek, nelere dikkat edecek? Gelin hep birlikte kısaca bunlara göz atalım.
Ailede mahremiyet eğitimi bağlamında anne-babalar ve çocuğun yakınında olan kişiler çocuklara önce özel bölgelerini, bedenlerinin kendilerine ait olduğu bilincini kazandırmalıdırlar. İyi ve kötü dokunma arasındaki farkı, rahatsız olduğu durumlarda hayır diyebilmeyi öğretebilmelidirler. Aile içerisinde tüm bunlar öğretilirken görsel ve sözel mahremiyete de özen gösterilmelidir. Aile içerisinde mahremiyet eğitimi verilirken çocukların sanal mecralarda karşı karşıya kalacakları tehlikeler karşısında aileler bilinçli olmalı ve kendileri de sanal ortamlarda çocuğun mahremiyetine dikkat edecek eylemler içerisinde olmalıdırlar. Ailede verilen mahremiyet eğitiminin başarılı olması için ebeveynlerin bu konuda çocuğa rol model olmaları son derece önemlidir.
Ailede mahremiyet eğitimi gerçekleştirilirken çocuklara sadece nasihat etmek yerine korkutmadan, yargılamadan ve utandırmadan onlarla iletişime geçilmelidir. Ebeveynlerin çocuğu susturmadan aktif şekilde dinleyebilmeleri gereklidir. Çocuğun ancak dinlenildiğini ve anlaşıldığını hissettiği zaman yani ailesiyle tüm iletişim kanalları açık olduğunda taciz veya istismar gibi durumları ailesiyle paylaşma cesareti göstereceğini bilerek hareket etmek gerekir. Aynı şekilde, cinsellik veya mahremiyet ile ilgili aklına takılan soruları ancak ebeveyni tarafından yargılanmayacağına inanan çocuk ailesine sorabilir.
Mahremiyet eğitimi, çocukların gelişim düzeyleri ve yaşları göz önünde bulundurularak verilmelidir. Mahremiyet eğitiminden istenilen kazanımların elde edilebilmesi için bütün aile fertlerinin bu konuda bilinçli olması gerekir. Bu eğitimden yoksun kalmış diğer aile üyelerinin mahremiyet eğitimi alan çocukları negatif yönlü etkileyebileceği ve mahremiyet algılarına zarar verebilecekleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Yararlanılan ve Önerilen Kaynaklar
Altıntaş, Muhammed Esat. (2022). Ailede mahremiyet eğitimi. Tüm Yönleriyle Mahremiyet içinde. Ankara: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Yayınları.
Bayrak, G. Başgül, Ş.Z. ve Gündüz, T. (2011). Ailede cinsel eğitim. İstanbul: Timaş Yayınları.
DİB. (2019). Sorularla mahremiyet bilinci. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Duygulu, S. (2018). Sosyal medyada çocuk fotoğraflarını paylaşmak – mahremiyet ihlali, https://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/anne-baba/sosyal-medyada-cocuk-istismari-sosyal-medyada-cocuklarin-fotograflarini-paylasmak-mahremiyet-ihlali-midir.html.
Güneş, A. (2015). Mahremiyet eğitimi. İstanbul: Timaş Yayınları
Güneş, A. (2017). Cinsel istismar olgusu ve mahremiyet eğitimi. İnsan&Toplum Dergisi. 7 (2). 25-67.
İnam, A. (2020). Mahremiyet bilincimiz var mı? Mahremiyet eğitimi çalıştayı içinde. Köln: Uluslararası Akademisyenler Birliği.
Şişman, N. (2019). Mahremiyet- hayatın sırları ve sınırları. İstanbul: İnsan Yayınları.