Konuşma metinleri, iyi hazırlanmış metinlerdir. Hatta edebi yönünün baskın olduğunu dahi söyleyebiliriz. Cihad muhtevalı olması hasebiyle heyecan, enerji, motive edici yönü oldukça belirgindir. Gazzelilerden ve Filistinlilerden söz edilirken gayet saygın, siyonistlerden, işgalcilerden, destekçilerinden bahsedilirken gayet sert kelimeler sert tonlamalarla ifade edilmektedir. Bilindiği gibi sünnete uygun bir konuşma besmele, hamdele ve salvele ile başlar. Bunlarda Allah ve peygamberinden bahsedilirken cihadla, şehadetle alakalı kelime ve sıfatların tercih edildiği oldukça belirgindir. İlk konuşmalarda Ebû Ubeyde’nin sağ elini, hassaten işaret parmağını çeşitli şekillerde kullanması, konuşmasına ayrı bir anlam ve etki katmaktadır.
Mustafa ÖZEL
Prof. Dr., FSMVÜ İslami İlimler Fak.

Çeşitli olaylar vesilesiyle, ilgili kurum, kuruluş ve kişilerin kamuoyunu bilgilendirmesi ve aydınlatması, hem kendileri hem de kamuoyu için oldukça faydalıdır. Yoksa kulaktan dolma bilgilerin, manipülatör amaçlı açıklamaların yanlış ve tehlikeli sonuçlar verdiği müsellemdir.
Üzerinden bir yılın geçtiği Aksâ Tufanı, son yılların en şaşırtıcı, en beklenmedik hadisesiydi bence. Siyonist devlet ve işbirlikçileri, kurdukları haber ve medya ağıyla kendilerini alt edilemez bir güç, Filistinlileri de bitmiş, tükenmiş, enerjisi yok olmuş bir millet olarak dünyaya lanse ediyorlardı. Böylelikle de dünya kamuoyunun, kendi yaptıklarına sessiz ve tepkisiz kalmasına, zaman zaman gösterilen tepkileri de önemsizleştirmeye çalışıyorlardı.
Aksâ Tufanı’yla HAMAS ve onunla birlikte hareket eden Filistinli örgütler, şimdiye kadar yapmadıkları bir şey yaptılar. Bu da dünyanın, onları ve eylemlerini daha iyi bilmesini ve anlamasını sağladı. Sözünü etmeye çalıştığım şey, eylemi başlatan ve sürdürenlerin basın yayını, özellikle sosyal medyayı çok iyi kullanmalarıydı. Başta Cezîre olmak üzere televizyon kanalları ve sosyal medya platformları, Aksâ Tufanı’nın doğru anlaşılmasında büyük rol oynadı.
Bu bağlamda en başta zikredilmesi gereken husus, HAMAS’ın askeri kanadı İzzeddin Kassâm Tugayları’nın askeri sözcüsü Ebû Ubeyde’nin yaptığı açıklamalardır. Ebû Ubeyde’nin Aksâ Tufanı’nın ilk günlerinde yapmaya başladığı açıklamalar, dünya kamuoyunun ilgiyle beklediği açıklamalar oldu. Bilindik görüntüsüyle, kamera karşısına geçen komutan, mensubiyetini gösteren askeri kıyafetiyle, tok sesiyle, kendinden emin, karşısında kendisini dinleyenlere güven veren, ikna gücü yüksek bir profille konuşmalarını gerçekleştiriyor. Konuşmalar, genellikle 10-15 dakika uzunluğunda oluyor.
Bu yazı için komutanın bütün konuşmalarını toplamaya çalıştık. Bulabildiklerimizin tarihleri şöyle: 9 Ekim 2023, 16 Ekim 2023, 28 Ekim 2023, 8 Kasım 2023, 13 Kasım 2023[p1] , 23 Kasım 2023, 10 Aralık 2023, 21 Aralık 2023, 28 Aralık 2023, 14 Ocak 2024, 16 Şubat 2024, 8 Mart 2024, 23 Nisan 2024, [p2] [p3] 17 Mayıs 2024, 7 Temmuz 2024. Bunlardan üçünü yazı içinde ele alacağız: yayınlandıkları tarih itibariyle bir baştan, bir ortadan, bir de sondan.
Ebû Ubeyde’nin konuşmaları, Aksâ Tufanı’nın ilk aylarında düzenli olarak yayınlanmaktaydı. Daha sonraki aylarda bu bilgilendirme konuşmaları, uzun aralıklarla verilmeye başlandı. Bunun sebebi, muhtemelen komutanın şahsi durumuydu.
Bu konuşmaların önemli bir özelliği, bir tefsir niteliğini haiz olmasıdır. Bu konuşmalar, bir açıdan tefsir dersi olarak da değerlendirilebilir. Çeşitli surelerden cihadla ilgili ayetlerin seçildiği konuşmaların, bir yandan başta Gazze halkı olmak üzere Filistinlileri takdir eden, onlara teşekkür eden bir vurguya, öte yandan Arap dünyasına, İslam âlemine ve bütün dünyaya bir çağrıya sahip olduğu görülür
Konuşma 1
Önce arka plana, fona bakalım. Komutanın sağında operasyonun adını ve bunu kimin yaptığını görüyoruz: Tûfânü’l-Aksâ (Aksâ Tufanı) ve el-İ’lâmü’l-Askerî (Askeri Enformasyon Birimi). Solda ise, üst tarafta bir ayet, ayetin altında ise konuşmanın yapıldığı tarih. İkinci konuşma 16 Ekim 2023 tarihlidir, ayet olarak ise Bakara suresinin 214. ayetinin “Bilin ki Allah’ın yardımı kesinlikle yakındır.” mealindeki son kısmı yer almaktadır.
Ebû Ubeyde’nin bu konuşmasında verdiği bilgiler, şunlardır: Esir sayısı 200-250 arasında veya bundan biraz fazla. Bunların 200 tanesi, Kassâm Tugayları’nın elinde, diğerleri diğer gruplarda. Esirlere, dinimizin bizden istediği şekilde davranıyoruz. Yediklerimizden yiyorlar, içtiklerimizden içiyorlar, halkımızın evlatlarının birçoğunun yaşadığı şartlarda yaşıyorlar. Siyonist güçlerin yaptığı bombalamalarda, elimizdeki esirlerden de ölen oluyor. Elimizde muhtelif milletlere mensup esirler de var. Onlar bizim misafirlerimiz. Siyonist orduda yer alan her asker bizim için bir düşmandır, bizim için hangi devletin vatandaşı olduğunun bir ehemmiyeti yok.
Konuşma, Âl-i İmrân suresinin 126. ayetinin ikinci kısmıyla sona ermektedir: “Zafer ancak Azîz (her şeye gücü yeten) ve Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) olan Allah’ın katındandır.”
Komutanın son sözleri ise, bundan sonra her konuşmanın sonunda yer alacak olan şu kelimelerdir: “Bu bir cihaddır; sonu ya galibiyet ya şehadettir.”

Konuşma 2
Ebû Ubeyde 16 Şubat 2024 tarihli konuşmasına Kasas suresinin 5. ve 6. ayetlerini okuyarak başlamaktadır. Ayetlerin mealleri şöyledir: “Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları varisler kılalım. Yeryüzünde onları güç sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Haman’a ve ordularına, sakındıkları şeyleri gösterelim.” Fonda ise Hacc suresinin 40. ayet-i kerimesinden kısa bir cümle yer almaktadır: “Şüphesiz ki Allah, kendi (dini)ne yardım edene, mutlaka yardım eder.” Komutan, sözlerinin başında, o günün Aksâ Tufanı’nın 133. günü olduğunu hatırlatmaktadır. Kassam Tugayları mensuplarının sıfır noktasından yaptıkları operasyonların düşmana ağır kayıplar verdirdiğine dikkat çeken Ebû Ubeyde, mücahidlerin düşmanın hiç beklemediği yerlerden çıkıp siyonistleri hezimete uğrattıklarını ifade etmektedir. Ona göre mücadele, Filistin topraklarını en son siyonist asker terk edinceye kadar devam edecektir. Esirlerin serbest bırakılması için her türlü yolu denediklerini söyleyen komutan, siyonistlerin esirleri kurtarmak için gerçekleştirdikleri operasyonlarda birçok esirin ölmesine yol açtıklarının altını çizmektedir. Konuşma, Yusuf suresinin 21. ayetinin son kısmıyla nihayete ermektedir: “Allah, istediğini mutlaka yapar (hiç kimse O’nu bir şey yapmaktan alı koyamaz). Fakat insanların çoğu bunu bilmez.”
Bu konuşmanın en kayda değer yönü, Ebû Ubeyde’nin görüntüsünün bulunmayıp sadece ses kaydının yer almasıdır. Bu da akla komutanın yaralı olduğu, sadece ses kaydıyla insanlara hitap edebildiği ihtimalini getirmektedir. En tepedeki yönetici ve komutanın şehid olduğu bu vasatta, bu ihtimal gayet makuldür. Yani komutan girdiği bir çatışmada veya bulunduğu yerin bombalanması neticesinde yaralanmış ve ancak ses kaydı yapma imkânı bulabilmiştir.
Konuşma 3
Son olarak komutanın 17 Mayıs 2024 tarihli konuşmasına bakmak istiyoruz. Ekranda Âl-i İmrân suresinin 111. ayet-i kerimesinin son kısmı yer almaktadır. Ancak Ebû Ubeyde konuşmasında, sonraki ayeti de okumaktadır. Fonda yer alan ayetin meali şöyledir: “Eğer sizinle savaşırlarsa, arkalarına dönüp kaçarlar. Sonra onlara bir yardım da edilmez.” Komutan bu konuşmasında sadece Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’e değil, Lübnan’a, Yemen’e ve Irak’a da seslenmektedir. Bu, büyük bir ihtimalle Gazze’de başlayan Aksâ Tufanı’nın adı geçen ülkelerde bulduğu yankı sebebiyledir. Bu konuşmanın yapıldığı günlerde Aksâ Tufanı, otuz ikinci haftasındadır. Efsanevi bir direniş gösteren Gazze halkını takdirle, övgüyle anan komutan onları, Âl-i İmrân suresinin 146. ayetiyle anmaktadır: “Onlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı ne ümitsizliğe düştüler, ne zaaf gösterdiler, ne de boyun eğdiler. Allah sabredenleri sever.” Siyonist ordunun başarısızlıklarını örtmeye çalıştığını ifade eden komutan, onların dini ve insani hiçbir kaide ve kural tanımadıklarının altını çizmektedir. Kara savaşlarında başlatılan yeni saldırılarda siyonistlerin istediklerini elde edemediklerine işaret eden Ebû Ubeyde, Kassâm mücahidlerinin işgalcilerin yüz civarında askeri aracını kullanılamaz hale getirdiğini belirtmektedir. Konuşmasının ortasına doğru bu kez Enfâl suresinin 17. ayetinin ilk kısmını zikretmektedir: “Onları siz öldürmediniz. Fakat Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen atmadın. Fakat Allah attı.” Amerika’nın siyonistlere yaptığı olağanüstü askeri yardım ve desteği hatırlattıktan sonra aynı surenin 36. ayetinin son kısmına yer vermektedir bu kez: “harcayacaklar da. Sonra bu onlar için yürek acısı olacak, sonra yenilecekler. İnkâr edenler cehenneme sürüleceklerdir.” Konuşmadan, Aksâ Tufanı’nın 224. gününde olduğunu öğreniyoruz. Ebû Ubeyde, bu konuşmasında bir kez daha Lübnan, Yemen ve Irak’ta direnişe destek verenlere teşekkür etmekte, onları selamlamaktadır. Ardından Filistin halkının yanında yer alan bütün insanlara; Amerika’da, Avrupa’da, Asya’da özgürlük yanlısı bütün insanlara ve halklara teşekkürlerini iletmektedir. Zaferin kesinlikle kendilerinin olacağını söyleyen komutan, sözlerini Saffât suresinin şu ayetleriyle (171-173) bağlamaktadır: “Şu kesindir ki, Biz resul olarak gönderdiğimiz kullarımıza şöyle söz verdik: Onlar yardımımıza nail olacaklar ve Bizim ordumuz var ya mutlaka o galip gelecektir.”
*
Konuşma metinleri, iyi hazırlanmış metinlerdir. Hatta edebi yönünün baskın olduğunu dahi söyleyebiliriz. Cihad muhtevalı olması hasebiyle heyecan, enerji, motive edici yönü oldukça belirgindir. Gazzelilerden ve Filistinlilerden söz edilirken gayet saygın, siyonistlerden, işgalcilerden, destekçilerinden bahsedilirken gayet sert kelimeler sert tonlamalarla ifade edilmektedir. Bilindiği gibi sünnete uygun bir konuşma besmele, hamdele ve salvele ile başlar. Bunlarda Allah ve peygamberinden bahsedilirken cihadla, şehadetle alakalı kelime ve sıfatların tercih edildiği oldukça belirgindir. İlk konuşmalarda Ebû Ubeyde’nin sağ elini, hassaten işaret parmağını çeşitli şekillerde kullanması, konuşmasına ayrı bir anlam ve etki katmaktadır.
İleride bugünleri, Aksâ Tufanı’nı yazacak olanlar, Ebû Ubeyde’ye ve yaptığı bu konuşmalara ayrı bir sayfa açacaklardır. Yukarıda kısaca işaret ettiğimiz gibi bu konuşmalar askeri, siyasi, edebi, dini açıdan üzerinde durulmayı hak etmektedir. Modern zamanlarda bir direniş ve cihad hareketinin halkla ve dünyayla iletişimi açısından da ehemmiyet arz eden komutan Ebû Ubeyde’nin bu açıklamaları, emperyalist güçlere ve devletlere karşı mücadele eden, hakkını ve halkını savunan teşkilatlar için de bir ilham kaynağı olma potansiyeline sahiptir.
Yazımızı, Ebû Ubeyde’nin her konuşmasını bitirdiği, o etkileyici ve vurucu kelimelerle bitirelim: “Bu bir cihaddır; sonu ya galibiyet ya şehadettir.”
[p1]13 Kasım 2023